eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Konu KapalıTürkiye'den Haberler

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 910111213 156>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
omer-es-26 Liste gör
Usta Yazar


ÖMER
Yaş: 34
Katılım: 07/Şub/2008
Yer: ESKİŞEHİR
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2086
Direct Link To This Post Tarih: 12/Nis/2008 saat 15:04
                              Vekiller "gazi" oldu!
‘Gazi’ ayrıcalığını kendilerine hak gördüler, ‘Vatandaş % 20 katkı payını ödesin’ dediler




Torba yasaya ekledikleri bir madde ile futbolcunun gelir vergisini yüzde 15’e, milli takım teknik direktörünün vergisini yüzde 5’e düşüren milletvekilleri, kendilerini de sade vatandaştan ayrı tuttuklarını dün gösterdi. Sağlık sistemini silbaştan yenileyen yeni yasaya göre, “çatışmada yaralanan güvenlik güçleri” hariç herkesin katkı payı ödemesi gerekirken, milletvekilleri bu zorunluluktan kendilerini muaf tuttu.

Dün hiçbir milletvekilinden itiraz gelmeden kabul edilen maddeye göre milletvekilleri sağlık harcamalarında katkı payı ödemeyecek. Sade vatandaş, diyelim ki hastaneye gittiğinde 1.000 YTL’lik ilaç aldığında bunun 200 YTL’lik kısmını cebinden ödemek zorunda bırakılırken, milletvekili ve yakınları ilaca 5 kuruş katkı payı ödemeden ulaşacak. Bu ayrıcalık tasarının ilk halinde sadece ‘gazi’lere tanınıyordu
Vatandaştan aldığı vergiye yüklenip, milyonlarca dolar para kazanan futbolcunun vergisini indiren Hükümet, Sosyal Güvenlik Tasarısı’yla milletvekillerine getirdiği “sağlık kıyağını”, önceki gün Meclis’ten geçirdi. Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Sosyal Güvenlik Tasarısı’nın 63. maddesiyle milletvekillerine sadece ‘gazi’lere uygulanan bir muafiyet Meclis’ten geçmiş oldu.
Böylece toplumun tüm kesimlerinden fedakârlıklar isteyen reform, milletvekilleri ve aileleri için sadece gazilere tanınan bedava sağlık hizmeti getirmiş oldu. Vatandaşın sağlık sisteminin hemen her aşamasında katkı payı ödemesini zorunlu tutan tasarı, milletvekillerinin cebinden tek kuruş çıkmamasını sağlayacak. Tasarı, Meclis’e ilk geldiği halinde bu muafiyetten yararlanacak gazi tanımı operasyonlarda yaralanan MİT ve güvenlik güçleri olarak tanımlanmışken, dün Genel Kurul görüşmelerinde gazi tanımı genişletilerek tüm gaziler de kapsama alındı. Milletvekillerine gazi kıyağı olarak da yorumlanan düzenlemeyle vekil, eşi ve çocuklarıyla birlikte sağlığa tek kuruş para ödemeyecek.
Vekile kıyak geri geldi

Milletvekilerinin sağlık harcamaları için ceplerinden ödemedikleri her bir kuruş, TBMM bütçesindeki ödenekten karşılanacak. Buna göre, vatandaşın vergileriyle oluşan Genel Bütçe’den TBMM bütçesine ayrılan ödenek, vekil sağlık giderlerinde kullanılacak.

Tasarı, milletvekiline gazi kıyağını şöyle yaptı:

“2006 yılında düzenlenen ‘milletvekillerinin sağlık giderleri TBMM bütçesinden karşılanır’ diyen 3671 sayılı yasanın 4. maddesi, yeni tasarıda korundu. Oysa aynı hükümet, önceki yıl Meclis’ten geçen ve Cumhurbaşkanı Sezer’in veto ettiği yasada milletvekillerine bu kıyağı getiren düzenlemeyi kaldırmıştı. Sezer de bu hükmü onaylamıştı. Şimdi hükümet, baştan hazırlamayı tercih ettiği Sosyal Güvenlik Tasarısı’nda bu kıyağı yeniden koymuş oldu.”

Maaşın rövanşı mı?

Milletvekilleri, Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda maaşlarını artırmak için yaptıkları mücadele sırasında tasarıyı bloke etmişler ve süreci tıkamışlardı. Sonunda tasarıya korsan olarak giren ”maaş artırma maddesi“ VATAN Gazetesi’nde bu konuyla ilgili çıkan haberler üzerine geri çekildi. Bu süreçte Bakanlık ve Komisyonu’nun AKPli vekilleri tarafından, milletvekillerinin maaş kıyağından vazgeçmeleri karşılığında, ” gazi kıyağı “nın tasarıya konulduğu iddia ediliyor.
Meclis, 2008 yılı bütçesinde milletvekillerinin sağlık giderleri için 403.7 bin YTL pay ayırdı. Eğer milletvekili istisnası tasarıya konulmamış olsaydı, yasa yürürlüğe girdiğinde Meclis bu tutarı bir başka harcamaya kaydıracaktı. Ancak Meclis Genel Kurulu’ndan geçen düzenlemeyle, bu para vekillere, eşlerine ve çocuklarının sağlık harcamalarına harcanacak.

CHP’lisi, MHP’lisi, DSP’lisi de oy verdi

Genel Kurul’da neredeyse en hızlı geçen maddelerden biri olan düzenlemeye aksi yönde hiçbir önerge verilmedi. Sosyal Güvenlik Yasası tasarısının neredeyse tüm maddeleri üzerinde değişiklik için önerge yağdıran muhalefet de, bu düzenlemede hiç sesini çıkarmadı. Binlerce çalışanın sokağa döküldüğü tasarıyla ilgili hiçbir düzenlemede anlaşma sağlayamayan iktidar ve muhalefet milletvekilleri, bu düzenlemede sessiz mutabakat sağlamış oldu.


"2009 NBA   ALL-STAR İÇİN HİDAYET VE MEHMET'E BURDAN OY VEREBİLİRSİNİZ !!!!"
Yukarı
ccigarr Liste gör
Usta Yazar


hakan
Yaş: 43
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2611
Direct Link To This Post Tarih: 12/Nis/2008 saat 19:27
Rezalet milanodan çıkıp türkiyeye kadar gelen kadın sanatçı ülkemizde önce tecavüze uğradı sonra öldürüldü tüm dünyaya rezil olduk bu utançla yaşamak zorundayız ve bunu yapan bizim insanımız önce insanlığımdan sonra benim ülkemde olmasından utanıyorum.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=67268&cat=200&dt=2008/04/12

haramilerin saltanatını yıkacağız...
Yukarı
omer-es-26 Liste gör
Usta Yazar


ÖMER
Yaş: 34
Katılım: 07/Şub/2008
Yer: ESKİŞEHİR
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2086
Direct Link To This Post Tarih: 13/Nis/2008 saat 17:05
Üniversite lojmanında cinnet; 3 ölü


DHA


ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu lojmanlarında oturanlar, bir annenin cinnetiyle gelen 3 ölümle sarsıldı. Lojmanda ailesiyle oturan ve üniversitenin Halk Bilim Merkezi'nde sözleşmeli folklor kostümcüsü olarak çalışan 33 yaşındaki Gülbeyaz Başkaya, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'nin koruması olan 8 yıllık eşi özel güvenlik görevlisi 33 yaşındaki Murat Başkaya ile kızı ilköğretim 1'inci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki Ece'yi tabancayla öldürdükten sonra intihar etti.

Olay, Murat Başkaya'nın annesi Hanife Başkaya'nın, üniversite lojmanlarda oturan oğlunu telefonla arayıp yanıt alamaması üzerine ortaya çıktı. Oğlu ile gelini arasında geçimsizlik olduğunu bilen Hanife Başkaya şüphelenerek, durumu astsubay olan diğer oğlu Mithat Başkaya'ya bildirdi. Hanife Başkaya ile Mithat Başkaya, bugün saat 03.30 sıralarında Murat Başkaya'nın evine gitti. Zili çaldıkları halde içeriden yanıt alamamaları üzerine anne ve oğlu, kapıyı anahtarlarıyla açıp içeriye girdiklerinde, yatak odasında yatağın üzerinde Murat Başkaya ile kızı Ece'yi, yatağın ucunda da Gülbeyaz Başkaya'nın kanlar içindeki cesetleriyle karşılaştı.



Anne- oğulun haber vermesi üzerine olay yerine gelen polislerin yaptığı incelemede, Gülbeyaz Başkaya'nın göğsünden tek kurşunla vurulduğu ve kolunun altında da koruma olan eşine ait 9 mm. çapında tabanca olduğu görüldü. Murat Başkaya'nın iki kurşunla başından ve göğsünden, Ece Başkaya'nın ise göğsünden tek kurşunla vurularak öldürüldükleri anlaşıldı.

`KAYINVALİDEM BÜYÜ YAPTI' İDDİASI
Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekipleri, Gülbeyaz Başkaya'nın elbiselerini giymiş halde ve eşyalarının bir valiz içerisinde olduğunu, Murat Başkaya ile kızı Ece'nin ise üzerlerinde şort olduğunu söyledi. Ölen 3 kişinin cesetleri otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı.

Cinnet geçiren Gülbeyaz Başkaya'nın eşi Murat Başkaya'ya ait 9 milimetre çapındaki beylik tabancayla önce eşini, daha sonra kızını öldürüp, ardından da aynı silahla intihar ettiği kaydedildi. Emniyet Müdürlüğü yetkilileri olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü belirtti.

Ölen Murat Başkaya'nın yakınları, Gülbeyaz Başkaya'nın zaman zaman kayınvaldesini Hanife Başkaya'yı `kendisine büyü yapmakla' suçladığını öne sürerek şunları söyledi:



"Gülbayaz, kayınvaldesinin kendisi için muska yaptırdığını, kendisini eşinden ayırmaya çalıştığını, kızı Ece'yi de alıp gideceğini, kızını kimseye vermeyeceğini söylüyordu. Gülbeyaz'ın psikolojik sorunları da vardı ancak o doktora gitmiyordu. Murat, eşini ve kızını çok seviyordu. Gülbayaz olay öncesi valizlerini toplamış. Kızını alıp gitmek üzereyken, eşi engel olmaya çalıştığı için eşi ve çocuğunu öldürüp kendisi de intihar etmiş olmalı."

ÖNCEKİ REKTÖRÜN DE KORUMASIYDI
Öldürülen Murat Başkaya'nın, 2000 yılından bu yana aynı görevini sürdürdüğü, Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç ve halen görevdeki rektör Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'nin korumalığını yaptığı belirtildi.

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, olaydan büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Olayı öğrenince perişan oldum" dedi.

SİLAH SESLERİNİ DUYAN OLMAMIŞ
Emniyet Müdürlüğü yetkilileri olay yerinde 7 boş mermi kovanı buldu. 6 katlı lojmanda oturan komşuları ise polise verdikleri ifadede, Murat Başkaya ile kızı Ece Başkaya'yı en son geçen cuma günü akşam saatlerinde evlerine girerken gördüklerini, ancak silah sesi duymadıklarını söyledi.

Anne Hanife Başkaya'nın oğlu Murat Başkaya'yı cumartesi günü telefonla aradığı ancak ulaşamadığı, son olarak diğer oğlu astsubay Mithat ile birlikte pazar gecesi eve girdiklerinde cesetlerle karşılaştıkları kaydedildi.

Cenazelerin yarın yakınları tarafından alınarak, memleketleri Kütahya'nın merkeze bağlı İncik Köyü'nde toprağa verileceği belirtildi.
"2009 NBA   ALL-STAR İÇİN HİDAYET VE MEHMET'E BURDAN OY VEREBİLİRSİNİZ !!!!"
Yukarı
muhammed Liste gör
Usta Yazar


Muhammed
Yaş: 44
Katılım: 17/Ağu/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1366
Direct Link To This Post Tarih: 13/Nis/2008 saat 19:21
rektörün yakın korumasıydı. Kendisini tanırdım çok üzüldüm ALLAH RAHMET eylesin, yazık çok yazık
www.facebook.com/pages/Eskişehirsporum/149380141891106 Destek verelim lütden
Yukarı
semihk Liste gör
Deneyimli Yazar


semih
Yaş: 39
Katılım: 03/Ağu/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 760
Direct Link To This Post Tarih: 14/Nis/2008 saat 12:05
Üniversite lojmanında dehşet: Kocasını ve kızını vurup intihar etti
Eskişehir Anadolu Ünivesitesi Rektörü'nün korumalığını yapan Murat Başkaya'nın üniversitede çalışan eşi Gülbeyaz Başkaya ölüm saçtı. Önce eşini ve 8 yaşındaki kızını tabanca ile öldüren Gülbeyaz Başkaya, ardından elindeki tabanca ile intihar etti.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=676864
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
Yukarı
eskobar Liste gör
Deneyimli Yazar


umut çil
Yaş: 47
Katılım: 26/Kas/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 577
Direct Link To This Post Tarih: 14/Nis/2008 saat 12:08
yazık  olmuş  adama  yazık  o  küçücük  çocuğa  nasıl  ateş  ettin  mekanın  cehennem  olsun..........
Yukarı
es-be-eses Liste gör
Deneyimli Yazar


Emre
Yaş: 42
Katılım: 30/Tem/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 723
Direct Link To This Post Tarih: 14/Nis/2008 saat 17:46
İtalyan gelini öldüren sistem

Her ülkede tecavüzcüler var, ama sadece bizde kollanırlar

İtalyan “barış gelini” Pippa’nın, otostopla Avrupa’yı kat ettikten sonra Türkiye’de tecavüze uğrayarak öldürülmesi kamuoyunda büyük utanç yarattı. Ailesine “Vallahi biz böyle insanlar değiliz” mesajları yağıyor.
Sabah’ın haberine göre, günlerdir aranan katil, olaydan sonra kurbanının kayıp olduğu haberini misafir kaldığı evin televizyonunda izleyince şöyle demiş:
“Tecavüz edip öldürmüşlerdir. Hangi şerefsiz yaptı acaba? Bizi AB’ye rezil edecekler.”
Trajikomik değil mi?
Katil bile imaj derdinde; kıydığı candan çok “El âleme rezil olacağız” diye üzülüyor.
   * * *
Şimdi “canavar”ı yakaladık.
Pippa’nın annesinin “Her ülkede olur böyle şeyler” ifadesine dört elle sarıldık.
Samimiyetle özür dileyerek vicdanımızı rahatlatmaya çalışıyoruz.
Ama rahatsız edici soru hâlâ orta yerde duruyor:
“Her ülkede olan şeyler” neden burada daha çok oluyor?
Neden aynı kıyafetle bütün Avrupa’yı kat eden bir genç kız, Türkiye’ye gelince tecavüze uğrayıp öldürülüyor?
Çünkü Pippa’nın annesinin dediği gibi, “Kötü insanlar her yerde var” ise de, galiba sadece Türkiye’de kollanıyor.
* * *
Bakın; daha 6 ay önce Samsun’da 12 yaşındaki kızına tecavüz eden babaya 5 yıl ceza indirimi getirildi.
Gerekçesi, suç kadar utanç vericiydi:
“Adli tıp raporuna göre tecavüzden sonra kızın ruh sağlığında bozulma saptanmadı.”
Ünlü bir mankene sevgilisi uyuşturucu verip tecavüz etmişti; ama mahkeme “Tecavüzcünün mağdureyle olay öncesi cinsel yaşamı var” diye “en alt sınırdan” ceza vermişti.
“Irzına geçilince ruh sağlığı bozulmayanlar, evlilik dışı cinsel yaşamı olanlar, tecavüzü hak eder” diye düşünüyordu maço adalet anlayışımız...
Bu anlayıştan hareketle tecavüze uğrayanın bakire olması “ağırlaştırıcı neden” sayılıyordu.
Biliyor musunuz; kadının çığlık atıp yardım istemesiyle yarım kalan tecavüz eylemine yarı yarıya ceza indirimi yapılıyordu bu ülkede... Yargıtay durdurdu.
2004’e kadar Ceza Yasamız, örf için namus cinayeti işleyene, örneğin tecavüze uğrayan kızını öldürene “tahrik” sebebiyle ceza indirimi uyguluyordu.
Tecavüz suçu, eski Ceza Yasası’nın “Kamu Ahlakı ve Aileye Karşı Suçlar” bölümündeydi. “Kadının bedeni, kamunun ilgi alanındadır; cinselliği de ailenin sorumluluğundadır” demekti bu... AB’ye uyumlu yeni yasayla tecavüz, “Kişilere Karşı Suçlar” bölümüne alındı.
Belki bilmeyenler vardır; cinsel tacizde “çocuğun rızası” diye bir koşul vardı. Bu durumda tacizcinin cezası indiriliyordu.
Evlilik içi tecavüz suç kabul edilmiyordu.
Tecavüzcü, tecavüz ettiği kızla evlenirse affedilebiliyordu.
* * *
“Her ülkede olur”, “Yapan, cezasını bulur” diye kendimizi kandırmayalım:
Bizde tecavüzün ardında koca bir tarih yatıyor.
Tecavüzcülerin şanlı ve kanlı tarihi...
Sadece kültürel olarak değil, yasal olarak da tacizciyi kollayan, sırtına vurarak onu tecavüze yollayan bir tarih...
Önce yasaları, sonra kafaları değiştirmeden kadınlar serbestçe gezemez buralarda...
Ya Pippa’lara başka güzergâh önereceğiz; ya biz bu yolu değiştireceğiz.


Gerçekçi ol, imkansızı iste!
Yukarı
durukan Liste gör
Deneyimli Yazar


durukan
Yaş: 37
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: tekirdağ
Online Durum: Offline
Mesajlar: 739
Direct Link To This Post Tarih: 14/Nis/2008 saat 18:10
yazık günah ya o kıza yazık
iSTaNBuLDa HaVaLaR NaSıL
aNaDoLuDa ŞiMŞeKLeR ÇaKıYoR

HaKKARiNiN KıRMıZı ŞiMŞeKLeRi
Yukarı
ceren1965 Liste gör
Yazar

UZAKLAŞTIRILDI

ali
Yaş: -
Katılım: 24/Eyl/2007
Online Durum: Offline
Mesajlar: 278
Direct Link To This Post Tarih: 14/Nis/2008 saat 19:28

kendisi halamın kızıdır

ESES LİYSEN ÖVÜN.DEĞİLSEN BİAT ET
Yukarı
omer-es-26 Liste gör
Usta Yazar


ÖMER
Yaş: 34
Katılım: 07/Şub/2008
Yer: ESKİŞEHİR
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2086
Direct Link To This Post Tarih: 15/Nis/2008 saat 14:58
Dünyayı patates kurtaracak!
Dünyayı vuran, savaşlar çıkarmaya gebe olan ve önlem alınmazsa iki ay içinde 100 milyon kişiyi yoksulluğa sürükleyecek olan gıda krizinin çözümü bulundu: Patates
 


Dünyada buğday ve pirinç fiyatlarının aşırı artması nedeniyle yaşanan krizde kazanan patates oldu.. 8 bin yıldır insanları doyuran ve ucuz olan patates, açlığa ve gıda krizine çare olarak gösteriliyor.

Gıda krizinin geleceğini önceden kestiren Birleşmiş Milletler bu nedenle 2008 yılını "Uluslararası Patates Yılı" olarak kabul etti. Peru'da hükümet, buğday fiyatları artınca, ekmeklere yüzde 20 oranında patates unu karıştırılmasını istedi...



NEDEN PATATES?

Uzmanlara göre patatesin krize çözüm olmasının birçok nedeni var. Öncelikle dünyanın her yerinde yetişebiliyor. Çok az su istiyor. Böylece iklim değişikliklerinden etkilenmiyor. Doyurucu. Buğday ya da pirinç gibi uzun süre gerekmiyor. 50 günde yetiştirilebiliyor. Ayrıca bir dönüm araziden, buğday ve pirincin 4-5 katı daha fazla ürün alınabiliyor. Peru'daki Uluslararası Patates Merkezi Başkanı Pamela Anderson, " Herkes bu işin böyle gitmeyeceğini bilmesi lazım. Patates bunun çözümü olabilir" dedi. Patatesin bir artısı da buğday veya pirinç gibi fiyatının uluslararası dalgalanmalardan etkilenmemesi. Dünyada her yıl üretilen 600 milyon tahılın yüzde 20'si uluslararası piyasalarda satılıyor. Ancak patateste bu oran yüzde 5.
"2009 NBA   ALL-STAR İÇİN HİDAYET VE MEHMET'E BURDAN OY VEREBİLİRSİNİZ !!!!"
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 910111213 156>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,563 saniyede hazırlanmıştır