İkinci defa düştüğümüz yıl..Eskişehir spor – Bursa maçında; Bursa spor gol attıkça..
Kendi taraftarımızın “Bursa, Bursa” diye tezahüratta bulunmasını hiç unutamıyorum.
O maçın rövanşında da Bursa çok sert futbol oynamıştı. Bursa Komşu kentimiz olduğu
İçin onlarında başarılı olmasını isterim. Ancak Eskişehir - Bursa maçında kesinlikle
“Bursa” diye bağırmam. Bu güne kadar belli dakikalarda X takımların tezahüratlarına da
hiç katılmadım.
061626.. Şimdi Fenerbahçe ile maç yaptığımızda tribünlerimizde Ankaragücünün
sarı-lacivert bayrağımı dalgalanacak!
Dostluk diye diye..rakip takım üzerinde taraftar baskısı kurulamadı.. ne puanlar gitti.
Bazı gruplarda bulunanların diğer bir şehirde arkadaşları olunca hemen bir dostluk olayıdır gidiyor.
Aynı hedef için yarışıldığı içinde an geliyor bu dostlukların sonu doğal olarak hüsran oluyor.
Final maçında oynadığımız Bolu ile aramızda dostluk mu vardı. Maç öncesi herkes bir arada oturdu.
Maç esnasında iki tarafta takımlarını destekledi. Maçtan sonra onlar el sallayarak gitti. Bizde onları alkışlarla uğurladık. Başka bir örnek verirsek o da Eskişehir deki Giresun la oynadığımız maçtı. Bolu da Giresun da dost diye tanımladığımız takımlar değil ama..Dostça geçti. Çünkü medenice davranıldı.
Bize uygarca yaklaşana bizde aynı şekilde yaklaşmalıyız. Bazı arkadaşlarımız Beşiktaşlılar ile ilgili olarak serzenişte bulunuyorlar. Maçtan önce Beşiktaş çarşıda iç kısımlarda bir çay bahçesine oturduk.
Yanımıza Çarşı gurubundan olduklarını söyleyenler geldi. Eskişehir spora sıcak baktıklarını söyleyip
başarılar dileyip gittiler.
Bize yakışan herkese eşit mesafede olmamız. Maç öncesi ve dışında uygarca davranmamız,
maç esnasında rakip taraftara küfür etmeden takımımızı doksan dakika boyunca sürekli desteklememizdir. Benim dostça davranıştan anladığım budur. Böyle de olması gerekir. Bu da bizi Efsane olduğumuz günlere tekrar götürecek tüm Türkiye’nin sevgisini tekrar kazandıracaktır.