Grup olabilmenin şartı "fikir ve davranış" birliği sağlayabilmektir. Şu anda gördüğüm kadarıyla Nefer grubu bir fikir ve davranış birliğini sağlamış ve bu anlayış ve tarzdaki taraftar kitlesini etrafında derlemiş durumdadır.
Nefer grubunun fikir zemini çok net: "Milliyetçi-Muhafazakar"... Bu fikir zemini çerçevesinde de "davranış" sergiliyorlar.: "Tek dil-Tek bayrak-Tek vatan" pankartları, milliyetçi tezahüratlar, ayrıca BDP binası önünde protesto vs.
Kızılcıklı grubuna gelirsem, fikir zemninin Nefer ile aynı olduğunu düşünüyorum. Genel davranış tarzları da aynı... Dolayısyla Nefer ve Kızılcıklı arasında fikir ve davranış olarak herhangi bir fark gözükmemektedir.
Geçmişte Kızılcıklı grubu bugün Nefer'in üzerine inşaa ettiği zemini toparlayan gruptu. Bunu sanırım o dönemki liderleri ve öncüleri, bu liderlerin birleştirici kapsayıcı ve karizmatik kişilikleri sayesinde başarıyordu. Ne zaman ki o karizmatik liderler tirübünden uzaklaştı, grup kan kaybetti ve bugünkü hale doğru evrildi.
Sonuç olarak demek istediğim şudur: Fikri ve zikri "aynı" olup, "ayrı" gruplar olarak var olmak eşyanın tabiatına aykırıdır. Hala grup olarak var olmaya çalışmak "çıkar gözetmek", hizipçilik ve dar grupçuluk olarak cereyan edecektir... Bu tür davranışlar da genel amaçlara (Eskişehirspor'a) bir şekilde zarar verir.
Kızılcıklı tarihte bir hoş seda, nostaljik bir değer olarak kalacak gibi gözüküyor. İnsanın içinde buruk bir his yaratıyor bu durum gerçekten. Ama herşey zamanın karşısında eğilip bükülüyor, yitip gidiyor... Ben şahsen Nefer'in bugünkü dar, köşeli, dışlayıcı, "TEK-TİP" haline karşı; Kızılcıklı'nın o renkli, çeşitli ve yaratıcı günlerdeki halini tercih ederim...
Ama maalesef gerçekler inatçı ve acımasız... Kızılcıklı'yı uzaktan takip eden bir Eskişehirspor taraftarı olarak içinde o çoşkuyu yaşamış ve bugünlere gelmiş bütün renktaşlarıma, tüm Kızılcıklı grubuna saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım herşey gönlünüze göre olur...