|
Bir Eskisehir Yazisi |
Cevapla | Sayfa <1 13141516> |
Yazar | |
hüsnü
Usta Yazar Hüsnü Yaş: 67 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: YHT hattı Online Durum: Offline Mesajlar: 23747 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 21:54 |
Onların matematikleri kuvvetlidir, yeniliği de çok severler, bakmayın ESKİ şehirli olduklarına.
|
|
# Direnmüdavim....
|
|
es-es2641
Usta Yazar Ersin Eroğlu Yaş: 38 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 1309 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 19:02 |
Kardeşlerim bir hikaye okudum geçen gün..Gerçi Eskişehirle ilgili değilk Eskişehirspor'a alakalı cünkü, ama en güzel koyulacak yer olarak burayı gördüm....Baştqan sona okuyunuz ve gururlanınız....
89-90 sezonu... " Eskişehir - Fenerbahçe " maçı... Bir deplasman hikayesi... 89 yada 90 senesiydi sanırım. O sene Eskişehirspor tekrar 1. lige çıkmıştı. Daha önceki (4-5 sene evvel 1. ligdelerken) karşılaşmada Eskişehir'de büyük olaylar çıkmıştı. Abilerimizden hep dinlerdik, gazetelerde de manşetten vermişlerdi olayları. Tüm halk ayaklanmiş, sokak çatışmaları olmuş, silahlar kullanılmış falan, bayağı meşhur bir maçmış o maç. Eskişehir seyircisi bize ondan beri düşmanmış. İşte biz öyle bir maçın ertesindeki maça gittik. Pendikli 2 arkadaşımla İstanbul-Ankara Anadolu ekspresine bindik. 5-6 saatlik bir yolculuktan sonra gece yarısı 02.30'da Eskişehir garına indik. İlk gelen taraftarlar bizdik. Polisler bizi garda bekliyordu. Trenden toplam 15-20 kişi indi ve bizi gar içindeki kahveye aldılar. Kimliklerimizi de aldılar pencereden kaçmayalım diye. Kapıya bir masa çektiler, polisler orada oturuyor, WC ya da gar içindeki bakkala gitmek için yanına polis eskortu veriyorlar. Derken sabaha doğru 05.00-06.00'da artık kahveye sığmaz olmuştuk. Hem diger trenlerle gelenler, hem de şehir karayolu girişinden otobüs ve arabalardan toplayıp getirdikleriyle kahve doldu. Ama size yemin ediyorum kahvenin dışında da Eskişehirliler tüm gece dolaşti. Dedik karnımız acıktı, garın karşısındaki çorbacıya götürdüler yemek yedirdiler falan derken saat 08.00 gibi emniyetten gelen talimatla bizi belediye otobüsleriyle stada taşıyıp içeri soktular. Tayfa tam kadro oradaydı; rahmetli Menderes, Pepe Metin, Cevat'lar, Dede'ler falan herkes orada. Kale arkasında, tribün dedikleri 29 ekimlerde kurulan portatif tribüne girdik. Üstü açık, WC diye bir baraka var ve kantinde yok. Simitçilere dışarı para atıyorsun, sana simiti atıyorlar. Maç saat 18.00'deydi sanırım. Bütün gün yağmur yagdı ve kaçacak hiçbir yer olmadığı için biz öylece bekledik. Bir kısmımız tribünün altına girdi falan. Çok iyi hatirlıyorum İstanbul'a döndüğümde evde soyunmuştum. Giysilerin boyaları akıp birbirine karışmıştı renkler. Böyle eşek gibi ıslanmıştık yani. Saat 17.00 gibi bunlarin bir Haydar mı (Aydar mı) tam hatırlamıyorum doğrusunu, o grubu bizim kale arkasından dolaşarak hepsi birlikte gelip karşı kale arkasına (onlarınmış) girdiler. O zamanlar İstanbul'da Fıstıkağacı diye bir semt var, orada "Şampiyon Şapka Bayrak" diye bir firma vardı. İşportada satılan tüm ürünleri bunlar yapardı. Bir de taklit yabanco takom atkı, bayrak ve şapkalarını da yaparlardı. O zamanlar yabancı takim atkısı takmak bizim aramızda modaydı. Oradan gider atkı alır hava atarak takardık. Neyse bu Haydar bir geldi, hepsinde orjinal kırmızı-siyah Milan kaşkol, bayrakları falan var, tabi bizim dibimiz düştü. Daha o zaman ama. Şimdi bol tabi. Abi ben hayatımda böyle tribün görmedim. Bakın bizim o zamanlar spor sergide bir basketbol maçları var. Dev bayraklar, pankartlar, konfetiler, tezahüratlar... Şov yapıyoruz ama bu adamlar başkaydı. Zaten yıllarca bu adamları araştırdım sonra. Mesela ayni tribün ikiye ayrılıp karşılıklı tezahürat yapar ya, bunlar abi sıra sıra ayrılıyorlar düzenli bir şekilde (mesela 1.3.5.7. sıra kırmızı, 2.4.6. sıra siyah diye bağırıyor.). Neyse.. Maçta dolu yağmaya başladı. Hepsi üzerini çıkarttı, çıplak bir şekilde önce şimşek çakıyor, sonra onlar siyah kırmızı şimşekler ananızı ...cekler diye bağırıyorlar. Yani dehşet manzaralar vardı. Maçı 7 - 1 kazanmaya yakın, sonlara doğru bunlar ''Fener dikkat'' diye bağırdılar bize. Allah dedik tamam savaş başlıyor. Adamlar sarıııı diye bağırdılar ve biz onlarla sarı-lacivert ve kırmızı-siyah çektik. Ben hayatımda böyle bir taraftar görmedim. Takımlarına kızıp bize jest yapmışlar meğer. Maç dönüşü birkaç otobüs taşlanmış ama herkes sağ salim evine döndü. Bizde arkadaşlarla bir otobüse sıkışıp İstanbul'a dönmüştük. Eskişehir tribünü takdire şayandir. Şimdi birde bu grubun yanında Kızılcıklılar ve adını hatırlayamadığım bir grup daha çıkmış aralarından... |
|
Gel Mayıs 2008..Gelde şampiyonluğu kutlayalım...Sokaklara çıkalım hep beraber...
|
|
es-be-eses
Deneyimli Yazar Emre Yaş: 42 Katılım: 30/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 723 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 18:06 |
İlgili yazıyı ben de okudum ve tüm arkadaşlarıma okuttum. Oldukça önemli bir çalışma olsa da, iki üniversiteye sahip kentimizin bu gibi entelektüel çalışmalara çok az konu olduğunu görüyoruz. Ben de geçen seneki Ege Üniversitesi Felsefe Kongresi'nde Eskişehir'deki kentsel planlamayla ilgili bir sunum yaptım. Bu gibi çalışmaların daha da artması ve bu birikimin kentin gelişme potasına aktarılması dileğiyle...
|
|
Gerçekçi ol, imkansızı iste!
|
|
rosario
Deneyimli Yazar Battal Altıntaş Yaş: 64 Katılım: 01/Ağu/2007 Yer: Türkiye Online Durum: Offline Mesajlar: 337 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 17:58 |
Yukarıdaki yazıyı bir rastlantı sonucu 16.09.2007 pazar günü Radikal gazetesinin pazar ekinde gördüm. Fotoğraflarla da desteklenmiş enfes bir yazı. Doğrusu İstanbul'da oturan bir Eskişehirli olarak kentimizle bir kez daha gurur duydum. Şehrimizin bu konuma gelmesine katkısı olan herkese çok teşekkürler...
|
|
adalı
Yazar hayri Yaş: 43 Katılım: 01/Ağu/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 212 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 17:07 |
Bu güzel şehrin güzellikleri ancak böyle anlatılır. Yoruma Gerek Yok Adam YAZMIŞ.....
İsmi ile müsemma olmayan bir şehir Eskişehir'de, plastik olmayan ve insana her an dokunabildiğiniz bir yeni şehir inşa ediliyor
Şimdilerde bozkırın ortasında, adına Eskişehir denilen ama ismiyle pek de müsemma olmayan bir şehir, doğrusu göz kamaştırıyor. Anlatılacak çok şey var aslında Eskişehir hakkında. Bu yüzden, kısacık bir yazının satırları arasındaki yolculuk, her şeyi anlatmaya izin vermiyor. İnsan Eskişehir'i gördükten sonra yazmaktan daha çok konuşmak istiyor, sözün genişliği ve sınırsızlığını hatırlayarak. Anadolu'nun her tarafındaki şehirler, giderek birbirine benzerken ve birinden diğerine ulaştığınızı, yalnızca yol üstünde şehir isimlerini gösteren tabelalardan anlarken, Eskişehir'e vardığınızda gerçekten de farklı bir mekân ve atmosfere adım atıyorsunuz. Şehir merkezi ile vuslatın gerçekleştiği ilk anda, bir kent ile köyü ya da kasabayı birbirinden ayıran en önemli ayrıntıyı farkında olmadan hissediyorsunuz. Rousseau'nun deyişiyle köyü, kasabayı evler oluşturur, kenti ise yurttaşlar. Eskişehir tam da böyle bir şehir olma yolunda ilerliyor, hatta neredeyse olmuş bile. Şehrin merkezi ile taşrasını birbirine bağlayan tramvay hattı, trafik gürültüsü ve kirliliğini önlerken şehrin zemininin de yurttaşlara ya da hemşerilere terk edilmesini sağlamış. Yani, insanlar şehrin, içinden geçilen değil içinde durulan, daha doğru deyişle, ikamet edilen bir yer olduğunu her adım attıklarında anlıyorlar. Cadde ve sokaklarında yürüyebildikleri şehirlerinin, araçlara ve onların kirliliklerine değil kendilerine ait olduğunu içselleştiriyorlar. Böylece, her kaldırım taşına özgürce dokunabilme ve şehre merhaba diyebilme imkânına kavuşabiliyorlar. Tabanvay sayesinde, belki de arabaları ile önünden her gün birkaç defa geçtikleri halde fark edemeyecekleri ve şehre silüetini kazandıran pek çok şeyle selamlaşıyorlar. Yani, şehirde yaşamanın, her an bir şeylere tesadüf edebilme ihtimalini içinde barındırdığını tecrübe ediyorlar. Tramvay ile tabanvay arasındaki samimi ilişki, şehirdeki gezintinin bakış, daha doğrusu görüş açısını da genişletiyor ister istemez. Otomobil camından boynunuzu sağa sola ya da ileriye geriye doğru hareket ettirerek bakınmak yerine, homo erectu'sa yakışır şekilde, dimdik yürürken rahatça temaşa ediyorsunuz her yeri. Doğal olarak, daha geniş bir perspektifle bakıyorsunuz etrafınıza. Mesela, Eskişehirlilerin Köprü Başı dedikleri mahalleye geldiğinizde, tam karşınızda bütün güzelliği ile Tepebaşı Belediyesi'nin binası size el sallıyor. Evvelce, önünde, adına Kültür Merkezi denilen bir bina varmış, şimdi yıkılmış. Vah vah demiyor insan, hatta iyi olmuş diye mırıldanıyor içinden. Devam ediyorsunuz yürümeye. Öne arkaya, sağa sola, nereye isterseniz yürüyebilirsiniz. Üstelik, ne motor ne de klakson gürültüsü tarafından esir alınmadan. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik derken insanlara, vitrinlere, binaların dış cephelerine gözlerinizle dokundukça, sanki bir Orta Avrupa şehrini ziyaret ediyormuş gibi oluyorsunuz. Doktorlar Caddesi boyunca yürürken bir sürü yerli ve yabancı markanın Eskişehir'de üs kurduğuna tanık oluyorsunuz. Yürümekten yorulduysanız, Schlotzsky's'in Doktorlar'daki şubesinde bir mola verebilirsiniz. Bu arada, garsonları da tahmin edemeyeceğiniz kadar iyiler. Porsuk, Porsuk
|
|
DEVLER GİBİ ESERLER BIRAKMAK İÇİN, KARINCALAR GİBİ ÇALIŞMAK LAZIM...! |
|
beer_n_coffee
Deneyimli Yazar Emre Göçer Yaş: 40 Katılım: 16/Eyl/2007 Yer: Tekirdağ Online Durum: Offline Mesajlar: 468 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 16:17 |
Coşkun Birdal (Eskişehirsporlu futbolcu) Kaynak : http://www.fotomac.com.tr/2007/09/20/yaz1692-50180-111.html |
|
Seni bizim kadar seven oldu mu?
|
|
soldies
Yazar YÜCEL AYDIN Yaş: 40 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 229 |
Alıntı Cevapla Tarih: 21/Eyl/2007 saat 12:42 |
21 EYLÜL 2007 tarihli Milliyet Gazetesinde okuduğum bir haberi aktarayım;
ÇANKAYA Köşkünde Sayın Cumhurbaşkanının yabancı devlet başkanlarını ve büyükelçileri ağırlamak için yeniden restore edilmiş kabul salonuna Prof.Dr.Yılmaz BÜYÜKERŞEN' in hazırladığı ATATÜRK büstü konulmuştur.
|
|
Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
M.Kemal ATATÜRK |
|
mkan_26
Usta Yazar MuRaT Yaş: 34 Katılım: 30/Tem/2007 Online Durum: Offline Mesajlar: 1013 |
Alıntı Cevapla Tarih: 15/Eyl/2007 saat 18:56 |
Bugün odunpazarında arabayla giderken önümzden giden bi otobüs vardı ama baya bi eskiydi.Plakasına bi baktım Romanya plakası.Yandada romanca romayna federasyonu falan yazıodu.Sonra eski otogarın orda durdular.Baya bi düşündüm allah allah ne işi varki bunların eskişehirde die.Ama bunu okuyunca anladım büyük ihtimalle bu yarışmaya gelmişler.... |
|
Yanımdaki Şiir Yazarken Kız Arkadaşına , Ben EsEs Yazdım Defterimin Sayfalarına..
|
|
soldies
Yazar YÜCEL AYDIN Yaş: 40 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 229 |
Alıntı Cevapla Tarih: 15/Eyl/2007 saat 15:37 |
Balkan şampiyonası ESKİŞEHİR'de
Eskişehir’i su sporları merkezi yapma hedefinde olan Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilke daha imza atarak 23 Yaş altı Durgun Su Kano Gençler Balkan Şampiyonası’nı düzenliyor. Cumartesi ve Pazar günü Sarısungur Göleti’nde yapılacak olan yarışlara Türkiye’nin yanı sıra, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Sırbistan ve Makedonya’dan 100 sporcu katılacak. Ayrıca çok sayıda yerli ve yabancı yetkilinin de takip edeceği yarışlar için Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumartesi ve Pazar günleri sabah saat 09.00’dan itibaren her saat başı ücretsiz otobüs seferleri düzenlenecek. Yarışları takip etmek isteyen vatandaşlar otobüslere stadyum önünden binebilecekler
Büyükşehir Belediyesi, Sarısungur Göleti’nde Durgun Su Kano Balkan Şampiyonası düzenliyor. 15-16 Eylül’de yapılacak olan şampiyona nedeniyle Eskişehir Milli Takımımızla birlikte 6 ülkeden 100 sporcuyu ağırlayacak. Eskişehir’i su sporları merkezi yapma hedefinde olan Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilke daha imza atarak 23 Yaş altı Durgun Su Kano Gençler Balkan Şampiyonası’nı düzenliyor. Cumartesi ve Pazar günü Sarısungur Göleti’nde yapılacak olan yarışlara Türkiye’nin yanı sıra, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Sırbistan ve Makedonya’dan 100 sporcu katılacak. Ayrıca çok sayıda yerli ve yabancı yetkilinin de takip edeceği yarışlar için Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumartesi ve Pazar günleri sabah saat 09.00’dan itibaren her saat başı ücretsiz otobüs seferleri düzenlenecek. Yarışları takip etmek isteyen vatandaşlar otobüslere stadyum önünden binebilecekler |
|
Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
M.Kemal ATATÜRK |
|
soldies
Yazar YÜCEL AYDIN Yaş: 40 Katılım: 31/Tem/2007 Yer: Turkey Online Durum: Offline Mesajlar: 229 |
Alıntı Cevapla Tarih: 13/Eyl/2007 saat 19:00 |
|
|
Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
M.Kemal ATATÜRK |
|
Cevapla | Sayfa <1 13141516> |
|
Forum Kısayol | Forum İzinleri You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |