eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

12. Adam Konuşuyor (Konferans)

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 2345>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
cevcet26 Liste gör
Usta Yazar


cevcet
Yaş: 43
Katılım: 12/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1867
  Alıntı cevcet26 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 22/Ara/2010 saat 22:24

görüntü varmı?

Ecdad tarih yazmış torun okumaktan aciz...
Yukarı
simurg4844 Liste gör
Deneyimli Yazar


nihat
Yaş: 57
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 636
  Alıntı simurg4844 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 22/Ara/2010 saat 23:16
böyle bir  hayati konuya ,  bu kadar   ilgisizlik  gerçekten  düşündürücü....
halimizden memnunuz  yani...

not: toplantı sonrası   bu  konu  40-50  sayfa olur diye    düşünmüştüm...sporseverleri  ilgilendirmiyor  galiba.
SENİ YALNIZ BIRAKIR   MIYIZ SANDIN?/ Aklın en büyük yanılgısı, olayları istediğimiz şekilde göstermesidir.
Yukarı
oner Liste gör
Usta Yazar


öner
Yaş: 42
Katılım: 30/Tem/2007
Yer: Doktorlar
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1955
  Alıntı oner Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 22/Ara/2010 saat 23:21
Cennettir Bu Dünya Seni Sevene, Gerçek Olur Her Rüya ES-ES'liyim Diyene...
Yukarı
esesyucel Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 53
Katılım: 01/Eyl/2007
Yer: Tilki Bayırı
Online Durum: Offline
Mesajlar: 5059
  Alıntı esesyucel Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 00:35
Bu tür org lar sürekli olmalı ve daha yaygın olmalı sınırlı takım taraftarlarıyla degil daha geniş olmalı futbolun belkide insanları bir araya getiren bu tür org ların olması güzel bir duygu konuşulan her konu belki bizler icin anlam taşımaya bilir şimdi ama ilerde her konu degerlendirmeli ve dahada geniş olmalı takım sayısı 3-4 degil 30-40 olmalı bunu yaparkende güzel bir ev sahipligi yapılmalı gereken ne olursa olsun elimden gen herşeyle hazırım
Yoldaki Kavşaklara Arkanadki Yavşaklara Dikkat Edeceksin.
Yukarı
Meshud26 Liste gör
Yazar


İsimsiz
Yaş: 33
Katılım: 10/Tem/2010
Online Durum: Offline
Mesajlar: 209
  Alıntı Meshud26 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 01:35
Tabi ki çok güzel bir düşünce böyle taraftarları çağırmak diyalog kurmak..Sonuçta bazı sonuclar diyalog kurularak çözülür.Organizatörlere sesleniyorum madem böyle birşey yapıyorsunuz neden göztepe ve karşıyakanın haberi bile olmuyor..Sonucta madem şiddeti önlemek istiyorsunuz oraya kocaeli sakarya göztepe karşıyaka ankaragücü gibi takımların hepsini getirmeye çalışacaksınız,ve o tribün liderlerinden sağduyulu mesajlar istiyeceksiniz..Sen Göztepeyi çağırma Karşıyakayı çağırma herzaman ki gibi kafada gs fb bjk liderleriyle soruna çözüm ara..Bir daha ki toplantı olursa umarım daha çok tribün lideri çağırılır ve daha geniş bir zaman ayrılır..
Ellerde Meşale Gözlerde Yaş Var Bu Şehir Bekliyor Haydi Çocuklar..
Yukarı
Ati_Kaan Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 32
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: Madrid
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3175
  Alıntı Ati_Kaan Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 03:25
özet geçtiğim durum dışında;

Pepe Metin abinin yerine konuşan Fenerbahçeli arkadaş az konuşsa da güzel konuştu.özellikle bize saygı duyduklarını belirttiği an bütün salon şevkle alkışladı.

Selim abi ince eleyip sık dokudu.gerek gördüğü yerlere müdehale ederek konuştu.konuşmalara ve tartışmalara çok fazla katılmadı.

Erdal abi,Keçi Yımaz ve Murat reis girişken ve doyurucu konuştular.daha çok onların arasında geçti diyebilirim.

Erdal abi gerek üslubu gerekse değinmek istediği şeyleri en iyi biçimde anlatmasıyla en iyi konuşmacılardandı.her konuya güzel yaklaşımlarda bulundu hepimiz beğenerek dinledik.Keçi Yılmaz aynı şekilde ve sıkıntıları dile getiren kişi oldu.espirili yaklaştığı durumlar hepimizi güldürdü.

Mustafa abi (Akgören) de oturumda yerini aldı.konuşmasıyla hepimizi etkiledi ve büyüledi.orada olmamızın asıl amacını daha iyi anlatamazdı.son olarak kurduğu o cümleyle hepimizin gönlünde bir kez daha taht kurdu.kendisine orada bulunduğu için teşekkür ediyoruz.

Murat Diri ise gerek konuşmaları,gerek olaylara karşı yorumlarıyla hakikaten fark yarattı.kendi liderimiz olduğu için övdüğümüzü düşünmeyin,herkese karşı sıcak bir tavır sergilemesi ve beyfendi duruşuyla oldukça iyi temsil etti.Mustafa abinin de dediği gibi...artık o ön planda,hepimizden aldığı destekle oraya geldi.inşallah bizi çok daha iyi yerlerde temsil edecek.

Harika biri,Eskişehirspor Tribün Lideri,o Murat Diri...
Nefer
Yukarı
Berkay ÇİFTER Liste gör
Usta Yazar


Berkay
Yaş: 32
Katılım: 03/Oca/2010
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1078
  Alıntı Berkay ÇİFTER Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 04:25
Çekilen fotoğrafları nereden bulabilriz ki ?
Yukarı
simurg4844 Liste gör
Deneyimli Yazar


nihat
Yaş: 57
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 636
  Alıntı simurg4844 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 13:50
Şiddetin tam bir tanımını yapmak çok kolay değildir. Şiddet, sözel ve psikolojik tacizi de içeren fiziksel şiddetin yanı sıra kabadayılık, bedenini kullanarak birine bilerek rahatsızlık veya fiziki olarak zarar vermekŞİDDETİN TANIMI  de bu kavram içinde yer almaktadır. Son bir yıl içerisinde fiziksel bir kavga içinde yer alma; yaşamı boyunca bir kez dahi bir silah taşıma veya ateşli silah dışındaki çakı, bıçak, jilet gibi kesici aletler taşımak da şiddet davranışı kapsamında değerlendirilmelidir. Şiddet içerikli davranışlar arasında öfke patlamaları, vurmak, tekmelemek, itmek, yaralamak, kavga etmek, başkaları ile ilgili tehditler savurmak ya da yaralamaya çalışmak, hayvanlara yönelik acımasız davranışlar, yangın çıkarmaya teşebbüs etmek ve eşyalara bilerek zarar vermek sayılabilir

ŞİDDET
ŞİDDETİ TETİKLEYEN DURUMLAR
Evde ve/veya okulda sosyal olarak aşırı içine kapanık olan çocuklar,
Dış dünya ile iletişim eksikliği,
Şiddete maruz kalmak,
Başkaları tarafından çabucak kızdırılabilir olmak,
Aşırı alınganlık,
Kendine rahat verilmediği duygusunu sık yaşamak,
Okul başarısının düşük olması,
Öfke kontrolünü becerememek ve sık öfke patlamaları yaşamak,
Geçmişinde, şiddet içeren davranışların bulunması,
Bireysel farklılıklara hoşgörünün olmaması,
Madde kullanmak,
Dürtüsel/fevri olmak,
Çok çabuk hayal kırıklığına uğramak ve bunu kabullenememek.

Okul Öncesi Yıllar
        Şiddet eğilimi gösterecek ergenlerin 7 yaşında tespit edilebileceği bazı araştırmalarda gösterilmiştir. Bu yaşta agresif, bozucu ve karşıt davranışlar gösteren çocukların %50 oranında ergenlik döneminde şiddet eğilimi gösterdiği saptanmıştır. Okul öncesi döneme ait bulgular oldukça yetersiz olmakla birlikte bazı ipuçları vermektedir. İki yaşından itibaren anne çocuk arasında zorlayıcı ilişkiler başlayabilir. Bu dönem sakin bir şekilde aşılmaz ve iyi idare edilmezse, sorunların başlangıcı olabilir. Çocuğun huzursuz, dürtüsel olması ve dikkat sorunları olması, çocuk ebeveyn ilişkisinin üstüne olumsuz etkiler yapmaktadır.

Okul Yılları
Çocuğun bu durumu ileriki yıllarda okul başarısızlığına dönüşür. Başarısızlık okula karşı ilgi kaybına da yol açar. Akranlarıyla kurdukları ilişkiler oldukça zayıftır. Sorumluluklarını almakta ve üstlenmekte zorlanırlar. Tepkilerinde saldırganlık hakim olmaya başlamıştır. Bu durum arkadaş, okul ve aile ilişkilerini de olumsuz etkilemeye devam eder.
Okul Yılları
Önceki yılarda evde yaşanan çatışmalara okul başarısızlığı gibi yeni bir sorun daha eklenmiştir. Aile çocuğun okul başarısızlığı ile nasıl başa çıkabileceğini bilememektedir. Kendisi bir anlamda teslim olmaya başladığı için, tek çare olarak okulu görmeye başlarlar. Ancak, okuldan beklentileri yüksek olduğu için sıklıkla hayal kırıklığına uğrarlar. Ya da kabahat okula bulunabilir, böylece ailenin okulla ilişkisi de bozulur. Giderek, çocuğu dışlamaya ve reddetmeye başlarlar.
Okul Yılları
Çocuğun "itici" davranışları okul çalışanlarının da desteklerini ondan kesmelerine yol açar. Giderek "ümitsiz vaka" olarak değerlendirmeye başlanır. Ebeveynlerin okulu çözüm olarak görmeleri ve evde yaşadıkları başarısızlıkları okula yansıtmaları, okul konusuna evden bir destek gelmemesi de okul çalışanlarıyla aile ilişkisini iyice bozar.

Ergenlik Dönemi
    Ergenlik döneminde ise okula devamsızlıkla bu durum kendini gösterir. Ergenin artık hedefleri kaybolmuştur ve aile ya da toplumsal değerlere yabancılaşmıştır. Akranları tarafından ret edildiği için kendisine uygun arkadaşlar armaya başlar. Bunlar kimi zaman kendisinden yaşça büyükler olabilir. Tüm ergenler gibi ebeveynlerinden uzaklaşır ve arkadaş ilişkileri önem kazanır. Kurduğu arkadaşlıklar genelde kurallara uymayan suça eğilimli gruplar olup, çeteleşme eğilimi yüksektir. Yaşı büyüdüğü ve çevresi geliştiği için, kendisi gibi ergenleri bulmakta zorlanmaz.Aile ise, artık ondan ümidi kesmiştir. Bir dönem uyguladıkları başarılı yöntemleri bile uygulamaktan vazgeçerler. Bir nevi teslim olmuşlardır. Onu izlemekten vazgeçer ve kendi haline bırakırlar. Bu da sorunun giderek çözümsüz hale gelmesine yol açar. Okul çalışanları da aileye ve ergene karşı olumsuz bir tutum geliştirirler. En iyi çözüm çocuğun bir an önce okuldan uzaklaşmasıdır düşüncesi hakim olmaya başlar.
Aile ve Şiddet
Evde şiddet gören veya şiddete maruz kalan çocuklar, pasif oluyor veya içe kapanıyor. Bu çocukların genellikle derslerde başarısı düşük ve dikkat eksikliği problemleri bulunuyor. Şiddete uğrayan çocukların okuldan ve evden kaçma oranları daha yüksek. Aile içi şiddet gören çocuklarda saldırgan davranışlar artıyor. Yatağı ıslatma, hayvanlara eziyet etme ve alkol, sigara, madde bağımlılığı gibi davranışlar da sık görülebiliyor. Aile içi şiddet uzun dönemde çocuğu ebeveynlerin davranışlarını model almaya itiyor.


Nasıl Bir Ev Ortamı?
Çocuğunuzun şiddete meyilli bir çocuk olmaması için ev ortamında alınması gereken bazı önlemlerden bahsetmek gerekir. Aile üyelerinin birbirleriyle ilgilendiği, kaliteli zaman geçirdiği, çocuğun anne babadan korkmak yerine saygı gösterdiği, şakaların yapılabildiği, sorunların barışçıl yöntemlerle çözüldüğü, güler yüzün hakim olduğu, anne babanın çocuklarının özelliklerini bildiği, her üyenin hayatla ilgili olumlu bir beklentisinin olduğu ve bu beklenti için çabaladığı bir ortam çocuğun şiddete zaman bulmasına engel olabilir. Bu sayılanların tersi olan durumların hakim olduğu gergin ev ortamı ise çocuğun şiddeti tercih etmesine neden olabilir.

Şiddet Yoluyla Sindirilen Çocuklarda Görülen Özellikler
    - Kayıp ya da yırtık giysiler,
- Kesikler, yaralar, morluklar,
- Eşyalarının sık sık kaybolması ya da çalınması,
- Okul performansında değişiklikler,
- Gizlilik,
- İletişimsizlik, sosyal ilişki azalması,
- Yatak ıslatma,
- Okula gitmeyi istememe,
- Uyku ve yeme bozuklukları,
- Şiddeti ifade ederken yazı, resim, müzik gibi farklı ifadeler kullanmak,
- Odaya kapanma davranışında artma.

Şiddet Yoluyla Sindirilen Çocuklarda Görülen Özellikler
Genellikle çok fazla arkadaşı olmayan, pasif, düşük benlik saygısına sahip, güvensiz, sosyal becerileri yeterince gelişmemiş ve kendisini savunamayan çocukların sindirildiği gözlenmiştir. Sosyal, uzlaşabilen ve alternatif çözümler sunabilen çocukların ise sindirilemedikleri görülmektedir.

Sindirilen Çocukların Ailelerine Öneriler
Aşırı tepki göstermemeye, sakin kalmaya özen gösterin,

Asla çocuğunuzu kavga etmesi ya da kendisine yapılan davranışlara benzer şekilde yanıt vermesi yönünde cesaretlendirmeyin,

Çocuğun öğretmeninden, idarecilerden ve rehber öğretmeninden olabildiğince detaylı bilgi toplayın. Bunun bir kereye özgü bir olay mı, yoksa uzun bir süredir devam eden ve tekrarlayan bir olay mı olduğunu öğrenin,

Kendi çocuğunuzu, kendinizi, sindiren çocuğu ve onun ailesini suçlamaktan kaçının


Sindirilen Çocukların Ailelerine Öneriler
Bu dönemde çocuğunuzun etrafındaki arkadaşlarıyla ilişkilerini güçlendirmede ona yardımcı olun. Örneğin birkaç arkadaşını eve davet edin

Çocuğunuzun duygularını ifade etmesine izin verin. Sindirme davranışına maruz kalan çocuklar utanç, suçluluk ve korku duyabilirler. Ona, bütün bunların normal olduğunu, sindiren çocuğun onu kontrol etmek için onda bu duyguları özellikle uyandırmaya çalıştığını, bu olayın onun suçu olmadığını vurgulayın,

Hiç kimsenin onu sindirmeye, istismar etmeye ve onunla dalga geçmeye hakkı olmadığını anlatın,

Çocukla birlikte olası tepkilerin neler olabileceğini tartışın (tepki göstermemek, oradan uzaklaşmak, yardım istemek, kendine güvenli bir biçimde yürümek, diğer çocuklardan ayrılmamak, bu tür çocuklara sataşmamak gibi)


Ailelere Öneriler
    - Çocuğunuzun hangi TV programlarını izlediğini takip edin. TV, sinema ve medyadan şiddet içerikli mesajlara maruz kaldıklarını göz ardı etmeyin. İzledikleri bu görüntüleri taklit edebileceklerini unutmayın.

- Oynadıkları bilgisayar oyunlarını gözden geçirin. Bu oyunlarda şiddet normalleştirilebilir. (Araba kullanırken bir adamı ezmenin puan kazandırması gibi)

- Video-bilgisayar oyunları, TV veya komşularda görebileceği şiddet olayları hakkında konuşun. Çevrelerinde ve medyada gördükleri şiddet olaylarının gerçek hayatta nelerle sonuçlanabileceğini kafalarında canlandırmalarını isteyin,

    - Sorunları nasıl çözdüğünüzü çocuklarınızla paylaşın,
Ailelere Öneriler


Ailelere Öneriler
    - Çocuğunuzun vaktinin büyük kısmı okulda geçmektedir. Okul yaşantısını desteklemenin bir yolu da o gün neler yaşadığını, derslerde neler yaptığını anlatacağı bir vakti çocuğunuza ayırmaktır,

- Arkadaşlarına kesinlikle kötü davranmamasını söyleyin,

- Eğer evde şiddet uygulanıyorsa ne yapsanız anlamsız olacaktır. Kendiniz model olmadıkça çocuğunuzdan uygun davranış göstermesini bekleyemezsiniz,

- Şiddet gösteren çocuklar kötü değildir. Ancak durum ne kadar çabuk ele alınır ve ne kadar erken müdahale edilirse sonuç almak da o kadar kolaylaşır,

Ailelere Öneriler
    - Şiddet gösteren çocuklar diğer çocuklar tarafından dışlandıklarından kendilerine benzer çocukları kolayca bulurlar,

    - Dövmek, eve kapatmak, rüşvet vermek çare değildir,

- “Böyle gördük böyle gider”, “Başka dilden anlamıyor” mantığı ile problem çözülmez,

- Sabırlı olun, değişimin uzun süre alabileceğini unutmayın,

- Özellikle ergenlik döneminde sıklıkla yaşanan güç savaşlarından kaçının. Sakinliğinizi korumaya çalışarak, doğru model olun. Yaşadığınız çatışmaları kontrol etme güç savaşlarına dönüştürmeyin.



SENİ YALNIZ BIRAKIR   MIYIZ SANDIN?/ Aklın en büyük yanılgısı, olayları istediğimiz şekilde göstermesidir.
Yukarı
simurg4844 Liste gör
Deneyimli Yazar


nihat
Yaş: 57
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 636
  Alıntı simurg4844 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 23/Ara/2010 saat 13:54



İki kulübün taraftarları arasında yaşanılan ve onlarca insanın yaralanmasına neden olan bu şiddet olayları neden durmamaktadır? Bu tür şiddet gösterilerinin kökenlerinde neler bulunmaktadır? Bu tür eylemler, organize bir hareket midir? Olayın toplumsal ve siyasal yönleri bulunmakta mıdır? Kısacası, daha bir çok soruyu sormak mümkün olmakla birlikte; sorulara yanıt ve çözüm bulmakta zorlanmaktayız.
Orta yerde duran bu sorunun çözümüne ne ölçüde toplumsal ilgi ve duyarlılık gösteriyoruz? Şiddet kapımızda olmasına karşın, ne yazık ki biz ona dur diyememekteyiz ve sükunetle şiddetin kapımızı çalmasını beklemekteyiz. Önümüzde ciddi bir tehlike olarak duran bu sorunun çözümü için, önce onu doğuran temel nedenler üzerinde kısaca durmak gerekmektedir.
Anımsanacağı üzere; futbolda ülkemizin başına gelen en büyük şiddet felaketi, 1967 yılının Eylül ayında, Kayserispor ile Sivasspor arasında oynanan İkinci Lig karşılaşmasında yaşanmıştı.
İki takımın taraftarları arasında çıkan çıkan arbedede 48 kişi ölmüş, 600 kişi de yaralanmış, stadın tribünleri yakılıp yıkılmıştı. Dış dünyada yaşanılan en dramatik olay ise, 1985 yılında Brüksel’in Heysel Stadı’nda gerçekleşmiş; Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalini oynayan Liverpool ile Juventus arasındaki maçta, Liverpool’un saldırgan taraftarlarının çıkardıkları olayda 50 den fazla insan ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı
.

Saldırganlık ve Şiddetin Kaynakları
Toplumların hızlı değişim zamanlarında ortaya çıkan ve giderek kuralsızlığa dönüşen bireysel ve toplumsal kargaşa durumu, saldırgan davranışların ve şiddet eylemlerinin kaynağıdır. Saldırganlık davranışının eyleme dönüşmesi sürecinde kullanılan bir yöntem ve araç olarak karşımıza çıkan şiddetin, çok çeşitli toplumsal ve ekonomik nedenleri olabilir.
Sporda saldırganlık ve şiddete baktığımızda ise: Sporun tüm dallarında ve de en çok futbolda, insanın kendisiyle ve başkalarıyla savaşımına tanık oluruz. “Sporda amaç, doğal ve evrensel olan saldırganlık içgüdüsünü yüceltmek, ‘daha güçlüye, hızlıya, yükseğe ulaşmak’ için savaşmaktır. (Prof.Dr. Özcan Köknel, Bireysel ve toplumsal şiddet, sh.233, , Altın Kitaplar, 2.basım İst.,2000)
Saldırganlık içgüdüsel olduğu kadar, sonradan öğrenilebilir ve yönlendirilebilir bir nitelik de taşır. Bu anlamda, içgüdüsel olarak başlangıçta ortaya çıkan saldırganlığın, süreç içinde yönlendirilebilir bir hale dönüşmesi, spor karşılaşmalarında, özellikle de futbolda büyük bir öneme sahiptir.
Ülkemizde çarpık kentleşme ve gelir dağılımındaki dengesizliğin giderek artması; ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak kültürel bir çöküntü ve yozlaşmaya neden olmuştur. Bu olumsuzlukların yol açtığı bireysel anomi, bu alt kültürü oluşturan kitlelerde büyük bir öfke birikimine sebep olmaktadır. “…Bu kitleler de öfke birikimlerini ifade edebilecekleri en uygun ortam olarak spor alanları ve futbol maçlarını görmektedirler.”(Mahmut Sert, 10.11.2003 tarihinde NTV’de yapılan söyleşiden)

Futbolda Şiddet Kültürünün İçsel Bir Olgu Haline Gelmesinde Medyanın Rolü
Şiddetin futbolda sürekli var olmasının bazı iç dinamikleri bulunmaktadır. Şiddet bir sonuçtur. O halde bu sonuca yol açan nedenleri iyi incelemek zorundayız. Futbolu bugün sadece basit bir spor dalı gibi göremeyeceğimizi, yine bu sütunlarda yazmış olduğum Futbol A.Ş.’de uzun uzun anlatmış ve dünya genelinde beş yüz milyar dolara ulaşan devasa bir pastanın varlığından bahsetmiştim. Bu denli yüksek bir gelirin paylaşımının olduğu bir yerde savaşım da olacaktır şüphesiz.
Bugün futbolun bir gösteri endüstrisine dönüşmesi, kendi siyasal iktidarını da yaratmaktadır. Bu siyasal iktidarı paylaşanların, futbolun yığınsallığından yararlanmak ve onu kendi dümen sularına çekmek için gösterdikleri çaba ve harcadıkları her tür enerji ve tahrik, futbol izleyicisindeki içgüdüsel saldırganlık davranışının harekete geçirilmesini sağlayan temel içsel dinamiklerden en önemlisidir.
Bu içsel dinamiği harekete geçiren en önemli araç ta medyadır. Futbolda şiddetin özellikle, bu sektörde pastanın giderek büyümeye başladığı 1990’lı yılların başından itibaren, yönlendirilebilir içsel bir olgu haline gelmesi; kitlelerin, bu tehlikeyi görmelerinin önünde bir perde görevi görmektedir. Bugün yeni futbol ekonomisinde, altyapıda dev bir tekelleşme; üstyapıda, yani iktidarda ise yönetim ve denetimi elinde tutan oligarşik bir yapılanma mevcuttur.
“Futbol iktidarının oluşumunda kitle iletişim araçlarının çok önemli işlevleri bulunmaktadır. Bu iktidarı paylaşanlar, futbolun kitleler tarafından-uygulanmasından çok, konuşularak kendi iktidarlarının yeniden üretilmesini, birbirleriyle girdikleri sıkı ilişkilerle sağlamaya çalışırlar…kitle iletişim araçlarının gelişmişliği, herhangi bir izlencenin izleyicilerini toplu olarak avucunda tutabilir.
Bugünün koşullarında bir futbol maçını, stadyumda en fazla iki yüz bin kişi- Brezilya’da Maracana’da- izleyebilir; oysa aynı maç, televizyondan milyarlarca insana izlettirilebilir; yine milyonlarca insan yazılı basından aynı maç hakkında bilgi sahibi olabilir. Hangi araç kullanılırsa kullanılsın, hedef kitle bu alanın iktidar odaklarının etkisi altına girmektedir.”(Mahmut Sert, Gol Atan Galip-Futbola Sosyolojik Bir Bakış, Sh. 132-133, Bağlam yayınları, İst.,2000)
Kısacası, yeni futbol ekonomisinde gelirin paylaşımı ve nüfuz alanının daha da arttırılabilmesinin yolu, medya aracılığıyla daha büyük kitlelere ulaşmaktan geçmektedir. Bu amaca ulaşmada kullanılan yöntem ise ilginin her zaman en üst seviyede olmasını sağlayacak, rating mücadelesinden geçmektedir. Bu amaçla, TV’lerde spor programları, basında köşe yazıları ve futbol haberleri, her zaman rutin olmayan şeyleri ön plana çıkartarak; bir yandan bu tür olayların önüne geçilmesi şeklinde göstermelik bir popülist yaklaşım sergilerken; diğer yandan da taraftarın, futbolcu, yönetici, federasyon ve hakemle karşı karşıya gelmesini sağlayacak ve daima ateşi yüksek tutacak, yorum ve haberlerle, konuyu sürekli tekrarlayarak, sıcak tutmaya çalışır. “Yapılan maç eleştirilerinin ve yorumlarının genellikle tribündeki taraftarın bakış açısından, özellikle kullanılan dil bağlamında yapılması”(Mahmut Sert, a.g.e., Sh.136) futbolda atmosferin giderek daha da arttırılmasına yol açmaktadır. Bütün şiddet unsurlarının artmasında, kışkırtılmasında medyanın rolü olduğunu görmekteyiz. Olayların defalarca gazetelerde yazılması, televizyonlarda konuşulması, maç sonralarında her türlü pozisyonla birlikte bu şiddet olaylarının, sözde şiddeti önleme bahanesiyle yayımlanması, şiddete çanak tutan en önemli faktörlerden birisidir.
Ülkemizde İstanbul kentinin üç takımı Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe, Türkiye geneline yayılmış taraftar profilleriyle ve bunlar üzerindeki etkinlikleriyle futbolun iktidarını paylaşmaktadırlar.(Mahmut Sert, a.g.e.,sh.149)

Ülkemizde Görülmeyen Bir başka Neden -Irkçılık
Futbolda ülkemizde ortaya çıkan saldırganlık ve şiddetin sebeplerinin, diğer ülkelerden farklılıklar taşıdığını görmekteyiz. Örneğin ülkemizde hiç karşılaşmadığımız, ancak özellikle Avrupa’da yoğun olarak karşılaşılan faktörlerden birisi “ırkçılık”tır. İngiltere’de, Belçika’da, İtalya’da, İspanya’da, Macaristan’da, Sırbistan ve Slovakya’da futbol dünyasının yakından tanıdığı futbol kulüplerinin ırkçı taraftarlarınca oluşturulan organize şiddet örgütlerinin olduğunu belirtelim.(Bu konu üzerinde ileride bir başka yazımızda detaylıca durulacaktır.)
Futbolun beşiği İngiltere, aynı zamanda futbol serseriliğinin de beşiğidir. İngiltere’de “hooliganizm”in merkezi Liverpool, işsizliğin ve yoksulluğun da yoğun olduğu bir kent… 1985 yılında Brüksel’in Heysel Stadyumu’nda, sarhoş ve saldırgan Liverpool’lu holiganlar onlarca insanın ölümüne neden olmuşlardır. (Serhat Hürkan, Yıkılmayan İmparatorluk Futbol, sh. 105, Ümit yay., Ank. 2000)

Ülkemizde Taraftar Oluşumları
Ülkemizde başta üç büyükler olmak üzere tüm kulüplerin taraftarlarınca oluşturulmuş, sivil kitle örgütleri adında çeşitli taraftar oluşumları mevcuttur. Bu oluşumlar esas itibariyle, maçlarda taraftarı olunan takımın desteklenmesi ve motive edilmesi gibi masumane amaçlarla yola çıkmışken; örgüt içi ve dışı sabotajların etkisiyle bugün farklı mecralara sürüklenmeye çalışılmışlardır. Oysa bu tür demokratik kitle örgütleri, bugün tribündeki terörün önlenmesinde istenilirse ciddi uygulamalar içine girerek, olası kötü sonuçların önüne geçebilme yeteneğine sahiptirler. Çoğu futbol maçlarında, tribünlerde başlayan saldırganlık ve şiddet olaylarının bazen, belirli bir çekirdek grup tarafından yönlendirildiğini de dikkate alındığında bu oluşumlara önemli görevler düşmektedir.

Sonuçta;
Futbolda saldırganlık ve şiddetin çeşitli toplumsal, siyasi ve ekonomik nedenleri bulunmaktadır. Bunun dışında karşılaşılan çeşitli şiddet ve saldırganlık olayları aslında münferit olaylardır. Futbolun giderek endüstriyel bir sektöre dönüşmesi, oluşan gelirin paylaşımında ciddi savaşımlar gerektirmektedir. Bugün futbol iktidarına ortak olanlar, yeni futbol ekonomisindeki paylarını arttırabilmek için daha geniş kitlelerin ilgisini çekmek ve bu ilgiyi artan düzeyde korumak durumundadırlar. Bunun için futbolun büyülü atmosferini, kitle iletişim araçlarını kullanarak daha da gerginleştirip, kışkırtmaya çalışan bu anlayışın önüne geçmenin çok da kolay olmadığı görülmektedir. Futbolda şiddet bugün içsel bir olgu haline gelmiştir. Şiddet ve saldırganlık bugün organize bir hal almıştır. Şiddetin önlenmesinde toplumsal gereklerin yerine getirilmesi sorunun çözümünde gerekli olmakla birlikte yeterli değildir.


SENİ YALNIZ BIRAKIR   MIYIZ SANDIN?/ Aklın en büyük yanılgısı, olayları istediğimiz şekilde göstermesidir.
Yukarı
simurg4844 Liste gör
Deneyimli Yazar


nihat
Yaş: 57
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 636
  Alıntı simurg4844 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 31/Ara/2010 saat 02:12

Maça gelmeyelim mi istiyorsunuz?

Var olan yasayı uygulayıp, neden şiddet eğilimli taraftarları enterne etmezler de, daha sert yaptırımlar içeren yeni yasa peşinde koşarlar, anlamadım gitti.
Meclis Başkanlığı’na gönderilen yasada öyle maddeler var ki içinde, gözünün üzerinde kaşı olan bile adını söyleyemeden hâkim huzurunda bulabilir kendini.
Belinde silah ya da bıçakla maça gelen biri için yeni yasaya ne gerek var anlayamadım (!), ama şikâyete bakılmaksızın küfür için öngörülen 3 yıla kadar hapis cezasını hiç anlayamadım. Eğer bu madde uygulanırsa bırakın maça gidecek insan bulmayı cezaevlerinde yatacak yer bulunmaz bu ülkede.


Düşünün, bütün stat ayakta küfür ediyor. Kapıda dizi dizi mahkeme otobüsleri! Peki, benim gibi maçta küfür etmeyen adamı nasıl ayıklayacaksınız o tribünden? Ayıklayamayacaksınız. “Hadi sen de gel suçsuzluğunu kanıtla” diyeceksiniz değil mi?
Diğer yandan yasaya göre ayakta maç da izleyemeyeceğiz. “Oturduğun yerden tezahürat yap” diyorlar. Yani diyorlar ki, başlama vuruşuyla önce üçlü, sonra zıplaya zıplaya “lay lay” yapma, golden sonra “Pınar başı” çekme, maçın son beş dakikasında “Yumruklar havaya”nın ardından “Gündoğdu hep uyandık” söyleme!
Bu benim gibi biri için maça gitmemek anlamına geliyor. Çünkü ben evde bile Beşiktaş maçını ayakta izliyorum. Anlıyorum ki, tasarı yasalaşırsa İnönü artık bana kapalı...
Gazeteciler için de ‘Medya yoluyla suç oluşturmak’ diye muğlak ifadeli suçlar var. Yani diyorlar ki, “Sen hiç kötü haber verme. Her şey güzel, herkes temiz, her şey pembe olsun. Huzuru bozacak haber, yorum yapma.” Olur, yapmayız!
Fakat korkarım bu yasa bu haliyle çıkarsa, futbolu yönetenler Diyojen misali mumla taraftar ararlar ülkede...

Profesyonel yarışçının parasI amatörlerden
SENİ YALNIZ BIRAKIR   MIYIZ SANDIN?/ Aklın en büyük yanılgısı, olayları istediğimiz şekilde göstermesidir.
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 2345>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,453 saniyede hazırlanmıştır