Profesyonel liglerimizde 131 kulüp olduğunu düşünür ve bunca kulübün başında sadece 1 kadın başkan bulunduğunu hesaplarsanız, onun neden sıra dışı birisi olduğu da kendiliğinden anlaşılır. 2. Lig takımlarından Çankırı Belediyespor'u çağdaş bir kulüp haline dönüştürmeye çalışan, bu amaçla işinin ehli profesyonellerle yeni bir yapılanmaya giden ve yönetim kurulunu kadın çoğunluğuyla kuran bir başkan konuğumuz.

Futbola kadın elinin değmesini isteriz her daim. Sanki bir sihirli dokunuş gibi algılarız onu. Kadın duyarlılığı, yumuşaklığı, sevecenliği, anaçlığı bir tarafından dokunursa, sanki futbolumuz bütün arazlarından, hastalıklarından kurtulacakmış gibi gelir bize. İşte bu beklentiyle kadın taraftara, kadın spor yazarına, kadın yöneticiye daha bir sıcak bakarız. Zaten Türkiye hepsine alıştı artık. Tribünlerde çok sayıda kadın futbolsever, medyada mebzul miktarda kadın yazar, kulüp yönetimlerinde ise az da olsa kadın yöneticiler var. Ama "kadın başkan" bugüne dek sadece kulağa hoş gelen bir hayal gibiydi. Gibiydi diyoruz; çünkü artık bir kadın başkanımız da var. 2005 yılında bir süre Amasyaspor'un Başkanlığını yaptıktan sonra sahneden çekilen Ayten Çöl'ün yerine, bu defa Çankırı Belediyespor'un başında Sevda Karaali Şireci bulunuyor. Üstelik Şireci, yıllardır futbolun içinde yer alan erkeklere taş çıkartacak kadar profesyonelce yaklaşıyor kulüp başkanlığına. Futbolun saha içi yönetimini futbolun içinden gelenlere bırakmış. Tribün organizasyonundan ürün satışlarına ve kulübün finansmanına kadar yine profesyonellerin köşe başlarını tuttuğu bir organizasyon kurmuş. Gelin, eşi Hakan Şireci ile el ele yepyeni bir yola çıkan Sevda Şireci'yi daha yakından tanıyalım ve yürüyeceği yola döşediği işaret taşlarını tek tek okuyalım.

Çankırı'nın tozu, tuzu, kızı…

Sevda Hanım Ankara'da yaşasa da doğma büyüme Çankırılı. Hani şu "tozu, tuzu ve kızı" ile ünlü yörenin insanı. Üniversite eğitimi için İzmir'e gittiğinde Çankırı'nın ünlü kızlarından biri olacağından habersizdir elbette. 9 Eylül Üniversitesi Mahalli İdareler Bölümü'nden mezun olur. Sonra Çankırı'ya dönüp bir süre Belediye'de çalışır. Evlendikten sonra Belediye'den ayrılıp ilk sıra dışı işine atılır. O yıllarda kadınları görmeye pek de alışık olmadığımız bir mesleği, polisliği seçer. 13 yıl Emniyet Teşkilatı'nda çalışır ama bu süre içinde ticaretten de kopmaz. Aklında hep daha büyük projeler dolaşıp durur.

"Bazen karar vermeniz gereken hayati anlar vardır. İşte o anlarda risk alabilenler bir adım öne çıkar. Biz de o gruptanız" sözleriyle dile getiriyor o kırılma noktasını. İstifa ederek o riski alır ve ardından, ortaya bugünün iş kadını Sevda Karaali Şireci çıkar.

Çankırı'ya karşı sosyal sorumluluk

Ankara'daki 3 bin 200 kişilik Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi'nin işletmecisi Sevda Hanım. Ayrıca bir güvenlik şirketinin sahibi. Sosyal sorumluluk projelerini yürüttüğü bir de vakfı yönetiyor.

Sevda Hanım artık Ankara'da yaşasa da Çankırılı olduğunu hiç unutmamış. Kurduğu vakıf da Çankırı'daki sosyal sorumluluk projelerine hizmet ediyor. Projelerinin en önemlisinin kadın istihdamına yönelik olduğunu anlatıyor Şireci:

"Mevcut kadın potansiyelini verimlilik, standardizasyon, özgüven ve iletişime yönelik eğitimlere tâbi tutarak gruplar oluşturuyoruz. Bir yandan da bir tasarım ekibi çalışıyor. Sonra bu tasarımlar, yöre kadınlarının oluşturduğu gruplar tarafından belli bir standart ve kalitede ürün haline getiriliyor. Fenerbahçeli bir yöneticinin otelleri için promosyon bandanaları Çankırılı kadınlar yaptı. Bu hem kültürel hem de ekonomik anlamda bir gelişim süreci oluşturdu. Buna yerel kalkınma vakfı aracılığıyla önayak oluyoruz. Bir de üniversitede rektör danışmanlığı kimliğim var. Üniversitenin halkın hayatına olumlu yansımalarına yönelik projeleri var. Avrupa Birliği Fonlarından, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan destek alan pek çok projenin koordinatörlüğünü yürütüyorum" diyor.

Bu arada şehrin sosyal ve kültürel hayatına yönelik başka organizasyonlara da imza atmış Bayan Şireci:

"Konserler, söyleşiler gibi. Bunlar tamamen yaptığımız işin bir yansıması olarak gerçekleşti. Benim çocukluğumda Çankırı'ya en ünlü tiyatrocular gelirdi ama şimdi hiçbir sosyal faaliyet yok. Ankara'da yürüttüğümüz iş Avrupa'nın en büyük ikinci sahnesi. Bu tarz sanatsal etkinlikleri organize ettiğimiz bir mekân olduğu için, sanatçılar da bize kırmayıp Çankırı'ya geldi."

İşte tüm bunlar Sevda Hanımı Çankırı'nın sevilen, sayılan şahsiyetleri arasına sokar. Bir süre sonra Çankırı Belediyespor'da işler kötü gidince, halk bu işin "parayla değil, beceriyle" yürütülebileceği kanaatinde birleşir ve Sevda Hanım için bir taraftar hareketi başlar. Ancak kulübü A.Ş olarak alma talepleri reddedilince Sevda Şireci geri çekilir. Bu sırada takım da kapanma noktasına gelir. Bunun üzerine taraftarlar bir imza kampanyası başlatır ve Çankırı için hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olan 8 bin imzaya ulaşılır. Tribünlerde, "Biz Sevdalıyız" yazılı pankartı açılır. Bu gelişmelerin ardından Belediye Başkanı ile yapılan görüşmeler olumlu sonuç verir. Mevcut delegeler istifa eder, yeni bir delege yapısı oluşturulur ve Sevda Karaali Şireci Başkanlığındaki yönetim işbaşına gelir.

Çankırı'ya sporla buluşturmak

Peki, hedef nedir? Sevda Hanım, Çankırı Belediyespor Başkanlığı ile neleri amaçlamaktadır? İşte bu sorunun cevabı:

"Kulübü alırken kendimize karşı taahhütlerimiz vardı. Benim 67 bin nüfuslu memleketimde fırından çok internet kafe var. Hepsi de tıklım tıklım dolu. Kahvehaneler öyle. Çocukların oynayabilecekleri parklar, spor yapabilecekleri alanlar yok. Kadınların yürüyüş yapabilecekleri yollar, spor yapabilecekleri aletler yok. Sanayisi ve ekonomisi olmayan bir şehirde sosyal hayat sıfır. Hastanelerimiz ağzına kadar dolu. Bütün kadınlarımızda psikolojik rahatsızlıklar var. Ne yapabiliriz diye düşündük. Kentte ve çevresinde futbol anlamında zengin bir potansiyelin varlığını da biliyorum. İnsanların aileleriyle birlikte deşarj olabilecekleri en iyi etkinliğin spor olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında birçok amatör branşımız var. Güreşimiz, voleybolumuz kick-boksumuz, çim hokeyimiz var. Aile boyu spor yapılabilecek bir yapılanmanın peşindeyiz. Anne-babalar çocuklarını futbol okuluna getirdiklerinde, kendileri de bünyelerine uygun sporu yapabilecek."

Çankırı Belediyespor böyle tesislere sahip mi acaba? Sevda Hanım bu soruya da şu cevabı veriyor:

"Bunun AR-GE'si yapılıyor. Küçük küçük tesislerle bütüne ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Kendi kaynaklarımız ve Federasyon desteğinin dışında uluslararası fonlardan destek alma çalışmalarımız var. Yaptığımız diğer işlerde de uluslararası fonlardan faydalandığımız projelerimiz mevcut. Bir de Çankırılı olup da Çankırı dışında yaşayan çok fazla hemşerimiz var. Onların da desteğiyle öncelikle asgari ihtiyaçların giderilmesine yönelik bir tesis kuracağız. Başlangıçta bu kültürü verebilirsek, adım adım daha ileriye gidebiliriz.

Dörtdörtlük tesisi de yapabilirsiniz ama insanlarda o tesisi kullanma kültürü yoksa atıl kalır."

Uzmanlarla çalışmak

Sevda Hanımın en fazla önem verdiği konu ise "uzmanlarla çalışmak."

"Her konuda bilgi sahibi olmanız mümkün değil ama o konunun mutlaka uzmanları vardır" anlayışından hareket eden Sevda Hanım, iş hayatındaki bu düsturuna kulüp başkanlığında da sıkı sıkıya sarılıyor. İşe önce futbol takımını emanet edecekleri bir uzmandan başlamış. Bakın bu konuda neler söylüyor:

"Her şeyden önce ciddi bir teknik direktör araştırması içine girdik. Bunun öncesinde de bir vizyon ve misyon belirlemesi yaptık. Öncelikle bir temel oluşturmamız, dolayısıyla misyon ve vizyonumuza yatkın bir ekiple çalışmamız gerekiyordu. Eğitim yönü ağır basan, halkla kaynaşabilen, soysal yönü güçlü, baba şefkatinde ama otoritesini de gösterebilecek bir teknik direktör arıyorduk. Epeyce teknik adamla görüştük. Çünkü bilmediğimiz bir yola çıkıyorduk ve mutlaka ekibin bu işi çok iyi bilmesi gerekiyordu. Bir de enerjimizin uyuşması şarttı. Hep bunun arayışında olduk ve acemi şansımızla Fahir Genç Hocamızla karşılaştık. 6 saatlik bir sohbetin ardından birlikte çalışmaya karar verdik."

Sevda Hanımın uzmanlık konusundaki araştırıcılığı teknik ekiple sınırlı değil tabii ki. Mesela kulübün avukatlığını Kemal Kapulluoğlu yapıyor. Daha önce Futbol Federasyonu'nun Hukuk Kurulu'nda yer almış, ardından TFF Yönetim Kurulu'nda başkanvekilliği yapmış Kapulluoğlu, ülkemizde futbol hukukunu en iyi bilen isimlerden birisi.

Yönetimde kadın çoğunluğu

Takım çalışmasından ve Türk futbolunda model olacak bir yönetim yapılanmasından söz eden Sevda Hanım, ekibini de konusunun uzmanlarından oluşturmuş. Yönetim kurulunun yapısına baktığınızda önemli bir farkı görmezden gelmeniz de mümkün değil. 11 kişilik yönetim kurulunda tam 6 kadın bulunuyor.

Kulübün Genel Sekreterliğini Ilgar Sümertaş yaşıyor. Sümertaş, Türkiye'de bayan futbolu söz konusu olduğunda önemli bir isim ve güçlü bir deneyim.

Kocaelispor'un ilk amigolarından Hacer Öztürk de yönetim kurulunda yer alıyor. Emekli bir öğretmen olan Hacer Hanım, Çankırı Belediyespor'da amigoların eğitimi ve bir disiplin altına alınması çalışmaları kapsamında görev yapıyor. Bu doğrultuda, tribün liderleri kişisel gelişim ve motivasyona yönelik bir eğitimden geçirilmiş bile.

Çankırı Belediyespor'un ürün satış mağazalarında sadece formalar yer almayacak. Çankırılı kadınların el emeğiyle ürettiği her şey, bu mağazalarda satışa sunulacak. Çankırı'nın el sanatlarında gelişmiş bir kent olması da ürün yelpazesini genişletecek. Bütün ürünlerin tasarımı ve üretilecek mamullerin AR-GE'sinden sorumlu olan kişi ise yine bir kadın; Nihal Sevilmen. Nihal Hanım, Bakü-Ceyhan-Tiflis Boru Hattı'nın geçtiği köyleri kalkındırma projesinin genel koordinatörlüğünü yapmış, bu konuda son derece tecrübeli ve bilgili bir insan.

Yönetim kurulu üyesi kadınlardan Alev Aybars, kulübün hukuk danışmanlığını yapıyor. Elif Çiçek de finans ve kaynak yönetiminden sorumlu yönetim kurulu üyesi. Hande Sümertaş ise FIFA'da master eğitimi görüyor. Kulübün yurt dışındaki fonlardan ve kaynaklardan yararlanabilmesi çalışmalarını yürütüyor, uluslararası ilişkiler ve vizyon açısından destek veriyor.

Bakalım sıra dışı bir başkanın yönetimindeki bu sıra dışı proje nasıl sonuçlar verecek. Dileğimiz, kadın elinin bolca değdiği Çankırı Belediyespor projesinin hedeflerine ulaşması ve bir "örnek proje"ye dönüşmesi.