eskisehirspor.com Forum: Rıza Çalımbay'ın Görevine Son Verildi

Alıntı yapılan HAKAN1976

Rıza hocanın gitmesiyle 2 yarı MEHMET YILMAZ ait oldugu yere kırmızı siyah formayı giymek üzere 2.5 yıllıgına imza atacak Bir bomba daha YOULA da cok yüksek olasılıkla 2 yarı takıma geri dönüyor.

CİDDİMİSİN

Rıza hocaya bundan sonraki hayatında basarılar,verdiği emekler için tesekkürler.dürüst adamdı en çok o yönüyle kendisini sevdirdi,napalım buraya kadarmış.
Benim gönlümde ersun yanal dan yana,samet aybaba nurullah sağlam (inş olmaz ) yerine metin diyadin derim ben Wink

AKILLI OL ESES'Lİ OL!

MEHMET YILMAZ kesin ve kesin garanti veriyorum yazın kenara macda MEHMET seyrettiyseniz anlamalıydınız henüz acıklanmadı ama MEHMET YILMAZ takımımıza geri geliyor 2 . yarı 2.5 YILLIGINA ALINDI.YOULA konusu henuz belirsiz ama geri gelme olsılıgı çok yüksek kendisi geri gelmek isyiyor.

Gecikmiş bir başlık; şanına yakışır biçimde Rıza Hoca...
Hüsnü Arslan
27.09.2010

Köprübası; Gecikmiş bir başlık; şanına yakışır biçimde Rıza Hoca...

Futbolu severim ama gazeteci olarak “futbolun fanatiği” olmadım. Meslekteki ustalarım öyle öğretti bize;
-Futbolun mantığına tarafsız yaklaşmak!..
Ne zaman? Düşüncelerimi gazete sütunlarına yansıtırken, bir 90 dakikayı yorumlarken. Ustaların öğütlerinin yanı sıra bir zamanların “yansız TRT”sindeki spor müdürlerinin de katkısı vardır bu gazeteci kişiliğimde;
-Objektif ve yansız olacaksın!..
***
En zoru da; meslek hayatımın kıdemi ile bütünleşen Eskişehirspor söz konusu olduğunda... O 45 yılda yüzlerce deplasman, binlerce iç saha, bir o kadar ekran izleyiciliği... İşte o anlarda duygulara kapılıp gidersin.
Bazen bir kritik maçta kazanılan bir penaltının “kaçma ihtimali” karşısında, ikiye katlanmış Nabız atışlarıyla;
-Vahap’ın yerine dua edersin!..
Gün olur “kafasına verdiği değere” kızdığın Fethi Kaptanın attığı kafa gölü sonrasında;
-Sevinçten yere serilip bayılırsın!..
Bir araba dayak yemiş halde stattan çıkıp gazetede daktilo başına oturduğunda;
-Yansızlığını toparlamaya çalışırsın!..
Hatalar kırmadan-dökmeden anlatılacak, sahadaki güzellikler de abartılmayacak... Bu süreçte acı çektiğin de olacak, mutluluğun seline de kapılıp gitmeyeceksin...
***
Eskişehirspor sevdası bir başka. Hemen tüm Eskişehirliler için ayrı bir ibadet gibidir 90 dakikalar. Onların sonunda yenmek de var, yenilmek de...
-Sporun, futbolun doğası böyle!..
Ö sözünü ettiğim mutlulukların hepsini yaşadım, acıların en ağırını da. Hatırlarsınız, o acılardan biri, hemen bütün alt liglerde çok uzun sürmüştü;
-Tam 12 yıl!..
Yine de tribünler boş bırakılmamış, İzmir’den Diyarbakır’a bir uçtan öbür uca adım-adım taranmıştı Anadolu... Sonuçta; Hak edilen yer Süper Lig!..
Futbolda Anadolu devriminin ilk fitilinin ateşlendiği Eskişehir’de, sportif başarılara bağlı sosyal hayat bir başka renge bürünmüştü;
-Ekonomi ve kent imajı işin bonusu!..
***
Yerinde bir karar ile gerçek bir “Futbol emekçisi” adı Beşiktaş ile özdeşleşen, bir süre de o takımın teknik sorumluluğunu üstlenen Rıza Çalımbay getirilmişti takımın başına. Kişiliği güven, futbol kariyeri de umut veriyordu.
Açıkçası boşa da çıkmadı o umutlar. Alt liglerden süper lige yükselmiş her takımın yaşadığı “asansör takım” olma korkusu herkeste vardı ve o ilk yıl önemliydi. Biraz sıkıntı çekilse de, sınırlı kapasiteli takım, “takım olma” yoluna girilmiş;
-Ligde tutunmayı başarmıştı...
Başarının devamı da önemliydi, bunun için de oyunun kuralları içinde vazgeçilmezlerden olan “istikrar” gerekliydi. İstikrarın adı da;
-Rıza Çalımbay’ın kalması!..
Nitekim bazıları çok eleştirilen futbolcu takviyeleri ile 2 sezon istikrarla başladı, bir anlamda “Çalımbay istifa” çağrılarına karşın görece başarıyla sonuçlanmıştı;
-Puan cetvelinin üst sıralarında yer tutarak...
***
Bu sezona gelince. Açıkçası kişisel düşüncem Rıza Hoca ile yolların ayrılacağı yönündeydi. Birinci nedeni, millet olarak;
-İstikrarın adını severiz de, kendisini yiyip, bitiriveririz!..
Kaldı ki “kan değişikliği” gibi ne idüğü belirsiz bir kavramı da severiz!.. Bazen “aranan kan” tutar,tutmaz o ayrı!.. Karar verici konumunda olanların “başka hesapları” da vardır ki;
-Orası da ayrı!..
İkinci neden, bizdeki futbolcu milletinin;
-Sakat profesyonellik anlayışı!..
O nedenle bazen “karizmatik hale” isyan ettikleri olsa da, “karizmatik” adamla çalışmayı severler ki, kendi karizma önleyişi ile özdeşleştirsinler. Rıza Hoca da o da yoktu. Bir başka şeyden daha yoksundu;
-Sopa gibi dimdik durmak, işin politikasını bilmemek, bilse de uygulayamamak!..
***
Bütün bunların ve daha başka şeylerin etkisiyle, kötü bir başlangıç yapıldı sezona. Hem de çok kötü;
-6 maçta 4 yenilgi, 2 beraberlik ve 2 puan!..
Oysa başta yönetiminden-taraftara, spor medyasından-ülkenin spor ulemasına kadar genel beklenti, Eskişehirspor’un yine üst sıralara oynayacağı yönündeydi.. Hatta, Bursaspor örneğine de bakarak;
-Sezonun şampiyon adaylarındandık!..
Şu ana kadar, kalitelerini göremediğimiz yeni takviyeler de bir başka nedeniydi beklentinin. Giderek bir başka kanı uyanmaya başladı spor kamuoyunda;
-Rıza Hoca takımı, takım yapmayı başaramamıştı bu kez!..
Görüntüye bakılırsa yersiz de sayılmazdı bu kanaat... O takımı Bursa deplasmanında “çıplak gözle” diğer maçlarda ekran karşısında izledim. Bendeki izlenim de o genel kanaat ile çakışıyordu;
-Kıvılcım var ama, ateş yakılamıyor!
Bir başka kanaatim de, yaratılan kamuoyu desteği ile birlikte;
-Futbolcuların, 90 dakikalardaki pasif direnişi!..
***
Bunu Bursa ve Sivas maçlarında açıkça gözlemledim. Bu nedenlerle yukarıdakine benzer bir başlıkla yazmayı düşündüm;
-Rıza Hoca, daha fazla üzmeden/üzülmedin bırak bu işi!..
Ancak “acaba” beklentileri ve daha başka nedenlerle gecikti o yazı!..
Şunu bilesin Sevgili Rıza; o yakındığın sınırlı “istifa çağrılarına” rağmen;
-Eskişehir’de sevildin, Eskişehirspor tarihinde, inan iyi bir isim bırakacaksın!..
Ne yaparsın, bizim futbol anlayışımızın doğası böyle;
-Üzme ve üzülme, gönüllerimizdeki yeri hırpalama. İçten teşekkürlerle, şanına yakışır biçimde güle-güle sana...

bence üst mesajda herşey özetlenmiş süper

ilelebet eses