|
Seyircisiz Oynama Kalkıyor ! |
Cevapla | Sayfa <12 |
Yazar | ||||||||||||||
FairPlay
Deneyimli Yazar serdar Yaş: - Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 586 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Ağu/2007 saat 11:45 | |||||||||||||
Seyircisiz oynama cezası,bizim gibi büyük taraftar sayısına sahip kent takımları için,daha adaletsiz bir uygulamadır.Futbol,seyirci ile görsel bir şölene dönüşüyorsa,seyircisiz futbolunda bir anlamı kalmıyor.
Bazı takımların neredeyse hiç seyircisi yok.İBB,Ankaraspor, İstanbulspor, Oftaş,vs.bunlara seyircisiz maç cezası verilse ne olur,zaten seyircileri yok.Ama ESES,Bursaspor,Kocaelispor gibi taraftarıyla çoşan takımlar bu uygulamadan daha çok etkilenebilir.Birde olayın deplasman takımı tarafı var.Düşünün hafta sonu İstanbulspor-ESES maçı var.O gün İstanbul'daki sttadda nasıl bir taraftar dağılımı olacak;50-100 İstanbulspor'lu,3-5000 ESES'li.Eğer bu maçta İstanbulspor'a seyircisiz oynama cezası verilmiş ise,bu ceza sizce kime ceza,kime mükafat olacak?
Evsahibi takım ceza aldı diye, deplasman takımı taraftarlarının takımını destekleme hakkı,taraftarın elinden alınamaz,aksi halde bu ceza suçu olmayan deplasman takımınada uygulanıyor demektir.Tarafsız saha uygulaması daha doğru olacaktır kanaatindeyim.Ama tarafsız saha derken,evsahibi takımın istediği mükafat sahalar değil,gerçekten tarafsız sahalar olmalıdır.Hatta şimdiden TFF,bu tür cezalarda,her takımın tarafsız sahalarını belirlemelidirki her maç öncesi çeşitli polemikler yaşanmasın.Örneğin Gaziantep için;Diyarbakır,Adana,Mardin vb,Bursapor için;Eskişehir,Kocaeli,Balıkesir,Ankara vb.(fb,gs,bjk gibi takımlar kesinlikle İzmir'de oynamamlıdırlar) Bu maçlardaki hasılatın TFF'ye kalmasıda maddi açıdan caydırıcı olabilir,ama seyircisi az olan takımlar ve çok kombine satmış olan takımlarda bundan fazla etkilenmez.
|
||||||||||||||
darknESS
Usta Yazar Onur Yaş: 41 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 3203 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Ağu/2007 saat 12:00 | |||||||||||||
sayin fairplay zaten istanbulspor tarzi takimlar asla seyircisiz oynama cezasi alamazlar, olmayan biseyden ceza verilmez. bu tarz bir olay onalrin sahalarinda yasansa zaten guvenlik onlemleri arttirilirak cozumlenir hersey.
deplasman seyircisinin sucsuz yere cezalandirildigi konusunda katiliyorum ama daha adil bir cozumde bence yoktur. stadi sirf deplasman seyircisine acmaniz sonucta pekte kolay degildir. tarafsiz saha ise ne yazikki cozum degildir. trabzonda, ordu da sahaya giren manyaklarin arkadaslari beles deplasman otobusne atlayip istedikleri yere gidecektir.
|
||||||||||||||
dusmanlari kardes yapan ESES
|
||||||||||||||
FairPlay
Deneyimli Yazar serdar Yaş: - Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 586 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Ağu/2007 saat 13:04 | |||||||||||||
Her takım taraftarı arasındaki malum 3-5 kişiler ceza almaya yetecek taşkınlıklar yapabiliyor.Dolayısıyla seyircisiz oynama cezası her takımın başına gelebilir.Daha caydırıcı olması bakımından,illede seyircisiz oynanacaksa deplasman takımına stadın %5'i kadar kontenjan ayrılabilir,düşünsenize fb stadına fb'li taraftar giremeyecek,orada 2500 örneğin Bursaspor,Kocaelispor taraftarı olacak.Evsahibi takım ve taraftar için bundan daha kahredici bir durum olabilirmi?Taraftar bir daha kolay kolay seyircisiz oynama cezası aalabilecek taşkınlıklarda bulanabilirmi?
Ancak az taraftarlı takımlar için bu durum önemli olmadığı için,seyircisiz oynama cezası az taraftarlı takımların çok aleyhine olmuyor,buda uygulamada adaletsiz br ortam yaratıyor.
Tarafsız saha uygulamalarında ise,seyirci/taraftar seçmek,şu girsin bu girmesin demek mümkün değil.Ancak caydırıcılık bakımından tarafsız sahada oynanan maçlarda,evsahibi statüsünde oynayan takıma,bu tarafsız saha maçında da olay çıkarmaları halinde verilecek cezalar 2-3 misli fazlasıyla uygulanabilir.Yada tarafsız sahaların,ceza alan takımın stadına en uzak stadda yapılması uygulaması olabilirki,taraftarın o uzak stada gidebilmesi zorlaştırılabilir.Örneğin;İstanbul takımlarının cezalı maçları:Erzurum,Erzincan'da,Doğu takımlarının maçları;Manisa,Muğla, Çanakkale'de vb oynanabilir.Yeterki kou üzerinde TFF'nin adaletli uygulama isteği olsun.
Birde bu deplasman maçlarına giden taraftar otobüsleri veya diğer taşıma araçları belli,alırsın isim listesini,kimin gittiği her maç belli olur,hatta günümüz teknolojisinde fotoğraflamakta kolaydır.Olay çıkması halinde,çıkaranları bulmakta kolaylaşır.İstenirse bunlar yapılabilir.Ama gel görki,futbol siyaset ilişkisi yokmu,hemşericilik olgusu yokmu,yapılması gereken birçok şey havada kalıyor maalesef...
|
||||||||||||||
semihk
Deneyimli Yazar semih Yaş: 39 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 760 |
Alıntı Cevapla Tarih: 07/Eyl/2007 saat 09:53 | |||||||||||||
Sadece Süper Lig'de değil, alt liglerde de seyircisiz oynama cezaları mevcut. Sakaryaspor, Altay ile yaptığı hazırlık maçında çıkan olaylar nedeniyle 3 maç seyircisiz oynama cezasına çarptırıldı. Malatyaspor'un da geçen yıldan kalan cezası mevcut. İlk haftalardan itibaren stadyumlarda neredeyse bütün maçlarda küçüklü büyüklü olaylar yaşanıyor. Üstelik tribün olayları sadece bizde değil. UEFA Kupası'nda deplasmanda Bosna takımı Mostar'ı yenmesine rağmen taraftarının çıkardığı vukuat sebebiyle Sırbistan'ın Partizan takımı kupadan men edildi. Batılı emsalleri ile kıyaslandığında bir futbol teröründen söz edilmesi çok doğru değil, ancak ortada şiddetten beslenen bir tribün kültürünün olduğu da bir gerçek. Peki, bu şiddetin tek kaynağı ve sorumlusu taraftarlar mı? Futbolun bünyesinde yer alan diğer unsurları bu olumsuzluklardan münezzeh tutulabilir mi? "Mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim." diyen zihniyetin yansıması sayılabilecek "seyircisiz maçlar" bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için gerçekçi çözüm müdür? Aslında geçen sene İstanbul'da Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen Taraftar Paneli'nde dile getirilen görüşler pek çok sorunun cevabını veriyordu. Tribün gruplarının içerisinde bir rant elde etme halinin ve şiddetin varlığı kabul edilmekle birlikte, bunun önüne geçilebileceği ifade edilmişti. Panelde kendi hatalarına dayanan özeleştirilerini de yapan tribün liderleri, futboldaki şiddetin medya, yönetim ve futbolcu cephesine de göndermeler yapmıştı. Medyanın ilgisi olumsuzluğa Modern futbol, birileri seyretsin, birileri taraf olsun diye oynanıyor. Bu nedenle taraftarın ayrıştırıldığı çözüm, kalıcı olmuyor. Bunun yerine hem hadiselerin temel sebepleri hem de daha makul çözüm yolları araştırılmalı. Sakaryaspor Taraftarları Derneği (Tatangalar) liderlerinden Keçi Yılmaz lakaplı Yılmaz Şen'e göre en fazla tahrik sahadaki oyunculardan geliyor. Tribünlerdeki atışmanın kontrol edilebilir; ancak saha içinden gelen tahriklerin daha tehlikeli olduğunu söyleyen Şen; "Burada futbolcu ayrımı yapmamak lazım, örneğin son maçta Altaylı Murat Bölükbaş'ın ağır tahriki vardı. Ama kaleci Şenol Karagöl bizde oynarken de o bir tahrik unsuru oluyordu. Medya hep olumsuz örnekleri öne çıkarıyor. Mesela biz Tatangalar Dergisi çıkardık, taraftar kardeşimiz Aykut'un vefatının ardından Bursaspor maçında Türkiye'de örneği olmayan bir güzelliğe imza attık ve her takımdan taraftarla birlikte, üstelik mağlup olduğumuz bir maçı seyrettik. Sahaya koltuk atılınca boy boy fotoğrafları çıkarken bunlara yeterince yer verilmedi. Futbolda şiddetin tek sorumlusu taraftar değildir. Diyelim ki, taraftar eğitimsiz ve fanatik. Peki bu ülkenin futbol medyası, yazarları, teknik direktörleri, futbolcuları ve yöneticileri eğitimli ve tarafsız mı?" diye sitem etti. Türkiye'de özellikle İstanbul derbileri öncesinde yaşanan meydan kavgaları 1993 yılında Abbasağa parkında grup liderlerinin anlaşmaları sonucunda son buldu. Buna rağmen münferit kavgalar ve şiddet hadiseleri yaşanıyor. Tribün liderlerinin bunu izah ederken söyledikleri söz ise; "Stada on binlerce kişi geliyor ve biz hepsine ulaşamadığımız gibi hepsi de bizi bağlamıyor; bazı olayların olması kaçınılmaz!" Taraftar forumlarında "tribünler ve şiddet" konusu üzerine genel anlamda şu görüşler dillendiriliyor: Türkiye'de holiganlık olarak adlandırılacak bir oluşum henüz yok; toplumdaki şiddetin ve küfrün tribünlere yansıması ise kaçınılmaz. Eğer Türkiye'de futbol ortamında sağlıksız bir yapı söz konusu ise bunda sadece tribünlerin değil medyadan yöneticilere, futbolculardan antrenörlere kadar herkesin payı var. SON YILLARDAKİ ŞİDDET OLAYLARINDAN BAZILARI 5 Ağustos 2003: Karşıyaka ile Göztepe arasında oynanan dostluk maçı sırasında Karşıyakalı taraftarlar arasında çıkan kavgada bıçaklanan Murat Kongu (23) hayatını kaybetti. 21 Mayıs 2004: İnönü Stadı'nda oynanan Beşiktaş-Ç.Rize maçında 16 yaşındaki Cihat Aktaş isimli bir taraftar bıçaklanarak öldürüldü. 12 Şubat 2005: Sarıyer-Karşıyaka maçı için İstanbul'a gelen 4 taraftar, İETT şoförünü bıçakladı. 7 Mayıs 2005: Fenerbahçe'nin deplasmanda D.Bakırspor'u 2-0 yendiği maçın bitiş düdüğüyle birlikte Diyarbakırlı taraftarlar taş ve sopalarla Fenerbahçelilerin olduğu bölüme yöneldi. 20 kişi yaralandı. 15 Mayıs 2005: Orduspor ile Eskişehirspor arasında oynanan maçta sahaya atlayan eli bıçaklı bir taraftara polisler müdahale etmek isterken, bir polis bacağından yaralandı. 30 Temmuz 2005: Olimpiyat Stadı'ndaki F.Bahçe-Everton dostluk maçı sırasında Yusuf Behar isimli taraftar bacağından vuruldu. 10 Aralık 2005: G.Saray-Beşiktaş derbi maçı öncesinde Mecidiyeköy'de taraftarlar arasında bıçaklı kavga yaşandı. Hasan Ergün isimli bir Beşiktaş taraftarı bacağından bıçaklandı. 13 Aralık 2005: İzmir'de 15 kişilik alkollü taraftar grubu canlı yayında EGE TV'yi bastı. 15 Ocak 2006: Adana'da Kozan Belediye ile Karaisalı arasındaki maçta Karaisalıspor kalecisi Serkan Dirican, rakip takımın taraftarınca sırtından bıçaklandı. 14 Şubat 2007: F.Bahçe'nin, UEFA Kupası 3. tur ilk maçında AZ Alkmaar ile oynadığı mücadelede Fenerbahçeli taraftar gruplarının kavgası neticesinde bir kişi bıçaklandı. 6 Mayıs 2007: Bursa'da, Beşiktaş-Fenerbahçe maçını bir restoranda izleyen iki grup arasında çıkan kavgada bir kişi bıçaklandı. 19 Mayıs 2007: Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde Sarı-Kırmızılı taraftarlar, sahaya hiç durmadan yabancı maddeler atarken hakem oyuna bir süre ara verdi. 12 Ağustos 2007: Trabzonspor-Sivasspor karşılaşmasında tribünlerden atlayan Bordo-Mavili taraftarlar, Sivassporlu futbolcuların üzerine yürüdü. Sahada arbede yaşandı. 2 Eylül 2007: Beşiktaş'ın Çarşı isimli tribün grubu arasında rant kavgası nedeniyle kanlı bir hesaplaşma oldu. Taraftar grubunun önde gelen isimlerinden Ferdi Arslan silahla öldürüldü. HİDDET VE ASABİYETTE ÖLÜ GİBİ OL...
|
||||||||||||||
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
|
||||||||||||||
es-es2641
Usta Yazar Ersin Eroğlu Yaş: 38 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1309 |
Alıntı Cevapla Tarih: 07/Eyl/2007 saat 10:51 | |||||||||||||
Başlık çok güzel: Şiddetin tek sorumlusu taraftar değil....Yüzde yüz katılıyorum...
Sadece olumsuzlukları gösteren, hiçbir tribün şovu, kardeşlik görüntülerini bir kare bile göstermeyen,yazmayan medyanın hiçbir suçu yok mu?
İşlerine gelince 'fair play' sloganları atan, kuyrujkarı sıkışıncada herkesi tahrik etmeye çalışan yöneticilerin hiçbir suçu yok mu?
|
||||||||||||||
Gel Mayıs 2008..Gelde şampiyonluğu kutlayalım...Sokaklara çıkalım hep beraber...
|
||||||||||||||
Cevapla | Sayfa <12 |
|
Forum Kısayol | Forum İzinleri You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |