eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Komik Resim,Yazı,Fıkra,Video

 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 4243444546 56>
Yazar
Mesaj
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
tüko_eses Liste gör
Deneyimli Yazar


türker birol
Yaş: 45
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 682
  Alıntı tüko_eses Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 08/May/2010 saat 08:33
Alıntı yapılan Kaan

90'lı Yılların Mahalle Maçı Kuralları

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oyn...anıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
valla o günlere gittim ve kendi kendime güldüm
eline sağlık :)))))))))
365 gün 6 saat eskişehirspor...
Yukarı
alyans999 Liste gör
Usta Yazar


serkan nalbant
Yaş: 49
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: İrlanda
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2932
  Alıntı alyans999 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 09/Haz/2010 saat 17:29
*Sonradan görme ve sosyeteye girmeye çalışan kadının biri kuş satan bir dükkana girer ve bir hayvan almak istediğini söyler bu arada gözü alımlı tüylü papağana takılır ve "bunu istiyorum" der
  Bunu gören papağan dükkân  sahibine dönerek;

— Recai beni bu karıya satma, bu karı o....*

Kadın sinirlenir ve bunu gurur meselesi yapar  Dükkân sahibine;

- Bu papağanı yarın almaya gelicem bu arada terbiyeli konuşmasını öğret
yoksa karışmam, der ve gider

Recai kadın gidince papağanı terbiye etmek için bir kova su alır ve
papağanın kafasını suya sokup çıkardıktan sonra yarın müşteri gelince nasıl
hitap etmesi gerektiğini söyler Papağan inat eder ancak birkaç denemeden
sonra pes eder

Ertesi gün kadın gelir ve;
- "Tamam mı" diye sorar, sonra papağana döner;

- Ben eve geldiğimde nasıl hitap edeceksin?

—Hoş geldiniz hanımefendi diyeceğim
—Peki, yanımda bir beyle geldiğimde nasıl hitap edeceksin?

—Hoş geldiniz hanımefendi, hoş geldiniz beyefendi diyeceğim

—Peki, yanımda iki beyle geldiğimde nasıl hitap edeceksin?
—Hoş geldiniz hanımefendi, hoş geldiniz beyefendiler diyeceğim

- Peki, yanımda üç beyle gelirsem ne diyeceksin der demez papağan dayanamaz patlar

— Recai getir kovayı anam avradım olsun bu karı o.... der
S.nalbant
Yukarı
mlhkrcy Liste gör
Yazar


melih karaçay
Yaş: 37
Katılım: 23/Haz/2009
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 202
  Alıntı mlhkrcy Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 09/Haz/2010 saat 18:09
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali'ye 'Siyaset' nedir diye sorar.
Ali düşünü......r ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.
—Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür.Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
—Bu evde parayı getiren kim oğlum?
—Sen...
—Ben kapitalist rejimim.
—Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
—O da hükümet.
—Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
—Dadım...
—Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:—Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın :):):)
KARACAY 26
Yukarı
alyans999 Liste gör
Usta Yazar


serkan nalbant
Yaş: 49
Katılım: 31/Tem/2007
Yer: İrlanda
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2932
  Alıntı alyans999 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 09/Haz/2010 saat 18:21
Yüzü gözü mosmor bir
kadın doktora gider.



...Doktor: Ne oldu size?



Kadın: Doktor bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip de eve sarhoş
dönse beni gebertene kadar dövüyor.


Doktor: Bu konuda size çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi.
Kocanız sarhoş olarak eve geldiğinde elinize bir bardak şekerli çay alın ve
kocanız yatıp uyuyana kadar ağzınıza alacağınız bir yudum çayı ağızınız içinde
sürekli dolaştırın....


İki hafta sonra, aynı kadın, eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyaret eder.


Kadın: Evet doktor, harika bir çözümdü bu. Kocam eve sarhoş geldiği her
seferinde, yatıp uyuyana kadar ağzıma bir yudum çay alıp ağzımı çalkalar gibi
ağzımda dolaştırdım; ve kocam bana hiç dokunmadı.



Doktor: Gördünüz mü, ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor...
S.nalbant
Yukarı
EsEs Liste gör
Usta Yazar


Günay ORHAN
Yaş: 49
Katılım: 09/Ağu/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1175
  Alıntı EsEs Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 09/Haz/2010 saat 20:34
Temel bir gün ingiltere'ye ingiliz arkadaşının yanına gitmiş.Temel'in dili damağ...ına yapışmış. Arkadaşıda Temel'e şişenin içine işeyip bira diye ikram etmiş.Temel durumu anlamış fakat belli etmemiş.Geri dönerken arkadaşına "bende seni bizim memelekete beklerim" diye davet etmiş. Arkadaşı bir süre sonra temelin evine gelmiş. Tabikide temel geçen hadiseyi unutmamış.Temel'de sıçıp 'okunu suyla karıştırarak ingilize kahve diye ikram etmiş.İngiliz kahveyi içip çok beğenince. Temel'e: -Bu kahvenin fabrikası nerede? diye sormuş.Temel'de: -Sizin fabrikanın iki parmak aşağsında demiş :))
RENGİNE AŞIĞIZ,ONUN İÇİN BURDAYIZ...
Yukarı
EsEs Liste gör
Usta Yazar


Günay ORHAN
Yaş: 49
Katılım: 09/Ağu/2007
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1175
  Alıntı EsEs Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 10/Haz/2010 saat 22:53
Geçtiğimiz günlerde Amerikada İngiltere ve Türkiyenin de
Başbakanlarının katıldığ...ı bir toplantı yapılmış.
Toplantı sonunda basının sorularına cevap veriliyormuş
Gazeteci sormuş ;
Ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat
sürebilir ve siz ne kadar ödüyorsunuz?
Bush : Amerikada 4 kişilik bir aile 5000 $ ile rahat bir yaşam
sürebilir. Biz onlara 6500 $ veriyoruz geri kalan 1500 $ ı ne
yapıyorlar bilemiyorum.
Blair : İngilterede aynı aile 4000 Pound ile rahat yaşar. Biz
5000 pound veriyoruz, 1000 pound nereye gidiyor bilmiyoruz.
Türkiye Başbakanı : Türkiyede aynı ailenin açlık sınırı 1000 YTL dir.
biz onlara 450 YTL veriyoruz. geriye kalan 550 YTL yi nereden
buluyorlar bunu anlamış değiliz.
RENGİNE AŞIĞIZ,ONUN İÇİN BURDAYIZ...
Yukarı
köfteci Liste gör
Usta Yazar


Hüsnü Önkol
Yaş: 65
Katılım: 01/Ağu/2007
Yer: Germany
Online Durum: Offline
Mesajlar: 10327
  Alıntı köfteci Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 03/Tem/2010 saat 09:04
Kral hem ciplak,hem gerzek...
Yukarı
küçükDOĞAN Liste gör
Deneyimli Yazar


TAMER
Yaş: 39
Katılım: 16/Ağu/2007
Yer: ESKİŞEHİR
Online Durum: Offline
Mesajlar: 521
  Alıntı küçükDOĞAN Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 03/Tem/2010 saat 15:00
tepki çok önemliTongue
NAM-I DEĞER ESKİŞEHİR
Yukarı
MoribunD Liste gör
Usta Yazar


İsimsiz
Yaş: 34
Katılım: 24/Haz/2009
Yer: BilecikEsEs
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1012
  Alıntı MoribunD Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 11/Ağu/2010 saat 14:02
 adam angut beyler Big%20smile
Yukarı
anil_es Liste gör
Usta Yazar


Anıl
Yaş: 35
Katılım: 10/Nis/2009
Yer: Solhan/Bingol
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1834
  Alıntı anil_es Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 11/Ağu/2010 saat 15:27
Alıntı yapılan mlhkrcy

Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.Bir gün öğretmeni Ali'ye 'Siyaset' nedir diye sorar.Ali düşünü<SPAN =text_exposed_hide>...</SPAN><SPAN =text_exposed_show>...r ama o çocuk aklıyla cevap veremez.Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.O da babasına sormaya karar verir.—Baba, Siyaset nedir?Baba düşünür.Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.—Bu evde parayı getiren kim oğlum?—Sen...—Ben kapitalist rejimim.—Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?-Annem...—O da hükümet.—Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?—Dadım...—Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.Ali her şeyi not alır ve uyur.Gece garip seslerle uyanır.Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.Yanına gidince altına pislediğini anlar.Hemen annesini kaldırmaya gider.Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:—Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın :):):)</SPAN>

supermis
KÖRFEZİN KIRMIZI ŞİMŞEKLERİYİZ!!



Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  <1 4243444546 56>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,250 saniyede hazırlanmıştır