|
Açık Saha... |
Cevapla | Sayfa <1 2829303132 43> |
Yazar | |
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 61 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Alıntı Cevapla Tarih: 16/Ara/2009 saat 00:08 |
Bunu ben bir yerlere yazmıştım,yazmaktan öte taşıyıp yapıştırmıştım,nereye yapıştırmıştım acaba:((
|
|
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 61 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Alıntı Cevapla Tarih: 17/Ara/2009 saat 20:00 |
ATAMIZ HAKKINDA SORU,CEVAPLAR (bildiklerimiz,bilmediklerimiz)
Soru: Atatürk'ün en çok sevdiği çiçek hangisidir?
Cevap: Keskin kokulu karanfil
Soru: Atatürk'ün kendi deyimiyle hayatındaki en olağan üstü şey nedir?
Cevap: Türk olarak dünyaya gelmesidir
Soru: En son yemek istediği yiyecek hangisidir?
Cevap: Enginar yemeği. Hastalığı döneminde İstanbul'da bulunmadığından Hatay'dan istenmiş ama vefatından önce yetiştirilememişti
Soru: Atatürk'ün en çok sevdiği yemek hangisidir?
Cevap: Kuru fasulye ve pilav
Soru: Atatürk'ün köpeklerinin isimleri nelerdir?
Cevap: 1-Alp 2-Alber 3-Foks
Soru: Atatürk için alınan Savarona adlı yatın adının anlamı nedir?
Cevap: Sava, Atlantik'te yaşadığına inanılan efsanevî bir kuşa verilen addır... "Rona" ise Bayan Cadwalader'in evlenmeden önceki soyadıdır. Bu iki sözcük birleştirilince ortaya hiçbir dilde yer almayan yepyeni bir sözcük çıkıyor: Savarona... Ayrıca, Bayan Cadwalader'de Savarona'nın ilk sahibidir.
Soru: Atatürk'ün okul yıllarında en çok sevdiği ders hangi derstir?
Cevap: Matematik
Soru: Atatürk'ün en çok sevdiği atının adı ve anlamı nedir?
Cevap: Sakarya, Sakarya ismini bu ata Sakarya savaşlarının anısına vermiş olup, atı Latife Hanım'a nişan hediyesi olarak hediye etmiş ve İzmir'e göndermiştir.
Soru: Atatürk'ün en çok sevdiği spor dalı hangisidir?
Cevap: Güreş
Soru: En büyük hayali neydi?
Cevap: Dünya turuna çıkabilmek
Soru: Giydiği gömleklerde hangi rengi tercih ederdi?
Cevap: Gömleklerinin tümü beyaz renktedir.
Soru: En çok sevdiği dans hangisiydi?
Cevap: Vals ve Zeybek oyunu
Soru: Atatürk kaç kardeşti ve kardeşlerinin adları nelerdi?
Cevap: Atatürk altı kardeştir. Kardeşleri; Fatma (1872-1875), Ahmet (1874-1883), Ömer (1875-1883), Makbule (1885-1956), Naciye (1889-1901)
Soru: Atatürk'ün en çok sevdiği tatlı nedir?
Cevap: İrmik helvası
Soru: Ölümünden önce söylediği son söz ne olmuştur?
Cevap: "Saat kaç?"
Soru: Atatürk'ün geometrimize kazandırdığı terimler nelerdir?
Cevap: Açı, açıortay, alan, artı, beşgen, boyut, bölü, çap, çarpı, çekül, çember, dış ters açı, dikey, dörtgen, düşey, düzey, eğik, eksi, eşit, eşkenar, gerekçe, iç ters açı, ikizkenar, kesit, konum, köşegen, oran, orantı, paralelkenar, taban, teğet, toplam, türev, uzam, uzay, üçgen, varsayı, yamuk, yatay, yöndeş terimleridir.
Soru: Atatürk yurt içi gezilerinde en çok hangi kurumları ziyaret ederdi?
Cevap: Okulları ve eğitim kurumlarını ziyaret etmeye dikkat ederdi
|
|
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 61 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Oca/2010 saat 13:36 |
MOĞOLİSTANDAN GÖRÜCÜ GELİYOR...
Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek Moğolistan heyetinin bavulunda bu kez farklı bir dosya var. Altı kadına sadece bir erkeğin düştüğü Moğolistan, Türkiye'den 20 bin erkek isteyecek.
Bir yanında Rusya, diğer yanında Çin... Orta Asya'da denize kıyısı olmayan, gözalabildiğine ovalardan, çayırlardan oluşan bir ülke. Yüzölçümü 1.5 milyon metrekare yani Türkiye'nin iki katı... Nüfusu ise sıkı durun, sadece ve sadece 3 milyon. Bu ülke Moğolistan. Büyük Moğol İmparatoru Cengiz Han'ın ülkesi... Bölgesel iki süper gücün arasına sıkışmış, yıllarca Rusya'nın egemenliğinde kalan Moğolistan, tarım, madencilik, hayvancılık ve turizme dayalı bir ekonomiye sahip. Dış ticaret hacmi sadece 3 milyar dolar ülkenin 45 milyon hayvanı var. Moğolistan atların en özgür dolaştığı ülke. Moğolistan'ın Türkler için önemi ise farklı. Orhun Abideleri, Göktürk Anıtları ile Türk tarihi açısından da ayrı bir değer taşıyor. Ak Parti hükümeti de bu farklılığın farkında ve "Moğolistan dâhil Orta Asya ülkeleriyle artan ölçüde derinlikli bir işbirliği dokusu geliştirilmesi" politikası doğrultusunda ilişkileri sıcak tutuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği Moğolistan'da dört adet Türk okulu var. Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) kanalıyla bu ülkede çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalardan biri de Orhun Kitabeleri'ne giden Bilge Kağan yolunun yapılması oldu. İki ülke arasında dış ticarete gelince, burada çok sevindirici bir durum yok. Moğolistan'ın 3 milyar dolarlık ticaret hacmi içinde Türkiye'nin payı 2008 rakamlarına göre sadece 7 milyon dolar civarında. Üçüncü komşu TürkiyeCoğrafi olarak sıkışmış kalmış olan Moğolistan da bu tarihi bağlar nedeniyle Türkiye'yi "üçüncü komşu" ülke olarak görüyor. Karşılıklı işbirliği için atılan adımlar hızlanıyor. Heyetler geliyor, gidiyor. Önümüzdeki günlerde ise Türkiye'ye yeni bir heyet gelecek. Ama bu kez heyetin bavulunda farklı bir dosya var. Nedir bu? Moğolistan giderek azalan nüfusuna çare arıyor. Rusya'nın egemenliğinde geçen yıllar boyunca işi, gücü olmayan müslüman Moğol erkeklerinin büyük bölümü alkolün pençesine düşmüş. Moğolistan'da erkek nüfus azalıyor. 6 kadına bir erkek düşüyor. Erkek sayısının bu kadar az olması yüzünden başlık parası kadınlar için değil erkekler için isteniyor. 45 milyon hayvan, başlık parası için önemli bir kaynak. Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek Moğolistan heyetinin bavulunda bu kez farklı bir dosya var. Altı kadına sadece bir erkeğin düştüğü Moğolistan, Türkiye'den 20 bin erkek isteyecek. Bir yanında Rusya, diğer yanında Çin... Orta Asya'da denize kıyısı olmayan, gözalabildiğine ovalardan, çayırlardan oluşan bir ülke. Yüzölçümü 1.5 milyon metrekare yani Türkiye'nin iki katı... Nüfusu ise sıkı durun, sadece ve sadece 3 milyon. Bu ülke Moğolistan. Büyük Moğol İmparatoru Cengiz Han'ın ülkesi... Bölgesel iki süper gücün arasına sıkışmış, yıllarca Rusya'nın egemenliğinde kalan Moğolistan, tarım, madencilik, hayvancılık ve turizme dayalı bir ekonomiye sahip. Dış ticaret hacmi sadece 3 milyar dolar ülkenin 45 milyon hayvanı var. Moğolistan atların en özgür dolaştığı ülke. Moğolistan'ın Türkler için önemi ise farklı. Orhun Abideleri, Göktürk Anıtları ile Türk tarihi açısından da ayrı bir değer taşıyor. Ak Parti hükümeti de bu farklılığın farkında ve "Moğolistan dâhil Orta Asya ülkeleriyle artan ölçüde derinlikli bir işbirliği dokusu geliştirilmesi" politikası doğrultusunda ilişkileri sıcak tutuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği Moğolistan'da dört adet Türk okulu var. Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) kanalıyla bu ülkede çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalardan biri de Orhun Kitabeleri'ne giden Bilge Kağan yolunun yapılması oldu. İki ülke arasında dış ticarete gelince, burada çok sevindirici bir durum yok. Moğolistan'ın 3 milyar dolarlık ticaret hacmi içinde Türkiye'nin payı 2008 rakamlarına göre sadece 7 milyon dolar civarında. Moğol hükümeti giderek artan bu endişelerini gidermek için şimdi Türkiye ile farklı bir talepte bulunuyor. Türkiye'den 20 bin erkek istiyor. Bu aşamada görüşmeler sürüyor. Önceki gün bu konuda çalışmaları yürüten bir yetkili ile sohbet ettik. Moğolistan'da erkek sayısının azlığının ülkede önemli sıkıntılar yarattığını söyleyen yetkili, Moğolistan'dan önümüzdeki günlerde üst düzey yetkililerden oluşan bir heyetin geleceğini anlattı. Heyetle bu konuda nasıl bir yol izleneceğini konuşacaklarını söyleyen yetkili, "Halk, Ruslar kökümüzü kuruttu diyor. Türk erkeklerinin çalışkan olduğunu düşünüyorlar. Türk erkekleri gelirse kendi erkeklerinin de silkineceğini düşünüyorlar" diyor. Moğolistan deyip geçmeyin. Ülkede madencilik, tarım ve turizm konusunda ciddi potansiyel var. Topraklar tertemiz, bakir bir doğaya sahip. Bu arada tarım dedik diye korkmayın nüfusun yüzde 51.2'si de şehirlerde yaşıyor. Ciddi bir şehirleşme var. Okuma yazma oranı da yüzde 95. 20 bin Türk erkeği nasıl seçilecek bilmem ama seçilenin başına talih kuşunun konacağı ortada. Kaynak: Referans Gazetesi
|
|
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 61 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Alıntı Cevapla Tarih: 02/Şub/2010 saat 21:13 |
YATACAK YERİNİZ YOK SİZİN...
Lütfen izleyin.
|
|
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|
eskisehirsporum
Deneyimli Yazar İsimsiz Yaş: 60 Katılım: 01/Ağu/2007 Yer: sen Online Durum: Offline Mesajlar: 548 |
Alıntı Cevapla Tarih: 02/Şub/2010 saat 23:21 |
Ya göründügün gibi ol yada oldugun gibi görün...
Insanlar düsündüklerini ifade edebildikleri takdirde hem kendileri rahatliyor hemde onlari dinleyenler, ifade edilis tarzi ve icerigi alisilagelmisten biraz farkli olsa dahi... |
|
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 61 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Alıntı Cevapla Tarih: 06/Şub/2010 saat 12:03 |
ÇAY DEYİP GEÇMEYİN...
-Alt demlik kaynanadır,devamlı kaynar durur.
-Üst demlik gelindir,
Alt demlik kaynadıkça,olgunlaşır dem olur.
-Bardak ise kocadır,
Biraz kaynana,biraz gelin doldurur.
-Çocuklarsa şekerdir,tat verir her zaman.
-Görümce kaşıktır,arada bir gelir,karıştırır gider.
-Kaynataya gelince,çay tabağıdır toplar, taşmasın diye dökülenleri.
|
|
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|
Barbaros
Usta Yazar Halil Yaz Yaş: 76 Katılım: 16/Eyl/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1582 |
Alıntı Cevapla Tarih: 07/Şub/2010 saat 15:41 |
EH BU SAYFAYI AÇIPTA BIRAKTIĞIMDAAN SONRA BU SAYFA ÖKSÜZ KALDI. DİĞER SAYFAM HALİL YAZ SONDAN OKUYUNUZ İLE BİRLİKTE BU SAYFAYA DA İLGİ GÖSTERMEYE KARAR VERDİM.
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. .. Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar... olduğunu öğren...dim. Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla... Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... İnsanı öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. Sevmeyi öğrendim. Sonra güvenmeyi... Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim. İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. . Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek Gerektiğini öğrendim. Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim. Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra... Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana... Gitmeyi öğrendim. Sonra dayanamayıp dönmeyi... Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi... Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta... Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım. Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim. Namusun önemini öğrendim evde... Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim. Gerçeği öğrendim bir gün... Ve gerçeğin acı olduğunu... Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da “lezzet” kattığını öğrendim. Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim. Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim. Olur ya ... Kalp durur ... Akıl unutur ... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur ... (( MEVLANA )) |
|
Barbaros
Usta Yazar Halil Yaz Yaş: 76 Katılım: 16/Eyl/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1582 |
Alıntı Cevapla Tarih: 10/Şub/2010 saat 21:09 |
Biz KADINLARI hiç sevmedik!
|
|
köfteci
Usta Yazar Hüsnü Önkol Yaş: 65 Katılım: 01/Ağu/2007 Yer: Germany Online Durum: Offline Mesajlar: 10327 |
Alıntı Cevapla Tarih: 10/Şub/2010 saat 22:38 |
Genç bir çift, yeni bir mahalledeki
yeni evlerine taşınmışlar - Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş Kadın kocasına - Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş. Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına - Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’ ‘Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş kocası. Hayatta böyle değil midir ? Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce Kalp(pencere) durumumuza bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !… |
|
Kral hem ciplak,hem gerzek...
|
|
Barbaros
Usta Yazar Halil Yaz Yaş: 76 Katılım: 16/Eyl/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1582 |
Alıntı Cevapla Tarih: 17/Şub/2010 saat 20:56 |
Sabah erken kalkıp duşa atlamak... Duş almayı seviyorum... Her damla su sanki bir yudum yeni insan çıkarıyor bedenimden, yeni umutlar, sert sulu bir elma, akşam kadehime ekleyeceğim su da gelmiyor mu, geliyor aklıma...
Geçirip üzerime pazar günü rahatlığını, sıkıyorum 1 greyfurt 2 portakal 1 limon... Portakalı seviyorum ama greyfurtla muhabbetini daha da... Çantamı doldurup bir kaç ikinci yeni, bir Oktay Rıfat, ya lazım olursa diye Çamlıbel’i atlayıveriyorum ıslak saçlarla arabaya... 10 dakikada gidebilirim varacağım yere ama varsın diyorum yarım saat sürsün, ben sahilden gideceğim... Deniz dingin, gün yeni doğmada, gün doğumunu seviyorum, denizi tüm sevdalardan ayrı... Martılarla selamlaşıyorum, her biri bir şarkı... Sabah sokaklarımızı temizleyen çöp arabaları... Onları nasıl seviyorum, çiçek kokuları gibi... Sabah sabah yolumuzu temizliyorlar, temiz başlayalım diye güne... Sonra ne havayı ne balığı takmadan ısrarla her sabah sahile koşan oltacıları... Özenle sevmelerini oltalarını, seviyorum... Sonra küçük sakin semtlerini İstanbul’un bir bir geçmeyi, arada bir karşı yakayı göz ucuyla kesmeyi, Kuleli’ye bakarken, “ah be” demeyi seviyorum… Annemle babamla emekli usulü sabah erken kahvaltılarında sohbet etmeyi seviyorum. Oturup çocuk gibi hırçın hırçın hoşkin oynamayı sabahın köründe... Sonra tatlılar kaymağı yeğenimle oynamayı, ablamla kaçamaklar yapmayı seviyorum... Pis İstanbul trafiğini o yol senin bu yol benim aldatmaya çalışmayı, aldatamasam da denemeyi seviyorum. Sonra bir balıkçıda alıp dostlarla soluğu bir duble rakı, bir iki kalamar koklamayı seviyorum, niye sevmeyecekmişim... Rakı içen insanları izlemeyi, ağlayanı, güleni seviyorum. İnsanları sevdiğimden belki daha çok, kapıda uyuklayan köpeği seviyorum. Her sabah bana günaydınlar süsleyen sokak köpeklerini, kulaklarımı tırmalayan kargaları, mahallemin esnafını, şiirlerin kasvetini seviyorum... Sevmeye bakıyorum. Sevmeye bakmak Sevmeye bakıyorum, O da bana bakıyor. Gel diyorum geliyor. Git dersem gidecek biliyorum. Bana dese ben de durmam, Gidişiyoruz. Sevmek bana bakıyor, Benzeşiyoruz. Az alıngan, çok kırılgan, Düzenden sıkılıyor. Sıkma güzel canını diyorum Aman diyor, Korlaşıyoruz. Sevmeye bakıyorum, Gelincikleri seviyor. Koca buketleri, gülleri değil. Yaprakları dökülmesin istiyor İsteşiyoruz. Sevmek bana bakıyor İkiliyorum, Seviyorum, seviyorum. Utangaç bir çocuk sesi duyuyorum, Damarımın içinde, Akıp gidiyor yoluna, Sırlaşıyoruz. Sevmeye bakıyorum, Bakışıyoruz. Kısa ömürlerimizi uzatıyoruz çekiştire çekiştire Boynum uzuyor. Bir ömrü uzatıyoruz işte Uzanıp yatıyoruz Öpüşüyoruz. Öpüşürken bulut bulut oluyor gözlerimiz Kimseye çaktırmadan Sözleşiyoruz, Üç boyutlu bir düzlemde Düzleşiyoruz. Sonra bana bakıyor Körleşiyoruz, Anlamsız bir biçimde horlaşıyoruz, Bir alev topundan tozlaşıyoruz. Maalesef ayrılmaya uzlaşıyoruz, Düşünüp düşünüp suslaşıyoruz. Uzunca bir süre özleşiyoruz. |
|
Cevapla | Sayfa <1 2829303132 43> |
|
Forum Kısayol | Forum İzinleri You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |