27.03.2011 YGS 2011

artık başbakanımız yani bende tatmin oldum diyen başbakanımız en son dedi ki ben bizzat bu ülkenin başbakanı olarak takipçisiyim dedi şimdi resme uzaktan bakın birçok kopya söylentilerinin olduğu ve hiçbir sonuç çıkmayan soruşturmalar oldu çünkü çektirenle soruşturan aynı taraf bu halde sonuç çıkarmı? peki tatmin oldum vs açıklamaları soruşturanları ve soruşturmaya karar verenleri etkilemezmi? etkiler o zaman sen neden müdahale ediyorsun etkilemeye çalışıyorsun yoksa yaran mı var derler insana ama bu ülke öyle korku imparatorluğu haline gelmiş ki bir delikanlı milyonlarca insanı etkileyen böyle bir adaletsizliğin karşında çıkıp adam gibi bırakın soruşturmayı açıklama yapamıyorlar. bu olanlar sıradan bir avrupa ülkesinde bile olamazda olsa ne olur bir düşünün 1- ösym başkanı istifa eder direk bağlı bulunduğu bakanda istifa ederdi 2- derhal bir komisyon kurulup iddialar karşısında kullanılmış kitapçıklar incelenir 3-5 gün içinde kesin açıklama gelirdi 3- yüzlerce kişi yargıya hesap verir içeri atılırdı 4- anında yapılan doğru ve net açıklama (tabi bunlarda donanımlı kişilerin görevde olmasıyla olur) toplumda infial ve güvensizliğin önüne geçilirdi

ÖSYM Başkanı da kopyacı çıktı

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Demir'in de adı 'kopya' skandallarına karıştı.

Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) ortaya çıkan 'şifreli kitapçık' skandalının ardından Türkiye'nin hedefi haline gelen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demi'in de adı 'kopya' skandallarına karıştı.

İddialara göre, Prof. Demir'in 1990'larda yaptığı akademik bir çalışma 'çalıntı' çıktı ve Demir çalıntı çalışmayla ilgili özür diledi.

ÖSYM Başkanı Ali Demir, Alman Peter Latzke'nin yazdığı makaleleri 1990 yılında Teknik ve Tekstil adlı dergide dokuz bölüm süren bir yazı dizisinde kendi yazmış gibi gösterdiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. İntihalin fark edilmesi üzerine Demir 'özür' yazısı yayımladı.

İNTİHALLE SUÇLANDI

TV 8 Haber'in araştırdığı ve yayımladığı bilgilere göre, Dr. Demir 1990 yılında akademik hayatın en büyük suçu sayılan intihal ile suçlanmıştı. İddialara göre, Demir'in üniversiteden atılmasının üniversite yönetimi üzerinde etkili olan bazı bilim adamlarının çabasıyla önleniyor.

İNTİHAL NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Loughborough Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayan araştırma görevlisi olarak orada kalan Ali Demir 1990 yılında Türkiye'de çıkan Teknik ve Tekstil adlı dergide dokuz bölüm süren bir yazı dizisi yayınlamıştı. Ne var ki, Peter Latzke adlı gerçek Alman yazardan ilk yazıdaki kısa bir anma dışında söz edilmiyor ve makaleler Doç Dr. Ali Demir'in kendi eseriymiş gibi gösteriliyordu. Oysa, söz konusu olan hemen baştan aşağıya ana kaynaktan kelimesi kelimesine tercüme idi ve bir kaynağın bu şekilde kullanımı "intihal" sayılıyordu. Bu yazıları ilk sayıdaki anmayı görmeden Teknik ve Tekstil'de okuyanların bunların, her makalenin başında ilan edildiği üzere, tümüyle Doç. Ali Demir'e ait olduğunu düşünmeleri kaçınılmazdı.

ÖZÜR DİLEDİ

Bu durum önce Leeds Üniversitesi'nden Prof. Mike Denton'un dikkatini çekti Onun Loughborough Üniversitesi yönetimine başvurması üzerine konu Tekstil Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gordon Wray'a iletildi. Aslında büyük kısmı aynen tercüme olan yazı dizisinin bu şekilde yayınlanmasını akademik ahlak açısından kabul edilmez bulan Dr. Wray derhal bir soruşturma başlattı. Uzun tartışma ve görüşmelerden sonra, Dr. Demir'in kariyerini tümden bitirecek bir adım atmak yerine, akademisyen dostlarının da ricalarını kıramayarak, onun Teknik ve Tekstil dergisinde bir özür yazısı yayınlatmasına razı oldu. Nitekim öyle oldu. Aslında bir çeşit itiraf olan ve dizinin 9. bölümün başında yayınlanan bu açıklamada şöyle deniyordu: "Doç Dr. Demir bu çalışma için Melland Textiberichte'den yazılı izni şimdi elde etmiş bulunmaktadır. Yazılı izni serinin yayınlanmasından önce elde etmediği için Doç. Dr. Demir hem sayın P. M. Latzke'den hem de Melland Textilberichte'den özür diler ve verdikleri izin için de teşekkür eder." Prof. Dr. Ali Demir'in bu "yayın"ı, basından gizlediği yayın listesine koyup koymadığı ise bilinmiyor.

Milliyet

Alıntı yapılan nusret Dünyadaki en iyi sistemin SAT olduğunu iddia etmek için ; Batı Avrupa'nın , Uzak Doğu'nun , İngiltere'nin , Britanya eski sömürgeleri ve dominyonlarının , ABD'nin ve Rusya'nın eğitim sistemlerini iyi bilmek gerekir. Bunların hepsi hakkında detaylı bilgiye sahip olmadan , "en iyisi SAT" demek pek aklıselim bir hareket değil. Kaldı ki eğitim sistemini sorgulayacaksak , ilköğretimden itibaren aksayan bir sistemimiz olduğu aşikâr. Direk üniversiteye geçiş sınavından sorgulamaya başlamak ayrıca bir sağlıksızlık timsali. Biz burada sistemin ne derece cacık/kaliteli olduğunu değil ; mevcut olan iyi ya da kötü bu sistemin AKP ve cemaati tarafından ne derece istismar edildiğini tartışıyoruz. Kıssadan hisse ; yandaşların ve işbirlikçilerin işgüzarlığını konuşuyoruz. Yoksa sistemin boktanlığı başlı başına bir tartışma konusu , hiç karıştırmamak en iyisi. =)

Sevgili Furkan çok iyi bir kalemin olmasına rağmen şu forumda gördüğüm en kibirli insanlardan birisin. Sadece ben biliyorum, buradaki tek kültürlü insan benim edalarındasın. Britanya'nın eski sömürgeleri olmasa bile, Rusya'nın, Uzakdoğu'nun, Batı Avrupa'nın eğitim sistemini bir nebze bilen ve SAT'e hazırlanan biri olarak kendi tespitlerimi yazma gereksinimi duydum ve bu tamamen subjektif bir düşünce idi. Türkiye'deki eğitim sistemi ana sınıfından itibaren yanlıştır bu konuda da haklısın. Ancak ben bunu belirtmedim diye beni eleştirmek, sadece eleştirmek için eleştirmek olur. Zira ben bu konuda ne genel geçer yargılar verebilecek olan bir yeterliliğe sahibim nede akademik bir makale yazıyorum.

Ayrıca bir çok başlıkta yaptığın gibi, neyi tartıştığımızı belirtmen çok yakışıksız oluyor. AKP ve cemaati gecesini gündüzüne katarak çalışan gençlerin hakkını yedi. Böyle bir şerefsizlik geçmişte hiç olmamıştı. -En azından bildiğimiz kadarıyla.- Ancak böyle bir şeyin olması, benim YGS başlığı üzerinden eğitim sistemini eleştirme hakkımı elimden almaz. Önümüzdeki seçimlerde oy vereceğim parti meclisteyken de bu sistem böyleydi. Dediğinin aksine; hazır gündeme gelmişken iyice kurcalanmalıdır...

Alıntı yapılan rbicer http://www.medyatava.com/haber.asp?id=79577

http://www.penguen.com/kapak.asp?gun=20110419