Eskişehirspor 2-1 Giresunspor

Aslında maçın teknik olarak çok detaylandırılmasını özellikle bu aşamadan sonra doğru bulmuyorum, neticede bizim için önemli olan 3 puandı onu da aldık. Gözlerden kaçmayan noktalar ise Engin’in formsuzluğu (isteksizliği), Emre Toraman’ın gerek ikili diyalogları gerek oyun karakteri ile her zaman oyundan atılmaya yakın oynaması, Serkan’ın hala sakatlığın etkisinden kurtulamaması, defansın da artık alıştığımız panikleme, adam paylaşımında sıkıntı ve zorunlu pozisyonlarda bile topu taca vurmama alışkanlıklarını sayabiliriz. Hatta ilk yarıda Sezgin artık içerdeki maçlarda Hava Hastanesi tarafındaki kaleyi savunurken,  gelenekselleştirdiği topu kaptırma yada adamı kaçırma  hastalığını G.Antep ve Antalya maçlarından sonra bu maçta da tekrarladı. Takım olarak bunları söyledikten sonra iki kelam da tribünler için konuşalım. Ben aynı iklim şartlarında  hiçbir takımın bu kadar dolu tribünlere oynayacağını düşünmüyorum, aksini iddia eden varsa da alnını karışlarım. Özellikle açık tribün yağmurun altında ıslanmalarına rağmen tam gaz destek verdi takıma hem de rakip takım taraftarıyla uğraşmadan. Tribünde 13-15 bin dolayında bizim, 300 dolayında da Giresunspor taraftarı vardı.

Maça dönecek olursak, yine son haftalardaki gibi durgun başladığımızı ifade etmeliyim, hatta ilk yarının bazı bölümlerinde Giresunspor bizden daha etkiliydi. Nitekim ilk golü de onlar buldular. Ardından hemen ilk yarı bitti. İkinci yarı Emre Toraman-Mustafa değişikliği maçı döndürdü diyebiliriz. Zaten 10 dakika içine sığdırdığımız 2 golle maçı kopardık. Serdar’ın 2.golü sırasında top havada süzüle süzüle kaleye giderken o birkaç saniyelik süre ömrümden birkaç gün aldı götürdü  Anlamadığım nokta, Metin Hoca Engin’e nasıl bu kadar tahammül etti,  gerçi Serdar sakatlanmasa (umarım ciddi bişeyi yoktur, maçtan sonra buz torbası vardı dizinde) çıkacak kişi o olurdu. 2.golden sonra Giresunspor savunması dağılınca fark iyice açılır diye umut ettik ama olmadı. Gökhan için bir not düşmek istiyorum, kaleye bu kadar dikine giden bir oyuncumuz varsa mutlaka değerlendirilmeli özellikle dış saha maçlarında tercih edilmeli kendisi. Maçın dönüm noktası ise, oyun 1-1 iken Koray’ın kale çizgisinden çıkardığı toptu. Hakem ise skora etki edecek bir hata yapmazken taktir haklarını genelde konuk takım lehinde kullandı özellikle ikili mücadelelerde, kırmzı kartta da haklıydı.

Giresunspor’a gelince… Defansları 2 önemli eksiğe rağmen gerçekten gole kadar hatasız oynadı diyebiliriz. Özellikle 26 numaralı iri kıyım stoper ile ve 6 numaralı uzun saçlı topçu gole kadar müthiştiler yerden ve havadan geçit vermediler. 2 numaralı kaptanları ise oldukça yavaş ve kilolu ama toplara çok iyi vuruyor golü de zaten o attı ama golden sonra reklam tabelalarının üstünden atlayamadan tabelaların etrafında dolaşarak taraftarlarına koşması hoş bir tebessümdü  39 numara ise defansımızı (özellikle ilk yarıda sağ kanadımızı) çok uğraştırdı, arkadaşın ağzı da iyi laf yapıyor.   Giresunspor taraftarına gelince… Takımlarının durumuna göre oldukça kalabalık gelmişler ve centilmence takımlarını desteklediler , onlar da yağmurda açık tribündeki taraftarımız gibi ıslandı. Eğer böyle oynamaya devam ederlerse, alacakları seri 3 galibiyetle ilk 6ya bile oynayabilirler. Bundan sonraki maçlarında onlara başarılar diliyorum…