|
Türkçemize Sahip Çıkalım |
Cevapla | Sayfa <1 34567 23> |
Yazar | ||||||||||||||
serkan_esk
Deneyimli Yazar UZAKLAŞTIRILDI Serkan Yaş: 35 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 512 |
Alıntı Cevapla Tarih: 09/Ağu/2007 saat 13:59 | |||||||||||||
Ozan Tebrik Ederim Yine Güzel Bir Konuda Güzel bir şeyler Söyledin.Cümlene Aynen Katılıyorum.Gerçekten Ya Üzülecez Ya da Türkçemizi Kurtaracaz. |
||||||||||||||
delibasozi
Usta Yazar Ozan Açık Yaş: 36 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1794 |
Alıntı Cevapla Tarih: 15/Ağu/2007 saat 13:44 | |||||||||||||
Türk'ün dilini kesenler
Almanlaşmış Cem efendinin Almanya'daki Türk çocukları arasında
Türkçe konuşmanın yasaklamak istemesini savunması üzerine yazdıklarımızı okuyan
bir dost, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün de, büyük
şirket toplantılarında İngilizce konuşulmasını önerdiğini hatırlattı.
Olup bitenlere baktıkça insan, ister istemez, "Neredeeen nereye?" diye hayıflanmak ihtiyacı duyuyor. Yıl 1931. Atatürk diyor ki: "- Öyle istiyorum ki, Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, âhenkli dilimizi kullansınlar." Atatürk'ün bu özlemi dile getirmesinden iki yıl sonra, İstanbul'da, bir "Vagon-Li" hadisesi yaşanır. Bu hadisenin ne olduğunu kısa bir süre önce Hakk'ın rahmetine kavuşan, "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" müellifi Mustafa Müftüoğlu'ndan nakledelim: Bilindiği gibi, "Vagon-Li", Yataklı Vagonlar Şirketi'dir. Beynelmilel bir şirket… Dünyanın birçok yerlerinde olduğu gibi, Türkiye'de de şubesi bulunan bir müessese!.. İşte, bu şirketin İstanbul'da Beyoğlu Acentasında vukubulan bir olay, Vagon-Li şahlanışına sebep olmuştur!.. Şöyle ki: 21 Şubat 1933 Salı günü, Vagon-Li'nin Beyoğlu Acentasına müracaat eden bir tüccar, o günkü Ankara treni için bir bilet ister. Tüccara muhatap olan Naci Bey adındaki şirket memuru, o günkü trende boş ye olmadığını söyler, bu sırada Şirketin Galata Acentasına da telefon edilerek bilet olup olmadığı sorulur ve elbette ki bütün bu konuşmalar Türkçe cereyan eder. Naci Bey adlı memur, bu şekilde bir müşteriye bilet temini için uğraşırken; Acentanın müdürü, birden yerinden fırlar ve orada bulunan memurlara Naci Bey'i göstererek sorar: '- Bu adam böyle nece anırıp duruyor? Türkçe mi?' Ve sonra memura dönerek bağırır: 'Burada resmî dilin Fransızca olduğunu bilmiyor musunuz? Size sopa ile mi hareket etmeli?" Müdürün bu küstahça hareketine karşı, Naci Bey: '- Ben Türk'üm. Benim memleketimde resmî dil Türkçe'dir. Hattâ siz bile Türkçe öğrenmelisiniz!" diye cevap verir. Müdür bu cevap üzerine büsbütün küstahlaşır ve memura 10 lira (1933'de çok yara) nakdî ceza verir. Ve Naci Bey bu kere: '- Ne diye ceza veriliyor?... Kendi memleketimde kendi dilimi konuşmam suç mudur?' derken, Müdür, kükrer: '- Sizi on beş gün için kovuyorum!' deyiverir… Ve böylece, Türkiye'de Türkçe konuştuğu için hakarete maruz kalan memur, acenteyi terk eder!.. Bilâhare, diğer vazifeliler, müdüre, yaptığı hareketin doğru olmadığını, arkadaşlarının Türkçe konuşmakta haklı olduğunu, verilen cezanın kaldırılmasını söylerlerse de, küstah müdürün cevabı şu olur: '- Ya o gider yahut ben!' Bu müessif olay matbuata akseder ve ertesi günkü gazeteler olayı bütün teferruatıyla yazar… O yıllarda Üniversite gençliği bütünüyle milli şuura sahiptir. Milli şuur sahibi bu gençler, meşhur Razgard hâdisesine karşı ayaklanmış, Çanakkale Şehitliği için ilk teşebbüs bu gençlerden gelmiştir. Milli Türk Talebe Birliği'nde toplanan bu gençlerin başında Demokrat Parti iktidarı yıllarında Maarif Vekilliği yapan ve o yıllarda Mühendis Mektebi talebesi olan Tevfik İleri gibi kimseler vardır. Vagon-Li Acentasında vukuu bulan Türkçe'ye tecavüz hâdisesi üzerine işte bu gençler hemen harekete geçmiş ve toplanan muazzam gençlik kütlesi Beyoğlu'na çıkarak sonrada adı 'Konak' olan Tokatlıyan Oteli'ndeki Vagon-Li Acentası önüne gelmişlerdir. O gün İstiklâl Caddesi tamamen Üniversite gençliği ile dolmuş ve Beyoğlu'nda hayat felce uğramıştır! Acente önünde konuşan gençlerden biri, 'Dilimize saygı gösterilmesini bilmeyenleri affetmeyecek ve onları saygılı hale getirmesini bileceğiz." Demiş, bir ara gençlerden bir kısmı acenteyi tamamen tahrip etmiş, bilahare Vagon-Li'nin Galata Acentesi önüne gidilmiş ve tahripten orası da nasibini almıştır. Yüksek Tahsil Gençliği'nin Türkçe'nin muhafazası bahsinde gösterdiği bu hassasiyet, o günlerde yurt çapında alâka uyandırmış ve bu hâdiseden hemen sonra İstanbul'daki gayritürkler, vapur, tramvay v.s. gibi nakil vasıtalarıyla umumî yerlerde hep Türkçe konuşmak mecburiyetinde kalmışlardır. Vagon-Li Hadisesi'nin ertesi günü yirmiye yakın genç yakalanmışsa da, bilahare serbest bırakılmışlardır." Çünkü o devir Atatürk devridir… Ya şimdi!!.. Yine geçtiğimiz günlerden bir örnek verelim. Trajik ve ibret dolu bir örnek: Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan, TED Ankara Koleji Vakfı Okulları'nın gelenek haline getirdiği sohbet toplantılarından birinde yaptığı konuşmada sık sık İngilizce kavram ve kelimeler kullanıyor. Tan'ın bu haline bir öğrenci 1933'te Vagon-Li hadisesini içine sindiremeyen Türk gençleri gibi bir genç içerliyor ve itiraz ediyer : "- Türkçe'nin bu kadar kirlendiği bir dönemde‚ Türkçe'yi kullanırken daha özenli olmamız gerekmez mi? " Bu seviyeli ve ders yüklü soruya milletimizi dış âleme karşı savunmak durumunda olan Türk Dışişleri sözcüsünün verdiği cevaba bakınız: " -Türkçe hususunda çok tutucu olmamak gerekir. Türkçe çok zengin bir dil değil. Kullandığımız kelimeler arasında Arapça‚ Farsça kelimeler de bulunuyor. Kendimizi küçük alanlara sıkıştırmamalıyız. Başka lisanlardan intikal eden kelimeleri de kullanmak gerekir." Bir başka öğrenci dayanamayıp sorar: " - Bir Türk olarak başka dillerin etkisinde kalarak kendimizi nasıl ifade edebiliriz?" Dışişleri sözcüsü Namık Tan öğrencinin bu haklı, ilmî ve bu millî hassasiyet sinmiş sorusuna ise şu cevabı verir: " - Önemli olan kendimizi nasıl ifade ettiğimiz değil‚ ne söylediğimizdir." İşte bizim "Neredeeen nereye!" diye içimizi sızlatan, Türkçe'nin ve tabii Türk'ün, Türkiye'nin hali-pür melâli.. Yeniçağ Gazetesi yazarı Hasan Demir'in 11 Mayıs 2006 tarihli makalesidir. |
||||||||||||||
Başka dile benzemez annenin sesi
Anne kadar özeldir Eseslinin ESESi.. |
||||||||||||||
semihk
Deneyimli Yazar semih Yaş: 39 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 760 |
Alıntı Cevapla Tarih: 16/Ağu/2007 saat 13:41 | |||||||||||||
lawash
derwish
charshamba
güsel
bekthas vs.....
|
||||||||||||||
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
|
||||||||||||||
omerbihlar
Usta Yazar Ömer Bıhlar Yaş: 34 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir Online Durum: Offline Mesajlar: 5757 |
Alıntı Cevapla Tarih: 26/Ağu/2007 saat 05:05 | |||||||||||||
Dilimize sahip çıkalım.
|
||||||||||||||
Rakibinle uğraşma, takımını destekle...
Ömer Bıhlar |
||||||||||||||
semihk
Deneyimli Yazar semih Yaş: 39 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 760 |
Alıntı Cevapla Tarih: 31/Ağu/2007 saat 06:44 | |||||||||||||
|
||||||||||||||
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
|
||||||||||||||
matt
Usta Yazar M. M. Altintas Yaş: 51 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: United States Online Durum: Offline Mesajlar: 7729 |
Alıntı Cevapla Tarih: 31/Ağu/2007 saat 08:02 | |||||||||||||
Sevgili semihk;
Haberleri -gazete sayfasinda gozuktugu gibi degil de- ozetleyerek yazarsan memnun oluruz. Turkceye gosterdigimiz saygiyi, forumumuza ve forum kullanicilarina da gosterelim.
Mete
|
||||||||||||||
serkan_esk
Deneyimli Yazar UZAKLAŞTIRILDI Serkan Yaş: 35 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 512 |
Alıntı Cevapla Tarih: 31/Ağu/2007 saat 15:29 | |||||||||||||
Beşiktaşı da Tebrik Etmek Lazım Sosyal Konularda İyiler Gerçekten BJK store olan mağaza ismini kartal yuvası olarak değiştirdiler
TDK 'dan Beşiktaş'a anlamlı ödül TDK (Türk Dil Kurumu) Beşiktaş Kulübünün lisanslı ürünlerini sattığı BJK Store ismini Kartal Yuvası olarak değiştirmesinden dolayı Beşiktaş'ı ödüllendirdi. TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Beşiktaş'ın ödülünü Başkan Yıldırım Demirören'e Akaretler'deki kulüp binasında gerçekleştirilen törenle teslim etti. Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın'ın yaptığı konuşmada, son yıllarda iş yeri ve kurumların yabancı isimleri kullanmasının Türkçenin bir sorunu olduğunu söyledi. Akalın, Türkçe'deki yabancılaşmanın büyük şehirlerde başladığını ve Anadolu kentlerine yayıldığını belirterek, ''İnsanlar yürürken, yabancı isimleri görünce 'Türkiye'de miyim' diye sorar hale geldi. Belediyeler ve iş yerleri Türkçe isimleri kullanmaya başladı'' dedi.Ayrıca Beşiktaş Yöneticileride onur ödülü aldılar.Akalın Beşiktaş kulübünün diğer kulüplerede örnek olması gerektiğini belirtti. |
||||||||||||||
ermanka26
Usta Yazar Erman Kayışdağ Yaş: 37 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1016 |
Alıntı Cevapla Tarih: 05/Eyl/2007 saat 15:33 | |||||||||||||
Forumda Türkçe'yi düzgün konuşmayanların bir konu açılarak belli edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
|
||||||||||||||
Adım+Soyadımın ilk 2 harfi+26=Nickim
|
||||||||||||||
delibasozi
Usta Yazar Ozan Açık Yaş: 36 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1794 |
Alıntı Cevapla Tarih: 06/Eyl/2007 saat 03:38 | |||||||||||||
Konfüçyüs'e sordular: "Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız
ilk iş ne olurdu?" Büyük düşünür, şöyle cevap verdi: "Hiç kuşkusuz,
dili gözden geçirmekle işe başlardım. Şöyle ki: Dil kusurlu olursa,
sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması
gereken ödevler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve
kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar.
Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin
nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki dil, çok önemlidir!"
Aynı şekilde, bir ülkeyi ele geçirmeye nereden başlarsınız sorusuna, büyük düşünürün yanıtı nettir: "Dilini yozlaştırmaktan başlarım" Ulu Öncer Atatürk'ün gözünde de dil konusu çok hassastır ve büyük önem arz eder: "Türk milletinin özü kültürdür, kültürün temeli de dildir!" |
||||||||||||||
Başka dile benzemez annenin sesi
Anne kadar özeldir Eseslinin ESESi.. |
||||||||||||||
ermanka26
Usta Yazar Erman Kayışdağ Yaş: 37 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1016 |
Alıntı Cevapla Tarih: 06/Eyl/2007 saat 23:04 | |||||||||||||
Çok geç olmadan Türkçe'ye sahip çıkılmalı.
|
||||||||||||||
Adım+Soyadımın ilk 2 harfi+26=Nickim
|
||||||||||||||
Cevapla | Sayfa <1 34567 23> |
|
Forum Kısayol | Forum İzinleri You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |