http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=639276 - http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=639276

 

Tribünler boş, forumlar tıklım tıklım

 

Futbolseverler, F.Bahçe-Şanlıurfa maçında olduğu gibi havaların soğumasıyla birlikte stada gitmek yerine evde oturmayı tercih ediyor.
İnternetin günlük hayatın bir parçası olması, futbolseverlerin kulüpleri ile olan ilişkilerine de yeni bir boyut getirdi. Artık başarısız yönetimlerin istifaya davet edilmesi ya da takımın nasıl oynaması gerektiği gibi konular sadece tribünlerde değil, taraftar forumlarında dillendiriliyor.

Son oynanan Fenerbahçe-Şanlıurfaspor maçı Türk futbolunun ciddi anlamda bir seyirci sıkıntısı çektiğinin tescili niteliğinde oldu adeta. Türkiye'nin en konforlu stadında Türkiye'nin en nitelikli kadrolarından birini seyretmek için gelen seyirci sayısı 5 bini bile bulmadı.

Futbolun henüz "endüstrileşmediği" dönemlerde taraftarın aidiyetini ispatlama yöntemleri maçlara gitmek ve desteklediği takımın posterini işyerine asmaktan ibaretti. Günümüzde, kulübün borsadaki hisse senetlerinden taraftar kartına, kulüp patentli çoraptan mobil telefon numarasına birçok ürün taraftarın kulübüyle, yaşamın her alanında hemhal olmasını sağlıyor. İnternetin günlük hayatın bir parçası olması ise futbolseverlerin "camia" ile ilişkilerine interaktif bir boyut getirmiş durumda. Artık başarısız yönetimlerin istifaya davet edilmesi ya da takımın nasıl oynaması gerektiği gibi konular sadece tribünlerde değil taraftar forumlarında açılan "topik"lerde (başlık) dillendiriliyor.

Büyük kulüplerin taraftarlarına ait onlarca taraftar forumu arasından bazıları öne çıkmış durumda. Turkcell Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig, hatta 3. Lig'deki takımlara ait taraftar forumları bile var. Bazı forumlar ziyaretçi girişine açıkken bazıları üyelik istiyor. Üyelik başvurusunda gerçek kimlik bilgileri hatta TC kimlik No'su isteyecek kadar seçici olan bile var. Özellikle üye sayıları fazla olan forumlarda günün her saatinde online kullanıcı bulmak mümkün. Elbette ki maç ertesi veya önemli bir transfer ya da hoca değişikliği olduğu günlerde aktif kullanıcı sayısı zirve yapıyor. Mesela antu.com'da İnter maçı sonrası saat 00.30 itibarıyla 2.700 kullanıcı online görünmekte idi.

Gerek yazılı gerekse forum ahalisinin oluşturmuş olduğu şifahi kurallar sayesinde forumlarda gözle görülür bir seviye mevcut. Kurallara uyduğunuz sürece her türlü (açılan başlıkla ilgili) fikrinizi özgürce ifade imkânınız var. Belli bir zaman sonra siz de başlık açabiliyorsunuz. Zaman zaman moderatörlerin keyfî uygulamaları görülse de, genel anlamda yazılı kuralların var olduğu bir demokratik kültür ve buna bağlı ortaya çıkan çok seslilikten bahsedebiliriz. Türkçenin önemine işaret eden hatırlatmalar sık sık hem moderatör hem de kullanıcılar tarafından yapılsa da, bazen acemilerin anlayamayacağı bir "dil" ile karşılaşılabiliyor. Medya kastedilirken kullanılan ironik ifade; "qtm" (quality turkish media) gibi. Sırası gelmişken bilhassa spor medyasına yönelik güvensizliğin istisnasız hemen her forumda mevcut olduğunu belirtelim. Basında çıkan hiçbir transfer haberine itibar edilmiyor. İddialı demeç veren bir spor yazarının, yanılmış olması üyeler tarafından sıklıkla alaycı bir üslupla dillendiriliyor. Yine her taraftar grubunda medyanın kendilerine düşman olduğu düşüncesi hakim.

Transfer dönemine yaklaşıldığında çok ciddi gönüllü oyuncu izleme (scouting) çalışmaları yapılıyor. Her ne kadar önemli bir kısmı menajerlik oyunlarından devşirme olsa da yöneticilere çok ciddi yardımcı olacak futbolcu listelerini görmek mümkün. Forumlarda her yaş ve cinsiyetten üyeler mevcut. Bayan üyelere yönelik ayrı başlık ve organizasyonlar varsa da şimdilerde sadece bayanların üye olabileceği siteler oluşmaya başladı. Kullandıkları dil, aldıkları tutum ve tavırlar açısından üyeleri birkaç ana başlık altında kategorilere ayrılabilir.

Akil ağabeyler: Genellikle tartışmalarda son sözü söyleyen güngörmüş kişiledir. Sıcak tartışmalara girmez, ortamın soğumasını beklerler. Sonra da netice kabilinden bir durum değerlendirmesinde bulunurlar. Örneğin mağlup olunan bir maç gecesi sadece forumu izlemekle yetinir, ertesi günkü bitirici yazı için malzeme toplarlar. Az ve özlü mesaj yazarlar.

Tez canlılar: Hep galibiyet, hep galibiyet... Başarısızlığa asla tahammülleri yoktur. Takım yenildi ya da berabere mi kaldı, derhal hoca gitmeli, yönetim istifa etmeli ve takımdan 5-6 futbolcu (ki bunlar ruhsuzdur) gönderilmelidir.

Nostaljistler: Hemen her olayı eskiyle mukayese ederler. Ve hemen her olayda eskinin ne kadar güzel olduğunu hatırlayıp hatırlatırlar. Futbol, kulüp, takım, hatta forum gün geçtikçe kötüye gitmektedir onlara göre....

Bilimselciler: Bol bol oyuncu ve takım istatistikleri tutar ve örnekler verirler. Sadece Türk futbolu değil, dünya futbolu ile de yakından alakaları vardır. Başarı için istikrar ve sabırdan yanadırlar.

Gizemliler: Bilhassa transfer dönemlerinde ortaya çıkarlar. Ya bir yöneticinin akrabası ya da başkanın oğlunun arkadaşıdırlar. Hatta bizzat yönetici olduklarından bile şüphe edilir!. Ajanslara düşmemiş transfer haberleri onlardadır. Hele de bir iki haberleri doğru çıkarsa forumun en itibarlı kişisi haline gelirler. Aksi durumda zaten ortadan kaybolurlar.

ERDAL HOŞ - Zaman
18 Ocak 2008, Cuma

 

eses tüm takımlardan farklı..........

 

Bencede ESES´im seyirci sorunu yok! Bir ben gelemiyorum almanyadan maclari seyretmeye!!! Ama olsun gecen yaz didim tatilini bölüp sezonun ilk maci elazig macinda yaninizdaydim! Helal olsun esesime....

 

bugün ucundan da olsa yine eses ile alakalı birkaç cümle sarfetmişler...

uzun zamandan beri anadolu takımlarına özellikle de eses e ayrı bir alakaları var..

kadehime doluyorsun,

yudum yudum, damla damla,

düşüncem oluyorsun...

zaman zaman, zaman zaman mmm.. o zaman

 

Fikret Kızılok'un çalıp söylediği.....

 

..........Tribümü her gün acip kapayanlar,her gün yeni trasferciler ....