|
Türkiye'den Haberler |
Cevapla | Sayfa <1 45678 156> |
Yazar | |||||||||||||||
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 62 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Tarih: 17/Kas/2007 saat 11:24 | ||||||||||||||
"Süreyha Ayhan büyük ihtimal ömür boyu spor yarışlarından men cezası alacak."
İnşallah.
|
|||||||||||||||
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|||||||||||||||
26_26_26
Usta Yazar A.Yurtsever Yaş: 62 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Eskişehir mrk. Online Durum: Offline Mesajlar: 5583 |
Tarih: 17/Kas/2007 saat 11:31 | ||||||||||||||
Öldürülen Balak'ın ağzından müfettiş krizi
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak, öldürülmeden yaklaşık iki ay önce ANKA Ajansı ile yaptığı görüşmede, öldürülmesine neden olan teftiş krizinden yakınmıştı. İki yıldan uzun süredir bu konuyla uğraştıklarından şikayet eden Balak, iki aydan kısa süre sonra kendisini öldürecek olan müfettiş yüzünden sürekli sorun yaşadıklarını anlatmıştı. Balak, müfettişin yetkisini aşarak görevini kötüye kullandığından yakınmıştı.
24 Eylül 2007 Pazartesi. İhya Balak, talebimiz üzerine randevu verdi. Öğleden sonra, Balgat merkez binadaki makamındayız. Çalışmalarını anlattı. Sohbetin ilerleyen bölümlerinde konu teftiş mekanizmasından açıldı ve Balak, “Türkiye'de teftiş mekanizması çok yanlış çalışıyor. Bazı müfettişler görevlerini kötüye kullanıyorlar” diyerek konuya girdi. Balak'ın anlatımına göre olay şöyle gelişmişti: İki yıldan fazla süre önce söz konusu müfettiş rutin bir inceleme sırasında çalıştığı alanı bırakarak, geçmiş dönemlere ilişkin farklı bir dosya açar. Hem Balak hem de AKP'den çok önce, 80'li yılların ortasından başlayıp 90'ların ortasını bulan bir dönemde daha önce idare ile hesapları birlikte olan ve bilet satışı işini yapan Milli Piyango Çalışanları Vakfı'nın kamuya para aktarımında eksik bulunduğu sonucuna varan müfettiş, bu nedenle on trilyonlarca lira kamu zararının olduğu yönünde bir rapor oluşturmaya başlar. Müfettiş soruşturmanın selahiyeti açısından ilgili birimlerin amirlerini görevden aldığını bildirir. Müfettişin böyle bir yetki kullanmasına şaşıran Balak, bunu Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Savcılığa danışır. Müfettişin böyle bir yetkisi olmadığını öğrenir ve müfettişin görevden alma kararını uygulamasına engel olur. Balak, inceleme alanının dışına çıkan müfettişe de tepki gösterir. Müfettiş tekrar aynı yönde çaba gösterir, İhya Balak tekrar girişimi engeller. Doğan gerginlik müfettişin görevden alınmasına neden olur. Müfettiş bunun üzerine konuyu kamuoyuna duyurmaya karar verir. Rapor basına yansır. Aradan çok uzun zaman geçer ancak gerginlik bitmez. Konu Savcılığa intikal eder ama Savcılık işlem yapılmasına gerek görmez. İşin peşini bırakmayan müfettiş son olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına şikayette bulunur. Bunun üzerine Başbakanlık Teftiş, Milli Piyango'dan işin aslını sorar. Milli Piyango yanıt yazar ancak; Başbakanlık Teftiş Kurulu konunun incelenmesine karar verir ve geçen yaz sonunda Balak ile görüşme yaptığımız sırada Başbakanlık Teftiş Kurulu, Milli Piyango'da bir aydır inceleme yapar durumdaydı. Olayın bu kadar büyümesinden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Balak, en çok da konunun kendi dönemine ilişkin olmamasına rağmen soruşturmayı engellemekle suçlanmasına bozulduğunu anlatmıştı. Gerçekten usulsüzlük ve kamu zararı olup olmadığı yönündeki sorumuza karşılık, hesap uzmanı olan Balak, şunları söylemişti: “Olabilir de olmayabilir de. Eski dönemde uygulama farklıydı. Bu tür iddialar yüzünden biz o bağlantıyı kestik zaten. Her hesaplamaya göre farklı bir sonuç elde edebilirsiniz. Rakamlarla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Amacınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse usulsüzlük amacıyla yapılmayan işlemleri yolsuzluk olarak gösterebilir ve burada olduğu gibi çok abartılı kamu zararı rakamları çıkarabilirsiniz. Bir sonraki yıl için yapılan rutin aktarımları geç yapılmış gösterebilirsiniz.” ANKA |
|||||||||||||||
Söz Eskişehir'le başlarsa,EsEs'le biter
|
|||||||||||||||
semihk
Deneyimli Yazar semih Yaş: 39 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 760 |
Tarih: 19/Kas/2007 saat 10:33 | ||||||||||||||
Festival, Balkanların en prestijli orkestralarından Plovdiv Filarmoni orkestrası ve Plovdiv Devlet Operası Korosu tarafından verilen açılış konseriyle başladı. Şef Georgi Dimitrov yönetimindeki konsere, soprano Tatyana Spiridonova ve tenor Stoyan Vasilev Daskalov eşlik etti. Konserin dikkat çeken misafir sanatçısı ise doğumunun 100. yılında hocası Ahmet Adnan Saygun'un keman eserlerini bir albümde toplayan genç kemancı Hande Özyürek'ti. Konser öncesi adetten olduğu üzere kısa bir açılış töreni de yapıldı. Bu yılki tören, her zamankinin aksine Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'siz gerçekleşti. Mesaj göndererek düşüncelerini Eskişehirlilerle paylaşan Büyükerşen'in isteği, Eskişehir'in Anadolu'nun kültür-sanat başkenti ilan edilmesiydi. 'Eskişehir Kentsel Gelişim Vakfı' işbirliğiyle festivali düzenleyen Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Zeytinoğlu, konuşmasına bu festivalin uluslararası sıfatını hak ettiğini söyleyerek başladı. 12 yılda ağırlanan bin 208 yabancı sanatçı, Zeytinoğlu'nun sözlerini destekliyordu. Festivalin en büyük başarısının tüm şehir halkı tarafından kabul edilmesi olduğunu söyleyen Zeytinoğlu, "Festivali 12 yılda 139 bin 818 sanatsever izledi. Bu da yıllık on binden fazla kişinin bu etkinliği izlediği anlamına geliyor. Bizden büyük diğer Anadolu şehirleri bile bu rakamı yakalayamıyor. Önemli bir maç gününde dahi bin beş yüz kişilik salonun dolması festivalimizin başarıya ulaştığının en büyük kanıtıdır." Konuşmaların ardından festivali destekleyen sponsorlara plaket verildi. Eskişehirlileri ya da şehre gelen sanatseverleri, 25 Kasım'a kadar şehrin tüm kültür-sanat mekanlarına yayılan birçok etkinlik bekliyor. Festival, müzikten fotoğrafa, tiyatrodan dansa kadar farklı alanları kapsayan renkli bir yelpaze sunuyor. Eskişehir, festival süresince Kemal Cem, Bülent Evcil, Şevval Sam gibi Türk; Robben Ford Band, Carla Pires ve Cindy Blackman gibi yabancı sanatçıları ağırlayacak. Prag Kara Tiyatro, Ankara Devlet Tiyatrosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nun katıldığı festivalde Lelio Dans Topluluğu da performans sergileyecek. Festivalin kapanış konserini ise gelenek olduğu üzere Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası verecek. Festivalde Portekiz rüzgarı Uluslararası Eskişehir Festivali'nde 2002'den beri her yıl farklı bir ülke kültür ve sanatıyla tanıtılıyor. Bu yılın konuk ülkesi Portekiz. Portekiz'in uluslararası üne sahip fotoğraf sanatçısı António Sá bir fotoğraf sergisi açacak ve Eskişehirli fotoğraf sanatçılarıyla atölyeler gerçekleştirecek. Portekiz'in geleneksel müziği Fado'nun genç temsilcisi Carla Pires de konuk ülke etkinliklerinde konser verecek. Festivallerin geleneklerinden biri olan rock ya da caz dünyasının yıldız davulcularının konserinde bu yıl bir sürpriz var. Cindy Blackman, hayranlarının arasına Eskişehirlileri de katmak için festivale geliyor. Sanatın erken yaşlarda sevdirilmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkan festival komitesi bu yıl da çocukları unutmamış. Çocuklar için Bursa Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu, Sevdalı Bulut; Ankara Devlet Tiyatrosu, Keloğlan Keleşoğlan; İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Heidi; Cengiz Özek Kukla Tiyatrosu ise Büyülü Ağaç oyunlarını sergiliyor. Ayrıca; resim, tiyatro, dans, müzik ve gölge oyunu atölyelerinde çocuklar sanat yoluyla kendilerini iade etmeyi öğrenecek. Festivalin bilet fiyatları da oldukça makul.
Festivalde bugün Anadolu Üniversitesi (Ana Ü.) Spor Salonu: Robben Ford Band Ana Ü. AKM Büyük Salon: Ankara Devlet Tiyatrosu, Keloğlan Keleşoğlan EBB Sanat ve Kültür Sarayı: Ankara Devlet Tiyatrosu, Yaşamak mı Ölmek mi? Belediye Sanat Merkezi Çocuk Atölyeleri, Çocuk etkinlikleri |
|||||||||||||||
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
|
|||||||||||||||
semihk
Deneyimli Yazar semih Yaş: 39 Katılım: 03/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 760 |
Tarih: 19/Kas/2007 saat 10:34 | ||||||||||||||
|
|||||||||||||||
Başkalarının kusurlarını görmeye başladığın an, kendi kusurların için aynanın karşısına geçmen gereken andır.
|
|||||||||||||||
redES
Deneyimli Yazar Erdinç AKCIN Yaş: 48 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Isle Of Man Online Durum: Offline Mesajlar: 990 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 06:02 | ||||||||||||||
Atlasjet'e ait 49+7 kişinin içinde olduğu uçak Keöiborlu'ya bağlı Çukurören köyü'ne yakın bir yere düşmüş. Enkaz bulunmuş. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Isparta'ya inişe geçerken bağlantı kesilmiş. ''Meydanı pilot gördük demiş''
|
|||||||||||||||
Ben bu sene süper lige demir atacağımıza inananlardanım...
|
|||||||||||||||
esesmerteses
Deneyimli Yazar mehmet ali Yaş: 34 Katılım: 04/Kas/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 363 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 11:05 | ||||||||||||||
YOLCU UÇAĞI DÜŞTÜ
30 Kasım 2007 Cuma 07:05
Atlasjet uçağı Isparta'da düştü. Havaalanına sadece 20 kilometre vardı. Esrarengiz noktalar var; İstanbul'dan kalkan Atlasjet Havayolları uçağı saat 03.12 sıralarında Süleyman Demirel Havalimanı'na 20 km. kala 1847 rakımlı Türbetepe mevkiinde düştü. |
|||||||||||||||
Biz ESES'liyiz istemez para pul...Her Zaman Her Yerde ANTİ İSTANBUL...
|
|||||||||||||||
esesmerteses
Deneyimli Yazar mehmet ali Yaş: 34 Katılım: 04/Kas/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 363 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 11:13 | ||||||||||||||
KAZADAN ESRARENGİZ NOKTALAR
Pilotlar uykusuz değildi... Teknik sorun yoktu... Hava harikaydı... Peki bu uçak neden düştü? Türkiye, Isparta'daki uçak kazasına kilitlendi. Kazanın nedeni büyük merak konusu. Zira, kazaya yol açacak hiç bir olumsuzluk görünmüyor... 56 kişinin yaşamını yitirdiği kazanın esrarengiz noktaları kara kutu ile aydınlanacak. |
|||||||||||||||
Biz ESES'liyiz istemez para pul...Her Zaman Her Yerde ANTİ İSTANBUL...
|
|||||||||||||||
esesmerteses
Deneyimli Yazar mehmet ali Yaş: 34 Katılım: 04/Kas/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 363 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 11:21 | ||||||||||||||
UÇAĞIN ORADA İŞİ NE
30 Kasım 2007 Cuma 10:40
Enkaz alanını gören Isparta Valisi hayretini gizleyemedi. Bu uçağın orada ne işi vardı? Gariplikler... Isparta'ta yolcu uçağının neden düştüğü tam bir bilmeceye dönüştü. Hava görüşü müsait ve uçağın teknik bir arızası da görünmüyordu. Pilotları da deneyimliydi.. Kule yetkilileri pilotlara iniş izni vermişti. Şimdi uçağın neden rotası dışında düştüğü sorusunun cevabı aranıyor. |
|||||||||||||||
Biz ESES'liyiz istemez para pul...Her Zaman Her Yerde ANTİ İSTANBUL...
|
|||||||||||||||
ŞaHiN
Usta Yazar Şahin ÖZMEN Yaş: 51 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 2275 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 11:29 | ||||||||||||||
Biraz Komplo Teorisi gibi olacak ama, bana göre Uçağın düş(ürül)mesinin sebebi...
|
|||||||||||||||
ŞaHiN
Usta Yazar Şahin ÖZMEN Yaş: 51 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 2275 |
Tarih: 30/Kas/2007 saat 11:31 | ||||||||||||||
Buda Başka Bir Teori...
UÇAĞI YERALTI GAZLARI MI DÜŞÜRDÜ?
19 Eylül 1976 tarihinde İstanbul - Antalya seferini yapan THY'ye ait Boeing 727 tipi yolcu uçağı Isparta üzerinde iken alçalma hatası nedeniyle Toros Dağlarına çarptı. 8'i personel toplam 155 kişi öldü. Bu kazadan sonra çok iyi hatırlıyorum, Isparta'daki bu uçuş rotası, Bermuda Şeytan Üçgeni'ne benzetilmişti. Atlasjet CEO'su Tuncay Doğaner'in yaptığı açıklamaya göre, uçağın düşmesini gerektirecek hiçbir anormal koşul ortada yok. Pilotlar deneyimli, hatta yeni eğitimden gelmişler. Uçağın bakımı yapılmış. Hava şartları normal. Değil kar, fırtına, yağmur ve rüzgar bile yok. Peki kaza nasıl oldu? Doğaner, "Şimdi binlerce pilotu çağıralım, hepsi ayrı bir düşme sanaryosu yazar. Kara kutu bulunduktan sonra da uçağın düşme nedeninin kesin olarak ortaya çıkması aylar, hatta yıllar alabilir" dedi. Görüldüğü gibi , Bermuda Şeytan Üçgeni'nde yaşanan esrarengiz olaylar gibi bir durum ile 31 yıl sonra tekrar karşı karşıyayız. BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ Bermuda Şeytan Üçgeni bulunduğu bölgede başlı başına bir muamma olgusu olmuştur. O bölgede şimdiye kadar sayısını kimsenin bilmediği kadar fazla kayıp vakası yaşanmıştır ve bunlardan geriye tek bir iz bile kalmamıştır. Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle lanse edildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Bu esrarengiz üçgen ile ilgili olarak yapılan son iddia ise uzun yıllardır devam eden araştırmaların birkaç yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia edilmesi ile ortaya çıktı . Bu son iddia ya göre tüm bu gizemli olaylar aslında basit bir doğal gaz cilvesi idi . Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parçalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar. Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da , hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer. |
|||||||||||||||
Cevapla | Sayfa <1 45678 156> |
|
Forum Kısayol | Forum İzinleri You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |