Alıntı yapılan Mehmet_Can
PKK lilari coban zannedip sehit vermemize luzum olanlari sivil askeri de yargilanmasi icin...
Anayasa mahkemesini 8 sezer/demirel uyesinden, 9 sezer/demirel + 8 cumhurbaskani/meclis/ozal uyesi, yani daha tarafsiz olmasi icin...
Darbe sirasinda binlerce masum irtica'mis, ulkucuymus, sagciymis, solcuymus diye olduruldu veya yillarca iskence edildi. Bunlarin yargilanmasi icin....
Evet.
Bunu parti olayina getirmek istemiyorum ama buna recep beyin anayasasi diyenler veya niye bu anayasanin icinde findik fiyatlari/maas fiyatlari yok diyenler daha icerigi belirlenmeden hayir diyenlerdir. Ustelik AKP kac kere gorusme talep etmis istisare icin ama reddetilmistir. Ustunu ustun, kendi parti uyelerinin evet oyu atacak diye meclis oylamasina bile goturulmemistir.
Yuce millet bir kere asker diktaya izin verdirildi (medya ve zamanin politikacilarindan). Ama insanlar anladiki IMKB en yuksek seviyeye geldiyse,ev sahipleri bu kadar arttiysa, enflasyon tek hanelerdeyse, emekli maaslari neredeyse ikiye katlandiysa, asfalt yol miktari ikiye katlandiysa, avrupanin en hizli buyuyen ulke olduysak, nasil vatan haini olur bu hukumet anlamiyorum. Hemde bunlarin buyuk bir kismini 367, kapatma davasi, kasa'dan mahrubiyet, muhtira/darbe konusmalari, sezer'in herseye veto etmesi, ve israile karsi mucadele sirasina olduysa nasil vatan haini oluyor AKP anlamiyorum. Ben hicbir vatan hain'i Turkiyemiz icin bu kadar yaptirim yapmaz diyorum, ama siz ne dersiniz bilmem?
Simdilik 60% evet, 40% hayir olacak gibi gorunuyor. |
Sevgili Mehmet Can;
1- Pkklıları çoban zannedip onları öldürmeyerek bir çok şehit vermemize sebep olanların sivil mahkemelerde yargılanmasını istemişsiniz. Bunu hepimiz istiyoruz. Bunun gibi nice suç işleyen askeri personelin yargılanmasını hepimiz istiyoruz. Ancak o şehitler için "Kelle" diyen, o gencecik fidanlarımızı şehit eden, bebek katiline "Sayın" diyen, Şehit cenazelerine gösterilen tepki üzerine "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyen ve hakkında "Kalpazanlık" dahil 29 ayrı suç dosyası bulunan sayın Başbakanın da yargılanmasını istiyoruz. Başbakanın yanısıra haklarında 600 suç dosyası bulunan ancak dokunulmazlık zırhına büründükleri için yargılanamayan milletvekillerinin de yargılanmasını istiyoruz.
2- Anayasa mahkemesi ile ilgili ne demek istediğinizi anlayamadım....
3- 12 Eylül darbesi'nde en az mağdur olan kesim İslamcı kesimdir. Daha doğrusu 12 Eylül öncesi ideılıjik örgütlenmelerde Akıncılar olarak anılan gurup. Solcular ve Ülkücüler sizin de buyurduğunuz gibi büyük bir baskı ve zulme tabi tutuldular, idam edildiler... Ancak islami kesimin kanaat önderleri (ki bunlardan birisi bugün Pensilvanya Kahramanı olarak ülke gündeminde yerini almıştır) "Allahsız gomünistleri, faşist köpekleri" asıyorlar diye c**tacılara methiyeler düzüyorlar onları neredeyse Allah katında kutsal varlıklar haline getiriyorlardı. Tarikat ve cemaatler işlerini askeri yönetim dönemindede rahatça yürütebilmek için c**tacılara çeşitli yollarla BİAT ediyorlardı. O dönemlerde tutuklanan ve idam edilen kaç tane tarikat ve cemaat mensubu vardır bilen duyan varsa açıklasın... Yasalara göre 12 Eylül Darbecilerinin yargılanması 12 Eylül 2010 tarihinde zaman aşımı nedeniyle imkansız oluyor. Hükümet referandum tarihini çok iyi seçmiş. Referandumu 1 hafta önce yapsa belki 92 yaşına gelmiş olan Netekim Paşayı yargılama imkanınız olurdu. Onu da yaş haddinden dolayı ne hapse atabilirsiniz ne de idam edebilirsiniz. En fazla vereceğiniz ceza Resim Yapmama cezası olabilir...
4- Bu anayasaya Recep Beyin Anayasası demek kadar olagan bir şey olamaz şu anda. Daha dün akşam TV programında meşhur anayasa profesörünüz Burhan Muzu bey kendisi bizzat ifade etti. Anayasa değişikliklerini sayın Başbakan onayladıktan sonra açıkladık diye... Başbakan bir kaç kişiye talimat verdi. Bir metin hazırlayın dedi. Onlar hazırladılar Başbakan da onayladı ve ondan sonra halka açıklandı.
Fındık meselesini halen anlayamamışsınız, ya da anlamak istemiyorsunuz. Sizin en büyük maharetiniz budur. Lafı istediğiniz yöne çeker sadece oradan vurursunuz. Kılıçdaroğlu o konuşmaları yaparken, bu anayasa fındık üreticisinin derdine derman olacak mı diyor. Kayısı üreticisinin derdine derman olacak mı diyor! Fındık taban fiyatını anayasaya koyun demiyor efendiler lafı kıçından anlama huyunuzdan vazgeçin artık...
En büyük yalan da Akp uzlaşma istemiş de muhalefet kabul etmemiş. Kaç kere yazdım bir Allahın kulu cevap veremedi. 2003 yılında başlayan Uzmaşma Komisyonu kurulması çalışmaları bir türlü sonuçlandırılmadı. Chp dokunulmazlık maddesini de pakete koymazsanız uzlaşma komisyonuna girmem dedi. Mecliste yer alan diğer partiler uzlaşma kuruluna isim bildirdiler fakat başbakan'ın "uzlaşma kurulu bir fantazidir, biz paketi hazırlar getiririz siz de onaylarsınız" sözleriyle bu kurulun oluşturulması tamamen imkansız oldu. Sonuçta başbakan'ın dediği gibi oldu. Bir paket hazırladılar diğer partilere de "Biz bu paketi haırladık siz de kabul edin" dediler. Bu mudur uzlaşma arayışı...
4- Ekonominin çok iyi olduğundan dem vuruyorsunuz. Ya siz Türkiye'de yaşamıyorsunuz ya da ben. İMKB en üst seviyeye gelmiş. İMKB'nin yüzde kaçı yerli sermaye bir araştırın. İMKB'nin yüksek olması küçük esnafın çok iyi durumda olması anlamına geliyorsa İstanbul'un en işlek caddelerinde bile onlarca esnafın dükkanının neden kapandığını anlatır mısınız. 20 yıllık esnaflık yaşamımda en kötü zamanı bu hükümet döneminde yaşıyorum. Bir çok esnaf arkadaşıl dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Biz de bir yere kadar direniyoruz. Makinalarımızı satmak zorunda kaldık. Yakındır biz de topu atanlar arasına gireriz. Ama olsun bizim canımız çıksın yeter ki yarıdan fazlası yabancı sermayenin elinde bulunan İMKB yüksek olsun...
Enflasyon tek haneli rakamlara düşmüş. Peki düşmüş de nolmuş. Vatandaşın gelir düzeyi çok mu yükselmiş. Vatandaş çok mu iyi durumda. Çok yi idurumda ise fakfukfon vasıtasıyla sürekli yapılan yardımlar neyin nesi. İstanbul'un göbeğinde benim dükkanımın önünde her gün bir kamyon geliyor. Bu kamyon yemek kamyonu. İnsanlar utanarak kuyruğa giriyor. Bir çok kadının tanınmamak için başörtülerini gözlerinin önüne kadar indirdiklerine şahidim. Ben bu kamyonu ilk kez Akp hükümeti döneminde gördüm ve görmeye devam ediyorum. Kömür dağıtımları, erzak dağıtımları, iftar organizasyonları, yardım derneklerinin tv programları vasıtasıyla ülkedeki fakirliği gözler önüne sererek aç insanlarımız için yardım toplamalarına bu hükümet döneminde şahit olduk. Ekonomi bu kadar iyiyse, ülke bu kadar hızlı büyüyorsa bunlar neyin nesi bir anlatırmısınız. (Bu arada Deniz Feneri ve Kimse Yokmu dernekleri ve tvlerdeki programları bir anda ortadan kayboldular ne hikmetse)
Emekli maaşları ikiye katlanmış. Peki elektrik fiyatları kaça katlandı bir araştırın bakalım. Otobüs bilet ücretleri kaça katlandı bir araştırın bakalım. Ekmek fiyatları kaça katlandı bir araştırın bakalım...
Bu İsrail ile mücadele nasıl oluyor onu anlayabilmiş değilim. Davos'ta van minut demekle mi mücadele ediliyor. "Gelmeyin öldürüm" diye bas bas bağıran katil israil askerlerinin üzerine masum insanların gitmesine göz yummak ve 9 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yolaçmak sebebiyet vermek midir İsrail ile mücadele. Mesela kaç israil firmasına boykot uyguladık. Başbakan abd'de israil lobisinden aldığı madalyayı neden iade etmiyor. İsrail ile yapılan anlaşmalar donduruldu da bizim mi haberimiz yok. İsrail'e Nota verdik de bizim mi haberimiz yok. Gazzedeki zulmü durdumak için oraya askeri birlik yolladık da bizim mi haberimiz yok. 9 insanımızın canı feda edildi, şimdi uluslararası arenalarda bu dokuz insanımızın öldürülmesi konusunda israil'in özür dilemesi için BÜYÜK BİR MÜCADELE veriyoruz! Bir tane savcı, avukat çıkıp da o etkinliği düzenliyenler hakkında o gemilerin limanlarımızdan hareket etmesine izin verenler hakkında "Ölüme sebebiyet Vermekten" dava açmadılar ya ona yanarım halen...
Sezer kendisine tahsis erilen ödenekleri bile VETO etmiş, devlet imkanları mümkün mertebe kullanmayan, belediye otobüsüne dolmuşa binen bir cumhurbaşkanı idi. Çocuklarından torunlarında yakın akrabalarından hiç kimse henüz 18 yaşını doldurur doldurmaz MÜDÜR olmamış bir cumhurbaşkanıydı. (Mevcut cumhurbaskanımızın oğlu 18 yaşında müdür olmuştu)