Açık...

Bence açıkta hiç gruba gerek yok. Açık rakiple ve hakemle uğraşmalı sadece. Çünkü açıkta en az orada bulunan taraftarın yarısı bağırmadıkça ses çıkmıyor. Altes bağırıyor ama uğultudan öteye gitmiyor.

Karşıyaka maçında ilk 15 dakika açık çok iyiydi. Top rakipte iken durmadan ıslıklıyordu. Hakemin rakip lehine verdiği her kararı ıslıklıyordu. Rakip faul yapınca yuhluyordu. Karşıyaka taraftarı bağırmaya çalıştıkça ıslıklayıp onları susturuyordu. Hatta forumun birinde elemanın biri yazmış. Anlamadım demiş, top Eskişehirspor'da iken bütün açık ıslıklıyordu, ıslık sesinden tezahürat yapamadık. Kendilerinin ıslıklandığını anlamamış bile. Ne zaman açık kapalı ile karşılıklı tezahürata başlandı bütün hava kayboldu. Ondan sonra açık ıslıklamamaya, yuhlamamaya başladı. Karşıyakalıların sesi duyulmaya başladı. Oysa orda açığı kendi haline bıraksalardı açık oyuna ağırlığını iyice koyacaktı. Çünkü açık maçı seyrediyor. Maçın gidişatına göre tepki veriyor. Takım atağa kalkınca tüm açığın heyecanla "OOOOO" diyerek ayağa kalkması bile rakip futbolcuları etkiliyor, panik yapıyorlar. Ben defaten yazdım. Amaçsız bir şekilde 90 dakika bağırmaktansa oyunun gidişatına göre tepki vermek takım için daha önemlidir. Açığın yapması gereken de budur. Maç kopana kadar rakibi baskı altına alacak, hakemi baskı altına alacak, ıslıklayacak, yuhlayacak. Sabaha kadar "Siyah-Kırmızı-Şampiyon-ESES" diye bağırsan faydası yok. Maç kopunca karşılık yap şovunu, bak makarana ama maç kopana kadar rakip ve hakem üzerinde baskı hissetmeli. Bu baskıyı da karşılıklı olarak "Ne zaman gelecek o büyük gece" diyerek sağlayamazsın. Olsa olsa o rakip futbolculara çalışırken müzik dinletmek olur. Bunları maç kopunca futbolcularına konser vermek için yap, dinlesinler güzel güzel seni.

Hepimiz fair play yanlısıyız tamam da bazı ölüm kalım maçlarında ciddi müdahele gerekir. En yakın örnek geçen haftaki Orduspor maçı mesela. Adamlar penaltı oldu koltuk kırıp fırlattılar, her türlü pisliği yaptılar, maçı çevirdiler. Bu ölüm kalım maçı değildi gereksizdi temelinde bize olan nefret yatıyordu ama ölüm kalım maçlarında önceden ne gerekiyorsa o yapılırdı. Bir örnek daha. İki sezon öncesi Kayserispor-Ankaragücü maçı. Ankaragücü kaybederse %99 küme düşüyor. Maç 1-1, son 10 dakika falan. Kayserispor sağlı sollu saldırıyor. Gol geliyor belli. Ankaragücü taraftarı ne yaptı hemen ortalığı karıştırdı maç 5 dakika durdu, oyun soğudu, Ankaragücü son dakikalarda bir gol attı ve ligde kaldı. Onu yapmaları lazımdı. Yapmasalar takım küme düşecek, o an fair play kimin umurunda.

Bunu biz deyapalım demiyorum ama maçı seyretmeyen adam oyundaki durumu anlayamaz. Kafasına göre lay lay diye bağırır durur, tıpkı bizim Kartal maçında yapmaya çalıştığımız gibi. Maç 1-0 son 15 dakika Kartal bastırdıkça bastırmış, gol geliyorum diyor her halinden belli ama biz İtalyano yapmaya çalışıyoruz, Bırrrrrrr yapıyoruz. Orda bunları yapacağımıza ıslıklasak, yuhalasak, ölçülü şekilde agresif olsak belki Kartal'ın tecrübesiz futbolcuları sinecek üstümüze öyle gelemeyecek. İtalyano da yapılır, Bırrrr da yapılır bunlar tribünün şov tarafları, matrak tarafları ama takım orda gol yememek için can çekişirken yapılmaz. Maç 3-0 olur o zaman her türlü şamatayı yap. Bizim sette duran arkadaşlarımız ne diyor maçı seyretmeyi bırak bağır. Tam aksi aslında. Maçı dikkatli izle, sanki sen oynuyormuşsun gibi heyecan duy, içinden geleni yansıt. Çünkü sahadaki futbolcu da o an onları hissediyor.

Normalde olması gerekeni müjdat abi çok güzel özetlemiş.Bizim açıktan istediğimiz maç boyu bağırmak olmamalı,gerektiği yerde gerektiği zaman tepkisini verebilmeli.O çekirdekçi diyerek dalga geçtiğimiz abiler asıl rakip takım oyuncularını etkileyen yuhlayan,hakemi etkisi altına alan bilinçli kişiler.Biz illa istiyoruz açık hiç susmasın,hiç susmayacak olan taraftar gruplarıdır kardeşim,onlar 90 dakika bağırırlar takımını ateşlerler.Ve hiç susmazlar o tartışılmaz.maç koptuktan,stres dağıldıktan sonra açığıda şova katarak işte o zaman yaparsın makarayı.
Bu yüzden açıkta kesinlikle grup olmamalı,bütün gruplar bir yerde toplanmalıdır.Bunun kararı da son derece radikal ve tribün liderlerinin kafalarında yepyeni bir profil çizerek rayına oturturmaları gerekir ki,bu zaman alır.

Aslında durum şudur. Açık bazen öyle bir gaza geliyor ki, bütün stad ayağa kalkıyor. ama yapılan vakitsize tezahurat yada eylem herşeyi berbat ediyor. Mesela kaf kaf maçında tüm stad ayakta ama kızılcıklı italyano diye tutturdu. Tüm açğın ayakta olması bulunmaz bir nimettir ve bu durumdan faydalanacak tribün liderleri gerekir. En anlamsız tezahuratlar nedense açık coşunca yapılmaya kalkılıyor. Yani mehter marşı, esesimsin sen bizim canımız gibi "ağır" tezahuratlara açık tribün profili uzun süre iştirak etmez. Bu gibi durumlarda daha akıcı daha kısa ve daha iğneleyici tezahuratlar yapılmalıdır.

Bir zamanlar Ayder ve Kızılcıklı birleşmiş Efsane isminde bir grup kurulmuştu. Açığın ortasına Altes'in şimdiki yerine geçmişlerdi. Baya uğraştılar, sayıca da yeterli idiler ama açıkta olmadı, yine Kızılcıklı kapalıya, Ayder yerine geçti. Açıkta olmaz da. Ne zaman açığın üstü kapanır o zaman olur. Açıkta bulunanların en azından yarısı bağırmadıkça açıktan ses çıkmaz. Şimdi Nefer'le Kızılcıklı açığa geçsin, üç grup birlikte olsun açıktan yine ses çıkmaz. Zamanında denendi bu olmadı.

Ben de yıllardır açık tribüne giden biriyim ve çok beğendiğim yorumlardan alıntılar yaparak birkaç şey ilave etmek istiyorum.Bence açıkta altes de dahil hiçbir grup olmamalı.Altesin tezahüratları açığın tamamı veya büyük bir bölümü bağırmadığı sürece havaya uçup gidiyor. Kapalıdan açığa yapılan tezahüratları açık altes olmasa da karşılığını zaten verir.Bence Altes de ayder-nefer-kızılcıklı guruplarına entegre olarak kaapalının sol tarafından gelen sesi daha da güçlendirmeli.Ayderin üstü de kapatıldığında böyle uyum içinde olacak guruplar sayesinde o kısımdan muhteşem bir ses çıkacaktır.Bu güçlü ses hem oyuncularımızı hem de açık tribünü olağanüstü derecede motive edecektir.