eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > ESKİŞEHİRSPOR > Takım
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Reşad Ferhad Sadıqov

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 4647484950 62>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
irfnzcn Liste gör
Usta Yazar


irfan
Yaş: 51
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1113
  Alıntı irfnzcn Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 28/Kas/2010 saat 14:14
Alıntı yapılan eskişimşek65

olan biz büyük taraftara oluyor.

  işine gelirse biz sizin kadar büyük olamadık herzamanda sadıkovada serdarada agimiyede ivesayada sezginede korayada takımda olan 25 küsür her topçuya sonuna kadar destek olacağız AVRUPAYA'DA böyle yönetilmeyle SİZİN GİBİ BÜYÜK TARAFTARLA gidilecekse bırak gidilmesin.
SENİ BİZİM KADAR SEVEN OLDU MU?
Yukarı
ESES_TAMER Liste gör
Usta Yazar


TAMER
Yaş: 33
Katılım: 30/Ara/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1749
  Alıntı ESES_TAMER Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 09:55
arkadaşlar sadıkov düzeldimi ?_ defansta biraz pas yapalım diego hep şişiriyor top geri geliyor haliyle
ESKİŞEHİRSPOR
Yukarı
Ati_Kaan Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 33
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: Madrid
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3175
  Alıntı Ati_Kaan Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 09:58
Big%20smile...
Nefer
Yukarı
disasel Liste gör
Usta Yazar


Said
Yaş: 36
Katılım: 02/Ağu/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2477
  Alıntı disasel Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 12:12
Alıntı yapılan ESES_TAMER

arkadaşlar sadıkov düzeldimi ?_ defansta biraz pas yapalım diego hep şişiriyor top geri geliyor haliyle


Acaba farklı maçlarımı izliyoruz,ben diegonun en zor pozisyonlarda bile doldurma değil mümkün olduğunca dikine paslarla oyunu kurduğunu gördüm oynadığı maçlarda?
İstanbul değil ki iki yakayı da sevebilsin bu yürek,bize Eskişehir gibi tek parça sevda gerek...
Yukarı
ahmetk49 Liste gör
Deneyimli Yazar


Ahmet Agâh
Yaş: 39
Katılım: 05/Ağu/2007
Yer: Russian Federation
Online Durum: Offline
Mesajlar: 437
  Alıntı ahmetk49 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 13:28
Alıntı yapılan ESES_TAMER

arkadaşlar sadıkov düzeldimi ?_ defansta biraz pas yapalım diego hep şişiriyor top geri geliyor haliyle


iyi oyanayan bir futbolcuyu yapmadığı şeylerden dolayı eleştirmek artık alışkanlık oldu sizin gibi bazı forum üyelerince. Amip gibi çoğalıyor musunuz nedir?
KıRMıZı_DeVRiM_Es-Es
Yukarı
Est.1965 Liste gör
Deneyimli Yazar


Yiğit
Yaş: 36
Katılım: 03/Oca/2010
Yer: İstanbul
Online Durum: Offline
Mesajlar: 391
  Alıntı Est.1965 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 14:38
Hı hı..Şişiriyor..
BKŞ-Kahrolsun istanbul hegemonyası.. YÖNETİM DEFOL!
Yukarı
inadına_eses Liste gör
Usta Yazar


Melih
Yaş: 48
Katılım: 13/Oca/2008
Yer: Aşk-ı Şehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3932
  Alıntı inadına_eses Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 15:35
&#8216;Bu%20ligde%20savaşacaksın&#8217;
‘Bu ligde savaşacaksın’
SAYI 25 / Kasım 2010

Ertuğrul Sağlam’ın Kayserispor’unun banko stoperi, Kocaelispor’un son Süper Lig kadrosunun ‘1 numarası’ydı Rashad Sadıgov. Azeri futbolcu 3. Türkiye seferineyse Es-Es için çıktı.

Rashad Sadıgov daha önce iki kez Türkiye’ye geldi. Bunların ilki Ertuğrul Sağlam’ın Kayserispor’u içindi. Orada her şey tam da iyi gidiyor derken yaşadığı stres kırığı onun tüm planlarını alt üst etti. Arından geldiği Kocaelispor ise, onun takıma katıldığı ikinci yarıda topladığı 20 puana rağmen küme düşmekten kurtulamadı. Sadıgov’un Türkiye macerasındaki 3. durak ise Eskişehirspor oldu.

Futbola ne zaman ve nasıl başladın?

10 yaşımdayken futbol oynamaya başladım. Her çocuk gibi benim de futbola karşı büyük bir ilgim ve sevgim vardı. Ama annemle babam futboldan çok, okuluma ilgi göstermemi istiyorlardı. Ama ben futbolu çok sevdiğim için ısrarla devam ettim. O dönemde Sovyetler Birliği yeni dağılmıştı. Azerbaycan’da futbol adına imkanlar çok geniş değildi. Kulüplerin futbol şubeleri kısıtlıydı, futbol okulları yoktu. Birkaç hoca vardı ve onlar gençleri çalıştırıyordu. O yüzden ailem futbol oynamamın zaman kaybından öteye gitmeyeceğini düşünüyordu. Ama bugün düşününce o zaman doğru bir tercih yapmışım diyorum.

İlk profesyonel sözleşmeye Turan takımında imza attın, öyle değil mi?

Evet, 18 yaşımdayken Turan’a geçtim. Bir yıl orada oynadıktan sonra bizim en ünlü takımımız olan Neftçi’ye transfer oldum.

‘Neftçi Bakü’deyken milli takım kapıları açıldı’

O dönemde milli takım kariyerin de başladı.

Evet, Neftçi’deyken milli takımda da oynamaya başladım. O dönemde 19 yaşımdaydım. Önce Ümit Milli takıma çağırıldım, sonra A takıma yükseldim.

Bir dönem İran’da top oynadıktan sonra Neftçi’ye geri döndün ve burada başarılı bir dönem geçirdin.

Azerbaycan futbol federasyonunda bir sorun vardı ve ligler durduruldu. O sırada bana İran’dan bir teklif geldi. Ben de futboldan uzak kalmamak için oraya gittim ama İran’da yaşamak çok zordu. Yarım sezon orada oynadıktan sonra Azerbaycan’da ligler başlayınca ben de geri döndüm.

‘İlk Hocam Ertuğrul Sağlam’

Ardından Kayserispor’a transfer olarak Türk futbolseverlerle tanıştın. Bu nasıl gerçekleşti?

23 yaşımdayken Kayserispor’a transfer oldum. O sezon Kayserispor’u çalıştıran Ertuğrul Sağlam hocam beni davet etmişti. Neftçi’deyken Anderlecht ile Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı oynamıştık. Kendi sahamızda 1-0 kazandığımız maçı hocamız da seyretmişti. Bana bir teklifte bulundular, ben de kabul edip geldim. Böylece buradaki ilk hocam da Ertuğrul Sağlam oldu.

Kayserispor’da sezona iyi başladın ve Ekim ayına kadar 10 maçta oynadın ancak daha sonra önemli bir talihsizlik yaşadın.

Kayserispor’la ligde 8 maça çıktım, bunların 6’sını kazanmıştık. Birinde berabere kaldık, o da Beşiktaş deplasmanıydı. Tek kaybettiğimiz maç da Fenerbahçe’ye karşıydı. Sonra sakatlandım, stres kırığım vardı. Yaklaşık 5 ay sahalardan uzak kaldım. Sakatlığımı atlatınca yeniden oynamaya başladım, Kayserispor’un UEFA Kupası maçlarında oynadım. Ancak tam o dönemde bazı ailevi problemler nedeniyle ailemin yanında olmam gerekiyordu. Ben de mecburen Azerbaycan’a geri döndüm.

“Spordan kopmamak için…”

Azerbaycan’a döndün ama transfer dönemini kaçırdığın için takımınla sözleşme yapamadın. O dönemde spordan kopmamak için ne yaptın?

Dönünce lisans problemim oldu, futbol oynayamıyordum. Orada basketbol takımının kaptanı benim çocukluk arkadaşımdı. Gel, en azından bizimle antrenmanlara çıkarsın dedi. Ben de spordan kopmamak için onlarla çalıştım, bazen basketbol maçlarında kısa süreler oynadım. Normalde gençken futbolun yanı sıra basketbol ve tenis de oynuyordum. Sporun her türünü çok seviyorum çünkü.

Ardından yarım sezonluk bir Kocaelispor maceran var.

2008-09 sezonunun ikinci yarısında Kocaelispor’a geldim ve o devre son 3-4 maça kadar 20 puan topladık. Sonrasında maçlara Paf takımdaki çocuklar çıktı zaten. Ama ilk devrede takım sadece 9 puan toplamıştı. O yüzden kurtarmak çok zordu. Taner’in (Gülleri) sakatlanması da bizi çok etkiledi. Bazı maçlarda çok şanssız puanlar kaybettik. Beşiktaş’a karşı 1-0 öndeyken 80’de penaltı oldu, sonrasında da maç koptu. Denizli maçında 2-1 gerideyken penaltı kaçırdık. Bence o takım ilk yarıda olsaydı ligi çok rahat orta sıralarda bitirebilirdik.   

O sezon Kocaeli’deki maçta Es-Es’e karşı da forma giymiştin. Takımınızın 1-0 kazandığı maçta ilk kez bize karşı oynadın. O dönemde bir gün burada oynayacağın aklından geçmiş miydi?

O zaman geçmemişti tabii, ama herkes Eskişehirspor hakkında çok olumlu konuşuyordu. Taraftarın büyüklüğünü, camianın büyüklüğünü, eski dönemdeki başarılarını, mazisi olan bir takım olduğunu anlatıyorlardı.

‘Kocaelispor’un 1 numarası’

Kocaelispor’da oynarken tercih ettiğin forma numarası da ilginç. Bunun bir hikayesi var mı?

Ben normalde 14 numara giyiyordum. 14 numaranın dolu olduğunu söylediler. Hangi forma numaralarının boş olduğuna baktım, bunlardan biri de 1’di. Orada kaleci Kılıçarslan 14’ü giyiyordu. Öyle olunca baktım o benim numaramı almış, ben de 1 numarayı tercih ettim.

Orada da hemen her maç oynadın ama takım sezonu kötü bitirince sen de yolları ayırmak mecburiyetinde kaldın.

Ben aslında orayı çok sevmiştim ve kalmak istiyordum. Ama Azerbaycan’da Karabağ takımının hocası aynı zamanda benim iyi bir arkadaşımdı. Avrupa Kupası maçları oynayacaklardı ve yardım etmem için beni çağırdılar. Avrupa Ligi elemelerinin 2. turunda Rosenborg’u eledik. (Not: Karabağ’ın Rosenborg’u 0-0’ın rövanşında 1-0 yenip elediği maçta tek golü Sadıgov atmıştı.) Sonraki turda Finlandiya’nın Honka takımını eledik ve play-off turuna kaldık. O turda Twente’ye elendik ancak takımda güzel bir ortam vardı ve orada kaldım. Ardından bu sezon başında da yine Avrupa Ligi play-off turuna kadar yükselip Borussia Dortmund’a elenerek gruplara kalma şansını kaçırdık.

Bu sezon başında Es-Es’e transfer oldun. Bu nasıl gerçekleşti?

Menajerim beni aradı ve Eskişehirspor’un beni istediğini söyledi. Hocamız beni istemiş, geldim, görüştük ve anlaştık.

‘Hocamız bizi oynatıp risk almak istemedi’

Eski hocanız senin ilk haftalarda neden oynatılmadığınla ilgili sorulara sürekli ‘henüz hazır değil’ şeklinde karşılık verdi. Sence hazır mıydın, çünkü aynı dönemde milli takımının Almanya ve Avusturya maçlarında oynamıştın.

O dönemde takımımız çok kritik maçlar oynuyordu. Bana göre o dönemde hocamız farklı bir oyuncu oynatarak risk almak istemedi. Belki bana ve benim durumumdaki diğer arkadaşlara bu zor maçlar geçtikten sonra şans vermeyi düşünüyordu. Ben de bunu normal olarak kabul ediyorum. Çünkü takımın durumu çok da iyi değildi, ben de o ortamda elimden geleni vermeye çalışıyordum. Ama bunu ‘hazır değil’ şeklinde değerlendirmemek gerekir. Ben bu yaz hiç tatil yapmadım. Herkes tatil yaparken ben Karabağ takımıyla 3 Avrupa Ligi ön eleme turu oynadım. Sezonu Avrupa maçlarından dolayı erken açmıştık ve ardından takımımın kampına katıldım. Sadece Eskişehirspor’a alışmak için biraz zamana ihtiyacım vardı. Çünkü savunma oyuncusuyum ve birlikte oynayacağım arkadaşlarımı tanımam gerekiyordu. Ama bu karar sonuçta hocamızındı ve şu an geçmişte olan bir şeyin üzerinde çok da fazla durmak istemiyorum.

Bu arada milli takımımıza karşı attığın gol bir anda seni Türkiye’nin gündemine taşıdı.

Ben başarıların üstünde çok durmayı istemiyorum. Onun üstünde çok durursan sonraki maçlarda konsantrasyon problemi yaşarsın. Bir defans oyuncusuyum, kafamda bunlarla maça çıkarsam sahada büyük problemler yaşayabilirim. Hele ki şu dönemde çok kritik maçlara çıkıyoruz. Burada sorumluluğumun çok fazla olduğunu biliyorum. Bu anlamda milli maçı bir an önce geride bırakıp tamamen buraya, buradaki antrenman ve maçlarıma konsantre olmak istiyorum.

‘Milli takımla ilgili açıklamalarım yanlış anlaşıldı’

Genel olarak Türk futbolunu nasıl değerlendireceksin? O dönemdeki bazı açıklamaların Hiddink’in yönetimindeki milli takımı eskisi kadar güçlü bulmadığın şeklinde yorumlanmıştı.

Orada benim söylediklerim yanlış anlaşıldı. Bana o maçta uyguladığımız korner taktiğini sordular. Ben de daha önceki maçta aynı taktiği uygulamaya çalıştığımızı ama önlem alındığı için başarılı olamadığımızı söyledim. Ama şimdiki Türk Milli takımında o dönemde de oynayan sadece bir oyuncu var. Kadro büyük oranda değiştiği için, yani şu anki Türk milli takımı farklı oyunculardan oluştuğu ve bizi tanımadıkları için bu golü atabildik demek istemiştim. Ama şu da var ki Dünya 3.’sü, Avrupa 3.’sü olan bir milli takım tabii ki çok daha iyidir. Ama her zaman her jenerasyon aynı başarıları yakalayacak diye bir kaide de yoktur.

Tabii bizim oynadığımız son milli maçta sahanın zemini de çok kötüydü. O maçı TV başında izleyince bunları anlayamazsınız, ama Türkiye gibi teknik oyunculardan kurulu bir takımın o sahada istediği futbolu oynaması kolay değildi. O maçla ilgili bir diğer konu da şu. O maçta takım olarak bizler çok hırs yapmıştık. Artık teknoloji çok ilerledi. Türkiye’de ne konuşuluyorsa biz hepsini Azerbaycan’da takip edebiliyorduk. Orada, Türkiye’de yayınlanan futbol programları da çok takip ediliyor. Burada ‘Azerbaycan’ı rahat yeneriz’, ‘Azerbaycan’dan 6 puanımız var’ şeklinde yapılan yorumlar ister istemez karşı tarafın hırs yapmasına yol açıyor. Biz de maça iyi konsantre olmuştuk, en azından yenilmemeyi istiyorduk. Açıkçası ben kazanacağımızı da çok fazla düşünmüyordum. Bizim de durumumuz çok kötüydü, iki maç üst üste yenilmiştik. Takımda 4-5 tane önemli eksik vardı. Çok baskı altındaydık ve bu maça son maçımızmış gibi çıktık. En azından yenilmeyip ortamı değiştirmeyi hedeflemiştik ama kazandık.

Aynı dönemde takımımızda da bir teknik direktör değişikliği yaşandı ve ardından seni on birde görmeye başladık. Bülent Uygun hakkında neler düşünüyorsun?

Profesyonel futbolda böyle şeyler olabiliyor. Futbolcu, hoca ya da başkan değişebilir. Bülent Uygun benim önceden de tanıdığım bir hocaydı. Benim Azeri bir arkadaşım vardı, Sivas’ta Bülent Hoca’yla birlikte çalışmıştı. Ondan da hocayla ilgili çok şey duymuştum ve kendisiyle çalışmak istiyordum. Kısmet oldu ve o bizim takımımıza gelerek hocamız oldu. Bundan dolayı da çok mutluyum.

‘Maç, antrenmanın aynasıdır’

Onun gelişiyle takımımızda çok şey değişti mi?

Tabii ki değişen şeyler var ki bu da skora yansıyor. Hafta içinde nasıl çalışırsan, öyle maç oynarsın. Kötü çalışıp iyi maç oynaman; aynı şekilde iyi çalışıp kötü maç oynaman mümkün değildir. 90 dakikalık maç, takımın bir hafta boyunca nasıl çalıştığının aynasıdır. Bülent Hoca her idmana ve idmanın her bir dakikasına çok dikkat ediyor. Mesela ben şu an idmanlara maç konsantrasyonuyla çıkıyorum. Antrenmanlarda bir şeyler almalıyım ki bunu maçta verebileyim, çünkü burası Türkiye Süper Ligi. Burada koşmadan, mücadele etmeden hiçbir şekilde başarılı olamazsın. Her ligin bir özelliği vardır, Türkiye liginde başarılı olmak için oyuncunun istekli olması, mücadeleci olması, sahada savaşması gerekir. İlk geldiğimde de bunu çözmüştüm, ama burası artık Türkiye’deki 3. takımım ve bunu çok daha iyi anladım. Bugün artık Türkiye’de her takım her takımı yenebiliyor, o gün daha fazla isteyip, daha fazla savaşan maçı kazanıyor. Bülent Hoca da bize aynen bunu yansıtıyor. Bize sürekli ‘bu ligde savaşacaksın, mücadele edeceksin, kuvvetli olacaksın, ondan sonra da kaliteni sahaya yansıtacaksın’ diyor.  

Eskişehir’i ve Eskişehirspor’u nasıl buldun, beklediğin gibi miydi?

Sözün doğrusu duymuştum, ama bu kadar olduğunu bilmiyordum. Taraftar olarak, takım olarak kulübümüzün bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Herkes iyi diyordu, ama görmeyince insan bilemiyor. Tabii böyle olunca sen de biraz daha sorumluluğunun bilincinde oluyorsun, işine daha ciddi yaklaşıyorsun. Nerede olduğunu bilip ona göre davranıyorsun. Böyle bir takıma geldiğim için de çok mutluyum.

‘Boyum biraz daha uzun olsaydı…’

Senin kişisel olarak sahadaki en önemli avantaj ve dezavantajların neler?

Allah’ın işine karışılmaz tabii, sonuçta beni böyle yaratmış. Ama bazen boyum biraz daha uzun olsaydı daha etkili olurdum diye düşünüyorum. Ama o zaman da yeterince çabuk olamayabilirdim belki. O yüzden Allah bana ne verdiyse hepsi için ona şükrediyorum.

Bundan sonrasına dair kişisel hedeflerin neler?

Ben uzun süreli planlar yapmayı sevmiyorum. Şu an buradayım, antrenmanlarıma ve maçlarıma odaklanıyorum. Yarın ne olacağınıysa zamanı gelince göreceğiz zaten.

Takım içinde en çok anlaştığın oyuncular kimler?

Arkadaşlarımın hepsiyle çok iyi anlaşıyorum. Mesela bir takıma gelirsin, herkes sana karşı soğuk davranır. Sana soğuk davranılınca, sonra sen de soğuk davranırsın. Ama burada durum asla böyle değil. Herkes seninle konuşuyor, gülüyor, arkadaşlık yapıyor. Tabii başlarda sonuçlar kötü olunca insanlarda genel bir keyifsizlik oluyordu, ama sonuçlar daha iyi oldukça her şeyin çok daha iyi olacağını düşünüyorum.

‘Maçların bir dakikası bile önemli’

Takımımızın önümüzdeki haftalarda Süper Lig’de nasıl bir performans sergileyeceğini düşünüyorsun?

Bunun için hala net bir şey söylemek zor. Önümüzde ilk yarının sonuna kadar 7 maç var ve bunların 4’ü çok zor geçecek Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Kayserispor maçları. Bizleri kolay maçlar beklemiyor, bu yüzden her maçın her bir dakikasına çok iyi konsantre olmamız gerekiyor. Bunun için sahada her şeyimizi verip en azından kazanamadığımız maçları kaybetmememiz gerekiyor. En azından sahada o mücadeleyi göstermeliyiz ki sonunda yenilsek bile insanlar bizim o çabayı gösterdiğimizi anlayabilmeli.

Süper Lig’de yaşanan çekişme hakkında neler söyleyebilirsin?

Artık sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada güçlü takımlarla zayıf takımlar arasındaki uçurum ortadan kalktı. Eskiden İstanbul takımları maçlarını çok rahat kazanırlardı, 2-3 takım şampiyonluğa oynardı, ama şimdi öyle değil. Bakıyorsunuz ligde çok aşırı zayıf bir takım yok, herkes herkesi yenebiliyor. Bu anlamda Türkiye Ligi önemli bir gelişme göstermiş. Anadolu takımları çok daha güçlenmişler. Bence Eskişehirspor’un da bu anlamda potansiyel olarak, camia olarak geçen yıl şampiyon olan Bursa’dan geri kalır bir yanı yok. Ancak bu yıl sezona iyi başlayamadık, o yüzden bu yıl bunu biraz zor görüyorum. Ama önümüzdeki yıl bu takım zirveyi mutlaka zorlayacaktır.

Son olarak taraftarlara bir mesajın olacak mı? Onlar da seni çok merak etmişlerdi ve oynayacağın günü bekliyorlardı.

Onlara tek söylemek istediğim şey şu, hep bizim arkamızda olsunlar. Zaten buraya gelen tüm deplasman takımları taraftar baskısından çekiniyorlar. Taraftarımız bu konuda kendisine haklı bir ün yapmış durumda. Ne zaman ki takım, taraftar ve yönetim olarak hepimiz tek yumruk olabiliriz, işte o zaman başarılar da gelecektir.

Sürgünde bir kulüp: Karabağ FK

Rashad’ın Es-Es’e gelmeden önce son oynadığı kulüp olan Karabağ’ın ilginç ve bir o kadar da hüzünlü bir hikayesi var. Azerbaycan’ın Ağdam kentinde kurulan Karabağ FK, 1993 yılında Karabağ’ın Ermenilerce işgal edilmesinden sonra etkinliklerini başkent Bakü’ye taşımak zorunda kaldı. O günden bugüne faaliyetlerini bir anlamda ‘sürgünde’ sürdüren Karabağ FK 1990’lı yılların sonlarında ciddi anlamda mali krizle de mücadele etti ve önemli futbolcularını başka takımlara kaptırdı. Ancak 50 yıl gibi önemli bir mazisi bulunan Mavi Beyazlı Azeri kulübü 2001 yılında Azerbaycan'da faaliyet gösteren en büyük holdinglerden biri olan Azersun Şirketi’nin takıma sponsor olmasının ardından maddi problemlerini aşıp yeniden ligde şampiyonluk mücadelesi vermeye başladı. Ayrıca son dönemde Avrupa arenasında da ses getirmeye başlayan kulüp son iki sezonda Avrupa Ligi elemelerinde play-off turuna kadar yükselmeyi başarıp, geçen sezon başında Twente, bu sezon başında da Borussia Dortmund engellerini aşamayarak adını Avrupa Ligi gruplarına yazdırmayı başaramadı.  

http://www.esesdergi.com/index.php?pg=haberdetay&id=340
Tek Yürek Tek Ses...EN BÜYÜK ES-ES
Yukarı
lokerenli-esesli Liste gör
Usta Yazar


mustafa
Yaş: 35
Katılım: 17/Kas/2007
Yer: Belgium
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1945
  Alıntı lokerenli-esesli Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 29/Kas/2010 saat 15:53
Alıntı yapılan disasel

Alıntı yapılan ESES_TAMER

arkadaşlar sadıkov düzeldimi ?_ defansta biraz pas yapalım diego hep şişiriyor top geri geliyor haliyle


Acaba farklı maçlarımı izliyoruz,ben diegonun en zor pozisyonlarda bile doldurma değil mümkün olduğunca dikine paslarla oyunu kurduğunu gördüm oynadığı maçlarda?


diego oynadigi maclarda az hatayla oynadi, verdigi uzun paslar cogunlukla isabetli oldu ve o paslarda pozisyona bile girdik
ANTI BIZANS
Yukarı
~ERHAN~ Liste gör
Usta Yazar


ERHAN DLAPCI
Yaş: -
Katılım: 04/Tem/2010
Yer: İSTANBUL
Online Durum: Offline
Mesajlar: 6986
  Alıntı ~ERHAN~ Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 11/Ara/2010 saat 12:01
sanırım iyileşti yedeklerdeydi,
defansın yer yerinde oynayabilir diye düşünüyorum , mesela veysel yerinde oynayamıyor yada sezginin yerinde oynayabilir
Yukarı
yakuza26 Liste gör
Deneyimli Yazar


Battal
Yaş: 39
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Sevdamın Şehri
Online Durum: Offline
Mesajlar: 691
  Alıntı yakuza26 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 21/Ara/2010 saat 22:41
Reshadımız Azerbaycan'da yılın oyuncusu seçilmiş ve ödülünü almış kendisini tebrik ediyoruz.
Uefa.com'da da haber olmuş:

http://www.uefa.com/memberassociations/association=aze/news/newsid=1582408.html
Rashad F. Sadygov has been named Azerbaijani player of the year after an impressive 12 months capped off by the winning goal in the UEFA EURO 2012 qualifying victory against Turkey.
Sadygov%20celebrated%20as%20pick%20of%20Azerbaijan
Rashad F. Sadygov collects his award ©Qol.az
Published: Tuesday 21 December 2010, 15.40CET

Sadygov celebrated as pick of Azerbaijan

Rashad F. Sadygov has been named Azerbaijani player of the year after an impressive 12 months capped off by the winning goal in the UEFA EURO 2012 qualifying victory against Turkey.

Eskişehirspor centre-back Rashad F. Sadygov has been named Azerbaijani player of the year.

Sadygov, who left Qarabağ FK in the summer of last year, has been swift to impress upon his return to Turkey. The national team captain capped off a fine 2010 with the solitary goal in Azerbaijan's victory against Turkey in October – his country's only UEFA EURO 2012 qualifying Group A points to date. The 28-year-old received his latest accolade from Association of Football Federations of Azerbaijan (AFFA) general secretary Elkhan Mammadov.

"Of course I'm really happy to win this prize," said Sadygov. "I'm the captain, and the captain has to lead from the front. But I couldn't achieve this success without my team-mates. I'm really happy that we now have a very united group."

FC Anzhi Makhachkala midfielder Mahir Shukurov received special recognition for having made more international appearances than any other player over the past 12 months, while Araz Naxçivan's Vitaliy Borisov was named futsal player of the year after helping both his club and country to maiden UEFA semi-finals in 2010. Zhalya Mammadova was celebrated as the pick of Azerbaijan's women footballers.


Eskişehirspor demek; bir şehrin alın yazısı demektir..
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 4647484950 62>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,594 saniyede hazırlanmıştır