KaradenizESES (Ordu fotoları)

İnanırmısınız hiç zor olmadı. Sinir aldırmakla falan alakası yok. Aksine çok rahattım. "Nasıl yani?" dediğinizi duyar gibiyim. Nasıl mı?

Bizim takımın oyuna ağırlığını koyduğu 5. dakikadan itibaren 87. dakikaya kadar günyüzü görmemiş ne kadar küfür varsa Orduspor'a saydırdılar.

     - Lan .... çocukları bunlar topçu da siz değilmisiniz? Oynayın lan sizde. Bunlarımı seyretmeye geldik lan biiiiip biiiiip biiiiip.  En hafifleri bu tip cümlelerdi.

 

Eee... Adamlar hazır Ordu'ya sallıyor. Ben de iki kat salladım.

Dikkat çekmiyo yani.

 

Ama ilk 5 dakika ile son 5 dakikayı nasıl bitirdim? Onu bide bana sorun. Bu konuda yanımdaki Ordu'lu arkadaşıma teşekkür ediyorum. Beni tam yerinde frenledi.  Yoksa halim dumandı.

Arkadaşlar, diğer sayfada okunmadı galiba.

Ordu maçının genel havasını buraya da kopyaladım. Neler yaşandığını öğrenebilirsiniz özet olarak.

 

MAÇ İÇİN ORDU YOLLARINDAYIZ:

      Misafirlerimizle birlikte tuttuk Ordu'nun yolunu. Ordu'ya geldiğimizde biraz dolaşalım dedik. Maç saatini bekliyoruz kısacası. Şehir merkezinde dolaşırken yanımızdan geçen insanların sözlerine kulak misafiri oluyoruz. Belli onların da maça gittikleri. Ağırlıklı olarak "beraberlik başarıdır, inşallah yenilmeyiz" ortak düşünceleri çıkıyor genellikle. Maç saati yaklaştıkça iyice heyecanımız artıyor ve "gidelilm artık, yerimizi alalım" diyerek yöneliyoruz stada doğru. Stadın önüne geldiğimizde maça olan ilginin hayli yoğun olduğunu görüyoruz. Bilet kuyruğu alabildiğine uzamış ve yarım saat kalmış maça. Aradan sıyrıla sıyrıla misafir takım tribününün olduğu yere geliyoruz. Polisler çevrelemişler olduğu gibi "giremezsiniz" dediler. Eskişehirli olduğumuzu beyan edip durumu anlattık. Emniyet dışarda güvenlik önlemlerini iyi almış. Zor ikna ettik adamları. Bu arada misafirlermiz "herhangi bir olay çıkma durumunda dışarı çıkmamızın zaman açısından kendilerini etkileyeceklerini, bu yüzden Ordu tarafına girmenin daha iyi olacağını belirttiler. İki arada bir derede kaldık. Onları yanlız bırakmamak için bizde Ordu tarafına girmeye karar verdik. İşte şu anda bilet için kuyruktayız.  Bir arkadaşımız kuyruktayken kenarda, bize ayrılan bölümün önünde bekliyoruz. Bir vatandaş polise Eskişehirlilerin gelip gelmediğini sordu. Ben bunu duyunca yaklaştım vatandaşa Eskişehirli olup olmadığını sordum. Adam etrafına bir baktı. O kadar kalabalığın kenarındayız "manyakmıyım ben Eskişehirli olsam bu kalabalığın arasında ne işim var" dedi. "Ben Eskişehirliyim, polise rakip takımın gelip gelmediğini sordunuz onun için sordum ben de size" dedim. Adam inanmıyor bana boş gözlerle bakıyor. Bizim muhabbet etme isteğimizden olsa gerek biletler gelene kadar koyulaştı sonra muhabbet. Eski günlerden bahsettik biraz ve ayrıldık sonra yerimizi almak için. Biz giderken arkamızdan anlamsız bakışlarla bakakaldı bize. Bilemiyorum belki gerçekten Eskişehirliydi arkadaş. Bizim blöf attığımızı sandı galiba.

 

     ALDIK TRİBÜNDE YERİMİZİ ve MAÇ BAŞLIYOR:

     Başlama vuruşunu bizim  kullanmamızla birlikte maç başladı. Düdük sesi duyulur duyulmaz Ordu müthiş hızla prese başladılar. Henüz 8-10 uncu saniyelerdeyken Ersin kaptırdı topu ve kimse ne olduğunu anlayamadan kalemizde golü gördük. Biz şaşkın şaşkın bakakaldık. Nasıl olur böyle bişey diye. (Ahh Ersinim ahh... Rakibimi küçümsedin, kendine  fazla güvendendi galiba... Geçmeyecekti o adam) 1 dk sonra yine başlama vuruşu yaptık ve Ordu yine aynı saldırıyı yaptı. Bu sefer yemedi tabi. Akabinde yavaş yavaş takım ağırlığını hissettirmeye başladı. Bir pozisyonda Sergen'in arapasıyla Serdar vurdu, top yandan auta gitti. 5 dk sonra Coşkun yokladı auta gitti. Sağdan yapılan ortaya Serdar uçtu çaktı kafayı yine olmadı. İlerleyen dakikalarda iyice bastırdık. Dakikalar 38-40 falandı Serdar'ın sağdan ceza sahasına girerek vurduğu sert şut üst direğe çarpıp dışarı çıktı. İlk yarı bu şekilde geçti. 44 de Ordu bir kez daha geldi bizim kaleye ama cılız bir ataktı. Maç boyunca bütün oyuncularımıza, özellikle Sergen'e çok küfür edildi.

     Devra arasında tribünde ağırllıklı olarak "ilk dakikalarda yenilecek bir golün maçı tamamen ESES lehine çevireceği" fikrinin hakim olduğunu işitiyoruz.

     İkinci yarı başlar başlamaz takım yine başladı saldırmaya. Akabinde 3 dk sonra çaktık bi tane. Golden sonra takımın oyununu görmenizi isterdim. Saldırdıkça saldırıyoruz, Ordu top yapamıyor, orta saha tamamıyla bizim elimizde, sağdan soldan bindiriyoruz. Ortada sıçan hesabı, takım ne gerekiyorsa yapıyor. Sergen, Coşkun ve Serdar'ı bir arapasla öyle bir pozisyona soktu ki; işte maçın kırılma noktası o pozisyondur penaltı menaltı değil. Cepheden kaleciyle karşı karşıya kalıp güzel bir plase yapıyorsun, kaleci ters köşeye uçmuşken top ayaklarına çarpık geri geliyor (Hadi buyur burdan yak). Taksak bu pozisyonda herşey çok daha değişik olurdu (Yarın Dspordan görürsünüz. Zannediyorum o zaman hak vereceksiniz bana). İlerleyen dakikalarda takım yine ısırmaya devam ediyor. Kısacası futbol adına ne yapmak gerekiyorsa yapıyoruz ama sonuç yok malesef. Penaltıyı Sergen atamadı tabi biliyorsunuz geçiyorum o konuyu. Gelmek istediğim nokta sarı kartlar. Orta sahada bir pozisyonda faul vardı-yoktu meselesi yaşanırken oldu mesele. Ordulu vatandaş yanlış aksettiriyor durumu. Olay tam önümde gerçekleştiği için bu kadar iddialı söylüyorum. Ben gözüme inanırım arkadaş. Ordu topçusu ile bizim Fatih konuşur haldeyken Ordulu alnını bizim Fatih'in alnına dayayarak horozlanma pozisyonu aldı. Fatih de eliye yanağından itekledi. Pozisyon bu. Kartlar da bu pozisyondan sonra çıktı. Seyircinin koltukları kırmaları bu sarı kartlardan sonra başladı. Ben çok yerde maç seyrettim, çok deplasmana gittim fakat bu kadar küfürü başka yerde duymadım. O zamana kadar su, çakmak, anahtar vb. zaten atılıyordu. Eğer Ordu bu maçtan sonra ceza almazsa memlekette tribün terörü iyice artar. Kesinlikle  caydırıcı bir ceza olmalı bu gibi durumlarda.

     Maç 1-1 devam ederken takımın oyununu mest olarak seyrediyoruz. Tekrar söylüyorum, takım futbol adına ne varsa ortaya koydu. Bu arada etrafımızdaki konuşulanlara kulak kabartıyoruz. İşte bazıları:

       - Bu ne arkadaş adamlar ne top oynuyor. Bizim takımdan bi s.. olmaz.

       - Adamlar bizle John Benjamin Toshack (anlayın onu siz) geçiyor.

       - Sergen'e baksana abi. Nası yönlendiriyo takımı. Adam ben futbolcuyum diyo. Bi de bizim uyuzlara bak.

       - (Tlf. ile konuşuyor biri) Abi Eskişehir taş gibi takım. Ordu'da uzun zamandır böyle takım görmedim.

       - (Kendi takımları da aldı nasibi) A.K. çocukları. Karşınızdakilerde topçu oynayın biraz. Sizin suçunuz yok, sizi Ordu'ya getirenin ...

       - Kiralık topçularla olacağı bu tabi. Adamlar kütür kütür oynuyo biz mal mal bakıyoz.

       - Yaa bunlar nası genç. Hani gençti bizim takım. Bunlar bizimkilerden daha çok koşuyor.

VS. VS. VS.

 

    

     MAÇ SONU:

     Son dakikaldaki şanssız golün gelmesiyel birlikte 180 derecelik bir değişme gözlemliyoruz topçulara karşı. Sanki az önce ana avrat sövdüğü topçu bunlar değil. VS. vs. vs. 75-80 dk. küfür ettikleri M.Hanefi bile baştacı o anda. Normal tabi onlar da inanamadılar çünkü. Maç çıkışında sokakta yürürken yine kulak kabartıyoruz. Ağrılklı konu:"Abi Eskişehir'i yendik yav. Biraz şans oldu ama olsun. İlk iki için bu iyi bir motivasyon olabilir vs. vs. vs.

 

     Şahsi yorumum:

"ORDU'DAN Bİ CACIK OLMAZ" bu bir.

"BİZ GÜMBÜR GÜMBÜR ÇIKARIZ" bu da iki.