Tartışılan 2 madde
MADDE 146
Eskisi
“Anayasa Mahkemesi 11 üyedir, 7 üyeyi yargı kendisi seçip cumhurbaşkanı onaylar, 1 üyeyi yök seçip cumhurbaşkanı onaylar, 3 üyeyi de cumhurbaşkanın tamamen kendi takdiriyle seçer.”
Yani mahkemenin 7 üyesini yargının kendisi seçer, 4 üyesini de siyaset cumhurbaşkanı ve yök eliyle seçer. Bu noktada kimse cumhurbaşkanı ve yökün siyasi iradeyi temsil etmediklerini iddia etmeyecektir umarım.
Yenisi
“Anayasa Mahkemesi 17 üyedir, 7 üyeyi yargı kendisi seçip cumhurbaşkanı onaylar, 3 üyeyi yök seçip cumhurbaşkanı onaylar, 3 üyeyi de meclis seçer, 4 üyeyi de cumhurbaşkanın tamamen kendi takdiriyle seçer.”
Yani mahkemenin 7 üyesini yargının kendisi seçer, 10 üyesini de siyaset meclis cumhurbaşkanı ve yök eliyle seçer. Bu noktada kimse cumhurbaşkanı ve yökün siyasi iradeyi temsil etmediklerini iddia etmeyecektir umarım. Mecliste de tüm siyasi partilerin temsili oranında değil de iktidarın üyeleri belirleyeceğini kesindir.
........
MADDE 159
Eskisi
“HSYK 7 üyedir, 5 üyeyi yargı kendisi seçip cumhurbaşkanı onaylar, 2 üye de doğrudan siyasilerdir, Bakan bizzat kurulun başkanı, müsteşar üyesidir”
Yani mahkemenin 5 üyesini yargının kendisi seçer, sadece 2 üyesini siyasi olduğu görülse de Bakan’ın kurul başkan olması kurulun tüm kararlarını doğrudan etkiler.
Yenisi
“HSYK 21 üyedir, 4 üyeyi yargı kendisi seçip cumhurbaşkanı onaylar, 10 üyeyi cumhurbaşkanı doğrudan hakimler arasından 4 üyeyi akademisyenler arasından 1 üyeyi de T.A.A. içinden seçer, 2 üye de doğrudan siyasilerdir. Bakan Başkanlık yapar.”
Yani mahkemenin 4 üyesini yargının kendisi seçer, 17 üyenin de cumhurbaşkanı tarafından nasıl seçileceği meçhuldür.
........
Tartışmanın kritik noktası burası. Yoksa diğer maddelere diğer partiler zaten karşı değiller.
Bu madde değişikliği mahkemeyi siyasetin güdümüne sokar. Yargı, olabildiğince siyasetten uzak tutulmalıdır. Bağımsız olunca verdiği kararlar hoşumuza gitse de gitmese de yargı bağımsızlığı olmazsa olmazdır.
Eleştirenler de genelde şöyle diyor : Mahkemeler de beşeri kurumlardır, milletin iradesine göre şekillenmelidir.
Bu düşünceyi yanlış buluyorum. çünkü, yargı kurumları hukuka göre karar verir/vermelidir. Aksi durumda, bir kasabada cinayet işlendiğinde en nefret edilen kişi katil olacaktır yada sevilen bir kişinin cinayet işleyebileceği görmezden gelinecektir.
Yargının görevi toplumun nabzına göre değil somut delillere ve vicdanına göre katili bulup cezasını vermektir.
Kaynak:googlede araştırma