Acun Ilıcalı'nın programında olanı bilmiyorum ama Muhteşem Yüzyıl dizisine olan eleştirileri görünce bir kaç şey yazma gereği duydum...
Öncelikle bir tarihçi gözüyle diziyi seyrettiğimde çok bariz bir yanlış ya da tarihi gerçekleri saptırmış bir hata görmedim... Kaldı ki dizinin tarih danışmanı olan Doç. Dr. Erhan Afyoncu, Osmanlı tarihinin Klasik çağı olarak adlandırılan Fatih, Beyazıd, Yavuz, Kanuni dönemini Türkiye'de en iyi bilen akademisyenlerden biridir... Uzmanlık alanıda bu dönemlerdir...
Bence Dizide çok müstehcen diyeceğimiz sahneler yoktu, Kanuninin içki içtiği herhangi bir sahne yoktu... Harem'de işlerin nasıl yürüdüğüde çok fazla abartı olmadan yansıtılmaya çalışılmış...
Yani kutsala herhangi bir hakaret ya da tarihi gerçekleri yansıtmaya herhangi bir sahne var diyemeyiz...
Bu olayda da çok eleştirlen Erhan Afyoncu'nun danışmanlığının büyük etkisi vardır... Çünkü Erhan Afyoncu olmasa ya da iyi bir tarih danışmanı olmasa tarihi gerçeklerden tamamen uzak bir dizi seyredebilirdik...
Bana göre daha ilk bölümden bu tarz eleştirler doğru değil... Türkiye'de bu tip yapımlar yapılmıyor en azından böyle bir girişimde bulunulup böyle tarihi bir dizi çektiler... Kaldı ki sadece Harem etrafında dönen bir dizi yerine Kanunin seferleri, siyasi rolü bakımından da çok şey görücez...
Burada benimde dizide eleştirdiğim yerler olduğunu söyleyeyim ama bu harem bölümüyle ilgili değil...
Mesela; Kanuni'nin tahta çıkışı bu kadar basit olmamalıydı... Çünkü Osmanlı padişahları tahta çıkma merasimlerinde Eyüp Sultanda kılıç kuşanarak büyük bir alay ile dedelerinin Fatih Yavuz gibi padişahların mezarları ziyaret ettikten sonra büyük bir merasimle tahta otururlardı...
Kullanılan dil; belki çok eski bir Türkçe kullansalar halk arasında anlaşılmayabilirdi... Ancak yinede dönemin havasının yakalanması bakımından aşırı olmamak kaydıyla eski Türkçe kullanılması iyi olabilirdi...
Yine Yavuz Sultan Selim'in ölüm anı gösterilebilir, Kanuni'nin Yavuz'un oğlu olduğu izleyice hatırlatılabilirdi...
Bunlar benim gözüme çarpan bir kaç nokta....
Sonuç olarak ben harem yaşamının gösterilmesinde rahatsız olmadım... Çünkü gayr-i ahlaki bir durum gerçekleri yansıtmayan herhangi bir şey yapılmadı...
Denildiği gibi padişahların yatak odası bizi ilgilendirmez gibi bir durumda yoktur... Çünkü padişahların çok karısının olması hanedanın devamı açısından önemlidir... Erkek çocuk olmaza hanedan inkıtaya uğrar, hanedan olmazsa devlet olmaz... Devletin bekası açısından harem önemlidir...
Bunun yanı sıra padişahlarda insandır ve insani ihtiyaçları vardır... Bunları tarihsel gerçekliğin dışına çıkılmaması yani çarpıtılmaması şartıyla sunmanın ya da yayınlamanın kanımca bir mahsuru yoktur... Çünkü Osmanlı padişahları içinde çok dindar olanlar olduğu gibi içki içen, kadın konusunda zaafı olan padişahlarda vardır...