Yazar |
Konu Ara Konu seçenekleri
|
mehmet26eses
Usta Yazar
Mehmet
Yaş: 38
Katılım: 24/Kas/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1300
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 17/Oca/2010 saat 01:48 |
Ben Digiturk'ün yerinde olsam 6 tane maçı banko naklen veririm.
Malum 4 klubün maçı zaten veriliyor.Onların yanına birde Eskişehirspor'la,Bursaspor'u eklerdim.Daha çok kâr sağlanır böylelikle.Biz ile Bursa ciddi taraftar potansiyeli olan takımlar.
|
YAŞASIN ESKİŞEHİRSPOR
|
|
ES ES ES
Usta Yazar
Mustafa Aydoğdu
Yaş: 51
Katılım: 27/Haz/2009
Yer: ESkişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2001
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 17/Oca/2010 saat 01:54 |
Cemal Ersen Gözlem
Kaş yapayım derken göz mü çıkardık?16 Ocak Cumartesi 2010 - Milliyet
Dile kolay 321 milyon dolar. Vergisini, federasyon payını filan da ekleyin, yıllık 400 milyon dolarlık bir pasta. Marie Antoniette’in dediği gibi “Ekmek yoksa pasta yesinler...” “Süper Lig” apoletli kulüplerimiz için cuk oturdu vallahi. Gırtlağa kadar borca batıp, meteliğe kurşun atarken,Digitürk- Telekom kapışması hayal bile edemeyecekleri bir kaynak yarattı beylere. Alacakları para için değil. Alacakları öngörülen parayı alabilmek için. Çakma Çin malı sanki. Ortada futbol adına bir gelişim, kalite, reform yok iken, durduk yere Avrupa beşincisi olmanın hazımsızlığı mideleri bozabilir. Futbol ulemaları bütçe denetiminden ve profesyonel kulüp yönetiminden söz ediyor. Para çarçur edilmesin, kulüpler aklını başına alsın deniyor. Söyleyin Tanrı aşkına, huylu huyundan vazgeçer mi? Ben fazla bir şeyin değişeceğine inanmıyorum. Borsaya açık, gelir gider tabloları denetlenen birkaç kulüp dışında hangisinin hesabı kitabı takip edilebiliyor? Ligin en başarısız, küme düşen takımı bile yayın pastasından 10 milyon dolara yakın para alacak. Sonra? Borca harca, temliğe derken, pantolonun oturma yerleri yine açıkta kalacak. Hiçbir
artı değer üretmeden, naklen yayın ve İddaa gelirleriyle çarkı
döndürmeye çalışan yönetici mantığı değişmediği sürece, 400 değil bir
milyar dolar da verseniz ,Türk Futbolu bugün bulunduğu noktadan bir adım ileri gidemez. Göreceksiniz bu paraların ödenmeye başladığı tarihten sonra neler olacak? En geç bir yıl sonra kulüplerin önemli bölümü fakir edebiyatının nezih örneklerini sergilemeyi sürdürecek FIFA’daki
uyuşmazlık dosyaları kabaracak, alacağını tahsil edemeyen oyuncular
federasyonun kapısını çalacak, futbol çamur sahalarda, ilkel statlarda
oynanmaya devam edecek.
|
3ES - 3Kİ - 2ESKİ - 1ES ▒▓ E ▓ S ▓ K ▓ İ ▓ Ş ▓ E ▓ H ▓ İ ▓ R ▓ S ▓ P ▓ O ▓ R ▓▒
|
|
yakuza26
Deneyimli Yazar
Battal
Yaş: 39
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Sevdamın Şehri
Online Durum: Offline
Mesajlar: 691
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 17/Oca/2010 saat 12:56 |
'IMAGINE'
TFF medya hakları ihalesinde toplam 495 milyon Dolar gibi inanılması
zor bir bedele ulaşıldı. Öncelikle böyle astronomik bir bedeli Türk
futboluna aktarma cesaretini gösteren başta Digital Platform İletişim
Hizmetleri A.Ş olmak üzere diğer kurumlara Türk futbolunun içinde olan
herkesin teşekkür etmesi gerekir. TFF
medya hakları ihalesinde toplam 495 milyon Dolar gibi inanılması zor
bir bedele ulaşıldı. Öncelikle böyle astronomik bir bedeli Türk
futboluna aktarma cesaretini gösteren başta Digital Platform İletişim
Hizmetleri A.Ş olmak üzere diğer kurumlara Türk futbolunun içinde olan
herkesin teşekkür etmesi gerekir.
Yaşanan bu önemli kırılma noktasından sonra Türk futbolu ya tüm
paydaşları ile beraber yeniden yapılanarak güçlenir ya da tamamen
karanlığa gömülür. Futbol tarihimizin en önemli kurumsal değişim
sürecinin 2010 medya hakları ihalesi ile başlamış olduguna inanıyorum.
Artık Türk futbolunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Aziz Yıldırım’ın çabası kilidi açtı
Bu değişim sürecini desteklemek ve ona katkı sağlamak, Türk futbol
ailesinin her ferdinin doğal görevidir. Mahmut Özgener, Lutfi Arıboğan,
Servet Yardımcı, diğer yönetim kurulu üyeleri ve ihalede katkısı olan
profesyonelleri ile Türkiye Futbol Federasyonu çok başarılı bir şekilde
ihale sürecini yönetmiştir. Bu ihalenin en önemli aktörlerinden olan
Aziz Yıldırım’ın vizyonu, tutkusu ve çabaları, Türk futbolunun içinde
bulunduğu açmazların aşılması yolunda en önemli itici güç olmuştur. A
Paketi’nin 5 yıllık 2.589 milyon dolar gibi ticari anlamda açıklanamaz
bir boyuta ulaşmasında Türk Telekom’un genel müdürü Poul Doany’nin
tavrının ihaleye etkisi ise bir başka gözardı edilmemesi gereken
konudur.
Aslında ihaleden iki gün önceye kadar Digitürk ve Türk Telekom 300
milyon dolarlık bir konsorsiyum için anlaşmışlardı. Ancak Salı günü
Doany’nin Digitürk binasına giderek Ertan Özerdem’e konsorsiyumdan
vazgeçtiklerini açıklamasıyla ihaleye yaklaşık 36 saat kala ortalık
karıştı. Digitürk cenahında ciddi bir gerginlik yaşanmaya başladı. Bu
gerginlik ihale sürecine de yansıdı ve kazanan Türk futbolu oldu.
Yayıncı kuruluş değişmeli
Şimdi önemli olan Türk futbolunun değişim sürecinde nelerin, nasıl
değişmesi gerektiği ile ilgili ortak aklın oluşturulmasıdır. Kendi
aklımca, nacizane birkaç öneride bulunarak çorbada tuz misali bu sürece
destek vermek isterim.
Konumuz medya hakları ihalesi olduğundan önce medya ile başlayalım.
Toplam yıllık ihale bedeli 495 milyon Dolar gibi Avrupa standartlarını
zorlayan bir ülkenin spor medyasının da artık Avrupa standartlarının
üstünde bir kalitede olması gerekir.
Türk futbolunun ayağa kalkması için önce medyadaki geçmişten gelen
köhne ve kemikleşmiş zihniyetin değişmesi için çaba sarfederek işe
başlanabilir.
Türk spor medyası artık “olmayan futbolu satma” reflekslerinden
kurtulmalı, dedikodu, manipülasyon, kavga, yalan haber ve vıcık vıcık
ilişkilerden hızla uzaklaşıp, bilginin, doğru haberin ve gerçek
gazeteciliğin mesafeli asaletine acilen kavuşmalıdır.
Burada birincil sorumluluk medya patronları, genel yayın yönetmenleri
ve spor müdürlerine düşmektedir. Spor medyasının yönetici kadroları,
yayın ve personel politikalarını artık yeniden gözden geçirmek
zorundadırlar.
Bir başka radikal değişime de yayıncı kuruluşun ihtiyacı
vardır.Pastırmalı yumurta, tuvalet kağıdı ve oynatalım, geriye
saralımlarla en fazla 850.000 aboneye ulaşacaklarının farkına
varmalıdır Digitürk yönetimi, saatler süren hakem hataları
tartışmalarının markalarına zarar verdiğini, fanatik taraftara oynayan
söylemler ve yayın politikaları ile neden sağduyulu taraftarları ve
futbol severleri kaçırdıklarını sorgulamalıdır yayıncı kuruluş.
Alt ligleri düşünmezseniz...
Abone sayılarının arttırılması için öncelikle tüm Süper Lig
takımlarının taraftarları ile Digitürk arasında karşılıklı pozitif
etkileşimi ve aidiyet duygusunu yaratabilmeli, Turkcell Süper Lig’in
sadece dört takımdan oluşmadığını hatırlayarak yayın içeriklerini
interaktif şekilde zenginleştirme ve ürün yelpazelerini çeşitlendirme
yolunu tercih etmelidirler.
Medya hakları ihalesinden bana göre en kazançlı çıkan taraf olan TRT de
yeniden yapılanma sürecinde yayıncılık adına aynı hassasiyetleri
göstermelidir.Türk futbolunun yeniden yapılanma sürecinde en önemli
görev tabii olarak TFF’ye düşmektedir. Yıllık yarım milyar dolara
yaklaşan ihale bedelinin zafer sarhoşluğundan olabildiğince çabuk
uyanarak bu ekonomik büyüklüğün olası tehlikelerine karşı gereken
öngörüye sahip olarak kendilerini hazırlamalı, havuz sistemini 1.Lig ve
TFF 2.Lig’i de kapsayacak şekilde dengeli ve adaletli bir yapıya
kavuşturulması adına cesaret ve kararlılıkla yollarına devam
etmelidirler. Çünkü yeni ihale bedelinin mevcut havuz sistemine göre
dağılımı, Türk futbolu adına çok büyük sıkıntıları da beraberinde
getirecektir. Örneğin 2010-2011 sezonunda Süper Lig’den düşen 3 takımın
ortalama yıllık yayın hakkı geliri 10 milyon dolar seviyesinde iken
1.Lig’de mücadele eden takımların yayın hakkı gelirleri azami 3 milyon
dolar seviyesinde kalacaktır. Bu rakamlara Süper Lig’in avantajlarından
doğan reklam ve sponsorluk gelirlerini de eklerseniz halef ile selef
arasında ekonomik anlamda çok ciddi bir fark ortaya çıkacaktır. Böyle
bir sistemde 1.Lig’den Süper Lig’e çıkacak takımlar çoğunlukla hep aynı
eski Süper Lig takımları olacaktır. Alt liglerden üst liglere tırmanmak
daha da zor hale gelecektir.
Üç büyüklerin farkı 80 milyon Dolar
Mevcut sistemin bir başka dağılım sorunu ise ligi ilk üç sırada
bitirmeye abone dört büyükler ile diğer takımların gelirleri arasındaki
uçurumdur. Ligi ilk üçte bitiren büyükler, yeni ihaleden sonra ortalama
45 milyon Dolar seviyesinde yayın hakkı payı alacaklar, bu rakama
Şampiyonlar Ligi ve Avrupa kupalarından elde ettikleri gelirleri,
tribün, lisanslı ürün ve de sponsorluk gelirlerini eklerseniz, orta
sıralarda 15 milyon Dolar seviyesinde yayın geliri elde edecek
takımlarla 3 büyükler arasındaki yıllık fark 80 milyon dolarlar
seviyesine çıkacaktır ki bu zaten olmayan rekabetçi yapının sonsuza
kadar devam etmesi anlamına gelir.
Beş yıllığına 2.5 milyar değil 10 milyar Dolar da verseniz Türk futbolu
bu paylaşım modeli ile bir adım ileri gidemez. Belki Avrupa’da üç
büyüklerden biri veya birkaçı daha şampiyonluk görür ama ülke futbolu
adına topyekün bir gelişme sağlamak mümkün olmayacaktır.
Havuz sistemi, adil bir paylaşım modeli ile rekabetçi yapıyı oluşturmak
adına yeniden kurgulanmalıdır. Havuz gelirlerinin büyük payı eşit
dağıtılmalı, kalan pay ise sportif başarıya göre paylaşılmalıdır.
Şampiyon olmuş takımlara, şampiyonluk sayısına göre verilen
“cülus”lardan vazgeçilip Anadolu takımlarına fırsat eşitliği
sağlanmalıdır. Bu konuda başta Aziz Yıldırım ve diğer büyük kulüp
başkanlarına tarihi sorumluluk düşmektedir.
Bir başka tarihi sorumluluk ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek, Spor Bakanı Faruk Nafiz Özak ve Gençlik Spor
Genel Müdürü Yunus Akgül’e düşmektedir. Ülkenin zaten kıt olan
kaynaklarının futbol adına heba edilmesinin önüne geçmek için yeni
kulüpler yasasını acilen hayata geçirmelidirler.
Sözler umut verici
Mevcut dernekler kanunu, spor kulüplerinin bugün geldiği noktaya göre
yeniden düzenlenmeli bu ülkenin kendi içinde oluşturduğu yıllık yarım
milyar Dolarlık ulusal servet, futbolcu menacerleri ile kulüp
başkanlarının keyfine bırakılmamalıdır. Son bir haftada en yetkili
ağızlardan çıkan sözlere bakıyorum, içim umut doluyor.
Önce Bakan Faruk Özak, kulüplerin mali disiplin ve denetim altına
alınmasından bahsetti, ihale sonrası Lutfi Arıboğan ihale bedelleri
arttıkça kulüplerin borçlarının da arttığının altını çizdi. Ertan
Özerdem spor yayıncılığı adına değişimin sinyallerini verdi. Şansal
Büyüka hakem hatalarının artık tartışılmayacağını söyledi.
Yıllardır Türk futbolunun gelişimi adına şimdi en üst düzey yetkililer
tarafından bahsi geçen tüm söylem ve eylemlerin mücadelesini veren
herkes için John Lennon söylüyor;
You may say that I’m a dreamer
But I’m not the only one
I hope someday you’ll join us
And the world will live as one
Kaan ARK/Fanatik gazetesi 16 Ocak 2010
|
Eskişehirspor demek; bir şehrin alın yazısı demektir..
|
|
Mc_PrOdAtOr
Usta Yazar
BoŞNaK
Yaş: 36
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: GöKMeYDaN
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2039
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 17/Oca/2010 saat 13:12 |
TÜRK futbolu ve yayın anlayışına çok fazla bu para...
|
ULTRAS & A.C.A.B ESparta
|
|
emr26e
Deneyimli Yazar
EMRE
Yaş: 38
Katılım: 06/Ağu/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 338
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 17/Oca/2010 saat 14:23 |
1 puanın bedeli tam olarak 341500$ yani 497053tl yani 500milyar eski parayla gerçekten çok büyük para buandan sonra bu paraları idare edecek yönetimleri mercek altına alıp klup gelir giderlerini çok ii denetim şirketlerine denetlettirmek şart oldu bence bu paraları kontrol altında tutmazsak paralar uçup gidebilir diye düşünüyorumm
|
SİYAH YADA KIRMIZI GİY
ATKINI AL
|
|
crazykarakas
Usta Yazar
Mehmet Rasim Karakas
Yaş: 37
Katılım: 02/Tem/2008
Yer: Rheinberg/Alm.
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1190
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 18/Oca/2010 saat 00:15 |
Alıntı yapılan mecek
İhaleyi son dokuz yıldır digitürk alıyor yazmasın orada?
|
Maclarin hepsi yayinlanabilir diyor Benim almancam iyidir
|
|
matt
Usta Yazar
M. M. Altintas
Yaş: 51
Katılım: 30/Tem/2007
Yer: United States
Online Durum: Offline
Mesajlar: 7729
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 18/Oca/2010 saat 06:02 |
Ugur Meleke bugunku kose yazisinda yayin gelirlerinin dagilimina dair guzel bir oneride bulunmus:
...TFF, 321 milyon dolar içinde yüzde 1’lik bir payı, sezonu tek teknik direktörle tamamlamış kulüplere bölüştürmek için ayırabilir. Örneğin 3,21 milyon dolar, geçen sezonu tek hocayla tamamlamış 6 kulübe bölüştürülseydi; Ankaraspor, Sivas, Kayseri, IBB, Fenerbahçe ve Eskişehir 540’ar bin dolar ekstra gelir elde edeceklerdi...
**
|
|
okayes
Yeni Yazar
İsimsiz
Yaş: -
Katılım: 14/Ağu/2007
Yer: Germany
Online Durum: Offline
Mesajlar: 7
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 18/Oca/2010 saat 08:29 |
arkadaslar, yukarida adi gecen alman kanalindaki haberi sizler icin tercüme ettim.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
yayin hakki ihalesinde rekor fiyat.
Türkiye süper ligi gelecek yillarda da Digitürk'te yayinlanacak. parali kanal Digitürk 2014/2015 sezonuna kadar yayin haklarini 321 milyon dolarlik rekor fiyatla garanti altina aldi. Son dokuz yildir da yayin haklari Digitürk'teydi.
Türk Telekom'la kafa kafaya mücadele eden Digitürk, 4 saat ve 140 teklif turundan sonra ihaleyi kazandi. ihale bircok türk tv'si tarafindan naklen yayinlandi. Federasyon Baskani Mahmut Özgener: Türk Futbolu icin tarihi birgündü dedi.
2001 yilinda yapilan son ihalede fiyat 165 milyon dolarda kalmisti. Digitürk simdi 2010/2011 sezonundan itibaren 9 maci da yayinlamayi degerlendiriyor. simdiye degin haftada yalnizca 4 mac yayinliyordu.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
|
|
doringo
Yazar
Hakan Aydoğan
Yaş: 44
Katılım: 06/Ağu/2008
Yer: İstanbul
Online Durum: Offline
Mesajlar: 163
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 18/Oca/2010 saat 08:44 |
9 maç yayınlarsa eğer, bende alabilirim digiyi.
bu ne kadar doğru acaba?
|
|
Essfor
Usta Yazar
bahadır
Yaş: 48
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: Turkiye
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1885
|
Alıntı Cevapla
Tarih: 18/Oca/2010 saat 09:13 |
Digitürkün bu parayı çıkarıp kar etmesi için süperligin 3-4 takımdan ibaret olmadığını anlaması ve diğer takımlarada gerekli değeri vermesi gerekiyor...En basiti bizim maçları vermeye başlasa ben bile digitürk alabilirim ....Ve benim gibi binlerce kişi de alır...Türkiye İstanbuldan ibaret değildir...
|
Esesliyiz çok şükür...
|
|