2008-2009 Transfer Sezonu -3-

 

Aslınca vecibe demek yönetim kurulu üyeliğinin, başkanlığın, ikinci başkanlığın, basın sözcülüğünün bedeli. Yani karşılıksız verilmesi gereken para. Kişiler yönetime alınırken bu söyleniyor. Yönetim kurulu üyeliği şu kadar, basın sözcülüğü şu kadar, ikinci başkanlık şu kadar, başkanlık şu kadar diye. Ama hiç bir zaman da yönetim kurulunun tamamı vecibelerini yerine getirmiyor. Mesela bu sene yönetim kurulu üyeleri 150 milyar vereceklerdi vecibe olarak ama birkaçı dışında veren olmadı. Çoğu aylık sıralı senet vermiş. Bu senetler de bankaya ipotek ettirilip kredi çekilmiş. Vadeleri ne kadar onu bilmiyorum. Teorik olarak yöneticilerin her ay verdikleri senet kadar parayı kulübe vermesi ve banka kredisinin ödenmesi gerekiyor ama o senetler de çoğu zaman ödenmiyor. Ödenmeyince faiz işliyor. Mevcut krediyi kapamak için yeni kredi çekiliyor. Böyle böyle borç büyüyor. Dediğiniz gibi herkes nakit verse bunlarla uğraşmak zorunda kalınmaz ama maalesef genelde böyle oluyor.

 

İş böyle olunca her yönetimde bu ödenmeyen paraları ödeyen bir kişi bulunuyor. Ona borçlanılıyor. Bu genelde başkan oluyor. Başkanlar da yönetimi devrederken bu verdiği paralar için ya temlik koyduruyor ya da ileri vadeli çekler alıyor. Yukarıda da dediğim gibi aslında vecibe karşılıksız verilen para demek ama bazı durumlarda verdiği vecibeyi de geri alanlar oluyor. Yani bedavaya reklamını yapıp gidiyor. Ama genel olarak yönetim olarak şu kadar alacağımızı bağışladık dediklerinde bağışladıkları vecibeler oluyor.