eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Kaybettiklerimiz...

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 34567 36>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
serdareses Liste gör
Usta Yazar


serdar
Yaş: 36
Katılım: 16/Oca/2008
Yer: ESKİŞEHİR
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1361
  Alıntı serdareses Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 16/Kas/2009 saat 19:54
çok yazık begendiğim bir futbolcuydu
KI KI KIZILCIKLI...
Yukarı
kitapcıES Liste gör
Deneyimli Yazar


Muharrem USLU
Yaş: 54
Katılım: 30/Tem/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 375
  Alıntı kitapcıES Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 16/Kas/2009 saat 20:37
Alıntı yapılan 26_Serdar_26

Oynaması yasaktı. Türkiye'deki doktorlar sakıncalı bulmuşlardı ve yunanistanda devam ediyordu futbol hayatına.
Toprağı bol olsun.        
Böylesine acı bir olayın ayrıntılarında olumlu bir yön gizli. Sağlık sebeplerinden dolayı Türkiye'de futbol oynamasına izin verilmemesi. En azından ülkemizde futbolcu sağlığının önemsemeye başlandığını gösteriyor. İnşallah her vatandaşın sağlığının önemsendiği günleride görürüz...
"YA BİR YOL BULACAĞIZ YA DA BİR YOL AÇACAĞIZ" HANNIBAL
Yukarı
Esborahan Liste gör
Deneyimli Yazar


B.G.
Yaş: 29
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: se Bekleriz
Online Durum: Offline
Mesajlar: 692
  Alıntı Esborahan Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 16/Kas/2009 saat 21:35
Şok oldum resmen.İnanılmaz üzüldüm son zamanlarda futbolcu sağlığı hiçe sayılmaya başlandı kimi yerlerde...Toprağı bol olsun...
Sensiz Hayat Bir İşkence
Dilimdesin Gündüz Gece
Satır Satır Hece Hece
Şarkılarım Senin İçin.
Yukarı
moris26 Liste gör
Yazar


Sami Çiftçi
Yaş: 40
Katılım: 03/Ağu/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 259
  Alıntı moris26 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 16/Kas/2009 saat 21:35
Toprağı Bol olsunCryCry
KÜTAHYA'NIN KIRMIZI ŞİMŞEKLERİ
Yukarı
AzTecK Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 38
Katılım: 15/Ağu/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3655
  Alıntı AzTecK Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 16/Kas/2009 saat 23:49
Geçen yıl Antep formasıyla kadıköyde Fenerbahçeye, yüzündeki altın sarısı maskeyle attığı gol ve sonrasında yaşadığı gol sevinciyle hatırlayacağız kendisini.
 
Üzüldüm gerçekten, toprağı bol olsun.
Yukarı
Cumhuriyet Liste gör
Usta Yazar


Serkan
Yaş: 35
Katılım: 06/Haz/2008
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 8369
  Alıntı Cumhuriyet Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 18/Kas/2009 saat 19:32
Ömer Lütfi Mete'yi kaybettik


Gazeteci, yazar, Deli Yürek, Kurtlar Vadisi gibi dizilerin, Kurtlar Vadisi Irak, The İmam, Gülün Bittiği Yer gibi filmlerin senaristi Ömer Lütfi Mete vefat etti. Geçirdiği kalp krizinin ardından sağlığı bozulan ve önceki gün geçirdiği ikinci bir kalp kriziyle tedavi altına alınan Ömer Lütfi Mete, Acıbadem Hastanesi'nde bugün hayata gözlerini yumdu.

Kaynak : Yazete.com

Allah rahmet eylesin.
Yukarı
köfteci Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü Önkol
Yaş: 65
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: Germany
Online Durum: Offline
Mesajlar: 10327
  Alıntı köfteci Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 24/Oca/2010 saat 00:24
Uğur MUMCU PDF Yazdır E-posta

Image

Aslen Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942’de, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dünyaya geldi.  

İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlayan Mumcu, öğrenimine Hukuk fakültesinde de devam etti. 1961 yılında baş1adığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1965 yılında tamamladı. Bir süre avukatlık yaptı; yabancı dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.

Yazmaya, üniversite öğrenciliği yıllarında, Doğan Avcıoğlu'nun yönetimindeki Yön Dergisinde başlayan Uğur Mumcu, 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "Ordu Uyanık Olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek", "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Uğur Mumcu bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Ancak karar yargıtayca bozuldu ve serbest bırakıldı.

Serbest bırakılmasının ardından askere alınan Mumcu Tuzla Piyade Okulu’nda 3 aylık eğitim den sonra “sakıncalı” ilan edilerek askerliğini er olarak tamamlamak üzere Ağrı Patnos’a gönderildi. Daha sonra açtığı davayı kazanan Mumcu yedek subaylık hakkını elde etti. "Evet, evet ne olursa olsun, ben Patnos dağlarında halk çocuklarıyla er olarak askerlik yapmayı, emekli olduktan sonra siyasal iktidarın uzattığı yönetim kurullarında, on binlerce lira para alan orgeneral olmaya değişmem!" diyerek askerliğini Patnos’ta er olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.

ImageYazıları 1962'den itibaren Yön, Türk Solu, Devrim, Ant, KIM, Ortam, Yeni Ortam v.b. dergilerde yer alan Mumcu'nun, 1968-69-70 yıllarında Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde zaman zaman çeşitli konularda inceleme yazıları da yayımlandı.

Köşe yazarlığına 1974 yılında haftalık Yeni Ortam dergisinde başladı. Daha sonra çalışmaya başladığı Anka Ajansında 1975 yılından itibaren Cumhuriyet'e de köşe yazıları yazdı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 6 Kasım 1991'de İlhan Selçuk ve yaklaşık 80 Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.

Yaşamı boyunca 25 kitabı yayınlanan Mumcu çalışma yaşamı boyunca pek çok ödül aldı.

Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu öldürüldü.

Uğur Mumcu’nun yaşam serüveni şöyle özetlenebilir o “gazeteci”ydi.

 

 

 

Büyük Vatansever Ugur Mumcuyu unutmayalim ,unutturmayalim  ruhun saad olsun büyük insan...................
Kral hem ciplak,hem gerzek...
Yukarı
bozüyük26 Liste gör
Usta Yazar


Akın TUNÇ
Yaş: 30
Katılım: 05/Ağu/2007
Online Durum: Offline
Mesajlar: 4119
  Alıntı bozüyük26 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 24/Oca/2010 saat 00:42
''Vurulduk ey halkım, unutma bizi...''

Saygıyla anıyoruz...




Yukarı
Dorylaion Liste gör
Usta Yazar


Ersin ASLAN
Yaş: 38
Katılım: 18/Oca/2008
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3163
  Alıntı Dorylaion Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 24/Oca/2010 saat 00:46
Hava yine soğuk, hava yine karlı ve biz yine seni konuşuyoruz.
 
Hiç bir zaman seni unutmayacağız diğer kahpe kurşunlar ile göçüp gidenler gibi. Uğurlar olsun bir kez daha.
ŞAMPİYONLUK UZAK DEĞİL...
Yukarı
samich_backtash Liste gör
Usta Yazar


Semih Bektaş
Yaş: 37
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Jamaica
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2426
  Alıntı samich_backtash Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 24/Oca/2010 saat 01:22

24 OCAK

1993 yılında kahpece bir suikaste kurban giden değerli gazeteci cesur araştırmacı UĞUR MUMCU;

2001 yılında yine kahpece bir suikastle şehit edilen ALİ GAFFAR OKKAN;

2007 yılında vefat eden İSMAİL CEM....


  Vurulduk Ey Halkım, Unutma Bizi

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
Bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Yoksullugun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acımasız ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
Taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Bağımsızlık, Mustafa Kemâl'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
Başlarımızı ezmek
Kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
Bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
Mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi...

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
Ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere
Bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

Bir gün mezarlarımızda güller açacak
Ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
Ey halkım unutma bizi...

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
Şimdi hep birlikteyiz
Ey halkım, unutma bizi...


SOMA Anısına

"Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır." K.ATATÜRK
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 34567 36>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,625 saniyede hazırlanmıştır