eskisehirspor.com Giriş Sayfası
Forum Forum > Diğer > Sohbet / Eğlence / Diğer Konular
  Aktif Konular Aktif Konular
  FAQ FAQ  Forum Arama   Takvim   Kayıt Kayıt  Giriş Giriş

Açık Saha...

 Cevapla Cevapla Sayfa  123 43>
Yazar
Mesaj Ters sıralama
  Konu Ara Konu Ara  Konu seçenekleri Konu seçenekleri
esesozgur Liste gör
Usta Yazar


ozgur
Yaş: 41
Katılım: 17/Eyl/2007
Yer: Lİ
Online Durum: Offline
Mesajlar: 2773
  Alıntı esesozgur Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Konu: Açık Saha...
    Tarih: 08/Şub/2012 saat 10:05
Ali abi eski bir yazı...
Ama bu konuda taraftarların hiç bir suçu yok tek suçlu anadolu diye tabir edilen futbol takımlarının yöneticilerindedir.İlk baş üç büyük mevzusunu onlar kabul etmiyecek ki taraftara yansısın bu.
Hayatta 2 şeye güvenirim;biri aynaya baktığımda gördüğüme diğeri yukarı baktığımda göremediğime..
Sagopa
Yukarı
mecek Liste gör
Usta Yazar


ali boydağ
Yaş: 60
Katılım: 06/Haz/2008
Yer: Ankara
Online Durum: Offline
Mesajlar: 4936
  Alıntı mecek Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 08/Şub/2012 saat 00:34
Her takım, kendi taraftarı için büyüktür...

İngiltere liglerinde geçtiğimiz hafta oynanan maçların izlenme oranlarına göz atıyorum. Premier ligde Manchester City’nin, Portsmouth’u altı golle geçtiği maçta, taraftar sayısı 40,238. Kuzey Londra’nın White Hart Lane stadında, Tottenham’ın Wigan Athletic’i ağırladığı maçta tribünlerde 35,808, ülkenin kuzeyinde, Sunderland’ın Middlesbrough’yu iki golle geçtiği maçta 38,388.taraftar.

Alt liglerde de durum pek farklı değil;

Premier’in bir alt ligi Championship’de, Norwich’in Carrow Road stadında, ev sahibi takımın Sheffield United ile oynadığı maçı izleyenlerin sayısı 24,175. Geçen sezon Premier ligden düşen Derby County ile Cardiff City mücadelesinde 28,007.

Bir alt ligde, League One’da (üçüncü lig), Millwall - Cheltenham maçında 8009 taraftar.

Yukarda saydığım takımların ortak özellikleri, Türk’ün tanımıyla, ‘Küçük takım’ olmaları. Hiç şampiyon olamamış, Şampiyonlar ligine katılamamış, formasına üç beş yıldız takamamış, vs vs. Oysa ikinci ligde oynayan Leeds United’in kombine biletli taraftar sayısı, Beşiktaş ve Galatasaray’ın toplamından daha fazla. Üstelik mazisi de üçünden de eski. İşler kötüye gidince, İstanbulluların tribünlerin nasıl boşaldığını daha önceleri izledik, peki ya Leeds’in durumunda olsalar, tribün manzaraları nasıl olurdu acaba?

İkinci ligde mücadele eden Derby County’nin kombine biletli taraftar sayısı 23,500. Ipswich Town’nun 15,000, Wolverhampton Wanderers’ın 17,000. Oysa bizde taraftarlık, televizyon ekranları karşısında. O yüzden, birinin 25 milyon, diğerinin bilmem kaç milyon taraftarı, garip durum dışardan bakınca...

•••

‘Üç Büyükler’ edebiyatı Türk futbolunun kronik hastalığı. Türk’ün Türk’e propagandası. Peki onlar ‘büyük’ ise diğerleri ne oluyor merak ederim. Sonu ta en başından belli kötü bir filmin ucuz figüranları mı yoksa?

Leblebi, çekirdeki mi, zengin sofrasının çerezleri mi yoksa ?

Olsalar da olur, olmasalarda mı yoksa ?

Üç Büyükler!. Bu nasıl büyüklükse. Çok eskiden beri Avrupa sahalarında yaşanan hüsranları düşününce. Oysa büyük dediğin, büyük olmalı büyükler arenasında. Arsenal’ın, Emirates stadında maç başına geliri 3 milyon Sterlin civarında, kombine biletli taraftar sayısı 40,000, kombine için bekleme sırası ortalama sekiz sene. Manchester United’ın 56,000. Barcelona’nın kombine biletli taraftar sayısı 90,000.

Ve gerçek büyüklerin başarıları ortada.

Ya bizim büyükler! Mesela Beşiktaş, büyüklüğü, dünya futbolunun neresindedir? Hatırlayın, geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Liginde. Liverpool’un Anfield stadında. Kop tribününden yükselen (Can We Play You Every Week!) ‘Her Hafta Sizinle Oynayabilir miyiz” tezahüratı hala kulaklarımda. Avrupa arenalarında en ufak başarısı olmayan bir takımın, büyüklüğüne bizden başka kimsenin inanmadığı gerçeği bir kez daha.

Üç Büyükler! Şampiyonlar Ligi tarihinde, grup maçlarında sıfır puan çekerek ilginç bir rekora imza atan Fenerbahçe. Her sezon har vurup harman savurduğu onca paraya rağmen, tarihinde yalnız bir kez, o da geçen sezon Şampiyonlar Ligi gurubundan çıkmayı başarabilmiş. Bütçe olarak ülke takımlarının hayli üstünde, ama ya sportif başarı. Ne UEFA’da, ne Şampiyonlar liginde…

Ve gelelim geçen sezonun şampiyonuna. 165 milyon Dolar borç ile ülkenin en üst liginde mücadele etmesine izin verilen, kendi liginde şampiyon olduğu halde ön eleme oynamış, üstelik vasat bir takıma elenmiş Galatasaray. Bir kez UEFA Kupasını kazanmış, ama sonrasında Avrupa arenalarında sürekli hüsranlarda. Hala eli yüzü düzgün bir stadı bile olmayan, üstelik borç batağında.

Sarı Kırmızılı takım İngiltere liginde oynasaydı, eksi kaç puanda başlardı acaba. 1904 senesinde kurulmuş, mazisi üç İstanbullu’dan eski günümuzde League One’da mücadele eden ve bütçesinde ki açık yüzünden küme düştüğü sezon 10, bir sonraki sezon 15 puanı silinen Leeds United taraftarlarına sormak gerekir sanırım bu soruyu. Ve tabi, 2008-2009 sezonunun başında, yine borç yüzünden 30 puanı silinen Luton Town’u unutmadan.

•••

İlginç bir istatistik, rekabet yoksunu ligimize dair. Ligde bu sezon Anadolu takımlarının, üç İstanbul takımı ile oynadıkları karşılaşmalarda macı 11 kişi tamamlamayı başarmakta zorlandıkları gerçeği. İstanbul takımlarının bu sezon yaptığı ilk 12 maçta, rakip takımlardan 8 futbolcu kırmızı kartla oyun dışı kalmış olması. Oynanan 12 karşılaşmada sadece Fenerbahçeli futbolcu Volkan Demirel’in kırmızı kart görmesi. Şasırmamak gerek, Zira bizim futbolumuzda sistem çoğunluğun mutlu olması adına. Koskoca bir ülkeyi yalnızca bir şehirden ibaret sayınca, futbol denilen güzelim oyunu iki bilemedin üç takıma endekslemek de kaçınılmaz oluyor nasılsa.

Üç kişilik paranoyak bir aşk masalı Türk futbolu. Her sezon ayni teranenin içinde, ayni tek düzeliğin içinde yuvarlanıp gittiğimiz. Ta en başından sürekli ‘Üç Büyük’ edebiyatı ile yoğrulan, tüm yaşamlarında taraftarı oldukları takımın stadını dünya gözü ile bir kez bile göremeyenlerin diyarında.

Yenenin değil, yenilenin sürekli konuşulduğu pek vasat bir lig bizimkisi. Sevimsiz ve adaletsiz. Futbol programlarında sürekli sadece üç takımın tartışıldığı. Yine çoğunluğun ilgisini çekme adına. O yüzden yense de yenilse de, hep baş köşede üç İstanbullu. Gazetelerin spor sayfalarında, televizyon programlarında. Haliyle neredeyse her doğan çocuk İstanbullu ‘güzel ve yalnız’ ülkemde.

Malum, çocuk ne görürse onunla büyür bu yaşamda..

Bilir misiniz, son yıllarda İngiltere futbolunda dört takım zirve yarışını parsellemiş olsa da, son 25 senede 7 takım kaldırmıştır Şampiyonluk kupasını. Futbol liginin kurulmasından bu yana, 28 takım şampiyonluk yaşamıştır. İngiltere ikinci liginin (Championship) izleme oranı bizim ‘Kurşunlu’ Süper ligimize fark attığı da meselenin diğer bir boyutudur…

•••

Futbolumuz, haksız rekabet üzerine kurulu, ‘Üç Büyükler’ edebiyatında eriyip gitmekte. Ama hangi büyük? Sahadaki futbolun kalitesi ortada. Har vurup harman savurdukları onca paraya rağmen Avrupa arenalarında aldıkları sonuçlar da.

Adalet, eşitlik ve rekabetten yoksun, kurulduğundan beri yalnızca 4 şampiyon çıkarabilmiş. Üçlü oligarşinin bir heyula misali üzerine çöktüğü. Filler tepişirken, karıncaların hep ezildiği. Hemen her Avrupa macerasında tepetaklak çöplüğümüze döndüğümüz…

Naçizane düşüncem, takımın küçüğü büyüğü olmadığı. Her takım, kendi taraftarı için büyük. ‘Hangi takımı tutuyorsun?’ sorusuna verilecek cevap mutlaka üç takımdan biri olmamalı. Futbolun beşiğini örnek almak gerekir. Ve diğer kaliteli ligleri. Türk futbolunu yeni seslere, yeni renklere, heyecanlara ihtiyacı vardır.

Nihat Kahveci’nin forma giydiği Villareal, 49,045 (2007 sayımı) nüfuslu küçük bir kasabanın takımıdır. Maçlarını 25,000 kapasiteli Madrigal stadında oynar.

Ve yine hatırlatmakta yarar var;

‘Üç Büyükler’ edebiyatı, Türk’ün Türk’e masalıdır…

Yoksa siz hâlâ inanıyor musunuz bu masala?

Not * Bu yazının yazıldığı zamanlarda Beşiktaş’ın Ukrayna’nın Metalist takımına 4-1 yenilerek UEFA Kupası’ndan elendiği haberi düşmüştür ekranlara…

Ziya ADNAN
Yukarı
mecek Liste gör
Usta Yazar


ali boydağ
Yaş: 60
Katılım: 06/Haz/2008
Yer: Ankara
Online Durum: Offline
Mesajlar: 4936
  Alıntı mecek Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 21/Oca/2012 saat 17:58
HEPİMİZ HRANT HEPİMİZ ERMENİYMİŞİZ.. HA Sİ.TİRİN ORADAN

Neymiş efendim?
• Hepimiz Hrant’ız!
• Hepimiz Ermeni’yiz!
• Hepimiz Ermenilerden özür dileriz.
• Hepimiz Kürt isyancılardan özür dileriz.
“Hepimiz” diye başlayan bir kimlik transferi ve özür kampanyasıdır almış başını gidiyor.

Hadi oradan! Başka kapıya hadi..Sen kimsin ki benim adıma konuşuyorsun?

Hayır efendim! Ben bu dedikleriniz değilim ve özür dilediklerinizden özür falan da dilemiyorum!
Siz kendi adınıza konuşun/yazın. Benim adıma konuşma yetkisini size kim verdi?
Haddinizi bilin!
“Hepimiz” demek yerine, hayatınızda bir kere adam olun ve “Ben Ermeni’yim, ben özür diliyorum” diye, lekeli demokrat/siyaset kimliğinizle meydanlarda boy gösterin de boyunuzu görelim!

Hepimiz değil, sadece siz Ermeni’siniz ve sözde entelektüel/demokratlar olarak, kişisel tatmin/çıkarınız için sizden istendiğinde, efendilerinizin emrini yerine getirip, ondan/bundan/şundan özür diliyor/yalanıyorsunuz!
Kimlik değiştirecekseniz, soysuzlaşacaksanız, efendilerinize köleliğinizi kanıtlayacaksanız, bir yerlerde yer tutacaksanız, beni/bizi, bu kirli/onursuz amaçlarınıza alet etmeyiniz!

Ben, soyumu/boyumu/dinimi/yurdumu biliyorum. “Hepimiz” diyerek, beni de katıldığınız omurgasızlar/kimliksizler/vatanını bir kadın memesine satanlar/ Dinimi, milliyetçiliğimi ılımanlaştıranların/Hrant’ı öldürdüler, “Denktaş’ı dirilttiler” diyen hadsizler güruhunun gittiği yola/yürüdüğü kervana katma/katmaya çalışma!

Ben Gültekin Öztürk’üm!
Ne mutluk ki bana Türk’üm ve elhamdülillah Müslüman’ım!

Ben, Balkanlarda/Adalarda/Anadolu’da(1683-1922) yok edilen milyonlarca soydaşımdan,
Kızıl Kırgın Kurbanı, Kırgız kandaşlarımdan (1930), Kırım Katliamında ölenlerden (1944), Küçükkaymaklı/Atlılar/Muratağa/Sandallar/Alaminyo/Ayasıl/Taşkent/Kumsal’da katledilen Kıbrıs Türklerinden (1963-1974), Yanvar’da (1990), Hocalı’da (1992) katledilen Azeri soydaşlarımdan, Doğu Türkistan’da katledilen Uygur Türklerinden, 1968- 2012 alçakça katledilen Ülküdaşlarımdan (1968- 2010), kısaca onların intikamını alamadığım, şerefli tarihimin acı hatıralarını unutup, gereğini tam olarak yerine getiremediğim/onlar için bir yürüyüş bile yapamadığımdan dolayı, ancak ecdadımdan/şehitlerimden özür dilerim!

Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur
Sinem özüm ateş ile doludur
İnsan olan vatanının kuludur
Türk evladı evde durmaz, giderim.

Evet, ey soyunu inkâr edenler!
Mehmet Emin Yurdakul dün soyunu unutanlara/inkâr edenlere
öğrensinler/öğrenin diye bu dizeleri yazdı.

Hatırlatırım, Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur!

Türk Milliyetçileri/Ülkücüleri sorarım size:
Binlerce şehidimiz var değil mi?
Türk adını yeryüzünden silmeye yemim etmişler/onlara köle olmuş omurgasızlar/onursuzlardan sokağa dökülmüş binlerce dönüşmüş var değil mi?
Peki, siz neredesiniz?

Söyleyin bakalım, sosyal medyada atıp/savurmaktan, birbirinizi hain ilan etmekten, kongre tezgâhları hazırlamaktan, “en kahraman” olmaktan, her şeyi bilen olup/en doğruyu yazmak/söylemekten başka ne yaptınız/ne yaparsınız/ne yapıyorsunuz?

Mehmet Akif siz kimliksizler gibi “hepimiz Ermeni’yiz “ demiyor!

Evlere tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
Sesler de: “Vatan tehlikedeymiş…Batıyormuş!”
Lâkin, hani milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır….

Mehmet Akif böyle düşünüyor ve bunları diyor.

Bilge Kağan, Atatürk, Türkeş, Türk olmaktan gurur duyanların hepsi ve ben de diyorum ki;

Ey Türk! Titre ve kendine dön!
Türk’üm, bu ad her ûnvandan üstündür!
Ne Mutlu Türk’üm diyene!
Tanrı Türk’ü Korusun, Yaşatsın ve Yüceltsin!

Güzel günler için kalın sağlıkla.

GÜLTEKİN ÖZTÜRK


ALINTIDIR....
Yukarı
gKy_1965 Liste gör
Yazar


Gökay ÖLÇ
Yaş: 34
Katılım: 03/Oca/2010
Yer: Eskişehir
Online Durum: Offline
Mesajlar: 279
  Alıntı gKy_1965 Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 21/Oca/2012 saat 02:24
Bende yazını sahibine Atatürk'ün ecdadımızla gurur duymamıza yönelik verdiği öğütleri bi dikkate almasını söylemek isterim.
Bütün tarihimiz gibi Osmanlı'mızla da gurur duyanların gerçek Atatürk'çüler olduğuna inanıyorum.
Bir Siyah Kırmızı bilirim,binlercesinden bir NEFER'im,seninle ölüme giderim ESES'im.

Eğilmez başımızla,ölümsüz düşümüzle,bambaşka bir nesiliz bu Şehir'de
Yukarı
mecek Liste gör
Usta Yazar


ali boydağ
Yaş: 60
Katılım: 06/Haz/2008
Yer: Ankara
Online Durum: Offline
Mesajlar: 4936
  Alıntı mecek Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 21/Oca/2012 saat 00:49
Alıntı yapılan Barbaros

...... ATATÜRK'ÜN KURDUĞU VE ÇOK KISA SAYILACAK DÖNEMDE YAPILANLARINI DÜŞÜNÜRSENİZ OSMANLI HANEDANIN 600 YIL İÇİNDE HİÇ BİR ŞEY YAPMADIKLARINI DAHA RAHAT ANLARSINIZ. HER HALİYLE DÖKÜLEN BİR PADİŞAHI ANMAK İÇİN TÖRENLER YAPMANIZI ÜZÜNTÜ İLE KARŞILIYOR VE SİZİ BU HAREKETİNİZDEN DOLAYI KINIYORUM... 


Bu satırların yazarı bence tamamen art niyetle bir yazı yazmış. Eğer yazarın dediği gibi Osmanlı halk için hiçbir şey yapmasaydı 600 sene sadece askeri istibdat ile ayakta kalması mümkün değildi. Nerden mi biliyorum en yakın örnekleri arap baharı rüzgarı ile birer birer yıkılan diktatörlerdir. Bırakın İstanbulu gidin balkanlara, gidin kuzey afrika ve ortadoğu ülkelerine velhasıl Osmanlının elinin ulaştığı heryeri imar etmek için azami önemi göstermiştir. Bir çağı kapatan Sultan Fatih devrin en büyük toplarını icat etmedimi, gemileri karadan yürüterek dünyayı kendine hayran bırakmadımı. Kanuni Fransa kralına "senki françeska vilayetinin yöneticisisin" demedimi. Yazarın iddaa ettiği gibi o devirden iyi durumdaki Türkiye Sarkozy e ne diyebiliyor... Atatürk hanedanı yıkmıştır lakin asla aslını inkar ederek o dönemi kötülememiştir. Lakin bu yazar gibi kraldan fazla kralcılar asıllarını inkar ederek başlarının göğe ereceklerini sanmasınlar onların ünvanlarını arramzadelikten öte geçemeyecektir. Bugünü kurtarmanın yolu geçmişi kötülemek değil geleceğe yön verecek fikirlere yönelmektir. Atatürk de sizin gibi kolaycılığa kaçıp inkilapları yapmayarak sadece kötüleme yoluna gitse idi Cumhuriyetimizin temelleri bu kadar sağlam olmazdı...
Lütfen ATATÜRK ümüzü doğru anlayın ve onun temellerini attığı Cumhuriyeti daha ileriye götürelim.
Halil bey eleştirelerim size değil bu yazının yazarınadır.
Saygılarımla.
Yukarı
Barbaros Liste gör
Usta Yazar


Halil Yaz
Yaş: 77
Katılım: 16/Eyl/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1582
  Alıntı Barbaros Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 20/Oca/2012 saat 21:05
OKUNMAYAN YAZI DEĞERSİZDİR.
YORUMSUZ OLUNCA OLMUYOR...
 
Yukarı
Barbaros Liste gör
Usta Yazar


Halil Yaz
Yaş: 77
Katılım: 16/Eyl/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1582
  Alıntı Barbaros Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 27/Kas/2011 saat 15:45

   Archive Spam Delete     Move to
  Labels
  More
 7 of 7138
      
 
Fw: İlt: Padişahlar​ı anmak üzerine...
X


InboxX


 Reply |GULDEN GOLAR guldengolar@yahoo.com to CEM, tevfik, me, Cengiz, BULENT, GOKCEN, GUNER, REFIK, BERNA, Mehmet, Sanem, moraysiklon, kubilay, Faruk
show details 2:00 AM (13 hours ago)

GÜLDENCE SEVGİLER.

--- On Sat, 11/26/11, taner ünlüer <taner.unluer@yahoo.com.tr> wrote:


From: taner ünlüer <taner.unluer@yahoo.com.tr>
Subject: İlt: Padişahları anmak üzerine...
To:
Date: Saturday, November 26, 2011, 6:39 PM

 

 

 

SAYIN CEMİL ÇİÇEK,
T.B.M.M.BAŞKANI
 
PADİŞAH ABDÜLMECİT BEYEFENDİNİN ANILMASINI GÜNDEME TAŞIDIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ. 600 YILDAN FAZLA OSMANLI HANEDANININ ANADOLUYU NASIL SÖMÜRDÜKLERİNİ HATIRLATMIŞ OLDUNUZ.  BİR KAÇ CAMİ VE KÖPRÜ DIŞINDA (Büyük usta Mimar Sinan'dan Allah razı olsun) HİÇ BİR ESER BIRAKMADAN HALKI SERSEFİL HALE GETİRMİŞ OLDUKLARINIDA HATIRLATMIŞ OLDUNUZ.
 
SANAT VE MEDENİYETTEN UZAK, YALNIZCA FÜTUHAT YAPIP KENDİ ÇIKARLARI İÇİN HAZİNELERİNİ DOLDURAN OSMANLI HANEDANINI, BU GÜN NEFRETLE ANIYORUZ.  BU GÜN 600 YIL İÇİNDE YAPILAN (hepsini yabancı mimar ve sanatcıların yaptığı saray ve yalılar dahil) ESERLERİ TOPLASANIZ AVRUPA'DA HER HANGİ BİR ŞEHRİ BİLE DOLDURAMIYACAK KADAR AZDIR. KENDİ ÇIKAR VE MENFAATLERİNİ, HAREMİNDEKİ YÜZLERCE KADINLARINI DÜŞÜNMEKTEN BAŞKA BU HANEDAN NE YAPMIŞTIR ???????
 
ATATÜRK'ÜN KURDUĞU VE ÇOK KISA SAYILACAK DÖNEMDE YAPILANLARINI DÜŞÜNÜRSENİZ OSMANLI HANEDANIN 600 YIL İÇİNDE HİÇ BİR ŞEY YAPMADIKLARINI DAHA RAHAT ANLARSINIZ. HER HALİYLE DÖKÜLEN BİR PADİŞAHI ANMAK İÇİN TÖRENLER YAPMANIZI ÜZÜNTÜ İLE KARŞILIYOR VE SİZİ BU HAREKETİNİZDEN DOLAYI KINIYORUM.
 
HER ŞEYE RAĞMEN, TÜM PADİŞAHLAR İÇİN ANMA GÜNLERİ TERTİP ETMENİZİ CANI GÖNÜLDEN TALEP ETMEKTEYİM. ÇÜNKÜ HER ANILAN PADİŞAHIN GENLERİNİN TÜRK'LÜKLE HİÇ ALAKASININ   OLMADIĞINI CANIM TÜRK KIZLARI DURURKEN, YABANCI ÜLKELERİN KIZLARININ HAREME GETİRİLMESİNİN VE SONRASINDA ŞEHZADELERİN, RUS, RUM, İTALYAN, BULGAR VE BİLUMUM ÜLKELERDEN TEMİN EDİLEN MUSTAMEL KADINLARIN ÇOCUKLARI OLDUĞUNU ÖĞRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ. SONRASINDA SAVAŞLARIN DIŞINDA ÜLKELERİNE HİÇ BİR YENİLİK GETİRMEDİKLERİNİ, YALNIZCA HAREMLERİNDEKİ KADINLARIN ADETLERİNİ ÇOĞALTTIKLARINI DA BİZE ÖĞRETMİŞ OLACAKSINIZ.
 
BU BİZE, BÜTÜN BUNLARI KISACIK ÖMRÜNDE FARK EDEN BÜYÜK İNSAN ATATÜRK'ÜN NE KADAR İLERİ GÖRÜŞLÜ BİR LİDER OLDUĞUNU, CANIM TÜRKİYE'ME MEDENİYETİ KISA ZAMANDA GETİRMESİNİ HATIRLATACAKTIR. DOLAYISIYLA ONU HER GÜN DAHA FAZLA SEVMEMİZE NEDEN OLACAKTIR.
 
DERİN SAYGILARIMLA.
 
Türker Baykal
 
6349 sokak no.40 kat.3 Daire 6
KARŞIYAKA / İZMİR
TEL.       2323623362
CEP.       5523147934
 
 Alıntı...

Yukarı
Barbaros Liste gör
Usta Yazar


Halil Yaz
Yaş: 77
Katılım: 16/Eyl/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1582
  Alıntı Barbaros Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 25/Kas/2011 saat 00:16
AŞİRETİNİ,  İNANÇ  SİSTEMİNİ  SÖYLE !
 
 
    TBMM kürsüsünden, 70 milyonun gözü önünde, alaycı ve yılışık bir yüz ifadesi ile sesleniyor;
    " Tuncelilisin işte bunu söyle, neden kaçıyorsun? Aşiretini, mensup olduğun inanç sistemini söyle, niye kaçınıyorsun"
    Söyleyen ülkenin başbakanı.
    Söylenen ana muhalefet partisi lideri.
 
    Gerilere gittim, bu sözler üzerine.
    İlk görev yerim GÖLE'de, daha teğmen rütbesinde ve bölük komutanıyım.
    Güneydoğulu askerlerimden biri de ŞAKİ.
    Soyadını anımsamıyorum. Adı ilginç olduğundan hiç unutmadım.
    Şaki, 10-15 kelimelik Türkçe dağarcığına sahip. Konuşulanı anlar ama konuşamaz.
    Bir ayağı ciddi biçimde aksak. Koşamıyor. Birliğe ayak uyduramıyor. İki kez hastaneye sevk ettirdim. Bana göre askerlik yapamazdı. Ancak nedense hastane SAĞLAM raporu verdi ikisinde de.
    ŞAKİ tam bir disiplin örneği.
    Emri ver gerisine karışma. Nöbette bir numara. "Buraya beni bile sokmayacaksın" desem ve sonra girmeye çalışsam, gözünü kırpmaz, beni bile vurur.
    En kritik nöbet yerine ŞAKİ'yi seçerdim.
    Beni hiç yanıltmadı.
    Her vatan evladı gibi kucaklayıp, öperek uğurladım, teskere aldığında.
    Kökeni, inancı hiç aklıma gelmedi.
    Hiç unutmadığım askerlerimden biri olarak kaldı belleğimde.
 
    İlk diş tedavimi Burdur'da oldum.
    Tabip yedek subay, Ermeni kökenli idi. Koltuğuna otururken hiç çekinmedim.
    Diğer asteğmenlerden hiç farkı yoktu benim ve arkadaşlarım için.
 
    Askeri Lise komutanı iken, askerlerimin bağlı olduğu komutan arkadaşım, habercimi Hristiyanlara ait bir dini bayramda izine göndermek için onayımı istedi.
    Habercimin azınlıklardan olduğunu o zaman öğrendim.
    "Neden bu asker benim habercim?" demeyi aklımın ucundan geçirmedim.
    TSK üniforması giymişti. Vatan hizmetine gelmişti.
    Bu bilgi yeter de artardı.
 
    Devre arkadaşım  E.Kur.Alb., bir TV'ye çıkıp "Beni Kürt ve Alevi olduğum için terfi ettirmediler" diyince şaşırıp kaldım.
    Harbiye'den pek tanımıyordum ama Harp Akademisi'ni birlikte okuduk. Bingöllü olduğu dışında hiç bir kişisel bilgisi beni ilgilendirmemişti. Diğer arkadaşlarımızla aynı mesafede ve samimiyette idik. Başkalarından da  kendisine karşı farklı bir tutum görmedim.
 
    Yukarıdakiler bireysel birkaç örnek.
    Anlatmak istediğim şu; 35 yıllık subaylık hayatımda hiç kimsenin kökeni ve inancı ile ilgilenmedim.
    Tek bir kişiye bu konuda tek bir soru sormadım.
    Kimseye de kendi inancımı açıklamadım.
    İnananları alet eden ve kamusal alanda yasa ile yasaklanan sıkmabaşa/türbana ise  hiç taviz vermedim.
    Çünkü ben Türk ulsunun ordusunun subayı idim. Askerlik hak ve görevini yerine getiren her Türk vatandaşına eşit davranmam gerekirdi.
    Öyle yaptığıma inanıyorum.
 
    Şimdi dönelim başa.
    Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanının sözlerine bakın.
    70 milyonun başbakanı değil mi RTE ?
    Dini, mezhebi, inancı, kökeni ne olursa olsun herkes eşit yurttaşı değil mi?
    Laik bir ülkede kimse dini inancını açıklamaya davet edilebilir mi?
    Ulus devletin vatandaşının kökeni karıştırılabilir mi?
    Kılıçdaroğlu'nun; Kürt, Ermeni, Zaza, Alevi veya Zerdüşt olması kimi ilgilendirir?
    Bunu açıklaması veya öğrenilmesi neyi değiştirir?
    Bu ırkçı, dinci, bölücü bir yaklaşım değil midir?
 
    Başbakan sık sık bu hataya düşmektedir.
    İkide bir Türkiye'de kaç ayrı kökenden insanın yaşadığını dile getirerek güya herkese sahip çıktığını vurgulamaktadır.
    Oysa yapılan bölücülükten,  ayrımcılıktan başka bir şey değildir.
    Önemli ve doğru olan; farklılıkları değil ortaklıkları vurgulayarak insanları yaklaştırmak ve bağları güçlendirmektir.
    Laik ve sosyal bir hukuk devleti olmanın gereği de budur.
 
    Başbakan, bir  kimseyi kökeni ve inancından dolayı siyaseten zor duruma düşürmeye çalışırken dönüp aynaya bakmalıdır önce.
    Bir kez bile "TÜRK" olduğunu söylememiştir.
    Kendi geçmişini yazan kişiyi hapishane köşelerinde süründürmektedir.
    Tarikat ve cemaatlerle iç içedir.
    Partisinde ağalıktan, tarikattan, cemaatten olmayan kaç kişi vardır?
    On yıla yaklaşan iktidarı süresince, insanlarımızı sömüren feodal yapıya son vermek üzere ne girişimde bulunmuştur ?
    Danışmanları kimlerdir?
    Beşir ATALAY'a, Hüseyin ÇELİK'e, Mehmet METİNER'e, Ömer ÇELİK'e ve diğerlerine inancını, kökenini sormuş mudur?
 
    DERSİM İsyanı ile ilgili olarak Başbakan'ın açıkladığı belgelerin hiç birisi yeni ve sır değildir.
    Yeni bir şey açıklıyormuş gibi yapması da kendisinin konuyu bilmemesinden kaynaklanmaktadır.
    Açıklaması da taraflı ve çarpıtıcıdır.
    Olayların başlangıcına, devlete karşı yapılanlara; vergi verme ve askere gitmeyi kabul etmemeye, basılan devlet kurumlarına, şehit edilen insanlara değinmemiştir.
    Necip Fazıl hocasının kitabı da resmi belge kabul edilemez. Resmi belgeler arasına sıkıştırarak hile yolun gitmiştir.
 
    Herkese önerimiz; geçmişe değil geleceğe, bölmeye değil birleştirmeye, kavgaya değil dostluğa kardeşliğe çalışılmasıdır.
    İnsanlık bunu gerektirir.
    Bütün dinler de bu amaçla için var edilmiştir.
    Hala anlamayanlar olsa da gerçek budur...
 
   Naci  BEŞTEPE
Yukarı
Barbaros Liste gör
Usta Yazar


Halil Yaz
Yaş: 77
Katılım: 16/Eyl/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1582
  Alıntı Barbaros Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 27/Eki/2011 saat 12:10
Emanete ihanet etmeyin..
Halinizden şikayet etmeyin..
Büyüğünüze emretmeyin..
Boş şeylerde ısrar etmeyin..
Cahillerle sohbet etmeyin..
... Nefesinizi boşa tüketmeyin..
İnsanları bekletmeyin..
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin..
Kimseye minnet etmeyin.
Kimseye küfretmeyin..
Kötülüğe meyil etmeyin..
Malınızı boşa sarf etmeyin..
Sırrınızı açık etmeyin..
Her şeyi merak etmeyin..
Suçunuzu inkar etmeyin..
Şerefinizi kaybetmeyin..
Vatanınızı terk etmeyin..
İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin.
Aza kanaat edin..
Sözünüzde sebat edin..
Bildiğinizle amel edin..
Hatanızı kabul edin..
Yaramaz ise def edin..
Varken tasarruf edin..
Alimlerle sohbet edin..
Nefsinizle inat edin..
Sofranıza davet edin..
Zararlıysa men edin..
Seviyorsanız ifade edin..
Kalpleri fethedin..
Misafire ikram edin..
Muhtaca yardım edin..
Bilseniz de istişare edin..
Tehlikeye dikkat edin..
Hakkı teslim edin..
Unutacaksanız kaydedin..
Esirgemeyin lütfedin..
Gariplere merhamet edin..
Kazanmaya gayret edin..
Çalışanı takdir edin..
Başarıyı tebrik edin..
Mazereti kabul edin..
Her an tevekkül edin..
Hastaları ziyaret edin..
Çocuğunuzu terbiye edin..
Herkese tebessüm edin..
Güvenseniz de kontrol edin..
İnanmayana ispat edin..
Fakirleri gözetin..
Hayır için sarf edin..
BİRBİRİNİZE DUA EDİN.
Yukarı
Barbaros Liste gör
Usta Yazar


Halil Yaz
Yaş: 77
Katılım: 16/Eyl/2007
Yer: Turkey
Online Durum: Offline
Mesajlar: 1582
  Alıntı Barbaros Alıntı  CevaplaCevapla Direct Link To This Post Tarih: 24/Eki/2011 saat 22:47
Asteğmen Aydın Özdalga’dan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e "açık mek...tup" şeklinde talimat!
VE ASTEĞMEN PAŞAYA EMRETTİ! Asteğmen Aydın Özdalga’dan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e "açık mektup" şeklinde talimat!

Sevgili Paşam,

Lafı fazla uzatmayacağım.

Türkiye’nin güneydoğu bölgesi bugün itibari ile, düşmanların saldırısı altındadır. Bu iş Ankara’nın göbeğinde karargah binasında oturarak olmaz.

Unutmayın, Atatürk Kurtuluş Savaşını Ankara’da oturarak değil, Kocatepe’de ordusunun başında durarak kazandı:

Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,eğildi, durdu.

Bıraksalar ince,uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon Ovası'na düşmanın üzerine atlayacaktı...

Hemen üstünüzdeki karargah kıyafetini çıkartın ve manevra kıyafetinizi giyin. Daha sonra da karargahın önündeki Genelkurmay Forsunu indirin ve çantanıza koyun.

Genelkurmay Karagahındaki tüm kurmay kadronuzu da, manevra kıyafetini giydirerek, hep birlikte uçağa binerek, Diyarbakır’a uçun.

Diyarbakır’a varınca da Genelkurmay Forsunu 7. Kolordu Karargahındaki direğe çekin ve sadece tek bir cümlelik açıklama yapın:

“ Misak-ı Milli sınırları içinde tek bir düşman kalmayana kadar, buradayım “

TSK’nın varolan tüm asker ve ateş gücünü güneydoğu’ya yığın.Yetmezse yedekleri, hatta benim gibi, artık askerlik çağı dışına çıkmış kişileri de silah altına alın. Ben koşa koşa gelirim.

Bu mücadele için hangi olanaklara ihtiyaçınız varsa isteyin. Hükümet istediklerinizi vermezse, bu millet % 50 oy verdiği hükümetten hesap sormasını da bilir.

Düşmanla mücadele, karargahlarda ya da karakollarda oturup, ara sıra bölgede devriye gezerek olmaz. Olursa da, işte böyle olur ve mehmetcik sürekli pusuya düşer.

Nasıl ki düşman küçük gruplar halinde dağlarda gezerek yaşıyorsa, mehmetcik de öyle yapmalı, dağlarda yaşamalı. Bir temas anında en yakın birlikten – ki mesafe 1.000 metreyi geçmez – ve hava unsurları desteği gelir.

Toplasan 2.000 düşmana karşı, onlar gibi dağlarda yaşayan 20.000 asker yeter de artar bile. Sivrisinekle, tank ve topla mücadele edilmez. Bugün gördük, düşman mayın döşeyip zırhlı araçları havaya uçurabiliyor.

Askerlik hakkında bildiklerim Tuzla Piyade Okulunda aldığım 4 aylık eğitim, okuduğum kitaplar ve izlediğim belgesellerle sınırlı. Bir de 30 yıldır kahrolarak izlediğim başarısız terör mücadelesi ile gözlemlerim var.

Bu nedenle, 40 yıllık bir piyade subayı olarak, yazdıklarıma belki de güleceksiniz. Ama unutmayın ki, 30 yıldır bitiremediğimiz düşman ne harp okulu mezunu, ne de harp akademisi mezunu. Düşman çok basit bir taktikle; “ Dağda yaşa, küçük gruplar halinde gez, büyük eylem öncesi birleş ve vur - kaç “ taktiği ile bize kan kusturuyor.

Tabi terör ile mücadelede daha iyi bir stratejiniz varsa, onu uygulayın.. Ama bugünkü stratejide daha fazla ısrar etmeyin. Varolan strateji iflas etmiştir.

Ve bir tavsiye... F-16’lar gece Kandil’i vurmuş ! Eğer amaç pilotlara atış eğitimi vermek ise, bir diyeceğim yok. Yok amaç düşmanı yok etmekse, heyhayt... Daha jetler gelmeden düşman mağaralara girer, belki bir kaç düşman ölür, hepsi bu.

Düşman çölde çadırda yaşasa jetle vurmak doğru olurdu ama, düşman dağda ve mağarada yaşıyor. Harcanan paraya yazık.Kandil’in çözümü ancak havadan indirilen ve karadan Kuzey Irak’a giren birliklerin kıskac harekatı ile olur. Tıpkı 1974’deki Kıbrıs Barış Harekatında olduğu gibi...

Bir de lütfen bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu falan vermeyin. Gün, resepsiyon günü değil, mücadele günü.

Hayırlısıyla düşmanı güneydoğu’dan silip, Ankara’ya döndüğünüzde, Zafer Bayramını hep birlikte coşkıuyla kutlarız.

Saygılarımla.

Aydın Özdalga
179. Dönem Piyade Asteğmen
Yukarı
 Cevapla Cevapla Sayfa  123 43>


Forum Kısayol Forum İzinleri Liste gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu sayfa 0,438 saniyede hazırlanmıştır