Mustafa Akgören'den NIKE konusunda açıklama

bu rezilliği arasında hala duruyorsun... istifa et destek verelim

Değerli Mustafa Bey;
Taraftarı bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.
MAKUS TALİH DÜZENİ içinde kısa bir sürede ürünler konusunda kurum içinde gayretli çalışmanız görülmektedir.
Mesajınızda “Sizlerden gelebilecek her türlü (mantıklı )talebe açığım” demiş ve 200 bin ila 750 bin ürün satan Kulüpler varken , imalatçı firmalar karşışında doğal olarak ezildiğinizden bahsetmişsiniz.

750 bin forma yanında yüzbinlerce takviye ürün satan kulüplerle baş etmek , onların izlediği yolu takip edip , boy ölçüşmeye kalkışmak bence yanlış bir yoldur.

Günümüzde her şey zamanla değişmektedir. Her ürünün bir son kullanım tarihi olduğu gibi , her yolun da bir son kullanım tarihi vardır. 3 kökleşmiş kulübün gittiği yoldan gidip onlara yetişmek yapı itibariyle de işin doğası itibariyle de zordur.

Kurum olarak sportif başarıyı yakalasak ta bahsi geçen konuda 750 binlere ulaşmak zordur.

O zaman yeni bir yol bulmalıyız!
MARKA YARATMAK!
1965® markası.
Niye?
Masaya oturduğunda ezilmemek için.
Niye?
Bakın endüstriyel futbolun aktörleri 3 dükayı farklı yere koyarlar. Ardından da biz ve Bursa’yı farklı yere koyarlar ve “FUTBOL ŞEHRİ” damgasını vururlar. Bu özelliğimizi iyi kullanmalıyız.
Eskişehir’in nufusu 700 bin. 350 bin’i erkek. 150 bini baba eline bakan çocuk ve öğrenci. 50 bin’i yaşlı ve emekli. 50 bininin Kulüple alakası yoktur. Geri kaldı 100 bin kişi. Bu 100 bin kişi 700 bine hükmeder. Bu 100 binin her ne şekilde olursa olsun 50 binin en çok forma satın aldığını düşünsek bile rakiplerle baş etmeye yetecek girdiyi sağlaması mümkün değildir.

İstanbul takımlarıyla mücadele edebilmek için en azından kulübe 4 milyon Tl nin ürün satışından girmesi gerekmekte. Bu başarmanın tek yolu marka yaratmaktır.

Kulüp “YAN ŞİRKET” kurar. 1965 Pazarlama Aş. Bünyesinde profosyonelleri istihdam eder.
Kulüp Lisanslı ürünlerinin pazarlama hakkını bu şirkete devreder. Mevcut satış noktalarının işletilmesini de bu şirkete devreder. Bununla birlikte 1965® markası altında fason ürün üretir.
1965® markası altında şehrin bir iki yerine daha satış noktası ekler.

Şehrimizin %20 si orta ve üstü gelir seviyesinde iken % 80 ninin maddi olanakları kısıtlıdır. Kulübün lisanslı ürünlerini alan taraftarın amacı bir şekilde kulübüme girdi sağlayayımdır. Ama bu onbinlerin çorap, atlet,pantolon,gömlek,takım elbise,kaban vs. ihtiyaçları da vardır ve bu ihtiyaçlarını da bir şekilde gidermektedir. O zaman neden bu ihtiyaçlarını başka bir marka adı altında ben karşılamıyayım! Dır….

Bu şirketin amacı ,bu şehirde 3 bin çift yılda evleniyorsa neden en azından bin tanesine 1965® markalı bir damatlık takım setini ben satmayayım olmalıdır.

Bu şirketin amacı , bu şehirde yılda 400 bin atlet satılıyorsa neden 75 binini 1965® markasıyla ben satmayayım olmalıdır.

Bu şirketin amacı , bu sehirde yılda 500 bin adet T-Shırt satılıyorsa neden 100 binini 1965® markasıyla ben satmayayım olmalıdır.

Bu şirketin amacı , her sene 75 bin ilk öğretim talebesi okul formalarını yeniliyor. Neden şirket olarak okullarla anlaşıp en azından 20 binin formalarının tedarikini 1965® markasıyla karşılama durumunda olmasın?

Örnekler uzar gider. Burada 1965®’i bir marka haline getirmek , bu markanın getirisine şehirde ki esnafıda katmaktır. Bir çamaşır satan esnafa MARKA, pazarlamasını yapmalı ve vitrininde şu yazmalıdır; 1965® ürünleri mağazamızda bulunmaktadır. Hakeza bir ayakkabıcı da da bu olmalıdır. Markanın o sezon için ürettiği farzı misal 10 çeşit ayakkabı bu dükkanda da bulunmalıdır.
65 tl verip forma satın alamayan bir asgari ücretli , kendine atlet alırken 1965® markalı atleti girdiği çamaşırcı dükkanında tercih edecektir. Sevgilisine doğum günü hediyesi alan bir genç kız girdiği dükkandan 1965® markalı 15-20 tl ye t-shırtı tercih edecektir.

Mevcut durumda 2011 yılında lisanslı ürün satışında kılı tüyü geldisini çıktısını hesaplarsak öyle zannediyorum ki kulübün kasasına giren tutar 100-150 bin tl yi geçmez. Vasat bir topçunun aldığı (yılda 5 maça çıkan) paranın yanında bu çok gülünç bir rakam olarak kadığını düşünmekteyim.

Böyle bir çalıma yapılırsa uzaktan zor gibi görünse de , bu tarz bir çalışma ve pazarlama hareketiyle 2-3 yıl içinde oturan bir yapıyla ;
FUTBOL ŞEHRİ söyleminin laftan çıkıp EYLEME DÖNÜŞTÜĞÜNÜ görmemiz işten bile değildir.

"Yönetim İstifa" diye bağrılmasını engelleyerek taraftarın bölünmesini sağlayanlardan rica edin, şimdi de "Forma Alınacak" diye kendi gruplarına komut versinler. Taraftarı tribünlerden uzaklaştırarak formaları kime satacaksınız?

Ateş Abi dergiyi almak içinden gelse bile alamazsın Çünkü YAYINLANMIYOR.
Son sayı 25 Şubat da yayınlanmıştı.Sözde aylık olan dergimiz
25 mart da çıkmadı
25 nisan da çıkmadı
25 mayıs geçti 30 Mayıs geldi yine ÇIKMADI.

Yerli firmalarımız dururken , dünya markalarının peşinden koşuyoruz. Oysa bu işi adam akıllı yapacak bir çok yerli firmamız var.Bu işi hem 40-50 liraya en kalitesiyle yapar. Ama biz taraftarı yada yerli sermayeyi değil kulube en çok ücret veren firmayı düşünüyor onlar ile anlaşılıyoruz.
O da iyi ancak bu paraların nereye gittiğini bir bilsek...Neden sarar değil hala anlamış değilim....