TFF 1. Lig 2020-2021 Sezonu

Yürüyerek oynayan Samsuna karşı çok koşarak kaybettik. Maçın özeti bu bana kalırsa. Ama bu mağlubiyetin sebebi futbolcu kalitesi falan değil. Ezbere bir oyun anlayışı sebebi ile maçlar kaybediliyor. Bu ligde hiç bir takım birbirinden farklı değil. Kötünün iyisi hocalarla kötünün kötüsü hocaların takımları mücadele ediyor. Kötünün iyisi hocaların takımları ligde kalıyor veya yükseliyor, kötünün kötüsü ile ise düşüyor.

Bandırma maçının ilk yarısında tutan oyun sisteminin, rakip orta sahada 2'li yerine 3'lüye dönünce tutmadığını kavrayamadı hoca. Bu maçta da rakibin orta sahada kalabalıklaştığını fark edemedi. Hoca adam adama savunma gibi çağ dışı bir takım savunması ile yine maça başladı. Rakip 3 orta sahayla çıktığı için Mehmet Özcan ve Kıvanç ile Forvet başlayan Onur maç boyu rakip kovalamakla meşguldu. Bu adam adama savunmaya rakip bekleri kovalayan Alimi ve Hamed de eklendi. Bizim orta saha ve hücumcuların hepsi adam kovalayarak maçı bitirdi. Rakip tek bir hamleyle maçı aldı. Gyasi Nadir ve Burak Çalık bizim defans 4lüsünün markajından sırayla çıkıp orta sahaya top almaya geldi ve aslında oyunu kuranlar da bu üçlü forvet hattındaki futbolcular oldu rakip adına. Sonuçta Bilal veya Yahya Burak Çalık'ı ve Gyasiyi orta sahaya kadar kovalamayacaktı. Ne oldu? Bu futbolcularla rakip, orta sahada sayısal üstünlüğü ele geçirdi ve adam adama savunma yapan takım 2 adamı boşta bırakmış oldu. Sonuç... Taktik hiç bir işe yaramadı.

Rakip elini kolunu sallayarak golü buldu... Sahanın kenarında montunu yırtarcasına futbolcuya kızmayla neyi düzeltiyor anlamadım. Ha düzelttiği şeyle böyle bir oyun çıkıyorsa o da garip.

Adam adama savunmanın tarihi geçti. Buna çözüm bulmak artık çok kolay. Sahte forvet ve kanat oyuncularının içe kat etmesi ile bu adam adama savunma etkisiz hale geliyor. Rakip bekleri kovalamak da ayrı bir komedi!! Sanırım İlhan hoca tesislerde çalışmaktan maç izlemeye ve bir mentalite geliştirmeye vakit bulamamış. Artık dünyada orta açma veya çizgiye inme gibi bir tehdit olmadığı sürece, sağ ve sol beklere baskı veya markaj yapılmıyor. Topun beklere geldiği yer orta sahaya yakın bir yerde ise kanat ve iç merkez oyuncusu pas kanallarını kapatıyor. Bizde ise kanat, bekin peşinde, iç orta saha ise tuttuğu merkez orta sahanın peşinde koşturup duruyor. Alanlar rakipte adamlar bizde, tabi tutabildiğimiz kadar... Gereksiz yere enerji harcıyor takım.

Dünya bıraktı artık bu tarz futbolu. Mesela Fuat Çapa kesinlikle adam adama savunma yapmazdı. Hatta kanat oynayan Fıratcan ve Alperen'in bek kovalamadığını, yer yer stoperlere baskı yaptığını biliyoruz. Alperen böyle Altay'a gol bile attı. Zaten birazcık modern futbola yakın bir futbol oynattığı için Fuat Çapayla, o deneyimsiz kadroyla o puanları topladık. Ama Türkiye'de hala İlhan Hoca gibi bazı hocalar eski usul devam ediyor. Bunu birazcık farkeden rakip takım seni yürüyerek yeniyor.

Valla biz bu kadrodan çook Bilaller Metehanlar Mehmet Özcanlar çıkarırız ama, bunlara futbolu doğrularıyla oynatacak hoca bulamazsak işimiz çok çok zor.

Rakiplerin bizi terlemeden, zorlanmadan yenmesi taraftarı iyice rahatsız etmeye başladı.

Taç atışını doğru yapamayan, top kontrol edemeyen bir takımımız var. Bu oyunculara paralel de teknik kadromuz var. İlhan Var ilk geldiği gün yaptığı açıklamayla örtüşmeyen 3 maç geride kaldı. atak yapamıyoruz şut çekemiyoruz tamam kabul ama o zaman defansı düzgün yapalım. maç boyunca doğru düzgün atağımız yok tehlikemiz yok. Eee o zaman oyunu kilitleyelim 0 0 a bağlayalım rakip hatasını bekleyelim bunu da mı yapamayacak kadar kötüyüz.

Fuat Çapa döneminde çocuklar 17 puan toplarken uyguladığı taktiğe geçmemiz gerek. skoru düşük tutup 1 0 maç kazanmaya bakmalıyız.

yukarıda arkadaşın yazdığı gibi futbolu doğrularıyla oynatacak Hocayı halen bulamadık.

Kimse niye yazı yazmıyor. Kazansakda kaybetsekde sevgimiz değişmiyor demedikmi

2014 de Ziraat Türkiye kupası finali gördüğümüz için ve kendi ligimizden olmayan alt liglerden(açıkçası hangi ligde bilmiyorum) bir takımı yendik diye sevinip paylaşım mı yapalım?Zaten yeterince kahroluyoruz.Oyuncularımız Tff 1.lig seviyesinden düşük seviye ve en son 8 Şubat 2020 de galibiyet aldık bu ligde.Önüne gelen bizi tokatlıyor bazı maçlarda saman alevi gibi iyi oynuyoruz ancak tabi kolaylıkla gol yiyoruz.Bu senede geçen sene olduğu gibi düşeceğimizi bildiğimizden umudu kestik.Alt lige düşünce oradan da düşeceğiz.Pohpohladığımız oyuncuların bazıları kaçacak takım bulurlarsa.Futboldan zaten soğuduk virüs sayesinde serbest olsa maçlarda gidilirdi yine gerçi geçen sene Altınordu maçından sonra kaç maçta hep yenildik seyircimizin olduğu.
Sevgimizi yok ettiler bitkisel hayatta şuan ve geri gelme şansı yok.Bu durumda kalkıp da Şampiyonluk çok uzak değil diye tezahürat mı yapacağız?

Eskişehirspor'ın Başarıları ve Kazandığı Kupa Sayısı... Türkiye Kupası : 1
Cumhurbaşkanlığı Kupası : 1
Başbakanlık Kupası : 3

Eskişehirspor takımının passolig sayısı: 83.974