Eskişehir kanser olmasın!

termik santrale hayır, yenilenebilir enerjiye evet

Eskisehir sinirlari icerisinde (Mihaliccik'da) bir Termik Santral (Yunus Emre Termik Santrali) mevcutmus:
http://www.enerjiatlasi.com/komur/yunus-emre-termik-santrali.html
Bu santrali besleyen linyit rezervinin alt isil degeri 2539 kcal/kg imis. Bu deger (bir onceki sayfada yazdigim gibi) Dunya standardlarina gore yine dusuk ancak Alpu'daki rezervden daha yuksek.
Isletmeci firmanin hazirladigi video'yu su link'den izleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=CgZ8hVpzsL4

konuyu uplamalıyız bence, önemli konu.

Eskişehir Çevre Yaşam Platformu (ESCEP) tarafından termik santrale karşı başlatılan imza kampanyasına destek olmak isteyen vatandaşlar:
- Cuma ve Cumartesi günleri Kanatlı AVM ve İsmet İnönü Caddesi’nde kurulacak olan stantlarda imza atabilecekler.
- Stantlara giderek imza atamayan vatandaşlar ise Eskişehir Çevre ve Yaşam Platformu’nun sosyal medya hesabında elde edebilecekleri dilekçeleri imzaladıktan sonra kent konseylerine teslim edebilecekler.
Kaynak: https://www.esgazete.com/gundem/baskan-kurttan-escepin-kampanyasina-destek-h134498.html

Dünyanın elektrik enerjisi üretiminin yaklaşık %30'u kömürden.
2015 verilerine göre kömürle elektrik üretiminde ilk beş ülke şu şekilde;
Çin
ABD
Hindistan
Japonya
Almanya
Dördüncü sıradaki Japonya 299 TWH, beşinci sıradaki Almanya 263 TWH, Türkiye ise 74 TWH üretim yapıyor.
Bu iki ülkeyi özellikle verdim çünkü ikisi de sanayileşmiş ülkeler ve petrol ve doğalgazları yok.
Başka bir sanayileşmiş ülke de elektrik üretiminin önemli bir kısmını nükleerden sağlayan Fransa. (bu alanda ABD ilk sırada, Fransa ikinci, Rusya üçüncü, Almanya ise 90 TWH ile yedinci sırada)

2015 yılı itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerji rüzgar, güneş, bio ve termal için %3 civarında. Hidroelektrik ise %7'nin altında.

Sonuç olarak ne zaman Türkiye'de enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltacak bir adım atılsa birileri, sağlık, çevre vs nedenlerle, insanları kolayca galeyana getirecek söylemlerle karşı çıkar. Kimse çıkıp gelişmiş ülkeler bu işi nasıl yapıyor diye bakmaz.
Ne yazık ki benim de üyesi olduğum Elektrik Mühendisleri Odası istemezükçüler arasında başı çekenlerdendir. Oysa ki bu odanın en yeni teknolojilerin ülkemize getirilmesi konusunda öncü olması beklenir. Büyükerşen ve temsil ettiği zihniyet de bu konuda Elektrik Mühendisleri Odasından farklı değildir.
Diyeceğim o ki bir yatırım yapılacağı zaman tabi ki risklerine bakalım. Ancak ilk önce bu risklerin nasıl minimize edileceğine odaklanalım. Gelişmiş ülkeler bu işi yapıyorlarsa biz de yapabiliriz. Artısını eksisini doğru düzgün analiz etmeden, "hepimizi kanser yapacaklar", "tarım alanlarımızı öldürecekler", "filtreler çok pahalıymış, bunlar kesinlikle takmaz" vb şekilde yaygara koparmak iyi niyetli bir yaklaşım değil.

Paylaştığım verilere ilişkin iki kaynak aşağıda. Vakit bulup daha detay araştırsam emin olun çok daha çarpıcı veriler çıkar ortaya.

kaynaklar:
https://www.worldenergy.org/wp-content/uploads/2016/10/World-Energy-Resources_SummaryReport_2016.10.03.pdf

http://www.world-nuclear.org/information-library/current-and-future-generation/nuclear-power-in-the-world-today.aspx