2015-2016 sezonu Eskişehirspor Taraftarı

Alıntı yapılan hakan_esk1 Bugün staddan çıkarmıyoruz mesut u ve istifa ettirmek için ne gerekiyorsa yasal olarak yapılmalı arkadaslar

???

bu takım 10 maçı daha arka arkaya kaybetsin. hiç bişicikler olmaz. hayal dünyasında yaşamaya gerek yok. bu taraftarla bu tribün liderleriyle bişi olmaz.

Alıntı yapılan hakan_esk1 Mesut yüksek ihtimal tribün liderlerini satın almış 87 dk yönetim istifa diye cılız bir ses. Kongre üyelerini de tribün liderlerini de haysiyetsizler

siz mesutun yerinde olsanız ve bazı nedenlerden o koltuğu bırakmak ismeseniz kendinize istifa çağrılarını engellemek için bu işin başındaki adamlarla anlaşma yoluna gitmezmiydiniz.
bakınız halil bey zamanında da aynısı oldu. şimdi de aynısı oluyor. bu değişmez. kimse ama kimsede (özellikle eskişehirspor taraftarı) mesut hoşcanı o koltuktan indiremez. hadi indirmeyi geçtim tepkisini işte son maçta olduğu gibi cılız bir iki istifa sesi haricinde gösteremez bile. boş hayaller kurmayalım. bu takımın yeri bundan sonra ptt 1. lig. ordan da mevcut borç ve yönetim sayesinde de amatör liglerdir. (kocaelispor en reel örnektir.)
şuanda süperligdeki yüksek yayın ve maç gelirlerine rağmen başkanımız her fırsatta enkaz edebiyatı yapıyor ve borç çok para yok diyor. ptt1. ligde bu mevcut borçla ve olmayan gelrilerle bu yönetimin ya bırakıp kaçacağını yada klübü amatöre doğru adım adım götüreceğini tahmin etmek çok zor değil. zaten her iki şekilde de takım gerçekçi söylemle amatör küme yolcusudur. hepimize geçmiş olsun. bu şimdi ses etmeyen taraftarın suçu değil, bu takımın içi boşaltılırken şampiyonluk hayalleri kuranların suçudur.

Bir renktaşımız Ekşi sözlükte güzel bir değerlendirme yapmış.
Paylaşmak istedim



bu noktaya nasıl geldiğinin hikayesini anlatmak istediğim takımım. bugünün tarihi 12 aralık 2015, eses lig sonuncusu. peki bugün bizim bu noktada olmamız rastlantı mı? tarihsel olarak gitmek istiyorum.

2007 temmuz ayında genel seçim var. eskişehirspor 2. ligde mücadele etmekte. eskişehir siyasi partiler için sıkıntılı bölgelerden bir tanesi, anketler sonuçları yakın gösteriyor. kemal unakıtan o dönem maliye bakanlığı yapmakta, seçim çalışmalarını eskişehirspor üzerinden yürütüyor, halkın hassas bölgesi olan takım propagandası sonuç veriyor, akp 3 milletvekili alıyor, eskişehirspor sergen yalçın, coşkun birdalla birlikte 2-3 transfer daha yapıyor. takım süper lige doğru yol alıyor.

2008-2009 sezonunda eskişehirspor süper ligde mücadele edecek. süper ligde ilk antrenör tercihi rıza çalımbay, başkanlığa halil ünal geliyor. dengeli transferler yapılıyor, takım haddini bilerek hareket ediyor, çılgın transferler yapmaya çabalanmıyor. belki de yaratılabilecek en iş yapıcı mütevazi kadro yaratılıyor. o dönem arada sırıtan bir tek batuhan var o da zaten kiralık olarak geliyor, neyse şehir çok heyecanlı, süper lig özlenmiş, herkes havasında. taraftar o sezon yapması gereken her şeyi yapıyor, zaten bu sonuç tablosuna da yansıyor iç sahada sadece 4 mağlubiyet ile 11. sırada sezon tamamlanıyor. halil ünalın başkan olmasıysa sezonun en büyük hatası.

2009-2010 sezonu başlamadan önce yaz transferleri pek iç açıcı değil. ümit karan, mehmet yılmaz , ragıp başdağ, burak yılmazla birlikte volkan yaman geliyor. takım istanbula bulaşan, ama artık tutunamayan futbolcuların yeni adresi gibi gözükmekte. devre arası transferlerinde daha sonra takıma çok faydası dokunacak olan iki futbolcu geliyor biri erkan zengin diğeri `sezer öztürk, ama takıma çok faydası dokunmuş bir isim gönderiliyor souleymane youla . işler eskişehirspor için 2009-2010 sezonunda çok iyi gidiyor ve takım ligi 7. sırada tamamlıyor. 3 puan fazlası olsa, uefaya katılabilecek bir pozisyonda lig bitiyor. bu sezonun en büyük hatasıysa takıma istanbuldan kopan futbolcuların gelmesi.

2010-2011 sezonu takıma 5 yabancı futbolcu katılıyor. bir tanesi bu sezon başında ayrılan ve halen daha eskişehirde çok sevilen diego angelo de oliveira, diğeri rodrigo tello, bir diğeri umut vadeden pele diğer 2si tanınmayan ve bilinmeyen iki futbolcu. yerli transferlerse fena değil. ligin 6. haftasında rıza çalımbay ile yollar ayrılıyor ve yerine bülent uygun getiriliyor. burada bir parantez açıp değinmek istiyorum bülent uygunun oynattığı futbol gerçekten güzeldi, keyif veriyordu, ama o sezon takımda taraftarın hoşuna gitmeyen bir şeyler vardı, ama kimse adını koyamıyordu. hangi arkadaşımla konuşsam takımın birazcık ümit karana ve bülent uyguna terk edildiğini, halil ünalın takımdan faydalanmaya başladığını söylüyorlardı. bülent uygunun takımın başına geçişi, bu takımın kaderini değiştirdi. bülent uygun ve halil ünalın ilişkisi ilerledikçe takım hakkındaki söylentiler arttı, daha sonra bu ekibe ümit karan ve zafer tüzün eklendi. o sezon 6. hafta rıza çalımbaya sahip çıksaydık eskişehir daha sonra gerçekleşecek sıkıntılardan uzak kalabilirdi, sezon başında kadro dışı olan ümit karan, sezon sonunda şike operasyonunda ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü. eskişehire en çok zarar veren sezon bu sezondur. 2010 haziranından 2011 eylülüne kadar geçen süreçte, tamamen değişmiş bir eskişehirspor var. oynamaya yeri olmayan başkan, bülent uygun'un gelmesiyle kendine yer buldu ve istediği çevreyi yaptı.

2011-2012 sezonu başında yani 2011 yazında ümit karan takıma sportif direktör yapıldı. taraftarın en çok tepkisini alan konulardan bir tanesiydi. başkan halil ünal, teknik direktör bülent uygun ve sportif direktör ümit karan... taraftar son derece rahatsızdı, çok geçmeden belki en fazla 1 ay içerisinde şike operasyonu başladı, bülent uygun gitti, ümit karan gitti, sezer öztürk yaklaşık 3milyon€'ya satıldı. bu sefer zafer tüzün teknik danışman olarak takıma getirildi, başkan taraftarın tepkisini çekecek işler yapmaya devam ediyordu. teknik direktörlüğe skibbe getirildi. skibbenin gelmesiyle dede takıma katıldı. diomansy kamarave kris boyd transfer edildi. kris boyd ile büyük rakamlarla anlaşma yapıldı ve kendisi gol makinesi olarak tanıtıldı ne var ki sadece 2 maç oynatıldı ve devre arasında olaylı bir şekilde gönderildi. kris boyda ödenen mebla bir anadolu takımı için inanılmaz seviyelerdeydi. gelecek eskişehirspor için ufak ufak kendini belli etmeye başlamıştı. skibbe transfer sorulduğunda istemediğini sadece futbolcularına para ödense yeterli olacağını söyledi ve devre arasında gönderildi yerine ersun yanal getirildi.

2012-2013 sezonu eskişehirspor boffin, akaminko, aytaç kara, servet çetin, necati ateş gibi önemli futbolcuları kadrosuna kattı. geçmişte var olan emektar futbolcularıyla vedalaşması gerektiğini düşündü ve onları yolladı, fakat buradaki en büyük sıkıntı gidenle gelenin aynı parayı almıyor oluşuydu hatta gelenlerin çok para alıyor oluşuydu. takım istanbuldan kopan futbolcularla doldurulmaya devam ediliyordu. sportif herhangi bir başarı gösterilmeyen sezon ligde 8. olarak kapatıldı.

2013-2014 sezonu başında eskişehirsporda başkan değişikliği yaşandı. halil ünal yerine başkanlığa mesut hoşcan geldi. ersun yanalın yerine ertuğrul sağlam getirildi. taraftarın farkında olduğu durum mesut hoşçanla birlikte kesinlik kazandı, takım gırtlağına kadar borç batağındaydı. mesut hoşcan öncelikle takımı ekonomik olarak düzlüğe çıkarmak gerektiğini söyledi. bu takımın ileriki yıllarda başarılı olması için 1 sezon sabredilmesi gerektiğini de ayrıca belirtti, taraftar ufak homurdanmalar ile birlikte de olsa bu durumu kabul etti. alper toplamda 6 milyon€ civarında bir rakama fenerbahçeye satıldı. ara transfer dönemindeyse raheem lawal alındı, veysel sarı gönderildi. sezon sonu türkiye kupası finali oynandı, ancak kupa kazanılamadı. sezon 12. olarak bitirildi.

2014-2015 sezonunda eskişehir için önemli olan hemen her futbolcu kaybedildi. kulübün borç içinde olması, futbolcuların satılmasına veya gönderilmesine sebep olarak gösterildi, yerlerine daha genç ve kapalı kutu futbolcular alındı. laflar büyümeye başlasa da kulüp küçülmeye başlamıştı. para kazandırabilecek en ufak bir teklif dahi değerlendirmeye alınıyordu. futbolcuların satışı başarısızlık getirdi devre arasında ertuğrul sağlamın yerine skibbe getirildi. ara transfer döneminde yapılan kiralamalarla lig 11. sırada tamamlandı. eskişehirspor son 2 sezonda çok kan kaybetmişti.

2015-2016 sezonunu yazacak bir durum zaten yok. sadece sene başından veri skibbe, ismail kartal ve samet aybaba ile 3. teknik direktör yönetimini yaşadığımızı yazak yeter sanırım.

bu hikaye bir potansiyelin harcanışıdır. düzgün yatırımlarla şimdilerde 3.lük için 4.lük için mücade etmesi gereken bir takım bugün lig sonuncusudur.

6.5 yılda 8 antrenör değiştirmiş ve şu anda 9. antrenör tarafından yönetilmekte olan bir kulübün başarı getirmesi beklenebilir mi?

değer kazanan her futbolcusunu anında satan bir kulübün başarı getirmesi beklenebilir mi? takımın iskeletini bozup bozup durmanın sonucu hiç başarı olabilir mi?

neyse, uzun uzun anlatmaya gerek yok bene bütün bu hikayede can alıcı tek bir nokta var. rıza çalımbayın gönderilmesi yerine bülent uygunun getirilmesi. rıza çalımbay döneminde iyi niyetle çabalayıp uğraşıp çalışıp didinen idealist bir öğretmen görüntüsü veriyor eskişehirspor, sonrasındaysa babası zengin bir züppe... işte bugünde bunun bedelini ödüyor.

takımda nadarevici, diegoyu, bülent ertuğrulu, hürriyeti görmeyi özledim. yüreğini sahaya koyan takımı görmeyi özledim. diegonun golden sonra ağlayıp tribüne koşuşunu özledim. dedenin bursada golden sonra tellere tırmanışını özledim. koray arslanı, doğayı bile özledim. kendi takımımı özledim anlayacağınız. bu takım sanki benim değil gibi, bu takımdan kimseyi tanımıyorum gibi. bu takım ruhsuz, bu takım soğuk.

rıza çalımbaya çok yanlış yaptık çok.

   Hiç kimse kusura bakmasın. Malesef taraftar bitmiş, bitirilmiş durumda. Hep aynı şeyleri konuşup yazıyoruz ama durum bu..  Hadi sezon başından beri  ( cümle alem durumu ta o zamandan  gördüğü halde) vırt denildi zırt denildi tamam.. Ama soru çok basit ve net ; Şu bulunduğumuz halde bile tribün liderleri yönetimi neden protesto ettirmez ?????

 Yada, çok önceden ve çok fazlasıyla yapılması gereken protesto ve eylemleri  ne zaman yapmayı düşünüyorlar ( eğer düşünüyorlarsa...) ???? Düşdükten sonra m??? Yani iş işten geçtikten sonra..... İyi de, o zaman düğün bitmiş olacak. Düğün bittikten sonra alın o kınayı ......

Federasyon ve Merkez hakem kurulunun önüne yağmurlu
kış günlerinde siyah çelenkler bırakılan zamanlar aklıma geliyor...
Ki o zamanlar bu kadarda haksızlık ve adaletsizlikler yoktu...

O zamanlarda KUDDUSİ MÜFTÜOĞLU sadece hakemdi...
Şimdi ise MHK başkanı!!! Ve her maçın hakemi o artık...

O zamanlar senede 2-3 maçımızı yönetir ve canımızı yakardı
Şimdi her maç canımızı yakıyor...
Hakemlerin sonucu etki eden hata yapmadığı maçımız kaç tane!!!???

Üstelik 15 yıldır ülkeyi Yöneten ama tüm uğraşlarına rağmen bir türlü
Eskişehir'i alamayan partiden de Milletvekili Adayı olacak kadarda
partizan biri...
Şimdi bunların hepsi tesadüf mü???

Bırakalım artık gururu kibiri ve itiraf edelim kendimize
Yine bir bizans oyunu döndü, dönmeyede devam ediyor ve
yine biz yenildik...
Yine bizi ayakta uyuttular ve uyutmaya da devam ediyorlar...
Çünkü yine biz çatır çatır birbirimizi yiyoruz...
Bizi birbirimize düşürenler ise göbeklerini kaşıya kaşıya
"çıtır çıtır nasıl yedik ESES'i" diye zevkten dört köşe oluyorlar...

Düştük yahu düüüştüüükkk...
Mesut Hoşcan gitse ne olur gitmese ne olur...
İster sıçtığı boku temizler gider, ister bizi içinde boğulmaya terk eder!!!
Ne fark eder!!!
Yerine gelen bizi kurtarabilecek mi???!!!
Bu federasyon, bu hakemler ve adi oyunlarından bizi kim kurtarabilir...
Biz bizlikten gitmişiz hala efsane diye bizi uyutuyorlar...
Ama daha vahimi bizde kendimizi efsane diye avutuyoruz....