Eskişehir ile ilgili yorum ve sohbet

eskişehirde trafiğe çıkamadığım için konuyu çok fazla bilmiyorum çünkü estanbul personeliyim 2 gün önce bir sohbet esnasında trafik denetlemeyi savunamadım, bilgi almak babında yazmıştım...

Güllük Mahallesi Açık Sokak’ta meydana gelen olayda, Gizem K.(16) ile aynı apartmanda yaşayan komşularının kızı G.G.Y. (13) arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu G.G.Y, elindeki bıçakla Gizem K.’yı yaraladı. Gizem K. yakınları tarafından kaldırıldığı Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

Kaynak

Bu ne şiddet

Eskişehir günlüğüm..
Yazan: Hasan Uğur Epirden
01 Mayıs 2009 , 13:55
YorumlarArkadaşına GönderFacebook'ta PaylaşYazdır
KISA.. KISA..

Uzun bir süredir ALS hastalığı ile mücadele eden Bursaspor, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin eski Milli futbolcusu Sedat Balkanlı'nın 12 yıldır mücadele ettiği hastalığa daha fazla dayanamaması tüm sporseverleri oldukça üzdü…
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun !...

Voleybolumuzun tabana yayılması, çocukların voleybolu tanıyıp sevmesi amacıyla düşünülen “Mini Voleybol” projesi kapsamında hazırlanan mini voleybol setleri dağıtılıyor…
Bu projeyi hazırlayıp, uygulayan ve de ona büyük destek veren Aroma’yı kutluyorum… 750 set, 750 okul demek ?... Ancak bunun işlerliği ve amaca uygun yapılıp, yapılmadığı konusunda denetiminin Milli Eğitim Bakanlığı ile sürekli işbirliği içerisinde yapılması şart !... Yoksa bu proje çocuklara elma şekeri dağıtmaktan öteye geçmez ?...

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un basın toplantısı bir kez daha gösterdi ki ister Genel Yayın Yönetmeni olsun ister Medya Grubu Başkanı olsun, Türk Basını bir yetersizler, yeteneksizler ve asalaklar ordusu tarafından yönetiliyor…
Atatürk ile alay etme, TSK’ni onurunu zedeleyici ifadeler kullanmayı bile adet haline getirmiş bu çirkin, onursuz, karakter zafiyetli ve deformasyonlu asalakların nerelerden güç aldığı ortada…

Bugün 1 mayıs… İşçinin emekçinin bayramı… Kutlu olsun…
Ancak kulağıma gelen bazı üzücü durumlar var gene…

ESKİŞEHİR GÜNLÜĞÜM..

Büyükerşen sevgisi
Bir Belediye Başkanı düşünün… Kültür, bilgi, tecrübe ve dürüstlük abidesi…
Bir Belediye Başkanı düşünün… İç Anadolu’daki bir şehrin tüm mezbele ve çöplük alanlarını cennete çevirmiş…Şarıl şarıl sular akan, göbeğinde plajı olan, Porsuk çayında kano yarışları düzenlenen, en yakın denizden (Bursa Mudanya) uzaklığı 170 km olan bir şehri, arıtma tesisleriyle billur hale getirdiği Porsuk Çayı’nı kullanarak içinde dev gölleri olan müthiş parklarla nefes aldıran bir Belediye Başkanı düşünün ?... Geleceği teslim edeceği çocukları ziyadesiyle düşünen, onlara içinde dev bir korsan gemisi bulunan bir “Masal Şatosu”hediye eden, bunlarla yetinmeyip, mevcut atıksu arıtma tesislerinin yanına, Porsuk Çayı, Alpu Ovası VE Sakarya Havzası için hayati önem taşıyan, bir taraftan elektrik üretecek, kendi enerji ihtiyacının da yüzde 65’ini karşılayacak, tam donanımlı yeni atıksu tesislerini yıl sonuna kadar devreye sokmayı planlayan bir Belediye Başkanı düşünün ?... Anne, baba ve çocuklar için 400 bin metrekareye kurulu, doğanın mimari ile birleştirilerek ortaya çıkarılan, Türkiye’nin en büyük parklarından birisi olan, içinde çocuklarımız için “Bilim Deney Merkezi” bulunduran dev göletinde optimist, yelken ve su kayağı da yapılabilen ”Bilim Sanat ve Kültür Parkı”nı hediye eden bir Belediye Başkanı düşünün ?... Şehirciliğe, eğitime, mimariye, doğaya, sanata ve spora verdiği önemin yanı sıra ülkemizin büyük sorunlarından biri olan kadınımızın karşılaştığı sorunlar için “Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi” açarak çağdaş bir destek ve güvence veren bir Belediye Başkanı düşünün ?...
Prof Dr Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdıkları sayarken zorluk çektiğimi ifade etmek istiyorum…
Anadolu Üniversitesi Rektörüyken Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığını devralan Büyükerşen’i Eskişehir halkı müthiş seviyor ve sayıyor… Onu tekrar Belediye Başkanlığı görevine layik gören büyük çoğunluğun bu tutkusunu çok yakından şahit oldum !...
Şehir geceleri ışıl ışıl… Şehrin göbeğindeki Reşadiye Camii ve çevre yolu yakınında bulunan İlahiyat Camii özel ve özenli bir şekilde o kadar güzel aydınlatılmış ki tarif edemem, ancak görmek gerek ?...
Başkan, başta İstanbul, Ankara olmak üzere bir çok şehrin durma noktasına gelen trafiğini ESTRAM “Hafif Raylı Sistem” ile o kadar güzel çözmüş ki ?... Günde 80 bin kişinin faydalandığı bu sistem akıllı ve planlı yapıldığı için kentin trafik sorununu çözmüş… Merkez bir “Yayalar Kenti” görüntüsü kazanmış… Ancak gelişmekte olan diğer semtlere uzantısı konusunda, kendi Belediyelerine büyük şevkat gösteren Hükümet bu konuda, söz verdiği halde yan çizmiş, bir oyalama taktiği içerisine girmiş ?...
Porsuk çayının her iki yanına kilometrelerce uzunluğunda, dev yağmur suyu tünelleri inşa edilmeye başlanmış… Böylece bu sular tekrar faydalanmak üzere toplanacak !... Sadece merkezin değil, çevre ilçelerin ve mahallelerin de alt yapı sorunları sona ermekte…
Devam eden büyük projelerinin içerisinde, Eskişehir’in sahip olduğu termal suyunu, 23 yıllık bir gecikme ile de olsa, “Sağlık Turizm”inde değerlendireceği “Turistik Hidroterapi Merkezi” 2 yıl içinde hizmete açılacak !... Aynı zamanda 1300 kişi kapasiteli dev bir kongre merkezi için de kolları sıvayan Başkan, çiçeklerle donattığı Eskişehir’de halkına 25 kuruştan ekmek sattırıyor…
Eskişehir’deki bir üniversiteyi beşe çıkararak, şehri bir kültür düzeyi oldukça yüksek bir örnek şehir haline getiren Başkan’ın yüksek derecede bir sanatsever ve sporsever olması da büyük şans ?... Eskişehir’e kazandırdığı Sanat ve Kültür Sarayı, Belediye Sanat Merkezi, Tepebaşı Sahnesi ve Sanat Tesislerinde gerçekleştirilen etkinliklere yılda toplam 485 bin biletin satılmış olması, her yıl düzenlenen “Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali” Eskişehirlilerin sanata ve sanatçıya düşkünlüğünün en güzel ifadesi… Gene ülkemizde benzeri bulunmayan “Cam Sanatları Müzesi”ne büyük ilgi var…

Prof Dr Yılmaz Büyükerşen’in sayısız ödülleri arasında en anlamlıları, üyesi olmaktan büyük onur duyduğum Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından, Rektörlük ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemlerinde Türk Sporuna yaptığı hizmetlerden dolayı verilen “2007 Türkiye Fair Play Büyük Ödülü” ve bir çok kere, çeşitli kurum ve kuruluş ve halkın oylarıyla seçildiği “Yılın Belediye Başkanı” ödülleri olsa gerek ?.. Ama o hemşerilerinin içten ve helal oylarıyla tekrar verdiği “Başkanlığa devam” mazbatasını her şeyin üzerinde tutmakta… Prof Dr Yılmaz Büyükerşen’in tabiri caizse yeniden yarattığı Eskişehir her yönüyle iç turizmimizin yeni keşfi ve gözbebeği olmuş ?... Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde “Şehircilik” eğitimi gören öğrenci gençler gördüm şehri gezen… Çok mutlu oldum… Su ve sulu alanların bolluğundan söz etmişken, yıllardır zevkle içtiğim “Kalabak Suyu”nun Türkiye’nin en modern kaptaj ve dolum tesislerinde, bilgisayar kontrolü altında nasıl tüketiciye geldiğini gördüm…

Ve anlamlı davranış
Kendi dar olanaklarıyla büyük başarı göstererek, geçen yıl yıldız erkeklerde Türkiye ikincisi olma başarısını gösteren Melahat Ünügür İlköğretmen Okulu sporcularına Başkan Büyükerşen’in tek tek tebrik ederek ulu önderimiz Atatürk’ün “Nutuk” söylevini vermiş olması da beni oldukça duygulandırdı…

Heykeltıraş Başkan
Başkanın en çok konuşulan hareketlerinden biri de her halde bazılarına örnek olmalı ?... Londra’da müzeleri gezerken, bir heykeltıraş olarak Atatürk’ün heykelini beğenmiyor ?... Dönüşünde yenisini yapıp yolluyor… Hassasiyete, inceliğe bakar mısınız ?...

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Hazır Eskişehir’e gitmişken Gençlik ve Spor İl Müdürü Süleyman Arduç’u ziyaret ettim… Bir bakıma da etmek zorundaydım… Zira geçen yıl Eskişehir’de şehir dışında, iş yapmayan bir alışveriş merkezinde talep üzerine Plaj Voleybolu turnuvası düzenlediğimde bana sözde yardım eden, daha doğrusu ettiğini sanan, eski İl Müdürü zatın çevirdiği entrikalar ve ettiği ayıp yetmiyormuş gibi bana kötülediği ve görüşmemi engellediği İl Müdürü Arduç’a bir özür borcum vardı… Ziyaretim sırasında bir büyük projenin de startını verdik !... Yakında sizlere duyuracağım… Tabii ki geçen sene arkamdan çevrilen entrikaları da… Bu arada geçen yıl yapılan plaj voleybolu turnuvasında, adımıza kapı kapı dolaşarak, bizlere, sporculara verilmek üzere para ve hediye toplanılan kişi ve mağazaların bana epirden@yahoo.com mail adresimize baş vurmalarını rica ediyorum…

Voleybol neferlerinin yeri başka
Eskişehir’in geceleri çok hareketli… Gençler, cafe/barları doldurup, günün yorgunluğunu doyasıya atıyorlar… Bende Eskişehir’in duayen voleybol hocası Çetin Demirel, sporcu fabrikatörü Kazım Tokat, aynı zamanda Esspor’un alt yapısında görev yapan, gazeteci Muammer Ceylan ve Gençlik Spor basın müdürü Kaya Bilge ve Abdullah Diker ile DSİ tesislerinde bol dedikodulu bir rakılı ve mezeli soframızda kimilerinin kulaklarını çınlattık, bazı projeler ürettik !... Çetin hoca ile Kazım hoca gene yapacaklarını yaptılar ve elimi cebime sokturmadılar ?...

Neslihan’a ince mesaj
Eskişehir’de beni üzen bir husus da, Eskişehir’de yetişmiş, DSİ Sporun alt yapısında emek verilmiş ve Türk voleyboluna hediye edilmiş Neslihan’a (Darnel) karşı oluşan kırgınlık…

Neslihan’ın yetiştiği Eskişehir Cumhuriyet Lisesi müdürü Rahmi Baydı, büyük bir jest yapmak istemiş ve de onun adını vereceği spor salonun da tadilatlar yaptırmış… Bunu kendisine de bildirip, açılış için söz almış… Ne var ki ve de ne yazık ki, büyük bir hazırlık sonrası, coşku ve de övünç duyularak açılışı ihtimamla hazırlanan bu tarihi gün için Neslihan kızımız muhtelif yoğunluklar öne sürerek, söz verdiği halde bir türlü tarih vermemiş ?... Salon yenilenmiş haliyle ancak isimsiz tekrar hizmete açılmış… Bunun Eskişehirliler üzerinde olumsuz bir hava yarattığına şahit oldum !... Bence Neslihan’ın yapması gereken, bir an önce okulunu ve müdürünü araması, bir gün saptayarak bildirmesi ve de isminin verileceği salonun bizzat açılışında hazır bulunmasıdır ?... Ben, babası yaşında bir voleybol emekçisi ve antrenörü olarak ondan bunu beklerim doğrusu ?... Sizce yakışanı da bu değil mi ?...



http://www.ajansspor.com/yazarlar/hasanugurepirden/h/20090501/eskisehir_gunlugum.html
http://www.ajansspor.com/yazarlar/hasanugurepirden/h/20090501/eskisehir_gunlugum.html

ya bide bizim bu tramvay ve otobüsler neden 24 saat çalışmıyor. ben konyada okuyorum gece geç saatte eskişehire geldiğim oluyor fakat evime gidecek ulaşım aracı bulamıyorum. bence bu konuyada birileri değinmeli diye düşünüyorum. mesela konyada tramvaylar dolmuşlar ve otobüsler 24 saat çalışıyor. tramvayları her 5 dkkada bir hareket ediyor. dolmuşlarda yine 10 dkkaya bir duraklardan geçiyor. tabi bu gündüzleri böyle geceleri 45 dkkada bir tramvay ve dolmuş bulabiliyoruz...

Kalabak Suyu İç!..
Eskişehir’in geçen haftaki gündeminde bir de “Kalabak Suyu” vardı. ESKİ Genel Kurulu’nda uzun uzun Kalabak Suyu konuşulmuş. Sonunda herkes kendi suyumuzun kullanımını özendirmek ve teşvik etmek üzerinde birleşmişler. “Aklın yolu birdir” ve önemli olan da budur. Eğer Eskişehir’de yaşıyorsan “Kalabak Suyu” içeceksin... Kim ne derse desin, aksini kabul etmek ve savunmak mümkün değil.
Hem, Kalabak Suyu Türkiye’nin en kaliteli üç içme suyundan biri. O dururken “ne idüğü” belirsiz diğer suları tüketmek hangi akla hizmet?..
Ama tüketiyor Eskişehirli... Türkiye’nin dört bir tarafından gelen sular Eskişehir’i işgal etmiş durumda. Dağıtım arabaları cirit atıyor... Bir Eskişehir sevdalısı olarak tahammül edemiyorum. Nasıl Eskişehirli’nin ağzı o sulara gidiyor?
Gittiğim lokanta v.s. yiyecekle ilgili işyerlerinde yabancı marka su geldiğinde kendimi tutamıyorum, sahibi uyarıyorum. Adamın işine müdahale ediyorum. Bir gün bu yüzden kovulmazsam iyi...
Savunmalarında en çok belirttikleri, hizmet aksaklığı. “Telefon edip su istiyorsun, nice zaman sonra, geç geliyor. Biz de susuz kalıyoruz” diyorlar. Diğer markalar anında servis yapabiliyormuş. Bu konu araştırılsın derim...
Bir de eşantiyon su veriliyormuş. Bilmem ne kadar su alana, şu kadar da bedava... Tabii bu da o suları kullanmayı teşvik ediyor. ESKİ’nin Kalabak suyunda bunu yapması mümkün değil. Kalabak Suyu’nun en azından nakliye avantajı var. Bu konuda, masrafta avantajlı. En azından “bardak” ve “küçük pet şişe” sularda yeniden bir araştırma yapılması, mümkünse fiyatın düşürülmesi cazibesini artıracak.
Durum ne olursa olsun Eskişehir insanının Kalabak Suyu’ndan başka bir su kullanmasını kabullenemiyorum. “Şehir milliyetçiliğim” ağır basar... Marketlerde, bakkallarda bisküvi türü ürünlerde elim ETİ’den başka hiçbir marka ürüne gitmemiştir. Bunu çevreme de aşılamaya çalışırım. Çoğu Eskişhirli benim gibi yapsa, tüketimin artacağını, üretim de artacağı için biraz daha fazla Eskişehirli’nin ETİ’de iş bulacağını, ekmek kapısı açılacağını düşünürüm...
Kalabak Suyu konusunda tanıdığım en hassas insan da Sayın Yılmaz Büyükerşen’dir. Kalabak Suyunda başka bir su içtiğini görmedim... Hele masasına başka bir su getirsinler, en büyük fırçayı yerler... Onun için de Yılmaz Hoca’nın gidebileceği mekan sahipleri, başka su kullansalar da Yılmaz Hoca’nın gelebilme ihtimali karşısında yedekte Kalabak Suyu bulundurduklarını bilirim...
Aklıma şöyle bir çare geliyor: “Eskişehirli, kendi suyunu, Kalabak Suyu kullan” sloganı ile bir kampanya başlatamaz mıyız? ESKİ buna öncülük etmeli, sivil toplum kuruluşları da destek vermeli. İlan ve reklam panoları bu sloganı taşıyan afişlerle donatılmalı, yayın kuruluşlarından yararlanılmalı. Eskişehirli’nin beynine yerleşmeli...
Ne dersiniz?

Şener YILMAZ / Sakarya Gazetesi / 01.06.2009

Ne zaman su içecek olsam, Kalabak suyunu arıyorum.Fakat neredeyse hiçbir bakkal ve markette yok.Maçlar da desen hep yabancı suları içiyoruz.Eskişehirliler bu değerine sahip çıkmalıdırlar.

Reklam kampanyası vs... yapılarak, halkın bilinçlenmesi lazım.