Anti Bizans

Alıntı yapılan pop corn yüzmilyonlarca değeri olan istanbul kulupleri ile, onların kurallarına göre adil bir şekilde mücadele etmemiz gerektiği söyleniyor. sanki kendilerinin mücadelesi çok adilmiş gibi. neymiş efendim, serbest piyasa varmış, isteyen istediği yere açarmış, sonra sen de karşısına açarmışsın falan falan. bir sürü beylik laf. o zaman adil mi oluyor mücadeleniz? başkanlarınız, hocalarınız, topcularınız sizi çok fena alıştırmışlar, sizin topcularınız büyük takım topcusu oldugu için saha içinde korunmalı, en ufak bi müdahalede penaltı çalınmalı, gazeteler hep sizden bahsetmeli, hakkınızda kötü yazanı afaroz etmeli, her koşulda ve şartta muhakkak siz haklı olmalısınız. cevap vermeyecektim ama gerçekten üzüldüm içinde bulunduğunuz duruma. medyanın ve spekülatif yöneticilerinizin verdikleri gazı öyle bi almışsınız ki, sizin için başka hiç bir takım yok dünyada, spor gazetelerinde size sayfalar ayrılıyor ve siz gerisini okumuyorsunuz, okusanız da bir şey yazmıyor zaten. yani hiçbir şey bilmiyorsunuz, bilmediğiniz için de eskişehir'de olup bitenleri anlamazsınız tabi. peki ya biz, şöyle anlatayım size. hani yıldız tablosu olur ya, maçlardan iki gün sonra, salı günleri yayınlanır gazetelerde. çook uzun yıllar boyunca o yıldız tablosu bile yayınlanmadı bizim maçlarımız için, sonraları yavaş yavaş yayınlanmaya başlasa da yalan yanlıştı. her salı gider gazete alır, direk o sayfayı açardım, sonra takımımın adını göremeyince, içine düştüğüm hayal kırıklığını bi düşünün. o yıllardan geçtik geldik, uzuuuun mücadeleler sonucunda, istanbul takımlarını yenmeye başladığımızda, yine hiçbir gazete bizden bahsetmiyordu, hiçbir futbol tartışma programında ismimiz geçmiyordu. galatasarayı yendiysek, galatasarayın ne kadar kötü olduğundan, beşiktaşı yendiysek beşiktaşın neyi kötü yaptığından bahsediliyordu. bu yendiğimiz zaman oluşan durum, ha bi de yenilmişsek eğer (ki gayet doğal) o zaman anlı şanlı koca takımların bizi nasıl madara ettikleri, kedinin fareyle oynadığı gibi nasıl oynadıkları, karşılarında nasıl kuzu gibi kaldığımız destansı ifadelerle bir hafta beynimize beynimize sokuluyordu. sonra kritik bir maçımız varsa mesela, hemen transfer dedikoduları çıkıyor en iyi futbolcularımız hakkında, galatasarayla oynayacaksak, galatasaray yöneticeri alper'e talip oluyor, fenerbahçeyle oynayacaksak sezer fenerbahçeye haber gönderiyor, beşiktaşla oynayacaksak rıza çalımbaya beşiktaşın hali soruluyor. istanbuldan bir oyuncu transfer etmişsek, o asla eskişehirspor'lu futbolcu olmuyor, maçta ayagına top gelince, eski galatasaraylı ümit karan, eski beşiktaşlı tello oluyorlar, bir türlü eskişehirspor'lu futbolcu olamıyorlar. sene sonunda bütün iyi topcularımız istanbul sevdasıyla yanıp tutuşuyor, elimizde tutmak için kıçımızı yırtıyoruz yine de beceremiyoruz. taraftarların yaptığı mükemmel bir tribün gösterisi, bütün dünyadan milyonlarca insan tarafından alkış alıyor, izlenme rekorları kırıyor, türkiye'de 15 gün sonra ancak haber olabiliyor, o da 2 bilemedin 3 cümle. ama sizin büyük taraftarlarınızın çok büyük paralara yaptıkları yine de beceremedikleri siktirboktan koreografileri anında haber sitelerine düşüp bir dahaki beceriksizliğinize kadar konuşulmaya devam ediyor. ne hikmetli takımlarmışsınız be. geçtiğimiz hafta türkiye'nin bütün futbol tarihi boyunca yaşanmayan görüntüler yaşandı eskişehir'de. iki gün iki gece boyunca karnaval şehrine dönüştü eskişehir. sokaklarda, iskoç ve türk taraftarlar birlikte eğlenip şarkılar söylediler. rakip st. johnstone dün sahasında oynadığı maçtan sonra stadda eskişehirspor marşı çaldı, daha önce bunun bir örneğini gördünüz mü bu ülkede. daha önce ağırladınız mı yabancı konuklarınızı böyle? peki haberiniz oldu mu? tabi ki olmadı. ama kavga çıksaydı iki takım taraftarları arasında hepiniz günlerce okur ve gelip buraya müthiş fikirlerinizle yazılar döşenirdiniz. işte fikirleriniz bilmediğiniz şeylere de yetmez. eğer eskişehir ve eskişehirspor hakkında yeterince şey bilmiyorsanız fikir de yürütmeyin lütfen, yazdıklarınız güzelmiş gibi görünen ama pratikte hiçbir işe yaramayan, içi boş laflardan başka bir şey ifade etmiyor çünkü. mahalle baskısı dediğiniz barbarlık dediğiniz bu şeylerin altında çok uzun yıllardan beri kendinize ve sistemize karşı insanların içlerinde büyüttükleri büyük bir nefret var, ee takımlarınız büyük olunca nefretiniz de büyük oluyor naparsın. ayrıca biz mahalle baskısı yapıyorsak, siz komple memleket sathında ülke baskısı yapıyosunuz len, fb, gs, bjk diye diye milletin kafasını siktiniz. biz sesimizi çıkardık mı? simdi kalkmış yok adil yarışın, yok siz de karşısına geçin bi tane açın, ne güzel beylik laflar di mi bunlar. yakışıyor ağzınıza, istanbulun yeri geldi mi beyefendi yeri geldi mi holigan efendileri. bak eskişehirspor 3 gün sonra marsilya ile oynayacak, ne bir haber var gazetelerde ne bir şey. maç günü de olmayacak, maçın yayınlanıp yayınlanmayacağı bile belli değil, siz ne adaletinden bahsediyorsunuz düdükler. madem es es'in maçları yayınlanmıyor, biz de gidelim maçları yayınlanan takımları tutalım di mi. dogrusu bu mu, siz ne buyurursunuz beyler. zaten boktan bi sistemle boktan bi futbol seyrediyoruz, adil değil hiçbir şey, 3 büyükler diye bir şey uydurmuşsunuz, geriye kalanları figüran olarak bile görmek istemiyorsunuz, büyük balığın kücük balığı yemesini doğanın dengesi olarak görüyorsunuz. bari tribünde eşit olmayı göze alın lan. yer mi maçanız? kusura bakmayın beyler, taraftar sayımız belli, çok değil. gazetelerde televizyonlarda sanal medyada sadece siz varsınız ve kaçamıyoruz bundan, engelleyemiyoruz da, ama eskişehir'deki cocukları koruyacağız sizin bu başa bela kara propagandanızdan, kah çocuklara ücretsiz forma dağıtarak yapıcaz, kah formalarınızı sattırmayarak yapıcaz, kah şampiyonluk kutlatmıycaz ama, tüm gücümüzle bunun için çalışıcaz, bazen bilinçli olucaz, bazen bilincimizi kaybetmiş olucaz, bazen parayla olucak, bazen kaba kuvvetle olucak, bazen kurunun yanında yaş da yanacak, bazen de güzellikle olacak ama biz eskişehir'i sizden koruyacaz. şimdilik bir şey diyemiyorum ama inşallah ileride bütün türkiye'de bu bilinç oluşur.                                                                 tcyx

"peki ya biz, şöyle anlatayım size. hani yıldız tablosu olur ya, maçlardan iki gün sonra, salı günleri yayınlanır gazetelerde. çook uzun yıllar boyunca o yıldız tablosu bile yayınlanmadı bizim maçlarımız için, sonraları yavaş yavaş yayınlanmaya başlasa da yalan yanlıştı. her salı gider gazete alır, direk o sayfayı açardım, sonra takımımın adını göremeyince, içine düştüğüm hayal kırıklığını bi düşünün."
Şu cümle beni benden aldı çocukluğum geldi aklıma, helal olsun.

Alıntı yapılan pop corn yüzmilyonlarca değeri olan istanbul kulupleri ile, onların kurallarına göre adil bir şekilde mücadele etmemiz gerektiği söyleniyor. sanki kendilerinin mücadelesi çok adilmiş gibi. neymiş efendim, serbest piyasa varmış, isteyen istediği yere açarmış, sonra sen de karşısına açarmışsın falan falan. bir sürü beylik laf. o zaman adil mi oluyor mücadeleniz? başkanlarınız, hocalarınız, topcularınız sizi çok fena alıştırmışlar, sizin topcularınız büyük takım topcusu oldugu için saha içinde korunmalı, en ufak bi müdahalede penaltı çalınmalı, gazeteler hep sizden bahsetmeli, hakkınızda kötü yazanı afaroz etmeli, her koşulda ve şartta muhakkak siz haklı olmalısınız. cevap vermeyecektim ama gerçekten üzüldüm içinde bulunduğunuz duruma. medyanın ve spekülatif yöneticilerinizin verdikleri gazı öyle bi almışsınız ki, sizin için başka hiç bir takım yok dünyada, spor gazetelerinde size sayfalar ayrılıyor ve siz gerisini okumuyorsunuz, okusanız da bir şey yazmıyor zaten. yani hiçbir şey bilmiyorsunuz, bilmediğiniz için de eskişehir'de olup bitenleri anlamazsınız tabi. peki ya biz, şöyle anlatayım size. hani yıldız tablosu olur ya, maçlardan iki gün sonra, salı günleri yayınlanır gazetelerde. çook uzun yıllar boyunca o yıldız tablosu bile yayınlanmadı bizim maçlarımız için, sonraları yavaş yavaş yayınlanmaya başlasa da yalan yanlıştı. her salı gider gazete alır, direk o sayfayı açardım, sonra takımımın adını göremeyince, içine düştüğüm hayal kırıklığını bi düşünün. o yıllardan geçtik geldik, uzuuuun mücadeleler sonucunda, istanbul takımlarını yenmeye başladığımızda, yine hiçbir gazete bizden bahsetmiyordu, hiçbir futbol tartışma programında ismimiz geçmiyordu. galatasarayı yendiysek, galatasarayın ne kadar kötü olduğundan, beşiktaşı yendiysek beşiktaşın neyi kötü yaptığından bahsediliyordu. bu yendiğimiz zaman oluşan durum, ha bi de yenilmişsek eğer (ki gayet doğal) o zaman anlı şanlı koca takımların bizi nasıl madara ettikleri, kedinin fareyle oynadığı gibi nasıl oynadıkları, karşılarında nasıl kuzu gibi kaldığımız destansı ifadelerle bir hafta beynimize beynimize sokuluyordu. sonra kritik bir maçımız varsa mesela, hemen transfer dedikoduları çıkıyor en iyi futbolcularımız hakkında, galatasarayla oynayacaksak, galatasaray yöneticeri alper'e talip oluyor, fenerbahçeyle oynayacaksak sezer fenerbahçeye haber gönderiyor, beşiktaşla oynayacaksak rıza çalımbaya beşiktaşın hali soruluyor. istanbuldan bir oyuncu transfer etmişsek, o asla eskişehirspor'lu futbolcu olmuyor, maçta ayagına top gelince, eski galatasaraylı ümit karan, eski beşiktaşlı tello oluyorlar, bir türlü eskişehirspor'lu futbolcu olamıyorlar. sene sonunda bütün iyi topcularımız istanbul sevdasıyla yanıp tutuşuyor, elimizde tutmak için kıçımızı yırtıyoruz yine de beceremiyoruz. taraftarların yaptığı mükemmel bir tribün gösterisi, bütün dünyadan milyonlarca insan tarafından alkış alıyor, izlenme rekorları kırıyor, türkiye'de 15 gün sonra ancak haber olabiliyor, o da 2 bilemedin 3 cümle. ama sizin büyük taraftarlarınızın çok büyük paralara yaptıkları yine de beceremedikleri siktirboktan koreografileri anında haber sitelerine düşüp bir dahaki beceriksizliğinize kadar konuşulmaya devam ediyor. ne hikmetli takımlarmışsınız be. geçtiğimiz hafta türkiye'nin bütün futbol tarihi boyunca yaşanmayan görüntüler yaşandı eskişehir'de. iki gün iki gece boyunca karnaval şehrine dönüştü eskişehir. sokaklarda, iskoç ve türk taraftarlar birlikte eğlenip şarkılar söylediler. rakip st. johnstone dün sahasında oynadığı maçtan sonra stadda eskişehirspor marşı çaldı, daha önce bunun bir örneğini gördünüz mü bu ülkede. daha önce ağırladınız mı yabancı konuklarınızı böyle? peki haberiniz oldu mu? tabi ki olmadı. ama kavga çıksaydı iki takım taraftarları arasında hepiniz günlerce okur ve gelip buraya müthiş fikirlerinizle yazılar döşenirdiniz. işte fikirleriniz bilmediğiniz şeylere de yetmez. eğer eskişehir ve eskişehirspor hakkında yeterince şey bilmiyorsanız fikir de yürütmeyin lütfen, yazdıklarınız güzelmiş gibi görünen ama pratikte hiçbir işe yaramayan, içi boş laflardan başka bir şey ifade etmiyor çünkü. mahalle baskısı dediğiniz barbarlık dediğiniz bu şeylerin altında çok uzun yıllardan beri kendinize ve sistemize karşı insanların içlerinde büyüttükleri büyük bir nefret var, ee takımlarınız büyük olunca nefretiniz de büyük oluyor naparsın. ayrıca biz mahalle baskısı yapıyorsak, siz komple memleket sathında ülke baskısı yapıyosunuz len, fb, gs, bjk diye diye milletin kafasını siktiniz. biz sesimizi çıkardık mı? simdi kalkmış yok adil yarışın, yok siz de karşısına geçin bi tane açın, ne güzel beylik laflar di mi bunlar. yakışıyor ağzınıza, istanbulun yeri geldi mi beyefendi yeri geldi mi holigan efendileri. bak eskişehirspor 3 gün sonra marsilya ile oynayacak, ne bir haber var gazetelerde ne bir şey. maç günü de olmayacak, maçın yayınlanıp yayınlanmayacağı bile belli değil, siz ne adaletinden bahsediyorsunuz düdükler. madem es es'in maçları yayınlanmıyor, biz de gidelim maçları yayınlanan takımları tutalım di mi. dogrusu bu mu, siz ne buyurursunuz beyler. zaten boktan bi sistemle boktan bi futbol seyrediyoruz, adil değil hiçbir şey, 3 büyükler diye bir şey uydurmuşsunuz, geriye kalanları figüran olarak bile görmek istemiyorsunuz, büyük balığın kücük balığı yemesini doğanın dengesi olarak görüyorsunuz. bari tribünde eşit olmayı göze alın lan. yer mi maçanız? kusura bakmayın beyler, taraftar sayımız belli, çok değil. gazetelerde televizyonlarda sanal medyada sadece siz varsınız ve kaçamıyoruz bundan, engelleyemiyoruz da, ama eskişehir'deki cocukları koruyacağız sizin bu başa bela kara propagandanızdan, kah çocuklara ücretsiz forma dağıtarak yapıcaz, kah formalarınızı sattırmayarak yapıcaz, kah şampiyonluk kutlatmıycaz ama, tüm gücümüzle bunun için çalışıcaz, bazen bilinçli olucaz, bazen bilincimizi kaybetmiş olucaz, bazen parayla olucak, bazen kaba kuvvetle olucak, bazen kurunun yanında yaş da yanacak, bazen de güzellikle olacak ama biz eskişehir'i sizden koruyacaz. şimdilik bir şey diyemiyorum ama inşallah ileride bütün türkiye'de bu bilinç oluşur.                                                                 tcyx

ağzını ,elini öpeyim

Alıntı yapılan pop corn yüzmilyonlarca değeri olan istanbul kulupleri ile, onların kurallarına göre adil bir şekilde mücadele etmemiz gerektiği söyleniyor. sanki kendilerinin mücadelesi çok adilmiş gibi. neymiş efendim, serbest piyasa varmış, isteyen istediği yere açarmış, sonra sen de karşısına açarmışsın falan falan. bir sürü beylik laf. o zaman adil mi oluyor mücadeleniz? başkanlarınız, hocalarınız, topcularınız sizi çok fena alıştırmışlar, sizin topcularınız büyük takım topcusu oldugu için saha içinde korunmalı, en ufak bi müdahalede penaltı çalınmalı, gazeteler hep sizden bahsetmeli, hakkınızda kötü yazanı afaroz etmeli, her koşulda ve şartta muhakkak siz haklı olmalısınız. cevap vermeyecektim ama gerçekten üzüldüm içinde bulunduğunuz duruma. medyanın ve spekülatif yöneticilerinizin verdikleri gazı öyle bi almışsınız ki, sizin için başka hiç bir takım yok dünyada, spor gazetelerinde size sayfalar ayrılıyor ve siz gerisini okumuyorsunuz, okusanız da bir şey yazmıyor zaten. yani hiçbir şey bilmiyorsunuz, bilmediğiniz için de eskişehir'de olup bitenleri anlamazsınız tabi. peki ya biz, şöyle anlatayım size. hani yıldız tablosu olur ya, maçlardan iki gün sonra, salı günleri yayınlanır gazetelerde. çook uzun yıllar boyunca o yıldız tablosu bile yayınlanmadı bizim maçlarımız için, sonraları yavaş yavaş yayınlanmaya başlasa da yalan yanlıştı. her salı gider gazete alır, direk o sayfayı açardım, sonra takımımın adını göremeyince, içine düştüğüm hayal kırıklığını bi düşünün. o yıllardan geçtik geldik, uzuuuun mücadeleler sonucunda, istanbul takımlarını yenmeye başladığımızda, yine hiçbir gazete bizden bahsetmiyordu, hiçbir futbol tartışma programında ismimiz geçmiyordu. galatasarayı yendiysek, galatasarayın ne kadar kötü olduğundan, beşiktaşı yendiysek beşiktaşın neyi kötü yaptığından bahsediliyordu. bu yendiğimiz zaman oluşan durum, ha bi de yenilmişsek eğer (ki gayet doğal) o zaman anlı şanlı koca takımların bizi nasıl madara ettikleri, kedinin fareyle oynadığı gibi nasıl oynadıkları, karşılarında nasıl kuzu gibi kaldığımız destansı ifadelerle bir hafta beynimize beynimize sokuluyordu. sonra kritik bir maçımız varsa mesela, hemen transfer dedikoduları çıkıyor en iyi futbolcularımız hakkında, galatasarayla oynayacaksak, galatasaray yöneticeri alper'e talip oluyor, fenerbahçeyle oynayacaksak sezer fenerbahçeye haber gönderiyor, beşiktaşla oynayacaksak rıza çalımbaya beşiktaşın hali soruluyor. istanbuldan bir oyuncu transfer etmişsek, o asla eskişehirspor'lu futbolcu olmuyor, maçta ayagına top gelince, eski galatasaraylı ümit karan, eski beşiktaşlı tello oluyorlar, bir türlü eskişehirspor'lu futbolcu olamıyorlar. sene sonunda bütün iyi topcularımız istanbul sevdasıyla yanıp tutuşuyor, elimizde tutmak için kıçımızı yırtıyoruz yine de beceremiyoruz. taraftarların yaptığı mükemmel bir tribün gösterisi, bütün dünyadan milyonlarca insan tarafından alkış alıyor, izlenme rekorları kırıyor, türkiye'de 15 gün sonra ancak haber olabiliyor, o da 2 bilemedin 3 cümle. ama sizin büyük taraftarlarınızın çok büyük paralara yaptıkları yine de beceremedikleri siktirboktan koreografileri anında haber sitelerine düşüp bir dahaki beceriksizliğinize kadar konuşulmaya devam ediyor. ne hikmetli takımlarmışsınız be. geçtiğimiz hafta türkiye'nin bütün futbol tarihi boyunca yaşanmayan görüntüler yaşandı eskişehir'de. iki gün iki gece boyunca karnaval şehrine dönüştü eskişehir. sokaklarda, iskoç ve türk taraftarlar birlikte eğlenip şarkılar söylediler. rakip st. johnstone dün sahasında oynadığı maçtan sonra stadda eskişehirspor marşı çaldı, daha önce bunun bir örneğini gördünüz mü bu ülkede. daha önce ağırladınız mı yabancı konuklarınızı böyle? peki haberiniz oldu mu? tabi ki olmadı. ama kavga çıksaydı iki takım taraftarları arasında hepiniz günlerce okur ve gelip buraya müthiş fikirlerinizle yazılar döşenirdiniz. işte fikirleriniz bilmediğiniz şeylere de yetmez. eğer eskişehir ve eskişehirspor hakkında yeterince şey bilmiyorsanız fikir de yürütmeyin lütfen, yazdıklarınız güzelmiş gibi görünen ama pratikte hiçbir işe yaramayan, içi boş laflardan başka bir şey ifade etmiyor çünkü. mahalle baskısı dediğiniz barbarlık dediğiniz bu şeylerin altında çok uzun yıllardan beri kendinize ve sistemize karşı insanların içlerinde büyüttükleri büyük bir nefret var, ee takımlarınız büyük olunca nefretiniz de büyük oluyor naparsın. ayrıca biz mahalle baskısı yapıyorsak, siz komple memleket sathında ülke baskısı yapıyosunuz len, fb, gs, bjk diye diye milletin kafasını siktiniz. biz sesimizi çıkardık mı? simdi kalkmış yok adil yarışın, yok siz de karşısına geçin bi tane açın, ne güzel beylik laflar di mi bunlar. yakışıyor ağzınıza, istanbulun yeri geldi mi beyefendi yeri geldi mi holigan efendileri. bak eskişehirspor 3 gün sonra marsilya ile oynayacak, ne bir haber var gazetelerde ne bir şey. maç günü de olmayacak, maçın yayınlanıp yayınlanmayacağı bile belli değil, siz ne adaletinden bahsediyorsunuz düdükler. madem es es'in maçları yayınlanmıyor, biz de gidelim maçları yayınlanan takımları tutalım di mi. dogrusu bu mu, siz ne buyurursunuz beyler. zaten boktan bi sistemle boktan bi futbol seyrediyoruz, adil değil hiçbir şey, 3 büyükler diye bir şey uydurmuşsunuz, geriye kalanları figüran olarak bile görmek istemiyorsunuz, büyük balığın kücük balığı yemesini doğanın dengesi olarak görüyorsunuz. bari tribünde eşit olmayı göze alın lan. yer mi maçanız? kusura bakmayın beyler, taraftar sayımız belli, çok değil. gazetelerde televizyonlarda sanal medyada sadece siz varsınız ve kaçamıyoruz bundan, engelleyemiyoruz da, ama eskişehir'deki cocukları koruyacağız sizin bu başa bela kara propagandanızdan, kah çocuklara ücretsiz forma dağıtarak yapıcaz, kah formalarınızı sattırmayarak yapıcaz, kah şampiyonluk kutlatmıycaz ama, tüm gücümüzle bunun için çalışıcaz, bazen bilinçli olucaz, bazen bilincimizi kaybetmiş olucaz, bazen parayla olucak, bazen kaba kuvvetle olucak, bazen kurunun yanında yaş da yanacak, bazen de güzellikle olacak ama biz eskişehir'i sizden koruyacaz. şimdilik bir şey diyemiyorum ama inşallah ileride bütün türkiye'de bu bilinç oluşur.                                                                 tcyx

Alıntı yapılan Frequency "peki ya biz, şöyle anlatayım size. hani yıldız tablosu olur ya, maçlardan iki gün sonra, salı günleri yayınlanır gazetelerde. çook uzun yıllar boyunca o yıldız tablosu bile yayınlanmadı bizim maçlarımız için, sonraları yavaş yavaş yayınlanmaya başlasa da yalan yanlıştı. her salı gider gazete alır, direk o sayfayı açardım, sonra takımımın adını göremeyince, içine düştüğüm hayal kırıklığını bi düşünün." Şu cümle beni benden aldı çocukluğum geldi aklıma, helal olsun.

  Aynısını yaşadım. O zamanlar ilkokuldaydım ve Eskişehirpor haftanın takımı seçilip de 2-3 cm lik ufacık posterimiz gazetede çıkınca o kadar sevinirdim ki o ufacık parçayı kesip saklardım. Gerçekten antibizans anlayışı bundan daha güzel anlatamaz. Yazan renktaşımın eline sağlık...