Konumuz Sadece Referandum..

Kırmızı kar yağana dek HAYIR !

1.Dünya Savaşı sonrasında çok büyük fedakarlıklarla kurulmuş ordunun Milli Mücadele döneminde kaybedilen tek savaş olan Eskişehir-Kütahya savaşlarından sonra, yok olmuş, bitmiş ordunun, çok kısa sürede, imkansızı başararak dirilip Sakarya Savaşı ile tekrar kazanılan Eskişehir'in, milli egemenliğin hediyesiyiz. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün üstün ön görüsü içerisinde, ta bugünleri gördüğünü düşünerek yazdığı söylev hepimize ders verir nitelikte. Ergenekonunda, özelleştirmelere, hükümetin kadrolaşmalarına bire bir örtüşen Atamızın cümlesini hatırlatmak isterim: " Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir." Eskişehir, milli mücadele zamanında kaybedilen tek cephe olma üzüntüsünü o gün bugündür yaşamaktadır. O gün bugündür de, Atamızın istediği şekilde, çağdaş, eğitim seviyesi yüksek, modern, erkek ve kadının hür ve eşit yaşayabildiği şekilde çizgisini sürdürerek borcunu ödemeye devam etmiştir. Biz kaybetmek nedir bilmeyen bir milletin, boyundurukluk altında yaşamayı hazmedeyen gençleriyiz. Okumayı bilir, analitik düşünceyi benimseriz. Bizler bu ülkenin en yüksek eğitim seviyesi olan memleketin evlatlarıyız. Evet-Hayır ile bölünmeyecek kadar bilinçli bireyleriz. Harap bitap olmuş demir yollarını, savaşlar yüzünden ülkede  erkek birey kalmadığı için kadınların onardığı bir ülkenin, o onurlu analarının torunlarıyız. Eskişehir'de kaybedilen cephe sonrasında, işgal altında aylarca kalmış 9 yaşında ki kız çocuğunun kurşunlara, toplara, şarapnellere aldırış etmeden, mehmetçikler susuz kalmasın diye canını hiçe sayara cehpeye bu vatan için su taşıdığını hangimiz biliriz? Eskişehir'den Yunan ordusu kaçarken, yakıp yıktığını, genç kızlarımıza tecavüz ettiğini hepimiz biliriz. Peki ya, şunu bilir miyiz? Yunan ordusundan bir asker Eskişehir'de gözüne bi genç kızı kestirir. O kıza sahip olmak ister. Kız eve kendini kilitler. Camları kapıları savaş yüzünden zaten tahta kaplı olan evden Yunan askerinin tecavüz edeceğini bilir çıkmak istemez. Başka bir Yunan askerinin aklına kendince bir fikir gelir. O kıza sahip olmak istiyorsan, evi yak. Ölmemek için mecbur çıkacaktır der. Yunanlı evi yakar. Ne olur bilir misiniz? Kız namusunu korumak adına, o ev de cayır cayır yanarak şehit olur.
Demem odur ki: Biz bu kadar onurlu, bu kadar asil bir memleketin, Eskişehir'in topraklarında büyümüş yetişmiş insanlarıyız. Biz evetmiş hayırmış, ölçüp biçecek, irademizi en iyi şekilde tartıp biçerek, ülke yararı için en doğru kararı verecek olan milletiz.  Burda sayfalarca tartışılsa da, ne evetçiler hayırcıları kararından vazgeçirecek, ne hayırcılar evetçileri kararından vazgeçirecek. Ülkemiz için, ne sonuç çıkarsa çıksın, hayırlısı olması dileğiyle.

http://www.facebook.com/home.php?#!/video/video.php?v=409991118056

Yorumsuz.

Alıntı yapılan Esborahan Şu anda geçerli olan anayasamız Kenan Evren zamanından kalma askeri bir düzenle hazırlanarak yürütülen bir anayasa.Bu anayasanın değişime ihtiyacı olduğu açık.Ancak bu değişim kesinlikle 12 Eylül'de ki değişim olmamalı.İktidar;kendisine bu anayasa ile yapılacaklar için daha rahat bir ortam hazırlıyor. Ben yaşım ne kadar küçük olsa da bazı şeyleri tüm çıplaklığıyla görebilecek kapasitedeyim.Ata'mızdan emanet Cumhuriyet Sistemi'nin sac ayaklarından yargıyı kendi yöntemiyle soyutlaştırmak isteyen iktidarın yanında olamam.   Bu yüzden ''Hayır'' derdim...