ETB Bülent Uygun Açıklaması

Alıntı yapılan scetintas Alıntı yapılan yedek_parçacı ben bülent hocaya mail gönderdim bile ..   hocam sana ve camiamıza hayırlı olsun dedim..başarılı olacağına inanıyoruz taraftar olarak dedim..   sen hiç bir şeyi kafana takma dedim..çalıştığın ve çalışacağın en büyük camiaya hoşgeldin dedim..   Her kim senin için ağzına ALLAH lafını almışsa adeta gözünde ilah oluyor...Bunlara bir türlü toz kondurmuyorsun...Aklını başka şekilde yormuyorsun...Oysa bu adam buralara gelirken kimlerin ahını alıyor,kulüpleri zarara uğratırken,yediği ekmeğe ihanet edenlerin ALLAH katında nasıl görüleceğini bir türlü göremiyorsun...Senin için yeterki bir kere ALLAH kelimesini zikretmesi yeter...Yoksa etik değerlermiş,ahlaki değerlermiş,Eskişehirspor üzerine ne oyunlar oynanıyormuş hiç birisinin önemi yok...   Senin için tek kriter "İstanbul'da Laila,Sivas'ta La İlahe" bu sözler midir,bu mudur yani herşeyi ört bas etmek için söylenen söz...Bunlar mı sizi bir anda Bülent Uygun'u gözünüzde yüceltti...Hiç boşuna cevap verme biz seni çok öncelerden beri tanıyoruz...Bizde ELHAMDÜLİLLAH müslümanız bizde ALLAH'a inanıyoruz ama ona kimler yakın,kimler uzak orası ile hiç ilgilenmiyoruz...Zaten içinde ALLAH sevgisi olan adama tek lafımızda olamaz...Keşke o da zannedildiği gibi bu sevgiyi yaşasaydı böyle terk etmezdi ekmek yediği camiayı...(Haklı da olabilir ona lafım yok ama tarz yanlıştır...)   Üstelik pek müslüman gördüğünüz adamı Eskişehir'de rakı masalarında görürsenizde hiç şaşırmayın ama...Zira at sahibine göre kişniyor...Bunu da bilesiniz istedim...  Bülent hocaya söylediklerin içinde ağzına sağlık,bizde senin gibi düşünüyoruz ve ona gerekli karşılamayı zaten yapmayı düşünüyoruz...

 necati abi boşver amaç senin üyeliğini sonlandırmak . forumda herzaman yapıldığı gibi.

ben bu takımın son otuz yılını bilirim... daha ufacık bir çocukken dayımla beraber giderdim maçlara. dayım adamların en şahanesiydi (bu başka bir bahis tabii), bana edindirdiği hayat bilgilerinden birisi budur. okunup okunup minder yapılan "gaste"lerimizi alıp,kuzenle beraber maça girerdik. o zamanlar böyle elektronik melektronik biletler de yoktu. arada kaynatırlardı bizi.
bir heyecanla açığa dalar, hep bize anlatılan o efsane takımın "şimdi"sini seyrederdik, az büyük takım çuvallamadı eskişehir atatürkte... maç bitimi deliklitaş'taki eve gider, karşıdaki pasajda marifetlerimizi sergilerdik,kendimizce.
sonra top oynamaya da başladım, o sahada çimleri ezmişliğim de oldu, minikler turnuvasında iki gün sonra yenileceğimiz takımı "sporcu girişi"nden afillice girip seyretmişliğimde...
pazar günleri ayin başlamış gibi olurdu eskişehir'de. sabahtan itibaren bir hareket, kalabalık... her yer siyah-kırmızı, kaşkollar, kıyafetler, bir de çekirdek külahları. maç saatine yakın gruplar toplaşır, sloganlar, marşlar şarkılar gırla giderdi.
maçtan sonra da yendiysek coşkulu taraftar yolları kapatır, şampiyonluk kutlaması gibi kutlamalar yapar, yenildiysek de bazen hiç yenilmemişiz gibi bağırış çağırış, sloganlar devam eder; bazen de öfke patlar, eskişehir'de fırtına eserdi...
düştüğü maçların hepsi belleğimdedir, beşiktaş maçında çektiğimiz eziyetten başlayarak. bir kaç kez düştü çıktı.
politikaya evvelden de peşkeş çekildiği olmuştu eses'in, soluğu üçüncü ligde aldı, yine de onbeşbin kişiyle maç yapmışlığı vardır o dönemde. sonra çok tırmaladı(k),ikinci ligde uğraştı, sonunda eski adı birinci lig olan şimdinin süpper ligine döndü.
bir unakıtan garabeti çöktü bi dönem, resmen dalga geçiyordu, "kitlelerin afyonu"ndan iktidar devşirmeye çalışır oldu, ne güzel ki başarılı olamadı, hala -ucu ucuna da olsa- bir adadır eskişehir, seçim ve halk oylaması sonuçlarında. o zaman da hakkımızda neler yazıldı söylendi, ne laflar edildi. ama gerçek olan şu ki, bu takım kendisine inanan binlerce insanın desteği ve emeğiyle, arzusuyla ayakta kaldı. bilmeyen `29 kasım 2008 eskişehirspor denizlispor maçı`na bir baksın, ilk yarı sonunda soyunma odasına giden komadaki bir takım nasıl diriltilirmiş.
şimdi de dönen rivayet o ki bülent uygun'u getireceklermiş. rıza çalımbay kalsın isterdim ben, düşsek bile beraber olalım, olmadı, neyse.
ama eses'le olan maçın ardından istifa eden bir adamı takımın başına getirmek isteyenlere söyleyecek söz bulamıyorum. ilkesizlik, eziklik, diğer kulübe saygısızlık ne derseniz deyiniz.
başımız dik gezmeye alışkınız biz, üçüncü ligde oynarken gazetelerde hala haber olurduk, seyirci sayımız istanbul takımlarıyla kıyaslanırdı. bando eses'le övülüyoruz şimdi, hakikatten onikinci adam olan taraftarımızla...
bu takım sadece bir futbol kulübü değildir. bu takım benim çocukluk arkadaşımdır, okul sonrası koştura koştura yan sahasına antrenmana gittiğim, top oynadığım yerdir; "abi beni de içeri soksana" diye içeri girdiğimiz, yağmurda çamurda cefasını çektiğimizdir. istanbul'a bir şekilde gelip maç saatine yakın denkgeldiğim, bilet parasına yardım ettiğim çocukların takımıdır. haftalıklarını aldıklarında maç parasını bir kenara koyan genç işçilerin takımıdır.
hangi takımı tutuyorsun dediklerinde eses yanıtını alanların bu tutkuya gösterdikleri saygıyı hissettiğim takımdır.
şimdi diyorlar ki laylalı lailaheillallahlı kategorizasyon yapan, günümüz protestan islamına uygun, unakıtan zihniyetinin futbol camiasında vücut bulmuş halini, hem de anlaştığı takımı yarı yolda bırakıvermiş bir adamcağızı takımın başına getirecekler; ayıptır, yazıktır.
bucaspor'un boşalttığı yer duruyorsa kimseye vermesinler, galiba biz geliyoruz...

son söz: ve umarım akıl galebe çalar, taraftarın tepkisi baskın gelir ve benim çocukluk arkadaşım'a uygunsuz eller dokunmaz, bu yazıda suya yazılmış olur...

Kime at gözlüğü,kime deve gözlüğü lazım apaçık ortada .Ama tabiki görebilme ,görmek istemek meselesi bu ama gözler kör olunca gözlüğüde gerek yok be kardeşim....!!!

Biz neden bir olayı kişiselleştirip illâ karşı taraftakine yardırıyoruz? Bir fikir taşınır, dile getirilir... Hepimiz aynı ana babadan olsak, hepimizin adı Ali olsa, hepimizin kromozonları aynı olsa, anadan babadan çevreden aldığımız bilgi aynı olsa;
o zaman herkes aynı şeyi söyler....

Kültür, insanların birbirlerinin edindiği bilgiden nasiplenebilmektir. Hepimiz aynı olsak, 100 yıl kabile gibi tam tam çalar, gulu gulu dansı yaparız. Allah aşkına farklı düşünen birine az biraz sabırlı bakmaya çalışalım. Ya karşındaki gâvur değil, o da ana baba evladı, o da Eskişehirli ya da Eskişehirli değil ama sapına kadar Eskişehirsporlu.

Ben artık Bülent Uygun'un sakat biçimde gelmesini, bunun yarattığı fikir ayrılıklarını önemsemiyorum. Şayet herkes sevgisinde samimiyse, ki eminim öyle, ha Türkiye Kupası finalinde ha Bank Asya'da omuz omuza geliriz. ES ES için omuz omuza geliriz.

Ben bu konuda, kimle tam anlamıyla örtüşmüyorum biliyor musunuz? Kendi başkanım Tayfun ile... Tafies diye yazan kardeşim, canımın özü, pazartesi akşam aradı. Konuştuk... 2 saat önce yine konuştuk. Ve Allah'a emanet ol diyerek de kapattık telefonları... Ne yapayım Tayfunla mı kavga edeyim, tartışayım. Ankara'daki sancağımız dediğim Banner'dan ya da 10 yıllık dostum Scorpio'dan(Güçlüm) mı vazgeçeceğim?

Ya şayet geliyorsa o da ayrı bir dert oldu, Uygun'un gelişinin daha kutlu, güzel, mutluluk verici olmasını akli dengesi yerinde olan herkes zaten söylüyor. Farklı düşülen "Bu kesinlikle yakışmaz" ile "Evet yakışmaz ama sokarım Bucasına bize lazımsa bizde olacak" dememiz. İyi de bunun ikisi de bence doğru... Evet bu şık olmadı, ama ES ES en önemli değerimiz..

Lütfen, birine sayacaksanız, böyle patlayacak gibi oluyorsanız, ne diyeceğinizi şaşırıyorsanız, bana giydirin. Nasıl bir adamsın lan sen diye başlayın çakın bana(ama sadece bana). Cevap verirsem adiyim. Şu forumu herkes takip ediyor. Milleti zevkten kudurtmayın, it sürülerini ulutmayın. Bana çakın çakacaksanız.