Teknik Direktörümüz Fuat Çapa

Alıntı yapılan gündüzlerli2626 Hayirli olsun, Hosgeldin.

Helal olsun Fuat hoca

Hocam,
Hayalimdi gerçek oldu dedin, sıfırdan kadro kurma imkanı buldun.Sana verilen imkan bu zamana kadar hiçbir hocaya nasip olmadı.
Beklentiler belli.Şİmdi söz bitti,icraat zamanı.Hadi bakalım göster marifetini bu taraftarı ait olduğu yere çıkar

Eskişehirspor bu sezon en sıkıntılı süreçlerinden birisini yaşıyor. Fuat Çapa’nın da artık bunaldığı ve istifa kararı aldığı öğrenildi. Sportif Direktör Ayhan Taşçı ile tesis içindeki sıkıntıları da çözmek için uğraşan Fuat Çapa’yı bazı yöneticilerin araya girerek istifa kararından döndürdüğü öğrenildi

MÜCADELEDE YER ALDI
Eskişehirspor bu sezon en sıkıntılı süreçlerinden birisini yaşıyor. Sezon başında açılmayan transfer tahtası nedeniyle takım yeni katılan oyuncular forma giyemedi. Ligde 8 hafta geride kalırken ateş hattında bulunuyoruz. Bu sürede Teknik Direktör Fuat Çapa tüm sıkıntılara rağmen takımda kaldı. Mücadelenin içinde yer aldı.

İSTİFA KARARI ALDI
Bunun yanında kulübe bir kuruş gelir bulunmazken tesislerde de ihtiyaç sıkıntısı yaşandığı ve bunun karşılanmadığı hatta personelin tesislerdeki eksikleri artık Teknik Direktör Fuat Çapa’dan istediği iddia edildi… Hem takımı çalıştıran hem genç oyuncuları motive etmek için uğraşan Fuat Çapa’nın da artık bunaldığı ve istifa kararı aldığı öğrenildi.

ÇAPA İKNA EDİLDİ
Sportif Direktör Ayhan Taşçı ile tesis içindeki sıkıntıları da çözmek için uğraşan Fuat Çapa’yı bazı yöneticilerin araya girerek istifa kararından döndürdüğü öğrenildi… Tesislerde akşam saatlerinde Başkan Halil Ünal ile görüşen Fuat Çapa takımın başında antrenmanda yer aldı… Tesislerde yaşanan eksiklerin bundan sonra teknik kadroya yansıtılmadan yönetim tarafından çözülmesi bekleniyor…
Erhan ÜNAL

genç oyuncularımızın oynadığı her maç kendileri için bulunmaz bir nimet ve derstir.

kendilerini geliştirmeye çalışmalılar. ayrıca genç oyuncuların moralini ve şevkini kırmamalıyız.

ZORLU 90 DAKİKA

Taşları Eksik Bir Satranç Ustası: Fuat Çapa

                                                       
       Satranç ve Futbol                                          

“ “Satranç dahisi olarak adlandırılmaya itiraz ediyorum çünkü kendimi bir şekilde satranç oynamış olan genel bir dahi olarak görüyorum. Yüzme ile ilgilensem yüzmede de şampiyon olurdum."”
      Yukarıdaki sözler dünyanın gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu olarak tanımlanan şampiyon Fischer'a ait. Düşünce ve kafa yapısı, alan fark etmeksizin insanı öne çıkarır. Çalışma disiplini ve fikirlerini uygulama biçimi mühendis de olsanız, öğretmen de olsanız soyut olarak çok fazla değişmez. Ancak soyut olarak değişmeyen bu parametreler, sonucu somut olarak değiştirebilir.
   
     Aslında futbol da satrançtan çok farklı değildir. İkisi de sonuçta bir zeka mesaisinin sonunda karar verilmiş hamleler üstüne bağlı bir oyundur. Fakat satrançta herkes 16 taş ile başlar oyuna. Oyunda taşlarının hepsini veya şahını rakibe kaptıran kaybeder. Fakat futbolda herkes eşit başlamaz. Sadece sekiz piyonla oynayan ve "kaybetmeyen" insanlar vardır. Bugün onlardan biri ve benim için en önemlisini hakkında yazacağım, Fuat Çapa.



                      Çölde Bir Vaha: Eğitimli Çapa

      Türk futbolunun genç değerlerinden Fuat Çapa, henüz 4 yaşındayken ailesi ile Belçika'ya göç ediyor.
Bu göç onun ve artık sisteme ve bilimsellikten çok uzaklaşmış Türk futbolunun dönüm noktası oluyor. Orada çok kaliteli bir eğitim gördükten sonra çok yönlü ve donanımlı bir insan olma yolunda en önemli adımlarını atmış oluyor. Belçika'da bankacılık yapan ve hatta özel bir bankanın kuruluşunda ciddi bir rol oynayan Çapa, Türkiye'nin tek diplomalı teknik direktörü olarak 2000 senesinde Belçika ekiplerinden KFC Turnhout'un başına geçiyor ve şampiyonluk yaşıyor. Ardından 2002-2003 seneleri arasında Chelsea, Real Madrid, Hollanda milli takımı gibi takımları çalıştırmış Guus Hiddink tarafından bizzat eğitim alıyor. Tabi ki tüm bunlar yaşanırken hocanın 30'lu yaşlarının başlarında olduğunu unutmamak lazım. Hangi insan 30 yıllık ömrüne bu kadar fazla icraat sığdırabilir? Aldığı eğitimler sırasında Belçika'da sırayla Patro Maasmechelen, Heusden-Zolder, Geel ve Hamme takımlarında başarıyla görev alıyor. Tabii bu sıralar Türk futbolunda bu kadar sıkıntı var iken, Avrupa'nın birinci ve ikinci liglerinde istikrarlı olarak başarısını ve disiplinini sürdüren genç teknik adam Fuat Çapa, bu dalda ilk teknik direktör olma unvanını da kazanmış oluyor ve Türkiye'de ki takımlarında çok ilgisini çekiyor ve Gençlerbirliği ile bu ülkedeki maratonu da başlamış oluyor.

     Uzun uzun Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Antalyaspor ve Boluspor takımındaki performasını anlatmayacağım. Sadece tüm bu takımlarda skor ne olursa olsun oynattığı pozitif futbol sayesinde, adaletli, mütevazı tavırları ve açıklamaları ile "Fuat Çapa Mucizesi" kalıbının halk arasında çok sık kullanıldığını belirtmek isterim. Kendisine Gençlerbirliği taraftarları tarafından plaket verilmiş, onun adına pankartlar açmışlardır.



Fuat Çapa Mucizesi ve Eskişehirspor

      Eskişehirspor'un son zamanlarda başına gelen en güzel şeydir Fuat Çapa. Bizim için şanstır. Fuat Çapa'nın rasyonalist ve bilimsel bir teknik adam olduğunu zaten biliyorduk. Kendisi Avrupa'da yetiştiği için profesyonellik anlayışı bizdekilere göre çok farklı. Yaptığı transferleri oynatamaması, kendisine bir kuruş para verilmemesi, tesislerdeki her şeyden kendisinin sorumlu hale gelmesinin ve bir çok olumsuz şeyin arasında "Ben Eskişehirliyim, Eskişehirspor benim hayalimdi, hayallerimi yıktılar." diyecek kadar duygusal biri olduğunu bilmiyorduk. "Burası Eskişehir, burada yaşıyorsanız umutsuz olmanız imkansız." diyecek kadar Eskişehirli, "Olmayan şeylerden bahsedersek, elimizde olan şeyleri de kaybederiz. Olmayan bir şeyleri aramayacağız. Olanlara mutlu olacağız." diyecek kadar da realist ve dobra bir insan Fuat Çapa. O bu şehirde profesyonel değil bu şehirde Eskişehirsporlu bir nefer.


     Tabi onun verdiği mücadeleyi anlatmak çok zor olur. Kelimeler kıyafetsiz kalır fakat teknik anlamda bizim çocuklara verdiği şeyleri anlatabilirim. 17 hafta önce sahada kafasını kaldıramayacak kadar ürkek, topla üç saniyeden fazla oynayamacak kadar çekingen bir takımı, 17 hafta sonra rakibe sahayı dar edecek bir biçimde pres yapan, olgun ve kontra ataklar ile pozisyonlara giren, kapalı defansları açan, kalenin önünde otobüs değil tank park eden bir takıma dönüşmesi mucizevi bir olaydır. İşte yukarıda bahsettiğim "Fuat Çapa Mucizesi" kalıbının ne kadar doğru olduğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz bir sezon yaşıyoruz. Adeta bir satranç ustası gibi oyuna direkt katkı yapan hamleler ve verim alamadığı oyuncunun mevkisini değiştirerek takımın en iyisi yapan bir mucizevi dokunuş bu. Veziri, kalesi, fili olmayan bir oyuncunun piyonlarla maçı kazanmasıdır bu yaşananlar. Fuat Çapa'nın genel felsefesi anladığım kadarı ile "Ben asla kaybetmem, ya kazanırım ya da bir şeyler öğrenirim." sözünün temelidir. Eski yazılarımda yazdığım gibi, bu mantalite, araştırma-geliştirme aşaması bitmiş, seri üretime geçmiş ve kusursuz işleyen bir makine yaratmıştır. Bu makinenin yakıta ihtiyacı vardır ama bunu sağlayacak yönetim yoktur.

     Futbolcuların tek tek kişisel gelişimleri ile ilgilenen ve bu sahaya bunu kadar somut bir şekilde yansıtan Fuat Çapa, sadece benim gibi futbol ve eknik direktör mesleğine ilgi duyanları değil herkesi kendine hayran bırakmıştır.



O bizim için Fuat Çapa değildir. Fuat Çaba'dır. Fuat Baba'dır

11.01.2019

Sezer Toptaş
zorlu90dakika.blogspot.com