2012-2013 sezonu Eskişehirspor Taraftarı

ELLİ yıl sonra "Baba Hindi" yine karşımıza çıktı... Elli yıl önce de futbol maçlarında, tribünlerde yine "Bir Baba Hindi" vardı...
Biz "Baba Hindi"yi hatırlıyoruz da nereden çıktığını, kimin çıkardığını bilemiyoruz.
Kim bilir?
Bilse bilse canlı tarih, hele konu Fenerbahçe olursa Cem Atabeyoğlu abimiz bilir.
Allah ona uzun ömür versin, bir telefon yeter!
Açtık telefonu mutluluğumuzu paylaştık...
***
NEYİN mutluluğunu mu?
İnsaf!
Böyle günde Fenerbahçelileri ne mutlu eder ki?
Neyse, sevgili ağabeyimiz Cem Atabeyoğlu'na "Baba Hindi"yi sorduk, anlattı.
***
BU "Baba Hindi"yi İstanbul Lisesi'nin Sakarya İzci oymağı çıkarmış, kampta karavana gelince hep birlikte başlarlarmış:
"Bir baba hindi
Hey yallah!
Olaydı şimdi
Hey yallah!
Pilavla zerde
Hey yallah!
Kaşık da nerede?
Hey yallah!
Yallah, yallah, hey yallah!
Başlıyoruz vallah!
Karavanaya billah!
Hey yallah, yallah, hey yallah!"
Sonra hep birlikte karavanayı kaşıklarlarmış...
***
PEKİ, bu "Baba Hindi" futbol maçlarına nasıl gelmiş?..
Sakarya oymağında "Seha Erge" adında bir Fenerbahçeli varmış, o "Baba Hindi"yi maçlara taşımış... Yıllarca "Baba Hindi" tekerlemesi Fenerbahçe tribünlerinin markası olmuş...
Sonra unutulmuş, şimdi yine dillerde...
***
"BABA Hindi"nin içinde "İndik, bindik, koyduk" gibi laflar yok, küfür yok, hakaret yok!
Şimdi ise!
Zaman neyi bozmadı ki "Baba Hindi"yi bozmasın.
***
Hasan Pulur'dan

Alıntı yapılan banner Çocukluğumdan beri maçlara giderim. Kendi paramı kazandıktan sonra, Hakkari'de çalıştığım zaman hariç ki onda da 10-15 maça giderdim, 30 maçın altına düşmemişimdir. Avrupa maçları hariç bu sezon daha maça gitmedim, çünkü içimden gelmiyor, çünkü bütün inancımı kaybettim. Önceden de yönetimsel sıkıntılarımız vardı, bundan çok farklı değildik, şimdi sadece üst ligde olmamız nedeni ile herşey daha kolay ayyuka çıkıyor, yoksa durum önceki yıllarda da farklı değildi. İşin maddi  ve reklamsal boyutu çok çok büyüdüğü için aktörler çoğaldı ama yaşananlar farklı değil. Ama ben artık taraftardan da umudumu kestim. İnancımı kaybetmeme neden olan da budur. Mustafa Akgören'in de yatıp kalkıp taraftarın şu haline dua etmesi lazım. Kendisi bilir şu yaşananların onda biri onun liderliği döneminde yaşanmış olsaydı herhangi bir yönetici bırakın koltukta oturmayı o stada bir daha girebiliyor muydu?

Biz alışmışız ama inanın bir misafirim geldiğinde özellikle bir bayan arkadaşımla geldiğimde o açık tribününe girmeye utanıyorum. Tuvaleti doğru dürüst olmayan, 15 bin taraftarın giriş ve çıkışının sadece iki kapıdan yapılarak izdiham olan, kışın soğuktan duramadığımız, yazın güneşten sahaya bakamadığımız, bağarsan hava hastanesinden daha çok duyulan ama sahaya gitmeyen bir ses, atmosfer!! sadece stadyum vs. de değil çok kızdığımız ve belkide benimde kulübü siyasete bulaştırdığı için affetmeyeceğim Nebi Hatipoğlu yönetiminde bile hem süper lige çıkıp hemde tesisleşmede, kurumsallaşmada süperligde olduğumuz şu 5 sene içindekinden bile daha çok gelişme sağlanmıştı. Ki değil bizim açık tribün bildiğiniz gibi tribünü olmayan maçlara bile giderdi bu taraftar yada Sayın AKGÖREN'in tribün liderliğinde ki o ruhla biz adı olmayan 3 liglerde bile olsak o inancı taşırdık çünkü bilirdik taraftar söz sahibi idi. Ancak şimdi taraftarı susturan, hiçbir vizyonu olmayan, taraftarı koyun gibi gören bu zihniyetin yönetiminde yer almakla kalmıyor, aynı zamanda tepki vermenizi beklediğimiz hiçbir konuda tepki vermeyip, bu şartlarda açık tribününü 50 tl yapıp, Eskişehirspor'lu hiç kimsenin kapalı tribünde bilet bulamadığı! bir maçtan sonra çıkıp taraftarı suçluyorsunuz.

Evet hepimiz biliyoruz ki yıllarca her türlü deplasmana, maça gidip bir sürü eziyet çeken ve bana göre Amigo Orhan'dan sonra taraftarın en çok güvendiği kişi olan nam-ı değer Tatar Mustafa nasıl St. Johnstone maçında duygulanıp ağladıysanız bu maçtan sonra da içiniz acıdı anlıyoruz. Belki de ileride Başkan veya yeni yönetimlerde söz sahibi olabilmek amacıyla bu yönetimdesiniz ve sesiniz çıkmıyor çoğu şeye ancak bu taraftar artık günden güne eriyor, bitiyor..

2-3 sene sonra bir sakaryanın,kocaelinin haline düştüğümüzde yine belki 12 belki bu sefer daha fazla süre yine biz bize kalacağız,ağlanacağız halimize ama iş işten geçmiş olacak..

Velhasıl Sayın AKGÖREN'in yaptığı açıklamalar her ne kadar doğru ise de suçladığı kesimin yanlış olduğunu önce bu tribünlere gönül vermiş ancak bir şekilde küstürülmüş gerçek taraftarlara sahip çıkılması ve bu kulübü ileriye götürebilecek bir yönetim anlayışında yer alabilmeniz dileğiyle..

Son olarak taraftarın içinden gelen ve tribünlerin halini bilen birisi olarak en azından yeni yapılacak stadyumun kale arkalarının tek katlı ve atmosferinin sağlam olabilmesi için baskı yapmanız umuduyla. Yoksa bir röportajınızda dinlediğim "yeni bir stadımız olursa bursa tribünleri bizimle yarışamaz" sözü de hayal olacak..

Alıntı yapılan meliheses Alıntı yapılan kagan26 http://www.youtube.com/watch?v=xcwcZ5J53Nc&feature=related tribünde boş yer yok, o günden bugüne ne değişti? gayet basit... bütün insanları bazen kandırabilirsiniz, bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz, ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız.... çözüm mü o da gayet basit YÖNETİM İSTİFA   bu maçta da biletler 50 liraydı.

farkındaysanız bu maçta hep karşılıklı besteler söylendi şimdi nefer ayrı telden açık ayrı telden çalıyor.İnsanda yoruluyor tabi.Halbüki yine böyle yapsak hem yorulmayacağız hemde daha etkili olacak.

Çok basitya izleyecekseniz kahveye gidin yemin ediyorum daha rahatdır.

Alıntı yapılan otomatikkapi

Selim abi, başkanlık olayında düşüncenize saygım var.Dediğiniz gibi M.Akgören'in yaptığıda bir stratejidir diyebiliriz ama şu ortamda buna verebileceğim cevap zamanında Ankara Büyükşehir Belediye başkanı M.Gökçeğin bir heykelin tarzına karşı yaptığı söylemden farklı olmaz!

En kibari böyle strateji, böyle boka batmış bir durumda olmaz!!!

Bu konuda sakin olmayı beceremiyorum, en güzeli daha önce yazılan bir kaç yazıdan alıntı yapmak olacak...lütfen bu yazıları tekrar tekrar okuyunuz...

      ''Çocukluğumdan beri maçlara giderim. Kendi paramı kazandıktan sonra, Hakkari'de çalıştığım zaman hariç ki onda da 10-15 maça giderdim, 30 maçın altına düşmemişimdir. Avrupa maçları hariç bu sezon daha maça gitmedim, çünkü içimden gelmiyor, çünkü bütün inancımı kaybettim. Önceden de yönetimsel sıkıntılarımız vardı, bundan çok farklı değildik, şimdi sadece üst ligde olmamız nedeni ile herşey daha kolay ayyuka çıkıyor, yoksa durum önceki yıllarda da farklı değildi. İşin maddi  ve reklamsal boyutu çok çok büyüdüğü için aktörler çoğaldı ama yaşananlar farklı değil. Ama ben artık taraftardan da umudumu kestim. İnancımı kaybetmeme neden olan da budur.