eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Türkçe Şiir

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 34567 10>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
babagannuş Liste gör
Yazar


celal çelik
Yaş: 64
Katılım: 20/Haz/2011
Yer: guimarej
Online Durum: Offline
Mesajlar: 143
  Alıntı babagannuş Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 10/Oca/2012 saat 17:33

Kaldırımlar 1

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
 

Necip Fazıl Kısakürek

Salazar böyle söylüyor; Fado, Fiesta, Futbol
Yukarı
babagannuş Liste gör
Yazar


celal çelik
Yaş: 64
Katılım: 20/Haz/2011
Yer: guimarej
Online Durum: Offline
Mesajlar: 143
  Alıntı babagannuş Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 10/Oca/2012 saat 17:34
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.

(1947)
 

Necip Fazıl Kısakürek

Salazar böyle söylüyor; Fado, Fiesta, Futbol
Yukarı
babagannuş Liste gör
Yazar


celal çelik
Yaş: 64
Katılım: 20/Haz/2011
Yer: guimarej
Online Durum: Offline
Mesajlar: 143
  Alıntı babagannuş Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 10/Oca/2012 saat 18:05
Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

(1949)

Necip Fazıl Kısakürek

Salazar böyle söylüyor; Fado, Fiesta, Futbol
Yukarı
hüsnü Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü
Yaş: 67
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: YHT hattı
Online Durum: Offline
Mesajlar: 23747
  Alıntı hüsnü Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 31/Oca/2012 saat 02:42

KALPAKLI SÜVARİ

Gecenin arkasında bir yerde
Ufaldıkça gaz lambaları
Nehrin omuzlarına yaslanıp yaslı bir dindar
Yalnızlıktan soğumuş dağlar
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde
Köylüler böyle diyorlar
Yatsıları
Nal sesleri duyulur mu yağmur olursa

Ne mümkün en ulus havalarda duyulacak
Erzurum'a doğru şah damarın oynar gibi
Gören eden yok her nasılsa
Kalpaklı olduğunu biliyorlar
Kemah köylüğünde fakir fukaraya azık dağıtsaymış
Üçer arşın kefenlik
İçlik ve mintan
Birer kese sarı lira cep harçlığı
Olur mu olmaz mı arsıı bilinmiyor
Tılhas'ta bir kağnıya dokunmasıyla bir ne halsa
Araba traktöre tebdil olmuş
Allah tarafından
Tercan toprağındaki kerametini
Anlata anlata bitiremiyorlar
Köylüler böyle diyorlar
Gecenin arkasında bir yerde
Ufaldıkça gaz lambaları
Nehrin omuzlarında yaslanmış yaslı ve dindar
Yalnızlıktan soğumuş dağlar
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde
Yatsılarda
Kemal Paşa diyorlar.

Attila İLHAN

# Direnmüdavim....

Yukarı
hüsnü Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü
Yaş: 67
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: YHT hattı
Online Durum: Offline
Mesajlar: 23747
  Alıntı hüsnü Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 01/Şub/2012 saat 08:47
Sevgi Duvarı

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat-sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece sevgi duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can Yücel

# Direnmüdavim....

Yukarı
since65 Liste gör
Usta Yazar


vehbi
Yaş: 67
Katılım: 02/Ara/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1513
  Alıntı since65 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 01/Şub/2012 saat 09:09
28 ocak Neyzen Tevfik'in ölüm yıdönümü idi. Rahmetle anıyoruz...
since1965
Yukarı
babagannuş Liste gör
Yazar


celal çelik
Yaş: 64
Katılım: 20/Haz/2011
Yer: guimarej
Online Durum: Offline
Mesajlar: 143
  Alıntı babagannuş Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 01/Şub/2012 saat 12:07
Alıntı yapılan since65

28 ocak Neyzen Tevfik'in ölüm yıdönümü idi. Rahmetle anıyoruz...
    
 
 
 
            BİLGİNİZE  VE  İLGİNİZE.
 
 
 Be Hey Dürzü, Neyzen Tevfik'e ait değil!
Sivri üslubu nedeniyle Neyzen Tevfik'e mal edilen 'Be Hey Dürzü' şiirinin kime ait olduğu tartışma yarattı. Mutlu Çelik, şiiri Atatürk düşmanlarına ithafen yazdığını söyledi

Ankaralı çiçekçi Bülent Ulusoy hakkında 'Atatürk'e hakaret' suçlamasıyla dava açılmasına neden olan 'Be Hey Dürzü' başlıklı şiiri kimin yazdığı tartışma yarattı.

Ulusoy'un avukatı Tahsin Adak Zeyrek, müvekkiline yönelik suçlama nedeniyle mahkemeye sunduğu savunmada, şiirin hiciv ustası Neyzen Tevfik'e ait olduğunu belirterek, şairin Atatürk hayranlığını anlattı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Asayiş Şube Müdürü Mutlu Çelik ise şiirin kendisine ait olduğunu ve 1994 yılında yayınladığı 'Cevaben' adlı kitapta yer aldığını söyledi. Bu kitabı, TBMM'de Atatürk aleyhine konuşma yapan eski RP Milletvekili Hasan Mezarcı'ya ve Atatürk düşmanlarına ithafen yayınladığını belirten Çelik, Barış Partisi'nin şiiri Neyzen Tevfik imzasıyla poster ve kartpostal yaparak sattığını, bu tarihten itibaren şiirin Tevfik'e mal edildiğini kaydetti. Şiiri izinsiz kullandığı için Barış Partisi'ne dava açtığını ifade eden Mutlu Çelik, Ankara 5'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nden tedbir kararı aldığını vurguladı.

Şiirin Neyzen Tevfik'e değil kendisine ait olduğunu, açtığı internet sitesinde de dile getiren Mutlu Çelik, mahkemenin tedbir kararı ile şiirin asıl sahibinin tescil edildiğini bildirdi.

'Be Hey Dürzü' şiirinin Neyzen Tevfik'e ait olduğuna dair bugüne kadar çok sayıda yazı ile karşılaştığını anlatan Mutlu Çelik, Necati Doğru, Hikmet Çetinkaya ve Fatih Altaylı gibi yazarlar ile siyasetçi Ertuğrul Yalçınbayır'ın, yaptığı uyarı sonrasında hatalarını düzelttiğini sözlerine ekledi.

Salazar böyle söylüyor; Fado, Fiesta, Futbol
Yukarı
kktc_ESES Liste gör
Deneyimli Yazar


Volkan
Yaş: 36
Katılım: 21/Haz/2008
Yer: Kıbrıs
Online Durum: Offline
Mesajlar: 890
  Alıntı kktc_ESES Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 01/Şub/2012 saat 13:32
KiN

Göster sema-yi mağribe yüksel de alnını ,
Dök kalb-i saf-ı millete feyz-i beyanını !
Al bayrağınla çık,yürü sağken zafer nüma ,
Bir gün şehit olunca sen , olsun kefen sana !

Ey makber-i muazzam-ı ecdadı titreten ,
Düşman sadası,sus, yine yükselme gölgeden !
Kafir ! Hilal-i rayet-i İSLAM' a hürmet et ,
Toplar boğar hitabını dağlarda akibet..!

Dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini ,
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişini !
Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni ,
TÜRK'üm ve düşmanın sana kalsam da bir kişi..!

Ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim ,
Kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim .
Kabrinde müsterih uyu ey namdar atam !
Evladının bugünkü adı sade intikam..!
|Emin Bülent Serdaroğlu|
Severek okuduğum bir şiirdir. Kendisi şiiri 1910 yılında Girit müslümanlarına ithafen yazmıştır. 1910'da yazdığı Kin adlı şiirini Mustafa Kemal Atatürk çok severdi. Hatta Çanakkale'de düşmana karşı savaşırken en zor zamanlarda o şiirin "Garbın cebin-i zalimi (Batı'nın çirkin zalimi) affetmedim seni, Türküm ve dümnaım sana, kalsam dabir kişi" dizesini bağıra bağıra ezberinden okurdu. Emin Bülent Serdaroğlu 1932 yılında Kin adlı şiirini davetli olduğu Dolmabahçe Sarayı'nda bir akşam yemeğinde Atatürk'ün huzurunda kendi ağzından seslendirdi.
Çıkmasa gecelerim sabaha
ölürüm o siyah kırmızına
Yukarı
hüsnü Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü
Yaş: 67
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: YHT hattı
Online Durum: Offline
Mesajlar: 23747
  Alıntı hüsnü Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 07/Şub/2012 saat 04:32
 
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
......
 
                                                            Camal Safiden...
# Direnmüdavim....

Yukarı
Starsky Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 34
Katılım: 19/Haz/2011
Yer: Belçika
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3662
  Alıntı Starsky Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 08/Şub/2012 saat 05:28
Müthis çok severim Cemal Safi'yi

Necip Fazıl Kısakürek - Serseri

Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin bu dünyada varsa bir yeri,
Ben de bütün dünya benimdir derim...

Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,
Aradım bir ömür, arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı;
Halime ben bile hayret ederim...

Gönlüm ne dertlidir,ne de bahtiyar;
Ne kendisine yar,ne kimseye yar.
Bir rüya uğrunda ben diyar diyar,
Gölgemin peşinden yürür giderim...
Sevmenin hakkını vermek, zor olanı sevmekle başlar...
O yüzden Eskişehirspor'luyuz!
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 34567 10>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,563 saniyede hazırlanmıştır