eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Konu KapalıKonumuz Sadece Referandum..

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 114115116117118 183>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
Sephodyrm Liste gör
Usta Yazar


Mehmet
Yaş: 32
Katılım: 04/Ağu/2007
Yer: EStanbul
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1661
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 20:11
Bu arada ekliyorum, bu kadar özgürlükçü bir başbakan nasıl oluyorda hakkında çizilen çoğu hakaret derecesinde olmayan yazı ve karikatürlere nasıl dava açabiliyor.'Recep bey' dedi diye Kemal Kılıçdaroğlu'na müritlerinden biri tarafından nasıl dava açılabiliyor.Nasıl cemaati afişe etti diye bir emniyet müdürü merkeze alınabiliyor.Ve en önemlisi;"SUÇUNU SÖYLEMEDEN GEREKÇE GÖSTERMEDEN YARGILANMADAN BİR İNSAN NASIL AYLARCA İÇERDE TUTULABİLİYOR?" Sözde Özgürlükçüler... Sizin yaptığınız anayasa mı özgürlük getirecek bize..? Biz almayalım !!
BKaldırıŞ - "Sensiz İstanbul'a Düşmanım !"
Yukarı
ekinoks_26 Liste gör
Usta Yazar


ahmet
Yaş: 65
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1725
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 20:22
AKP,neden özellikle yargıyı ele geçirmek istiyor ? Cevabı aşağıda



“Mayınlı araziyi el âleme verelim” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“YÖK kadrolarına kimi istersek, onu alırız” yönetmeliği çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Maaşlı çalışanlar kümesteki yolunacak kazdır, bunların gelir vergisini artıralım” dediler, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Orman arazileri boş boş duruyor, oralara otel kurulsun” kararı aldılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Türkler kerizdir, tahvil gelirlerine yüzde 10 stopaj ödesin, yabancılar canımız ciğerimizdir, hiç ödemesin” uygulaması başlattılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Askeri yargıyı boşver, tanımayız” düzenlemesi yaptılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Memur ölene kadar çalışsın, çok istiyorsa, öldükten sonra emekli olsun” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Yabancı gelsin, canı ne kadar çekiyorsa o kadar toprak alsın” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Herkesin telefonu dinlensin, bu işin denetlemesini, Başbakan kimi görevlendirirse o yapsın” hükmüne vardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Memur kessin sesini, topluca şikâyet başvurusu yapmaya kalkarlarsa maaşları kesilsin” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Milli park hikâyedir, çevre raporuna filan gerek yok, nerede altın varsa, orayı siyanürlesinler” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Çiftçilik belgesi olmuş olmamış hiç önemli değil, ben kafama göre, kime istiyorsam ona tarımsal destek vereyim” dediler, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

“Erkek yapıyorsa çapkınlıktır, kadın yapıyorsa
zinadır” yasası çıkardılar, Anayasa Mahkemesi iptal etti.

*

“Ahali uyanmadan GDO sokuşturalım” yönetmeliği çıkardılar, Danıştay durdurdu.

“Kanun benim... İstediğim hâkimin, savcının telefonunu dinlerim” yönetmeliği çıkardılar, Danıştay durdurdu.

“Devlete ait arazileri canım kime istiyorsa ona tahsis ederim” dediler, Danıştay durdurdu.

“Enflasyon oranı filan beni ırgalamaz, belediye otobüsüne yüzde 30, yüzde 50, istediğim kadar zam yaparım” kararı aldılar, Danıştay durdurdu.

“Sınava gerek yoktur, liyakate ben karar veririm, kimi istiyorsam onu milli eğitim müdürü yaparım” dediler, Danıştay durdurdu.

“İşime gelmeyen, biat etmeyen eczacının sözleşmesini feshederim” hükmüne vardılar, Danıştay durdurdu.

“Elde avuçta ne varsa sattık zaten, Seydişehir Alüminyum’u da satalım” kararı aldılar, Danıştay durdurdu.

“Doktorlar ukalalık yapmasın, alayını taşeron yapalım, mal gibi kiralayalım” dediler, Danıştay durdurdu.

“Maç başladıktan sonra kuralı değiştirelim, imam hatipler bu seneki sınava farklı katsayıyla girsin” kararı aldılar, Danıştay durdurdu.

“Tekel’i şakır şakır yabancıya sattık, bu işçileri ya kapının önüne koyalım ya da köle gibi çalışsınlar” hükmüne vardılar, Danıştay durdurdu.

“Şeker fabrikalarını da Tekel gibi yabancıya satalım, nasıl olsa işçilerini 4C yaparız” dediler, Danıştay durdurdu.

“Öyle her yerde içki içilmesin, sarhoş bunlar, karantina bölgeleri yapalım, vebalı gibi orada içsinler” kararı aldılar, Danıştay durdurdu.

“Özürlülerin ne kadar özürlü olduklarını nüfus cüzdanlarına yazalım, kimliğini gösterdiğinde bilelim ne kadar özürlü olduğunu” yönetmeliği çıkardılar, Danıştay durdurdu.

“İlköğretim çocuklarına okutmak için, içinde Atatürk’ün olmadığı Türkçe kitabı” yaptılar, Danıştay durdurdu.

*

Örnek çok.
Bu nedenle 12 Eylül'de HAYIRRRRRRRRRR.
KIZIL KARA BİR SEVDA
Yukarı
Sephodyrm Liste gör
Usta Yazar


Mehmet
Yaş: 32
Katılım: 04/Ağu/2007
Yer: EStanbul
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1661
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 20:32
İyi örneklerle açıklamışsın abi.Bunlara rağmen hala özgürleşeceğini sanan bazı insanlar var ve şakşakçı medyada onları gazlıyor.Kemal Kılıçdaroğlu geçen söylemişti.Bunlar Kenan Evren'in bile cesaret edemediği bazı maddeleri halkın önüne sunmaktadır.Bu anayasa bırakın darbecilere karşı gelen bir anayasa olmayı, direk olarak SİVİL DARBEdir.Yerseniz..
BKaldırıŞ - "Sensiz İstanbul'a Düşmanım !"
Yukarı
banner Liste gör
Usta Yazar


Ali Desidero
Yaş: 50
Katılım: 28/Tem/2007
Yer: Jamaica
Online Durum: Offline
Mesajlar: 3953
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:04
Alıntı yapılan poseidon

45 yaşında birisinin böyle bir mesajla referandum hakkında ki görüşünü belirtmesi beni gerçekten düşündürdü... Bu mantığa göre Bütün kötü kişiler evet derken bütün iyiler hayır diyor inanılacak gibi değil... 
 
Bu kadar sayfa yazılmış bir başlıkta, mantıklı sebeplerle hayır ya da evet diyeceğini yazan, neden hayır neden evet denilmesi gerektiğini mantıklı nedenlerle açıklayan ve sadece olayı Anayasa değişimi çerçevesinde alan ileti sayısını toplasanız 50'yi geçmez herhalde...
 
Benim için kimin evet dediği kimin hayır dediği önemli değil herkes hür iradesiyle oyunu kullanır... Ne hayır diyen bu ülkenin kötülüğünü ister ne de evet diyen... Herkese saygım sonsuz...
 
Ben şimdi çok basit bir şey söyleyeceğim... Chp bu paketi Anayasa mahkemesine götürdü mü...? götürdü...  Şimdiki Anayasa mahkemesinin çoğunluğunu Ahmet Necdet Sezer tarafından atananlar mıdır...? evet 11 üyelik mahkemenin 8 üyesini Sezer tarafından atanmıştır... ( yani bu mahkeme ye akpliler diyemeyiz)
 
Şimdi Chp bunu Anayasa mahkemesine götürmüş, Anayasa Mahkemesi bazı maddeleri değiştirip halkın oyuna sunulmasında bir sakınca görmeyerek halka sunulmasına karar verdi mi...? Verdi...
 
Şimdi demezler mi... Arkadaş bu kadar yaygara kopuyor güçler ayrılığı ilkesi bozuluyor diye... E madem böyle bir tehlike var Anayasa Mahkemesi bu tehlikeyi görmedi mi...? Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar neden Anayasa Mahkemesine bunu sormuyorlar...? Neden Anayasa Mahkemesini eleştirmiyorlar... Ben bir liderin Anayasa Mahkemesi bunu nasıl geçirir dediğini duymadım duyan varsada söylesin...
 
Şimdi Yarsav diye bir kurum var... Yargıçlardan oluşan... Aleni şekilde iktidar aleyhinde propaganda yapıyorlar... Dünyanın hiç bir yerinde üstünde cüppesi olan yargıçlar, iktidarın ya da muhalefetin LEHİNDE ya da ALEHİNDE bir beyanatta bulunamazlar... Yargı siyasallaşmamalı diyenler bunu neden görmezden geliyorlar...?
 
Kemal Kılıçdaroğlu geçen Tuncelide genel af istiyoruz dedi şöyle medyayı bir karıştırdım tık yok... Adam pkk lılar için genel af istedi ya bu ne demek...? Bunu Erdoğan istese adama söylenmedik söz kalmazdı...
 
İşte akp nin oyunu artıran şey bu iki yüzlülük, bu samimiyetsizliktir...
 
Belki de dünyanın en kötü muhalefet anlayışı Türkiye'dedir... Ve bu olduğu sürecede  akp bu ülkede daha çok tekbaşına iktidara gelir... Ya bu anayasaya hayır diye bir kampanya başlatıyosun yaptığın mitingte bir tane Anayasa Hukukçusu, akademisyenlerden oluşan bir kurul yok... Bu böyle olmamalı böyle olmalı diye bir alternatif sunduğun yok... Hayır deyin hayırda hayır vardır... Böyle bir şey olabilir mi böyle yapılarak kendine taraf çekilebilir mi...?
 
Bunların yanısıra beni rahatsız eden bir kaç şeyi daha buraya yazmak istiyorum;
 
Bundan önceki sayfalarda Türk halkı cahildir... Halkımıza güvenmiyorum diyen bir çok kişi oldu...
 
İşimize gelince bu halk kurdu cumhuriyeti, sine-i millete dönelim diyelim, gelmeyince bu halk cahil diyelim... ( Kimse Kurtuluş savaşını veren dedelerimiz daha bilinçliymiş falan demesin bir sayfada ona yazmak durumunda kalmayayım...)
 
Bakın daha önceki sayfalara, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari evet diyecek, bunun için hayır demeliyiz diyenler oldu, Diyarbakır'ın Şırnak'ın Hakkari'nin hepsi pkklımıdırda bu şehirler böyle tecrid ediliyor... Türk Halkı bu şehirleri tecrid ederse, bu adamlar kime döner yönünü düşünen yok mu...?
 
Olayın din boyutu, eyvah şeriat gelecek ,eyvah irtica bilmem ne... Ya bu denli mutaasıplık Türk Millet'inin genine aykırıdır... Açın kitaplara bakın, Türk'ler tarihleri boyunca girdikleri hangi  dinde radikalleşmişler...? Türklerin Hanefi mezhebinde olmaları bir tesadüf mü...?  Türk tarihinde Tasavvuf neden çok gelişmiş...?
 
600 senelik Osmanlı Devletinde halifelik olan teokratik yapıdaki devlette bile recm cezası ile öldürülen kişi sayısı bir elin parmağını geçmez... Gidin etnoğrafya müzelerine bir bakın Osmanlı kadınları nasıl giyinirlermiş...  Daha bir ton örnek sayabilirim bununla ilgili...
 
Binlerce sene geçmesine rağmen Türk milleti mutaasıplaşmamış, radikalleşmemişken, şimdi mi recm edip kadın,erkek öldürecek, hırsılık yapanın kolunu kesecek,  bütün milleti şalvara çarşafa sokacak...
 
Son bir örnek; Hristiyanlar , artisleri futbolcuları aklınıza gelecek tüm ünlüler kiliselerde büyük törenlerle nikah kıyarlar, Siz hiç gördünüz mü Türkiye'de büyük törenlerle camide imam nikahı kıyan bir ünlü ya da sıradan bir kişi...?  Hristiyan ülkelerdeki devlet başkanları İncil'e el basarak yemin ederler... Bizdekiler hamdolsun dedi diye vay şeriatçı vay irticacı... Hele hele Kuran'ı Kerim'e el basarak yemin etseler kıyamet kopar bu ülkede kıyamet...
 
 
 
Oktay Sinanoğlu'nun çok güzel bir sözü vardır; '' Ben Türkiye'de yobaz görmedim, yobaz görmek isteyen Avrupa'ya gitsin'' Oktay Sinanoğlu gibi Atatürk'çü varsa da beri gelsin...
 
 
 
 
Demişsin Anayasa Mahkemesi üyelerini Ahmet Necdet Sezer atadı ve bu Anayasa Mahkemesi Anayasa değişikliğini iptal etmedi diyorsun. Ne güzel diyorsun. O zaman Anayasa Mahkemesi AKP'nin iddia ettiği gibi CHP'nin arka bahçesi değil. Hukuk ne diyorsa ona göre hareket ediyor. Peki madem böyle bir kurumu değiştirme çabası neden?
 
Demişsin YARSAV Başkanı muhalefet gibi demeç veriyor. Canım kardeşim gündemi takip etmiyor musun Hakim ve Savcıların tayinleri, terfileri tıkandı kaldı. Geçen sene de sorun olmuştu, onda önceki sene de. Bu zamana kadar öyle bir sıkıntı yaşanmadı da neden AKP zamanında yaşanıyor? Hep başkaları mı suçlu bunlarda hiç mi suç yok? Haketmeyen kendi adamlarını istedikleri yerlere verdiler, hakeden adamları olmadık yerlere sürdüler. Kameralara yansımadı mı meclis salonunda hakim ve savcıların torpil kağıtları? Hakkı yenilenin adalet istemesi suç mu? Hukuk adamlarının da hakkını YARSAV korumayacakta Kahveciler Odası mı kollayacak? Bu ülkede hukuk varsa iktidar ben iktidarım diye yüzde bilmem kaç bana oy verdi diye istediği gibi hareket edemez. Hareket sahasını belirleyen kanunlar, yasalar, yönetmelikler vardır, onları uygulamak zorundadır. Onları uygulamayıp bazılarının haklarını yiyorsa hakları yenen kesim de sesini yükseltir. Hükümetin yaptığı hukuka aykırı uygulamaların eleştirilmesi muhalefet oluyorsa olacak elbet. O zaman hükümet hukuka aykırı hareket etmesin. Sana sadece şunu söyleyeyim, AKP iktidarı 2002 yılından beri daha MEB'e yönetici atama yönetmeliği yapamadı. Hepsi idari mahkemeden geri döndü. Neden döndü? Çünkü hepsi belli kişilerin belli görevlere gelmesi için hazırlanan yönetmelikler olduğu için. Bu durum hukuka aykırıdır. Bunun net kriterleri yöntemleri vardır ve onları uygulamak zorundasındır. Ama kalkar ben sadece belli bir kitleyi yönetici yapacam dersen o zaman da sana hukuk dur der. Sonrada işte böyle hukuka savaş açarsın. Hukuk bizi istemiyor, bizi sevmiyorlar, hukuku bazı partiler yönetiyor diye de yalan yanlış konuşur vatandaşın kafasını karıştırırsın. Cumhuriyetin temellerine dinamit koyarsın. Sen gibi okumuş adam bile bu tantanalara kanıyorsa cahil insanları düşünmek bile istemiyorum. Bugün git bak idari mahmekelerde Cumhuriyet tarihinin hiç bir döneminde olmayan sayıda dava var hepsi de devlet aleyhine açılmış. Kalkıp şimdi sen o mantığınla sırf AKP diye açıyorlar diyebilirsin ama hakkı yenen adam hakkını arayacak elbet.
 
Bak bugün sayın Başbakan ne demiş:
 
"İnanın ayaklarımızda pranga var. Biz bu prangaları çözmediğimiz sürece. Sizler belki dışarıdan zannediyorsunuz ki Parlamentonun yüzde 65’ine sahipsin, çöz de git’. Neyi çözüyorsun. Türkiye’de parlamentonun da yürütmenin de üzerinde bir yargı gücü var. Seni engelliyor. Ben bugün vali ataması yapamıyorum.Seni engelliyor. Atadığım valiyi geri iade ediyor aynı anda. 23 kere bir müdürü geri iade edebiliyor. Ben bir yürütme ve hükümet olarak istediğim müdürü istediğim yere atayamazsam istediğim valiyi istediğim yere atayamazsam bu ülkede ben nasıl icrai faaliyet yapacağım. Halkın karşısına o mu geliyor ben mi geliyorum. Yarın beni siz yargılayacaksınız, vatandaş yargılayacak. İyi yaptın kötü yaptın diye bana diyecek olan kim. Onlar halkın karşısına çıkmıyor ki ben çıkıyorum halkın karşısına. Hesabı veren ben, ama gelipte bana zulmeden de o. Bu böyle yürümez. Onun için bu anayasa değişikliğine evet istiyoruz. Sıkıntı burada"
 
Bunun Türkçe açıklamasını yapayım istersen sana. Biz kafamıza göre kendi adamlarımızı bir takım yerlere getirmek istiyoruz ama yargı buna izin vermiyor. Anayasa paketine evet denilirse biz daha rahat at koşturabileceğiz, kendi adamlarımızı istediğimiz yerlere getirebileceğiz. Bizden olmayan, biz gibi düşünmeyen de ne hali varsa görsün. Bu mudur demokrasi? Kendi itiraf etmiş bir genel müdürü 23 defa görevden almışlar, yargı 23 defa görevini iade etmiş. Bir kusuru olsa yargı da bu görevden almaya karışmazdı. Ama benden değilsin diye bir insanı görevden alıyorsan da o kişi hakkını sonuna kadar arar ve hakkını alır. Reva mı bu 23 defa görevinden alınan genel müdüre? Kul hakkı yok mu bunda? O genel müdürün onuru, şerefi, haysiyeti yok mu? Ailesi çocukları yok mu? Sana şunu da söyleyeyim o genel müdürün en ufak bir açığı olsa anında defteri dürülür. Demek ki adamın açığı yok, görevini düzgün yapmış buna rağmen 23 defa görevden alınmış. Bu ülke AKP'nin istediği gibi değil hukuk ne diyorsa o şekilde yönetilmek zorundadır. Şu yukarıdaki paragraf bile değişikilk paketinin amacını çok iyi açıklıyor. Yargı tabi ki yürütmenin üstünde olacak. Hukukun üstünlüğü prensibi de budur zaten. Yoksa her iktidar kafasına göre istediğini yapsın var mı öyle birşey? Avrupa'da, Amerika'da mahkemeler hükümetlere gerektiği zaman dur demiyor mu? Hukuk çerçevesinde kalırsan da sana kimse birşey demez zaten. Ama ben Ali Kıran baş kesen olacağım diyorsan sana değil herkese hop orda dur kardeşim derler.
 
Bugün bu ülkeden milyonlarca memurun hakkı yeniyor. Liyakat, beceri, tecrübe fasa fiso. Kriterler çok basit. Yakın sendikaya üye ol, eşin türbanlı olsun, bir de imam hatip mezunuysan kralsın. İstediğin göreve gelirsin. Ben hakkımı helal etmiyorum açıkcası. Burunlarından fitil fitil gelsin. Ben devletin içindeyim, işlerin nasıl yürüdüğünü gayet net görüyorum. Asla ve asla hakkımı helal etmiyorum.
 
Dinden yana dem vurmuşsun. Ülkede zaten sistem tam anlamı ile yerleşmiş olsa bu tartışmaların kavgaların hiç birisi yaşanmaz. Bu ülkede bugün şeriatı getirmek için canla başla çalışanlar var. Bunlar devletin kadrolarına da sızmış vaziyette. Bu ülkede şeriat tehlikesi yoktur demek aymazlıktan başka birşey değildir. Bu ülkede şeriat tehlikesi özellikle 1980'den sonra artmıştır ve her geçen gün bu tehlike daha hissedilir hale gelmektedir. Gözlerini kaparsan ya da Türkiye'yi sadece kendi yaşadığın çevreden ibaret sanarsan bunları göremezsin tabi. İranlılar da öyle diyordu senin dediğini diyordu, şeriat kim biz kim diye. Ansızın Humeyni geldi ve herşey değişti. Kaldı ki İran kültürü bizim kültürümüzden çok daha bilime, felsefeye dayalı bir kültürdür.
 
Türk insanı evet salaktır. Türk insanı kendi insanca yaşam koşullarının peşinden koşmak yerine körü körüne ideolojiler peşinde koşar, iktidarlar peşinde koşar. Oysa farkına varmaz ki hiçbirinin diğerinden farkı yok hepsi kendi çıkarlarına, kendi yandaşlarına hizmet eder. Kimse harcını ödemek için yaz tatilinde inşaatta 30 lira yevmiyeye çalışmak zorunda kalan ve bu esnada ölen üniversite öğrencisi Ömer Çetin'in neden öldüğünü sorgulamaz, kimse sözleşmeli öğretmenlik yaparken aldığı ücret yetmeyen 2 çocuk babası Ahmet Fazlı Elçi'nin çocuklarına daha iyi bir yaşam sunmak için 40 liraya hammallık yaparken öldüğünü sorgulamaz. Evet mi hayır mı? Ne kadar basit değil mi? Bu ülkenin en az %50'si Ömer Çetin ve Ahmet Fazlı Elçi'nin şartlarında yaşıyor, %25'i onlardan çok daha kötü şartlarda. Bunların sorgulanması siyasilerden bunların hesabı sorulması gerekirken evet mi hayır mı? Ondan sonra hukuk adalet kıl tüy. Önce bu ülke insanına insanca yaşama hakkı tanınsın. Bu ülke insanı önce bunların peşinde koşsun. Ama biz evet mi hayır mı onun derdindeyiz hala. Bu ülke insanı insanca yaşam hakkı talep etmediği sürece aptaldır. Ülkenin kaynakları tüm vatandaşların insanca yaşamasına yeter de artar bile. Mesele sadece bu kaynakların adil paylaşılması meselesidir. Mevcut siyasi sistemde de bunu yapabilecek bir parti yok. Hepsi kendi yandaşlarını zengin eder.
SENİ ANNEM KADAR SEVDİM...
Yukarı
hüsnü Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü
Yaş: 67
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: YHT hattı
Online Durum: Offline
Mesajlar: 23747
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:16
 
 
Eline sağlık Ali bey, iki kez okudum yazını....
İki kez okuma nedenim, tek seferde anlamadığımdan değil,
eksik varsa tamamlayayım kaygısıdır, varsa da artık başkası tamamlasın..
 
Thumbs%20Up
# Direnmüdavim....

Yukarı
Baba Liste gör
Usta Yazar


Alper Uruş
Yaş: 49
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: EStanbul:)
Online Durum: Offline
Mesajlar: 5609
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:21
Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin devamlılığı ile demokrasi için:
HAAAYIIIIRRRR!!!!
KIZIL bir pıhtı vardı doğduğunda göbeğinde ve KARA bir toprak olacak öldüğünde üzerinde. (VİVA ESES).... protEStler...
Yukarı
eskspor26 Liste gör
Deneyimli Yazar


tamer ketenci
Yaş: 54
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskisehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 687
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:22
HAYIR DYORUM
https://twitter.com/#!/tamerketenci
Yukarı
köfteci Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü Önkol
Yaş: 65
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: Germany
Online Durum: Offline
Mesajlar: 10327
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:23
Alıntı yapılan Baba

Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin devamlılığı ile demokrasi için:
HAAAYIIIIRRRR!!!!
Aman Alperim is yerinden okuyan yoktur insallahLOL.....
Kral hem ciplak,hem gerzek...
Yukarı
esesim Liste gör
Usta Yazar


Selahattin ERDOĞAN
Yaş: 58
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1545
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:59
Banner'ın yazdıklarını hemşehrim gibi iki kez okuyanlardanım. Hemşehrim ilave etme konusunda çekimser davranıp bizlere yol açmış kendisine ve Banner'a teşekkür ederek bir iki ilave de bulunmak istiyorum.

Arkadaşımız işin dini boyutu konusunda Osmanlı'ya kadar inmiş. Osmanlı dönemindeki tasavvuf gerçek anlamda Türk tasavvufu idi. Hoca Ahmet  Yesevi'nin Horasan'daki dergahından Alparslan Anadolu'yu henüz fethetmemişken Aradolu'nun İslamlaştırılması için gönderilen ve tarihe Horasan Erenleri olarak geçen tahmini 450 kişilik bir Yesevi topluluğunun Anadolu'ya yerleştirdiği ve Selçuklu Devleti'nin hüküm sürdüğü yollar boyunca Anadolu'ya yerleşen Türk - İslam anlayışı Arap tarikatları tamamen uzak İslam'ın özünü alabilen bir yapıya sahiptir. Bu anlayış Osmanlı döneminde de de devam etmiş ve Osmanlı'nın duraklama ve gerileme dönemlerinde ne yazıkki Arap tarikatları daha etkili olmaya başlamıştır.

Konuyu çokça dağıtmak istemiyorum. Özetle şunu belirtmek isterimki, Osmanlı dönemindeki tasavvuf hayatı ile bugünkü tasavvuf hayatı arasında dağlar kadar fark vardır. Daha önceki sayfalarda bu tür konulara çokça değindim. Oradan okunabilir tekrar.

İslam bu kesim tarafından tamamen yozlaştırılmış ve siyaset aracı haline getirilmiştir. Çok net bir örnek vermek istiyorum. Hs. Ömer Halife olduktan sonra halifeye yakın olmak isteyen bazı yardakçılar Halifenin oğluna çeşitli hediyeler sunarlar. Halife oğlunun üzedirde şatafatmı embiseleri görünce hiddetlenir ve oğluna bunları nereden bulduğunu sorar. Oğlu da tüccarların kendisine hediye verdiklerini söyler. Hz. Öler daha da hiddetlenerek Hazinedarı çağırıp oğluna gelen tüm hediyelere el konularak hazineye aktarılmasını emreder. Bir de bugün Hz. Ömer adaletini dillerine pelesenk edenlerin durumunu düşünün ve kararı siz verin. Eger tüm yaşananlara rağmen Hz. Ömer gibi adalet sağlayacaklarına inanıyorsanız, banner'ın bahsettiği kişilerin yaşam standartalırın yükseltileceğine başbakan'ın oğlunun gemiciklerine el konulacağına inanıyorsanız evet demeye devam edin...

Ben burada EVET oyu vereceğini beyan edenlerin büyük çoğunluğunun samimiyetlerinden şüphem yoktur. Onlar inandıkları için EVET diyorlar. Fakat bu insanların savundukları değrler ile yaptıkları icraatları bir karşılaştırın ve kararınızı bir kez daha gözden geçirin. Bunlar Atatürk'e "Beton Mustafa" diyen, Atatürk heykellerini yıkmak için zaman kollayan vakti zamanında arşivleri incelerseniz pek çok heykelin yıkıldığını görürsünüz...

Osmanlıya kadar inip, bazı örnekler veriyorsanız 25-30 sene öncesine gidin bu insanların nelen yaptıklarını neler söylediklerini görün. Kemalist devleti yıkacağız söylemleri ile sözde islam devleti kuran zihniyetin üyeleridir bunlar.

Camilerde nikah kıyılmadığından dem vurulmuş. Merak buyurmayın camilerde kıyılmıyor ama İstanbul'da hemen hemen her semtte çeşitli dernek adı altında açılan salonlarda bahsettiğiniz şekilde nikah merasimleri bolca yapılıyor. Ben buna karşı değilim yanlış anlaşılmasın. Yalnızca şunu belirtmek isterim dinimizde dini nikah diye bir kavram yoktur. Peygamber Efendimiz ve Halifeler dönemlerinde gerek duyulsa idi bugünkü belediye nikahı gibi olurdu nikahlar.

Bir de İslam dini ve dier dinleri karşılaştırmak kadar mantıksız bir şey olamaz. Adamlar evet kilisede nikah yapıyorlar ama kilisede şarap içerek nikah yapıyorlar. Dudak dudağa öpüşerek nikah yapıyorlar. İstanbul'da bahsettiğim salonlarda kadın - erkek ayrı ayrı ve damat ile gelin dahi ayrı ayrı yerlerde duruyorlar. İslam kültüründe düğün vardır. Bir çok kaynak (her ne kadar bugünkü arap tarikatları bunları yok saysa ve millete anlatmasa da) Peygamber Efendimiz'in bu dügünlere iştirak ettiği ve hatta alkışla tempo tutarak eğlenen insanlara katıldığı belirtilmektedir.

İster istemez karşılıklı yazışmalar olunca konu dağılıyor. Okuma zahmeti gösteren arkadaşların affına sığınyor ve HAYIRlı aksamlar diliyorum...


SENİ TAHTINA OTURTMADAN ÖLMEK, HARAM OLSUN BİZE ESESİM!..

ESKİŞEHİRSPOR YÖNETİMİNDE PAVYONCU ZİHNİYETE SON!
Yukarı
esesim Liste gör
Usta Yazar


Selahattin ERDOĞAN
Yaş: 58
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1545
Direct Link To This Post Tarih: 28/Ağu/2010 saat 21:59
Alıntı yapılan köfteci

Alıntı yapılan Baba

Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin devamlılığı ile demokrasi için:
HAAAYIIIIRRRR!!!!
Aman Alperim is yerinden okuyan yoktur insallahLOL.....


Laf klavyeden çıkmış abi, artık okuyana da okumayana da gider Wink
SENİ TAHTINA OTURTMADAN ÖLMEK, HARAM OLSUN BİZE ESESİM!..

ESKİŞEHİRSPOR YÖNETİMİNDE PAVYONCU ZİHNİYETE SON!
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 114115116117118 183>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,563 saniyede hazırlanmıştır