Transfer sezonu başladığından beri gün geçmiyorki yerel basınımızda yalan haber olmasın. Olmamış, gerçekleşmemiş transferleri  olmuş gibi göstermede maşallah üzerlerine yok.

 

 Başını Anadolu ve Sonhaber'in çektiği bu hayal furyasını ne yazık ki diğer gazetelerimizde takip ediyorlar.  Ulusal medyada Fanatik, Fotomaç, Fotospor gibi gazeteler zaten yeterince transfer palavralarıyla hayal satmaya devam ediyorlar.

 

 Eskişehirspor taraftarları olarak, yerel basından  bu tür sansasyonel yalan haberlere itibar etmeden doğru olmayan haberleri salt tiraj adına yayınlamalarını istemiyoruz. Tiraj kazanalım derken prestij kaybettiklerini acaba farketmiyorlarmı?

 

 Onlardan isteğimiz; önce insan sonra gazeteci olsunlar.  Ya da okuma alışkanlıkları varsa, Emin Çölaşan' ın aynı adlı eserini lütfen okusunlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

  Spor basını mız öylesine yalan haberler yazıyorki, doğru olanlara bile inanamaz duruma geldik.

 

 

 

 

 

   Matador, aman dikkat et sen ipini koparma.. Başlığı eleştirmeyi bırakda bi fikrin varmı, varsa onu yaz.  Mesela hep doğruları yazıyorlar, yerel gazeteler hiç palavra atmaz gibi..

 

 

 

  İşte buyurun; Anadolu gazetesi Tarık Çamdal  şehri terketti diye yazıyordu.

 

  17.25 itibarıyla resmi siteden sözleşme imzaladığı belirtidi ve fotoğraflarla da belgelendi..

 

  Ee şimdi ben ne diyeyim bu Anadolu gazetesine....

 

 

 

  Bu sorun yalnızca bizim medya için değil ulusal  medya içinde geçerli.  Transfer sezonu başladığında hepsi sayfalarını asparagas (palavra) haberlerle dolduruyorlar.. Bazen tutturdukları transfer gerçekleşince biz 1 ay önce yazmıştık diye hava basıyorlar.

 

  Bizimkilerde İstanbul basının izinde. O nedenle bu tür yalanlara alışmalıyız ancak yalanın kuyruklusu olmasın yeter.

 

 

 

 

 

  Her konuda yazacakların var demek, yaman adamsın vesselam.

 

 

 

 

 

 

 

    Süpersin El Fredo kardeşim. Forumu ve bazı çevreleri güzel silkeliyorsun..

 

    Senin gibi içten yazanlara, gerçek Eskişehirspor'lulara her platformda ihtiyaç var

 

 

 

  Bu günkü Anadolu gazetesinin spor sayfasındaki baş haber:  KAMARA  TAMAM......

 

  Bu da çoğu gibi palavraysa atılım yaptık diyen Anadolu gazetesine yazıklar olsun..

 

  Bunları okumayarak protesto edeceğim...

 

 

 

 

Vay be.

Gazetecilik demek yakmak,yıkmak,sallamak demekmiş.

Bende destek olmak.omuz vermek,kötü giderken bile takımın yanında olmak zannediyordum.

İyi ki yazmıyorsun arkadaşım.İstanbul basını alt yesin yanında.

O beğenilmeyen yerel basın kaç defa aman takıma bir şey olmasın, aman moraller

bozulmasın diye bildiklerini yazmadılar. 

İyi ki de yazmıyorlar.Bir tane EsEs var diye biliyorum ben.Yoksa yanılıyormuyum.

Gazeteci olmak ne kolaymış meğer.

Ne yapacan Başkana,yönetime,futbolcuya,hocaya sallayacan.

Mutlumu olacaksın böyle.

 

  Anadolu gazetesinin bu günkü manşeti " ŞİMŞEKLER HIZLI BAŞLADI".......

 

  İyide nereye hızlı başlamış acaba.........

 

 

 

 

  Bu başlığın gerçekten büyük faydası oldu. Artık eskisi gibi palavra haber yazamıyorlar.

 

 

 

 

 

 

 

  O kadarcık kusur kadı kızında bile olur.. Ha Taciz, ha haciz..

 

  Bu Sakarya tirajı en yüksek olansa diğerlerini düşünün artık..

 

 

 

 

 

 

   Sakarya gazetesi bu gün yazıyor; Paulao ve kris boyd  geldiler ve mesut hoştanla görüşüyorlar diye...

 

  İstikbal' de ESES cris boyd' u bitiriyor

 

  Sanırım bu da yeni ve son palavraları..

 

  Yeter artık palavracı basın

 

  Sizin misyonunuz  bu taraftarın psikolojisini bozmakmı...

 

  Gelseler bile imza atmadan inanamam. Çünkü gelenler porsukta iki tur atıp çekip gidiyor..

 

 

 

 

 

 

 Bunlar resmen ruhunu satmış.

 

 Fener seyircileri gibi yapıp başta sakarya olmak üzere alayını ilk maçta protesto etmeliyiz..

 

 Bunlara ESES ruhunu öğretmeliyiz..

 

 Ruhunu satan herşeyini de satar..

 

 

 

 

http://www.sakaryagazetesi.com.tr/tun_haber.asp?gor=6 - http://www.sakaryagazetesi.com.tr/tun_haber.asp?gor=6

reklamlar sürekli değişiyor ama gs reklamıda yer aldı biraz önce

 

 

 

 İrlandalımı değilmi bilmem ama PARA karşısında diz çöken, teslim olan bir yapısı ve kadrosu var gibi.

 

  Onurlu ve dik duruşu olan bir gazete değil. Çok yazık oysa Eskişehirin en eski gazetesi..

 

 

 

  Benim hatırladıklarım şunlar;

 

  Gegiç

 

  Boroviç

 

  Tom Friwalski

 

   Neagu

 

   Mitroviç

 

   ve

 

   Skibbe

 

 

   Ben bile bu kadarını hatırlıyorum. Şu İstikbal ve diğerlerine ne demek lazım..

 

 

    Araştırma yok, arşiv yok, uzman yok..

 

    Demekki bunların alayı fasulye...

 

 

 

 

   İşte bu yüzden yerel basın diye birşey yok.    Hem bilgisiz hem de fikirsizler.. En komiği de kendilerini gerçekten gazeteci zannediyorlar

 

 

 

 

 

    Ömer  arkadaş  çok güzel yakalamışsın..  Bunlar herhalde gazetecilik falan yaptığını sanıyorlardır.

    Tello' nun Şili' li futbolcu olduğunu sağır sultan biliyor bizim sözde basınımız onu Brezilyalı da yapabiliyor.

    Buna da şükür hiç olmazsa ikisi de Güney Amerika ülkesi....

 

 

 

  

                             tabiki Türk kökenli ancak İsveç' den Beşiktaş'a  oradan da bize geldi..

 

bugüne kadar maç sonraları olsun,kulüp yada futbolcularla ilgili olsun gerçekten güzel tespitler yapıyor,dilinin döndüğünce köşesinde yorumlar yapıyordu..

 

fakat bir hayli zamandır takip ettiğim kadarıyla tüm yazılarında (takvim gazetesi yazarı ve şarkı sözü yazarı,laf cambazı,kalem sihirbazı) Hakkı YALÇIN dan acaip alıntılar dahası ufak ufak araklamalar  yapıyor..

 

sevgili Behçet ALBAYRAK bence sen kendine başkalarını örnek almamalısın..inanki bu aralar köşende yazdıkların ev ödevlerini babasına yaptırdığı kabak gibi belli olan ilköğretim öğrencisinin durumuna benziyor..

 

 

   Eeeee bunlar tatlısu kurnazı ya akıllarısıra herkesi enayi yerine koyuyorlar.

 

 

 

 

 

    Bu çocuğun yazılarını  denk geldikçe  bende okurdum ve beğenirdim.   Kerata demek ki Hakkıı YALÇIN' ın  köşesinden   İNDRA GANDİ  yapıyormuş.

 

    Şu olay bile yerel basının ne kadar ahlaken düşük ve acınacak halde olduğunu gösteriyor.

 

 

 

 

 Koca koca profesörler bile birbirinin eserinden intihal yani çalıntı yapıp kendilerine ait gibi yayınlıyorlar.. Yerel basından behçet albayrak yapsa ne yazar. toplum olarak giderek yozlaştık. 

 

 

 

 

 

 

    Dün gece ESTV' de Eskişehirin gündemi  diye bir program izliyorum. Programı yöneten zat herşeyi bilen  her derde maydonoz olan ulemayı kebir bülent özkazıcı, diğer katılımcılar  ise konuşmakta zorluk çeken sürekli kekeleyen sadi hoşseda, kulağında işitme cihazıyla konuları duymaya çalışan ömer  durmuş amca gazetenin spor muhabiri  murat dağlıtekin ve gerçektende kaliteli ve nitelikli bir kişi olduğu her sözüyle belli olan ve kendisine fazla söz hakkı tanınmayan kentimizin ozanı şinasi kula  birarada çeşitli konuları tartışıyorlar.  

Buraya kadar herşey güzel. konu dönüp dolaşıp eses ' in yeni formalarına geliyor. özellikle sarı forma için bir kıyamet koparıyorlar ki sormayın. nasıl bir muhalefet öyle sanırsınızki esesin gönüllerimizdeki renkleri değişiyor. Bunlar nasıl yorumcu, nasıl gazeteci böyle. Bizler anadolunun en gelişmiş, en kültürlü kentinin bireyleri olarak bunları dinlemeye ve okumaya kimler tarafından mahkum ediliyoruz.  Kendilerine gazeteci diyen kronik megaloman olmuş bu şahsı muhteremler ( şinasi kula hariç)  acaba bilmezlermi Futbolun günümüzde en büyük endüstri olduğunu..

 

  Aaa efendiler; takımın renkleri değişmiyor ki. her yıl kulüp gelirlerini artırmak için bütün büyük kulüplerin yaptığı rutin bir ticari uygulama..  Bu karşı çıkış, kendi fikirlerini inatla ve bağnazlıkla savunmaları  bana büyük ATATÜRK' ün kastamonu'daki  " beyler buna şapka denir" diyerek halkımızı festen kurtarma girişimine karşı kellemizi veririz fesimizi vermeyiz diyen  cahil halk yığınlarını anımsattı...

 

 tartışmalar bazen o kadar komik hale geldi ki kim konuşuyor, kim dinliyor ortalık toz duman oldu acaba bunlar devekuşu kabare tiyatrosu oyuncularımı diye kendi kendime sormadan edemedim..

 

Ama bence bunların kabahati yok. asıl kabahat bunlara köşeleri ve mikrofonları verenlerindir.   Hep kendi kendime soruyorum acaba eskişehirliler bunlara layıkmı. 

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki manşete dikkat eder misiniz? Tamamen taraftarı kışkırtmaya, provoke etmeye yönelik bir manşet. Her yeni gelişmeye doğal olarak bazı itirazlar olabilir. Bunlar doğal tepkilerdir. Bu duruma hiçbir zaman seyircinin büyük bir tepkisi olmaz, olamaz. 

 

İşte yerel basın attığı manşetin bile nereye gideceğinin farkında değil.

 

   Serkan seni kutluyorum. BASINLA İLGİLİ  herkesin gözünden kaçanları yakalayıp gözlerin içine sokuyorsun..

 

   Ne  yazıkki problem sadece son haberde değil.  Hangisi basının işlevini layıki ile yerine getiriyorki.  Bunlar keçinin olmadığı yerde çelebi olarak geziyorlar...  Ya da deve misali hangisinin neresi düzgün.

 

    Bilgi yok, fikir yok, teknoloji yok, arşiv yok.   Ama kibir var tafra var hava bol.

 

 

Küçücük hesaplar ve menfaaler peşinde koşmaktan seviyeyi yerlerde sürüklüyorlar...

Eskişehirime yakışmıyor...

 

 

   Bravo Sakarya gazetesine...

 

   Ama Teknik direktör  Skib' de acaba kimi oynatacak. Çok merak ettim doğrusu:))

 

 

 

 

 

 

NOT:   Yukarıdaki mesaj  Eskişehirspor-Bozüyükspor başlığından alınmıştır..

 

    

 

Görüldüğü gibi bizim yerel medya oldu  komedi  medya.  Anlaşılan  bunlar forumu hiç okumuyorlar. Çünkü kendilerini düzeltme adına en ufak  çabaları yok.

     Onlar saçmalamaya biz eleştirmeye bıkmadan devam edeceğiz...

 

 

 

 

 

   Bu başlığı açarken amacım şehrimizde kalitesi, etkinliği ve niteliği en çok tartışma konusu olan görsel ve yazılı medyamızın hangi düzeyde olduğunu ve forumda çok daha bilgili ve dikkatli arkadaşların görüşlerine imkan tanımaktı...

 

   Görüyorum ki güzel ve gerekli bir başlık. Umarım değerli bir o kadar da birbirinden kıymetli medya mensupları (!) bu yazılanları okur ve kendilerine çeki düzen verirler..