TFF 1. Lig 2020-2021 Sezonu

Eskişehirspor Teknik Direktörü Cengiz Seçsev, göreve geldiği süre içinde yaptıkları ve hayata geçirecekleri “Eskişehirspor için Yeniden Doğuş Projesi” hakkında bilgiler verdi.
Göreve başlayalı bir ay olduğunu belirten Seçsev, “ Pandemi ister istemez bizi kısıtlamalara getirdiği için birlikte olamadık. Başta Başkanımız Mustafa Akgören ve yönetimine teşekkür ediyorum. Spor kulübümüzde çalışan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Büyük Eskişehirspor taraftarının beklentisi olan büyük Eskişehirspor için buradayız. Bu fırsatı değerlendireceğimizi düşünüyorum. Bu zorlukların Eskişehirspor için fırsat kapısı olmasını diliyorum. Bunun için belli projeler gerçekleştirdik. Yönetimimiz bize destek vereceğini söyledi. Sonsuz destekleri olduğunu bize ilettiler. Şehrin büyüklerinin desteği de çok önemli. Eskişehirspor bir markadır. Zorluklardan bahsedip marka değerini düşürmek istemiyorum. Yönetimimiz bu sıkıntılı süreçten çıkmak için var gücüyle çalışıyor. Yönetimimiz ile transferin açılması ve açılmaması durumlarına göre yol haritaları ile ilgili görüşmeler yaptık. Bu durumun en önemlisinin tesisleşmeden geçtiğini düşünüyorum. Bununla ilgili valimiz ve belediye başkanlarımızdan isteklerimiz var” dedi.

"Altyapı için Eskişehir içinde lig kuracağız"

Eskişehirspor için Yeniden Doğuş Projesi’ni hayata geçireceklerini belirten Seçsev, futbolcu yetiştirmenin en önemli ayaklarından birinin de futbol okulları olduğunun altını çizdi.

Hayata geçirecekleri projenin kısa, orta ve uzun vadede olacağını kaydeden Seçsev, uzun vade için Eskişehir’de 200’e yakın okul takımı oluşturulacağını ve Eskişehir içinde bir lig kuracaklarını belirtti.

Seçsev, “Eskişehir’de yetenekli futbolcuları kulübümüze kazandırmak için 200’e yakın okul takımları oluşturulması sağlanacak. Bu takımlar ile Eskişehir içinde bir lig kurmayı planlıyoruz. Bu maçları izleyerek başarılı olanları altyapımıza kazandıracağız. Maç oynamadan futbolcu olmak çok zor. Çocukların maç oynama alışkanlığını sağlamalıyız. Ayrıca Eskişehirspor altyapısında oynayan çocuklarımızın tamamını birkaç okulda toplamayı planlıyoruz. Proje kapsamında üniversiteler ile anlaşmaya vardık, isteyen Eskişehirli antrenörler de eğitim verilecek” dedi.

Projenin kısa dönemdeki ayağı

Eskişehirspor için Yeniden Doğuş Projesi’nin kısa vadeli ayağından bahseden Seçsev, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskişehir’deki kulüplerden kendi takımlarında bulunan 2-3 başarılı futbolcu göndermelerini isteyeceğiz. Oluşturulacak bu havuzda 25 kişilik bir kadro kuracağız. Burada başarılı olanları Eskişehirspor’a kazandıracağız. Geriye kalanları ise BAL Ligi'nde oynayan takımlara dağıtacağız. Böylelikle hem Eskişehirspor’a futbolcu kazandıracağız hem de en az bir takımın profesyonel lige çıkmasına yardımcı olacağız. Bu projeyi üniversite destekli sağlayacağız. Evlatlarımızın sevgiyle birlikte eğitimlerini sağlayacağız. Hiçbir çocuğumuzun kaybolmasını istemiyoruz. Eskişehir’in projesi olsun, dünya projesine doğru yayılsın istiyoruz.”

"Fiziksel kapasiteye ulaşmalarını bekliyoruz"

Eskişehirspor’da bir rezerv takım oluşturduklarını belirten Seçsev, "28 oyuncudan sonrasına faydamız olması mümkün değil. O yüzden bir rezerv takım oluşturduk. A takım hangi çalışmayı yapıyorsa onlarda aynısını yapıyor. Altyapıda çalışmış ve çalışan tüm hocalara teşekkür ediyorum. Altyapıdan başarılı olanlar transfer olup gitmiş. Arkadan gelecek yeni isimlerin fiziksel kapasiteye getirilmesi gerekiyor. Kas olarak yetersiz olduğu halde A takıma çıkarılmış bununla birlikte sakatlık sayısı çok fazla oluşmuş. Çocukları yeterli seviyeye ulaşmadan oynar diye hareket edersek onları kaybederiz. Geldiğimden buyana 2-3 oyuncuyu takıma kattık. Bunlar benimde evlatlarım ama bunların birden yetişmesi mümkün değil. A takımda benimle çalışan antrenör arkadaşlardan bazılarını alt yapıda da görevlendirdik. Buradaki amaç A takım nasıl çalışıyorsa alt yapının da aynısını çalışmasını sağlayacağız. Geldiğimizden buyana yüreğini ortaya koyan bir takım oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

Akhisarspor maçı hazırlıkları sürüyor

Akhisarspor maçı hakkında açıklamalarda bulunan Seçsev, “Akhisar maçında Bandırma maçındaki eforu göstermek istiyoruz. Bandırma maçında çok büyük efor sarf ettiler. Saha içinde ekstra koşular yaptılar. Diğer maçlara bu olumsuz yansıdı” dedi.

"Gençleri sürekli oynar haline getirmeye çalışıyoruz"

Gençlerin oynatılmaması ile ilgili eleştirilere de açıklık getiren Seçsev, “Takımda zaten gençler oynuyor. Gençleri süreklilik haline getirmeye çalışıyoruz. Buğra örneğinde olduğu gibi. Sürekli oynatmaya başladık. Bizden önce oynatılmıyordu. Bir sakatlığı var ağrısı artınca kendisi işaret ediyor, daha sonra oyundan alıyoruz. Kaleci Cengiz Alp’i oynattık. Bu çocukları rahat bırakalım. Oynadıktan sonra 10 tane hoca aramış “Seni ben yetiştirdim” diye. Bir sürü gelenleri gidenleri oldu. Bunları yaşayınca belli bir sıkıntı yaşadı. İkinci maç dinlendirmek zorunda kaldık. Emir Yıldız oynayan oyuncu değildi. Onu oynattık. Uzun süreli oynar hale getirmeye çalışıyoruz. Bizim için bir kazanç. 2-3 arkadaşı daha bu seviyeye getirirsek oynatacağız. Son maçta Bartu’yu sahaya sürdüm. Onların da isteyerek bize yardımcı olmaları gerekiyor. Yeterlilik derecesine gelinceye kadar bekliyoruz. Gençlerin yetişebilmesi için içeride tecrübeli oyuncular olmalı. Tüm gençleri oynatırsak Eskişehirspor bugün olduğu durumdan daha kötü durumda olur. Kaptan Sezgin’e teşekkür ediyorum. Sakat olmadığı dönemde bize yardımcı oluyor. Ağabeyler olmadan bir şey yetişmez. Bizler oynarken ağabeylerimizi örnek alıyorduk. Onları gördükçe kimlik kazandık. Bu gençlerin önünde örnekler olması gerekiyor. Bu örnekler için Eskişehir geç kaldı. Bu işe sadece fiziksel olarak da bakmayın Eskişehirspor’un bir kültürü var. Bu kültür içinde bir futbolcu yetiştirmeye çalışıyoruz. Bir şampiyonluğu yaşaya bilmek insan hayatında çok önemlidir. Bu arkadaşlara da bunu yaşatabilirsek güzel bir kültür oluşturmuş oluruz. Sırasını bilen, saygı duyan futbolcular yetiştirilmeli” dedi.

Koskoca futbol şehri denilen Eskişehir'de 1 tane adam akıllı maç analizi yapan yok. İşin kötüsü camiada etkin olan isimler, saha içini etkileyecek her türlü konuda, sosyal ve klasik medya üzerinden kamuoyu oluşturuyorlar. İlk onbirlere dahi karışıyor, hocaları gönderiyorlar...

Şu an Eskişehirspor camiasında göz önünde olan, teknik direktör ve oynanan futbol hakkında konuşan kimse ne yazık ki futboldan anlamıyor. Modern anlamda, günümüzün gelişen futbolundan ise haberleri dahi yok. Ne bekliyoruz ki biz saha içinden. Saha dışında her gelen yönetim iyi kötü bir şeyler yaptı. Ama saha içi, gelişmiyor, geleceği de hiç parlak değil ne yazık ki. Sebebi şehirde, eski veya hali hazırdaki yönetim dahil, sosyal ve klasik medyada görüş belirtebilen, kamuoyu oluşturabilen kimse tarafından sağlıklı saha içi analiz yapılmadan, kişilerin gidip gelmesi üzerinden bir futbol modelimizin olmasıdır kanımca.

Yöneticisi, yorumcusu, gazetecesi...Teknik direktöründen tut, çıkacak kadroya kadar her şeye müdehale etmeye çalışıyor. Tamam bir şekilde herkes fikrini söyleyebilmeli kabul, ancak doğru dürüst bir analiz yaparsın sonra fikrini söylersin. Ama hiç bir gerekçeye dayanmadan, sadece o kötü, bu iyi ile, sadece alınan sonuçlara bakarak koskoca kulübün saha içi organizasyonu ne hale geldi. Futbolcuların yüzündeki fer gitmiş belirsizlikten, anlayan anlamayan herkesin müdahil olmasından. Bunun içinde yöneticiler de var dediğim gibi. Eskisi, yenisi farketmez. Yazarı, çizeri, muhabiri... Hiç biri futboldan zerre anlamıyor. Ama kamuoyu oluşturma güçlerini kullanarak anlamadıkları saha içi organizasyonunu sürekli şekillendiriyorlar.

Eskişehirspor'daki hakim kesim, tamamen sonuca odaklıdır. Ama bir gün saha içerisinde göremedikleri yanlışlar sonuca yansıdığı zaman analizleri sadece; ''zaten kötü hocaydı'', ''yerli hoca lazım'', ''topçular ruhsuz'', ''topçular yeteneksiz'', ''topçular tecrübesiz'' den öteye geçemez. Cengiz hoca da Cengiz hocadan sonra gelen de bence oluşan bu kamuoyuna yenik düşecek. Biz de problemlerin hiç birini çözmeden, onu gönderip bunu getirerek yıllarca yerimizde sayıp duracağız...

Ben yönetim (idari olarak) işinden çok anlamam. Ancak futbol konusunda saha içi ile lakalı kendi görüşlerimi hep buraya yazdım. Ayrıca futbolun bireysel bir oyun olmadığını düşündüğüm için futbolcuları teker teker eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Futbolda artık teknik direktörün etkisinin yüzde seksenlere vardığı bütün dünyada konuşuluyor ve ben de bu görüşe katılıyorum. Yönetim için de token ve fidan projelerini destek vermekten başka elimden bir şey gelmez. Benim bildiğimi düşündüğüm konu idari değil tekniktir, yönetime de ancak bu konuda eleştiri yaptım ve yapacağım.

Cengiz hoca hakkında nacizane görüşüm, şu an takım savunması üzerinde yoğunlaştığıdır. Daha az gol yemenin, oyun merkezini kendi yarı sahamızdan, daha çok orta sahaya kaydırmanın planlarını yaptığını düşünüyorum.

Ancak buradaki tek sıkıntı önümüzdeki sezon da 5-3-2 sistemiyle oynabilrceğinden emin değilim. Çünkü elimizde Alperen ve Talha gibi değerlendirilmesi gereken kanat oyuncuları transfer açılması durumunda da kesin gözüken ve yine kanat onayan bir Erkan transferi var. Hocayı eleştirebileceğim şu an için tek nokta bu.

Bunun dışında, Cengiz hoca 3lü orta sahanın sağ ve sol içi ile beklerin, rakip kanatların yaptığı hücumları karşılarken birlikte hareket etmesini istiyor. Ayrıca sol iç veya sağ için kanat savunması yaptığında boşalttığı alanı Forvetlerin gölge savunmasıyla kapatmasını bekliyor. Bu takım savunması için en önemli nokta. Ancak öyle 1-2 haftada oturması çok zor. Zaman gerekiyor. Ayrıca 3 stoperin, rakibi arkası dönğk yakalamışken yaptığı baskılarda alan ve adam paylaşımını iyi yapamadığını bu sepeble de çok pozisyon verdiğimizi düşünüyorum. Bu da fazla tekrar ve uzun süreli beraber oynama alışkanlığı gerektiriyor. Yani Cengiz hocanın önceliği olan takım savunmasını oturtmak için bi hayli zamana ihtiyacı var.

Yapabileceğim nacizane saha içi analizi budur. Dediğim gibi yönetimin saha içi organizasyonu dışında eleştirebilmem mümkün değil. Yönetimin futboldan anlamadığını hep yazdım burada. Bu takım bu cendereden üst düzey taktik ve antrenman sistemiyle çıkabilir. Bu organizasyonu kuracak bir futbol aklı Eskişehirde görünürde yok. Yönetim karşısında, sadece o gitsin bu gelsin diyen bir kamuoyu buluyor. Futbolda zaten bulunan, ancak araştırılması gereken, yönetimleri futbolun doğrularına yöneltecek bir Eskişehirspor kamuoyu gerekiyor.

Renkdaşım dilersen bundan önce burada bu başlık altında daha önce paylaştığım kişisel görüşlerim de mevcuttur. Bundan önce yaptığım bütün eleştirileri bir temele dayandırarak yapmaya çalıştım. Bunu yapmadığımız zaman durum kişisel algılanıp ego savaşına döner. Yıllardır Eskişehirde izlediğimiz film bu. Ego Savaşı. Bunun da son bulması için artık mantıklı analizlere ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.

Daha önce de yazmıştım yine yazayım. Kulüpte para yokken bir futbol aklının olması şarttır. Varken 3-5 menajerle işler yürür. Menajerler Hocayı bulur transferi yapar 1-2 senelik takımlar iyi menajerlerle kurulur ve kulüp menajere çalışsa da sezonluk başarılar elde edilir. Bu da sağlıklı değildir ama futboldan anlamayan yönetimlerin tek çıkış yolu budur. Zaten Türkiye’deki hiç bir yönetim futboldan anlamadığı için menajerler kulüpler üzerinde bu kadar hakim. Dediklerim yönetim istifa etsin bu işi bilmiyor değil. Anlatmaya çalıştığım yönetim idari işlerle alakalı değil, sportif işlerle alkalı. Hiç bir yönetim futboldan anlamak zorunda değil ama sportif kısmı çekip çevirecek bir akla ihtiyacı vardır. Elimizdeki sportif direktör anladığım kadarıyla daha fifa dosyalarıyla ilgilenmesi için getirildi. Bize teknik anlamda işten anlayan bir sportif direktör gerekiyor.

Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Görüşlerim yanlış olabilir doğru olabilir. Ancak en azından bir temel üzerine kurulmuş, kişiyi değil yapılanı değerlendirmeye çalışan görüşlerdir. Ve bundan önce İlhan hoca hariç kimseye gitsin dememişimdir. O da İlhan hocanın dayanamadığım oynattığı 7 defanslı çağ dışı futboludur.

Son olarak, Eskişehirsporda sözü geçen gerçek Eskişehirsporlu abilerimizin kardeşlerimizin ve sosyal-klasik medyada dikkate alınan bireylerin bu şekilde olaylara yaklaşması gerektiğine inanıyorum. Saygılar.

Eyvallah renkdas sen de sağol.

Oynamadan dört gol oldu. Altınordu'nun insafına kaldık.