Gaziantep Bld.:1-Eskisehirspor:4

 

Tribünde 500'ü bile bulmayacak sayıda seyirci vardı. Yaklaşık 20-25 tane Eskişehirsporlu taraftar vardı.

 

Maça geçen haftanın kadrosundan Ömer'in yerine Berkay'ın oynadığı 11 ile başladık. İlk 10 dakika her iki takımın birbirini yoklaması şeklinde geçti. 10 dakikadan sonra yüklenmeye başladık. Gole kadar bir iki pozisyonumuz vardı. Maçın 16-17. dakikalarında Serkan M.Akif'ten gelen topu çok güzel aldı, ceza sahası önüne kadar geldi, üstten aşırtma vuruş yapıp gole gitmek istedi, ancak GBB kalecisi ceza alanı dışınd topa elle müdahele etti ve kırmızı kartı gördü. Topun başına Engin geçti ve çok güzel bir vuruşla topu sağ üst köşeden ağlara yolladı. Golden sonra iyice oyunun hakimi olduk. Ancak yakaladığımız gol pozisyonlarını değerlendiremedik. Coşkun, Doğa, Serkan epey pozisyon harcadı. İlk yarı bu skorla bitecek derken Berkay orta sahadan aldığı topu yaklaşık 30 metre sürerek tüm GBB defansını geçti ve plase bir vuruşla topu ağlara yolladı.

 

İkinci yarıya kontrollü başladık. Elazığ maçında olduğu gibi top çevirip vakit geçirmeye başladık. Uzun bir topla Serkan buluştu. Hızla ceza alanı içine girdi. Ceza alanı içinde GBB'nin kaptanı Serkan'ı düşürdü, hakem tereddğtsğz penaltıyı gösterdi. Coşkun topun başına geçti ve sağ üste topu yollayarak durumu 3-0 yaptı. 3. golden sonra Sergen oyuna girdi, Berkay oyundan çıktı. Takım top dolaştırarak vakit geçirmeye başladı. 65. dakikada ceza alanımızın önünde GBB bir serbest vuruş kazandı. GBB'li futbolcu topa çok güzel vurdu. Sağ üst köşeden top ağlara gitti durum 3-1 oldu. Golden sonra GBB bastırmaya başladı. Ancak atakları ceza alanına girmeden defans elemanlarımızca savuşturuldu. Orta saha hakimiyeti ele geçiren GBB'ye karşı Metin Diyadin Engin'i oyunda çıkarıp, Birol'u alarak hakimiyetin tekrar bize geçmesini sağladı. Birol oyuna girdikten sonra iyiden iyiye top hakimiyeti bize geçti. Coşkun çıktı yerine İshak girdi. İshak girince oyun biraz hareketlenir gibi oldu. 84. dakikada Birol'Un ortasına GBB'li defans elemanı ters vuruş yaptı ve durum 4-1 oldu. Son dakikalarda İshak ve Serkan mutlak gol pozisyonlarından faydalanamadı. Maç 4-1 bitti.

 

Maçın geneli bakacak olursak antreman maçı havasındaydı. Takımımız kendini hiç zorlamadı. Gayet sakin, rahat futbol oynadılar. Biraz zorlasaydık sonuç çok daha farklı olurdu. GBB orta alanda iyi pres yapıyor, iyi basıyor. Diri bir takım. Defansı da çok kötü değil. Ancak fprvetleri sıfır gibi birşey. Öyle ki maç boyunca sadece bir atakları vardı tehlikeli sayılabilecek. Sadece bir tane korner kullanabildiler. Forvete takviye yapmazlarsa bol bol beraberlik alırlar. Elazığ'dan daha derli toplu geldiler bana 4 gol yemelerine rağmen. Sergen oyuna girdikten sonra etkisi azalan orta sahamız nedeni ile 60-75 dakikalar arası bize nazaran daha iyi futbol oynadılar. Ama ceza alanı önüne kadar gelebildiler, ceza alanı içine giremediler. Takıma tek tek bakacak olursak:

 

Cenk: Kendisine pek iş düşmedi. Yediği golde yapabilecek çok fazla bir şeyi yoktu. Zor yere gitti top.

 

Koray: Başarılı oynadı. En defansif anlamda hem de ofansif anlamda takıma çok katkı sağladı.

 

Ulaş: Bir iki pozisyonda hata yaptı. Diyadin çok kızdı bu pozisyonlarda. Hataları hariç iyiydi. Hücumları genelde o başlattı. Defanstan Ulaş'la çıktık.

 

Tufan: Gayet başarılı idi. Ben defansta risksiz oynayan adamları çok severim. Tufan da öyle. Dün olası GBB tehlikelerinde hiç riske girmeden topu duruma göre taça attı, duruma göre Allah ne verdiyse vurup mümkün olan en uzağa gönderdi. Yerden baya top kesti.

 

Ersin: Dün çok çalışkandı. Ofansif anlamda da defansif anlamda da çok iyiydi. Sol kanatta gitti gitti geldi. Yerinde müdaheleler yapıp GBB ataklarını tehlike olmadan önledi. Çok iyi kademeye giriyor. Topu çok hızlı sürüyor.

 

M.Akif: Dün Elazığ maçına göre biraz daha iyiydi. Attığı uzun paslarla sürekli tehlikeler yarattı. Bizim sahamızın ortalarında yaptığı kritik müdahelerle topu sürekli rakipten çaldı.

 

Doğa: Gayet başarılı idi. Çok hırslı oynuyor. Dikine hızlı gidiyor. Mücadeleyi hiç bir zaman bırakmıyor. Dün çok faule maruz kaldı ama. Kendisini durdurmakta zorluk çeken GBB defansı sık sık faulle durdurdu kendisini.

 

Engin: Sağdan yaptığı bindirmelerle GBB defansını çok bunalttı. Attığı gol gayet klas bir goldü. Bir kaç pozisyonda da iyi vurdu ama top kaleyi tutmadı. Zaman zaman sağ açıktan içe doğru kayıp göbekten zorladı GBB defansını.

 

Serkan: Sahanın en iyisi idi. Bir orada bir buradaydı. 1. golde onun aşırtmasını kurtarmak isteyen kaleci kırmızı kart gördü. 3. golde o düşürüldüğü için penaltı oldu. 4. golde inatla rakibi sıkıştırdı, topu kaptı, Sergen'e pası verdi, o da Birol'a verdi orta golü getirdi. Serkan orda inat etmeyip rakibi bıraksa öyle bir pozisyon doğmazdı. Çok faule maruz kaldı. Genelde sol kanatta olsa da sık sık da göbekten yüklendi GBB kalesine. Dün diyebilirim ki tek başına Serkan yetti GBB defansını yıldırmak için.

 

Coşkun: İleride iyi pres yaptı. Rakip defansı sürekli zorladı. Ancak gol pozisyonlarını cömertçe harcadı. Çok net 3 pozisyondan yararlanamadı.

 

Berkay: Fizik olaak yetersiz görünümü verdi. İkili mücadelelerin çoğunu kaybetti. Ben ilk maç heyecanına bağlıyorum. Kendine güvendikçe ayakları daha sağlam yere basacak ve daha başarılı olacaktır. Çünkü kalıbı yerinde. Uzaktan birkaç güzel şut çekti. Attığı gol gayet güzeldi. Orta sahanın biraz ilerisinden aldığı topu çok güzel sürdü. Tüm rakip defansı tek tek geçti. Plase bir vuruşla topu ağlara yolladı.

 

Sergen: Vasatın altındaydı. Aldığı topları genelde kaptırdı. Koşmadı, mücadele etmedi. Oyuna girdikten sonra takımın ritmi bozuldu. Son dakikalarda sakatlandı. Bir kaç tane güzel pas attı.

 

Birol: Engin'in yerine girdi. Sağ kanatta oynadı. Bana göre başarılı idi.

 

İshak: Oyuna geç girdi. Oyuna girince oyun hareketlenir gibi oldu. Topla çok fazla buluşamadı. Son dakikalarda karşı karşıya bir pozisyonu kaçırdı.

 

Hakem kötüydü bana göre. 4 sarı kart gördük. Bana göre bırakın kartı ikisi için düdük bile çalınmazdı. Kartları çok ucuz gördük bir tanesi hariç. En ufak müdahelede bile hakem düdük çalarak oyunu sürekli böldü. Defansımız yaptığı her müdaheleyi faul olarak değerlendirdi. Bu yüzden sık sık ikili diyaloglar yaşandı hakemle futbolcular arasında. Penaltı kararı doğru idi. Kalecinin kırmızı kartı doğru idi. GBB'li futbolcunun ikinci sarı kartı doğru idi ama ona da ilk sarıyı çok ucuz göstermişti.

 

Fazla zorlanmadan, çok rahat kazandığımız bir maçtı. Takım oturdukça daha da iyi olacak gibi. Şimdilik bireysel özellikler ön planda. Takım oturup takım oyunu oynamaya başlayınca daha iyi futbol seyredeceğiz gibime geliyor.

 

Dün Erkan Midilli maçı anlatabilmek için Anteplilerle baya atıştı. Maçtan sonra kendisi ile görüştük, Antep'li gazeteciler kendisini sürekli taciz etmiş, sürekli laf sokmaya çalışmışlar. Akılları sıra dalga geçmişler. Erkan zaten bir ara ta en uç tarafa geçmişti. Demek ki Anteplilerle fazla muhatap olmamak için oraya gitmeyi uygun gördü. Hatta birisi Erkan'a gol olduğunda gol diye bağırınca "Ne bağırıyorsun?" gibilerinden birşeyler de söylemiş.

 

Gerek Erkan olsun, gerek Ali İhsan Abi olsun çok zor şartlar altında maç anlatıyorlar. Bir taraftan maçı izleyip gazete için not tutuyorlar, bir taraftan gazete için resim çekiyorlar, bir taraftan stadı gözlemliyorlar, bir taraftan maç anlatıyorlar. Anlattıkları yer de kale arkası. Maçı bile görmeleri çok zor aslında. Anca kendi bulundukları kale arkasındaki pozisyonları net görebilirler, karşı kaledeki pozisyonları görmeleri çok zor. Biz taraftar olarak maçları onlardan daha net seyredebiliyoruz. Gönül daha iyisi olsun tabi ki istiyor ama eldeki imkan ve olanaklarla bunların bile başarılması kişisel özveriler ile gerçekleşiyor. Erkan bu maçı anlatabilmek için cuma geceden yola çıktı, bugün saat 14.00 civarı görüştüğümüzde hala Polatlı'da idiler. Bu insanların fedakarlıkları ile yürüyor bu işler. Eldeki imkanlarla bundan iyisini beklemek de insafsızlık olur. Çıkıp yayın odasından rahat rahat maçı seyredip maç anlatsalar hep beraber eleştirelim ama bu şartlarda sırf taraftar haberdar olsun diye çaba gösterenleri insafsızca eleştirmeyelim, şevklerini kırmayalım.  

 

Müjdat abi;

Öncelikle her zaman olduğu gibi objektif ve önyargısız yaklaşımın için teşekkürler...

Burda rakam veya rakamlar vermek istemiyorum ama inan ki canlı yayınlar hem maddi hem de manevi olarak yayıncı kuruluşun omzuna çok büyük bir yük bindiriyor...

Burda ki ağır yükü hafifletmek adına maç esnasında alınan reklamların hoşgörüyle karşılanması gerektiğini daha önceden de belirtmiştik...

Bu yükü taraftarlarla beraber omuzlayabileceğimiz düşüncesiyle çıktık bu sezon yola ve yine her zaman olduğu gibi yine tek başımıza...

Burda kimseyi ilgisizlikle suçlamıyorum,içerdeki maçlarımızı isteyen radyo istediği gibi anlatabilir ama görüyoruz ki ne anlatan var ne de anlatmak,yayınlamak isteyen!!!

Neden acaba?

 

Daha fazla uzatmak istemiyorum konuyu polemik yaratmamak adına...

 

Sezon başında taraftarlarımızın desteğini alacağımızı umarak çıktığımız yolda,daha ilk deplasman haftasında kırılan şevkimizi yine sizlerin desteğiyle en üst noktaya çıkarmak dileğiyle herkese iyi akşamlar...

 

 

Not:antep maçı için uğraşıp yazdığın uzun ve anlaşılır yorumların için teşekkürler...

 

Sevgili Koray;

Radyo elbette reklam alacak. Reklam olmasa nasıl ayakta durur? Benim eleştirdiğim tek nokta 5 dakika reklam arası verilmesi. Atıyorum 5 dakikalık reklam arasında 25 tane reklam veriliyorsa bu reklamlar pozisyon aralarına sıkıştırılabilir tek tek. Taç olunca bir reklam girer. Aut olunca bir reklam girer. Sakatlık anında birkaç reklam girilebilir. Öyle pozisyonlar oluyor ki oyunun 2-3 dakika durduğu zamanlar oluyor maç esnasında. Devre arası, maç başı, maç sonu ile çok rahat bir saatlik reklam süresi yaratılabilir . Yukarıda da yazdığım gibi bir maçta top en fazla 60 dakika oyunda kalıyor zaten. Taçtı, auttu, kornerdi, serbest vuruştu derken çok fazla vakit futbol oynanmadan geçiyor. Tabi teknik olarak zor bir iş benim dediğim. Çünkü kumanda masasındaki kişi maçı seyretmiyor. Top oyunda mı değil mi görmediği için reklamı giremez. Kumanda masasındaki kişinin de maçı seyretmesi lazım ki hemen boşlukta reklamı girebilsin. Velhasılı kelam işiniz zor. Ama siz yine de olumsuz eleştirilere fazla kulak asmadan yolunuza devam edin, moralinizi bozmayın. Eleştiriler olduğu gibi büyük bir kesim de hizmetiniz için minnettar.